Eğitim Ne İçindir? Eğitimin Amacı Ne Olmalıdır?
Eğitim ne içindir? İnsanlar, bu soruya verdikleri yanıtlarla, birbirlerinden keskin bir şekilde ayrılır. Bu soru, "yanıtı köklü bir şekilde tartışmalı" sorulardan biri olarak kabul edilmiştir. Tıpkı "demokrasi" ve "adalet" gibi, "eğitim" de farklı insanlar için farklı şeyler ifade eder. Çünkü kişinin eğitimin amacına yüklediği anlam, onun geçmişi ve hayat koşulları da dahil olmak üzere çeşitli faktörler tarafından şekillenir. Aynı zamanda etnisite, toplumsal cinsiyet ve sosyal sınıf gibi konular hakkındaki fikirleri de eğitimin amacına dair beklentisini etkiler. Yine de üzerinde anlaşmaya varılmış bir eğitim tanımına sahip olmamak, onu tartışamayacağımız veya bu konuda hiçbir şey yapamayacağımız anlamına gelmez.
Ancak terimlerimizin neyi ifade ettiği konusunda net olmamız gerekiyor. "Öğrenme", "eğitim", "alıştırma" ve "okul" gibi sıklıkla karıştırılan veya birbirinin yerine kullanılan birkaç terim vardır ki bunlar arasında önemli farklar önemlidir:
- Öğrenme, yeni beceriler ve anlayış kazanma sürecidir.
- Eğitim, öğrenme faaliyetini gerçekleştirmek amacıyla yaratmış olan sistemdir.
- Alıştırma, belirli becerilerin öğrenilmesine odaklanan bir eğitim biçimidir.
- Okul, öğrenen kimselerden oluşan bir topluluktur: birbirleriyle ve birbirlerinden öğrenmek için bir araya gelen bir grubu ifade eder.
Bu terimleri ayırt etmemiz çok önemlidir: Çocuklar öğrenmeyi severler, bunu doğal olarak yaparlar; birçoğunun eğitimle ilgili sorunları var ve bazılarının da okulla ilgili büyük sorunları var.
Zorunlu eğitimin birçok varsayımı vardır: Bunlardan ilki, gençlerin kendi başlarına büyük olasılıkla öğrenemeyecekleri bazı şeyleri bilmeleri, anlamaları ve yapabilmeleri gerektiğidir. Bu şeylerin neler olduğu ve en iyi nasıl öğretileceği konusu ise karmaşık ve çoğu zaman tartışmalı bir konudur. Diğer bir varsayım da zorunlu eğitimin, iyi bir iş bulmak ya da yüksek öğrenime devam etmenin ön koşulu olduğu düşüncesidir.
Peki, "eğitimli olmak" ne demektir? Eğitimin kişinin bilincini, yeteneklerini, duyarlılıklarını ve kültürel anlayışını geliştirmesi gerekir. Ayrıca yaşadığımız her iki dünyaya dair görüşümüzü de genişletmelidir: hem yalnızca biz var olduğumuz için var olan "içimizdeki dünya" hem de "çevremizdeki dünya". Eğitimin temel amaçlarından biri de öğrencilerin her iki dünyayı da anlamalarını sağlamaktır. Günümüzün ikliminde, yeni ve acil bir zorunluluk daha vardır: Gençleri çevresel refahın, küresel-ekonomik sorunların önemini fark etmelerini sağlayacak bir eğitimden geçirmek.
Eğitimin 4 Düzeyi
Bu temel amaçları dört öğrenme düzeyinde inceleyebiliriz:
Kişisel Düzey
Eğitim, gençlerin kendi iç dünyalarıyla olduğu kadar çevrelerindeki dünyayla da bağ kurmasını sağlamalıdır. Batı kültüründe, bu iki dünya arasında; düşünme ve hissetme, nesnellik ve öznellik arasında kesin bir ayrım vardır. Bu ayrım yanlıştır. Çünkü dünyaya dair deneyimlerimiz ile hislerimiz birbirini şekillendirir. Hepimizin benzersiz güçlü ve zayıf yönlerimiz, bakış açılarımız, kişiliklerimiz vardır. Standart bedenlerimiz olmadığı gibi, standart yeteneklerimiz ve kişiliklerimiz de yoktur. Hepimizin yeteneklerimizi, eğilimlerimizi ve olayları kavrayışımız farklıdır. Eğitim tam da bu nedenle çok derinden kişisel bir deneyimdir. İnsanoğlunun zihnini ve kalbini geliştirmekle ilgilidir.
Kültürel Düzey
Eğitim, yeni kuşakların kendi kültürlerini anlamalarına ve diğer kültürlerin çeşitliliğine saygı duymalarını sağlamalıdır. Kültür farklı şekillerde tanımlanabilir; ancak bizim bağlamımıza en uygun olanı "farklı sosyal grupları karakterize eden değer ve davranış biçimleri" olacaktır. Daha açık bir şekilde söylemek gerekirse, "burada işleri yapma şeklimiz", kültürdür. Eğitim, toplumların değerlerini sonraki kuşaklara aktarma yollarımızdan biridir. Bazıları için eğitim, bir kültürü dış etmenlerden korumanın bir yoludur. Diğerleri için, kültürlere karşı hoşgörü geliştirmenin bir yoludur. Hayatlarımız giderek hiç bilmediğimiz insanlarla bile daha bağlantılı hale geldikçe, kültürel karmaşamız artıyor. Bu çeşitlilik içinde saygıyla yaşamak sadece etik bir tercih değil, aynı zamanda pratik bir zorunluluktur.
Okullar için üç kültürel öncelik olmalıdır: öğrencilerin kendi kültürlerini anlamalarına yardımcı olmak, diğer kültürleri anlamalarını ve hoşgörü geliştirmelerini sağlamak ve bir arada yaşama duygusunu teşvik etmek. Tüm toplulukların yaşamları, kendi kültürlerini ve diğer kültürlerin uygulamalarını ve geleneklerini kutlayarak büyük ölçüde zenginleştirilebilir.
Ekonomik Düzey
Eğitim, gençlerin ekonomik bağımsızlığını sağlamalıdır. Devletlerin eğitime bu kadar ilgi duymalarının nedenlerinden biri de budur: Ekonomik refah sağlamak, eğitimli bir işgücü yaratmaktan geçer. Sanayi Devrimi'nin öncüleri, ihtiyaç duydukları işgücünü eğitimle yaratacaklarını biliyorlardı. İş dünyası o günden bu yana çok değişti ve günümüzde eskisinden daha karmaşık bir şekilde bunu yapmaya devam ediyor. Geçmiş yılların mesleklerinin çoğunun ortadan kalktığı ve yerini hızla çağdaş mesleklere bıraktığı günümüzde yeni teknolojilerin yönünü ve bizi nereye götüreceğini kestirmek neredeyse imkansız!
Okullar, öğrencileri sürekli değişen bu ekonomik yapıda var olmaya nasıl hazırlayabilir? Gençlerin benzersiz yetenekleri ilgi alanları ile birleşmeli, akademik ve mesleki programlar arasındaki ayrım ortadan kalkmalı, okullar ile iş dünyası arasındaki pratik ortaklıklar desteklenmelidir. Böylece işgücü piyasasına girme zamanı gelen gençler sadece eğitimlerinin bir parçası olarak değil, öğrenimlerinin de bir parçası olarak deneyimleyebilirler.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Sosyal Düzey
Eğitim, gençleri aktif ve şefkatli vatandaşlar olarak yetiştirmelidir. Günümüzde karmaşık sosyal sistemler içinde yaşıyoruz. Tek tek bireylerin güçlendirilmesi, kolektif yaşamın ve demokrasinin değer ve sorumluluklarına sahip çıkmasıyla sağlanır. Demokratik toplumlar özgürlüklerini kolayca elde etmemiştir. Özgürlüklerimiz, zorbalığa, otokrasiye, nefret ve korkuyu körükleyenlere karşı yüzyıllardır verilen mücadelenin damıtılmasıyla elde edilmiştir. Bu mücadeleler günümüzde henüz bitmekten çok uzaktır. John Dewey'in gözlemlediği gibi:
Demokrasi her nesilde yeniden doğmalıdır ve eğitim onun ebesidir.
Demokrasinin yaşaması, halkın çoğunluğunun demokratik süreçlerde aktif rol almasına bağlıdır. Oysa pek çok demokraside bunun tam tersi yaşanıyor. Okullar, öğrencilerin aktif, proaktif, demokratik katılımcılar olmalarını sağlamalıdır. Teorik bir Yurttaşlık Bilgisi dersi önerilebilir; ancak demokrasiye derinden kök salmış bir saygıyı beslemek için, gençleri henüz oy kullanma yaşı gelmeden çok önce gerçek hayattaki demokratik deneyimlerle tanıştırmak esastır.
Sekiz Temel Yetkinlik
Geleneksel müfredat, ayrı bilim alanlarının bir araya gelmesiyle oluşturulmuş bir koleksiyondur. Bu koleksiyon, sınırlı bir zeka anlayışına ve hayatta neyin önemli olduğuna dair inançlara göre önceliklendirilir. Bu konular ister matematik, bilim, sanat ya da yabancı dil olsun, her dersin diğerlerinden tamamen ayrı olduğu fikrine dayanır. Ancak bu sorunlu bir yaklaşımdır. Örneğin matematik, yalnızca teorik önermelerden oluşmaz; bunun yanı sıra kavramlar, süreçler ve yöntemler de dahil olmak üzere farklı bilgi türlerinin bir birleşimidir. Bu, bilim, sanat, diller ve diğer tüm konular için de geçerlidir. Bu nedenle konulardan çok disiplinler kavramına odaklanmak çok daha faydalıdır.
Çünkü disiplinler akışkandır; birleşir, işbirliği yapar ve birlikte gelişirler. Bu nedenle konulardan çok disiplinlere odaklanarak disiplinlerarası öğrenme kavramını keşfedebiliriz. Bu, hayatın gerçeklerine daha uygun ve bütünsel bir yaklaşımdır. Örneğin bir makale yazan bir gazeteci, konuşma, tümdengelim, akıl yürütme, okuryazarlık ve sosyal bilimler becerilerine başvurabilmelidir. Bir cerrah, uygun prosedürün pratik uygulamasının yanı sıra hastanın durumuna ilişkin akademik kavramları da anlamalıdır. En azından, bir ameliyata girerken durumun böyle olacağını umarız.
Bu nedenle disiplinler kavramı, öğrencilerin eğitim sürecinin sonunda neyi bilmeleri ve neleri başarmaları gerektiğini sorusunu yanıtlamaya çalışırken bizi daha iyi bir başlangıç noktasına getirir.
Yukarıdaki dört amaç, eğitim sisteminin içine uygun şekilde entegre edilirse, öğrencilerin gelecekte kaçınılmaz olarak karşılaşacakları ekonomik, kültürel, sosyal ve kişisel zorluklarla meşgul olacak şekilde donatacak sekiz temel yetkinliği önermektedir. Bu yeterlilikler merak, yaratıcılık, eleştiri, iletişim, işbirliği, şefkat, soğukkanlılık ve vatandaşlıktır. Yaşa göre tetiklenmek yerine, öğrencinin eğitim yolculuğunun başlangıcından itibaren iç içe geçmeli ve baştan sona beslenmelidir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 37
- 11
- 7
- 6
- 5
- 2
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Edutopia | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 17/11/2024 15:38:03 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/11658
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Edutopia. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.