Ergenler İçin Bir Doz Entelektüel Alçak Gönüllülük
Erken ergenlik çağındaki öğrenciler (9-13 yaş aralığı), entelektüel gelişimlerine zarar verebilecek bu döneme has bazı engeller ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Bireysel farkındalıkları ve uyum istekleri arttıkça daha çekingen olabilmekte; merak etmeye, soru sormaya, fikir yürütmeye ve derin kavrayışların peşine düşmeye karşı isteksizlik duyabilmektedirler. Bu sebeple, göze batmaktan, okulda öğrendiklerini çok fazla önemsemekten ve yaşıtları karşısında itibarlarını zedeleyebilecek entelektüel riskleri almaktan kaçınarak kendilerine daha güvenli bir rota çizmeye çalışırlar.
Açıkçası bu tür eğilimler, entelektüel gelişimleri adına zararlı olabilir. Dahası, aynı gelişimsel süreçte, ergenlerin daha derin ve sofistike entelektüel etkinlik kapasitesine sahip oldukları göz önüne alındığında, bu durum özellikle bir talihsizliktir. Kavramsal bakış açısına göre erken ergenlik; ayrıntılı sorular sorma, karmaşık akıl yürütme ve eleştirel düşünme için gerekli olan becerileri geliştirme açısından yeni fırsatlar doğurmaktadır. Ne yazık ki bu fırsatlar, entelektüel katılımın ve risk almanın aleyhine çalışan güçlü sosyal ve psikolojik etmenler yüzünden gerçekleştirilemeyebilir.
Bu engelin üstesinden gelmek için, diğer bir deyişle, erken ergenlik çağındakilerin öğrenme sürecine daha derin ve ciddiyetle katılabilmeleri amacıyla uyum konusundaki öz-bilinç ve kaygılarını gidermelerine yardımcı olmak için sihirli bir strateji yoktur. Buna karşın çeşitli türdeki bulgular, entelektüel alçak gönüllülüğe odaklanmayı sınıf içi eğitim-öğretime entegre etmeyi içeren işe yarar bir panzehir öneriyor.
Burada "entelektüel alçak gönüllülük" terimi ile birinin zihinsel kısıtlamalarının, zayıf yönlerinin ve hatalarının farkındalığını ve bunu ''kabullenme'' isteğini kastediyoruz. Buna göre, entelektüel mütevazi bir kişi, bazı entelektüel kibirli insanların aksine, kavramada yaşadığı zayıflıklarının ya da kanıtlarının içerdiği sınırların veya bilinmezliklerin farkındadır ve bunları savunmaya da geçmez. Kavrama ile ilgili yaşadığı sınırları veya hatalarını gizlemeye ya da haklı göstermeye çalışmaz. Bunun yerine, onları kabul etmeye ve onlara karşı gerekli sorumluluğu üstlenmeye razıdır.
Peki bu entelektüel alçak gönüllülüğe odaklanmayı sınıf içi eğitim-öğretime entegre etsek nasıl olur? Ve bu entegrasyon yukarıda bahsedilen bazı gelişimsel güçlüklerin hafifletilmesine nasıl yardımcı olabilir?
Öğretmenin entelektüel alçak gönüllülük kavramını öğrencilerine tanıttığı, onlara bir tanım sunup bunu ilişkili niteliklerden ayırdığı, değerini keşfettiği ve bazı canlı, ilgi çekici örneklerini paylaştığı bir sınıf düşünün. Aynı zamanda bu öğretmen, entelektüel alçak gönüllülüğe değer verdiğini ve bütün öğrencilerinin bunu uygulamasını istediğini de belirtsin. Daha da önemlisi, entelektüel alçak gönüllülüğe olan bağlılığını, rutin olarak kendi entelektüel faaliyetlerinde göstersin. Bir şeyi anlamadığında veya hata yaptığında hemen itiraf etsin. Kendi inanç ve tahminlerini detaylı incelemeye maruz bıraksın. Öyle bir öğretmen olsun ki savunmacı ya da otoriter olmaktan ziyade, dinlemeye açık ve haksız olduğu ispatlandığında bunu kabullenmeye istekli olsun. Ayrıca bu öğretmen, öğrencilerine entelektüel alçak gönüllülüğü pratik edebilmeleri için düzenli olarak fırsatlar yaratsın. Örneğin, onlardan istediği (alıştırmalarda, ödevlerde vs.) konuyla ilgili neyi anlamadıklarına dair iletişim kurarak, inandıkları şeye karşı olası itirazları ve muhalif bakış açısının haklı taraflarını tanımlamalarına yardımcı olsun. Son olarak, öğrencilerine entelektüel alçak gönüllülük pratiğiyle ilgili sürekli geri bildirimde bulunsun. Örneğin, bir öğrenci entelektüel alçak gönüllülük erdemini gösterdiği zaman (hata yaptığında, fikrini değiştirdiğinde veya hatasını itiraf ettiğinde) dikkati bu noktaya çekerek ya da yazılı ödevler söz konusu olduğunda bu erdeme dikkat çeken takdir içerikli sözler sarf ederek geribildirimde bulunuyor olsun.
Böyle bir yaklaşım, özellikle rekabet, hız ve doğruluk gibi değerlerin egemen olduğu eğitim ortamlarında canlandırıcı ve özgürleştirici olabilir. Şüphesiz ki bu değerlerin de yeri vardır. Özellikle doğruluk, eğitime sıkı sıkıya bağlı ve zorunlu olarak onun ayrılmaz bir parçasıdır. Ancak bu türden değerlere duyulan kaygının, yukarıda bahsedilen gelişimsel eğilimlerin bir kısmını hafifletmek yerine, onları nasıl kızıştırdığını görmek zor değildir. Eğer performansımızı yaşıtlarımızla kıyaslayarak kaygılanırsak ya da öğretmenimizin en büyük endişesi, öğrencilerinin mümkün olan en kısa sürede "doğru cevaba" ulaşması olursa, başarısızlıktan korkarak, ilgimizi kesmeyi seçebiliriz (çünkü bahis olmazsa kayıp da olmaz). Böylece kendimizi, kendi eğitim sınırlarımızın altına düşürmüş oluruz.
Buna karşın öğrenme ortamımızın, bilmediğimiz şeyleri kabul ettiğimiz veya mücadele ettiğimiz alanlara değer verilip teşvik edildiği bir ortam olduğunu varsayalım. Bu bize bir şey anlamadığımız zamanlarda konuşmamızda, kendimizi geliştirmemiz ve zorlamamız gereken alanları belirlememizde bir ''güvenlik'' hissi yaratıp “kendine güven” duygusunu geliştirebilir. Zamanla bu, bilgimizin derinleşmesini ve genişlemesini sağlayabilir.
Kanada ''Intellectual Virtues Academy of Long Beach''de (IVA: Long Beach'de yeni ve sözleşmeli bir ortaokul) çalışırken, misyonları, akademik eğitim-öğretim bağlamında, entelektüel alçak gönüllülük, merak, açık fikirlilik ve entelektüel cesaret gibi ''entellektüel erdemler''in gelişimini teşvik etmek için bazı dinamiklerin kullanıldığını gördüm. Öğrencilere neyin farklı olduğunu ya da IVA hakkında en çok neyi taktir ettiklerini sorduğumda, çoğunlukla, entelektüel gelişim çabasına karşı okulun destekleyici tutumu, öğrencilerin entelektüel sınırlarını kabul etmeleri ve başarısızlığı gelişmek için bunu bir fırsat olarak gördükleri üzerine yorumlar yaptılar. İşte bununla ilgili olarak, okulda yakın zamanda yapılmış bir öğrenci anketinden birkaç yanıt:
Bence IVA; öğrenmek, hatalarımızı kabul edebilmek, sorulara yanlış cevap verme korkusu ve baskısı olmadan öğrenmek için müthiş bir ortam yaratıyor.'
"Ben, IVA'nın, öğrencilerin utandıklarında bile kendilerini ifade etmelerine yardımcı olma konusunda çok başarılı olduğunu düşünüyorum. IVA'da, sınıfta bir hata yapmak öğrenciyi daha az popüler YAPMAZ ya da onu aptal gibi hissettirmez çünkü hatalarının yararlı olabileceği vurgulanır."
Bu okuldaki tecrübelerime dayanarak şunu söyleyebilirim ki IVA bir konuda yardıma ihtiyaç duyduğunuzda veya o konuyu anlamadığınızda size kendinizi rahat hissettirmek ve güven kazandırmak konusunda oldukça başarılı. Aynı zamanda güveninizi sağlamlaştırıyor. IVA'ya gelmeden önce asla parmak kaldırıp söz almazdım çünkü korkardım, ama şimdi umursamıyorum.'
Eğitim psikolojisinde ortaya çıkan bazı araştırmalar, eğitimsel bağlamda entelektüel alçak gönüllülüğün değerinin altını çizmektedir. Örneğin, lise birinci ve ikinci sınıf öğrencileri üzerine yapılan yeni bir araştırmada, Stanford Üniversitesinden Tenelle Porter, Karina Schumann ve Carol Dweck, entelektüel alçakgönüllülük seviyesi yüksek olan öğrencilerin öğrenmeye daha çok katılım gösterdiklerini ve yüksek başarı düzeyleri elde ettiklerini gözlemlediler. Ayrıca bu öğrencilerin söz konusu faktörlerin incelendiği tek alan olan matematikte daha iyi notlar aldıklarını ve akıllı görünmeyi arzulamaktan ziyade gerçek bir öğrenme isteğiyle motive olduklarını gözlemlediler. Özetle, (görmezden gelmek, inkar etmek ya da savunmacı olmak yerine) öğrencilerin entelektüel limitlerinin farkında olduklarında ya da onları ''kabullenebildiklerinde'', entelektüel gelişim açısından daha iyi bir konumda olduklarını saptadılar.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Büyük filozof Socrates, bilmediğini biliyormuş gibi görünme konusundaki isteksizliğiyle ünlüdür. Bu tutumu onun bilgeliğe olan tutkusundan kaynaklanıyordu. Onun bu örnek duruşunu, bilgiye -daha doğrusu bilgeliğe- giden yolun, bilmediğinin farkında olmaktan ve kabul etmekten geçtiğini her zaman hatırlayalım. Öğretici olarak bizler için, entelektüel alçak gönüllülüğü kendimizde uygulayıp uygulamadığımız, bu erdeme değer verip vermediğimiz ve öğrencilerimize entelektüel alçak gönüllülük erdemini uygulamaları için fırsat verip vermediğimiz büyük önem taşıyabilir.
Çeviren: Sevcan Ceylan
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 2
- 2
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Slate | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 13:30:16 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/5283
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Slate. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.