Döngüsel Ekonomi Nedir? Çizgisel Ekonominin Sorunları Nelerdir ve Neden Bu Ekonomik Modeli Olabildiğince Erken Terk Etmeliyiz?
Türümüz, belli bir temel ihtiyaç seti ile doğdu. Öyleyse bunun üzerine koyulan her bir fazladan tüketim, aslında ihtiyaç değil; toplumdaki statünün bir göstergesi olarak motivasyonları, kişilikleri, ilişkileri ve hevesleri temsil ediyorlar. Bir barınak temel ihtiyaç iken, 3 kişilik bir ailenin yalıda oturuyor olması bu ailenin sosyal statüsüne yönelik yaptıkları bir harcamadır; yahut işyerine toplu taşıma ile kolayca ulaşabilecek bir üst düzey yöneticinin özel arabası ile gitmeyi tercih etmesi, onun toplumdaki yerini belirleme hevesi ve kişiliğine yönelik ihtiyaçlarının birleşmesidir. Bir nevi toplumdaki konumu belirlediği için temel ihtiyaçların üzerinde kalan bu mallara konumsal mallar da denir.
Özellikle Birinci ve İkinci Dünya Savaşları'nda yaşanan kıtlığın ardından ödül gibi gelen ekonomik yükseliş ile yaşanan bolluk ve "fazla mal göz çıkarmaz" düşüncesiyle alışılan konumsal mal tüketimi sonucu insanlık, fazla tüketime bir nevi "adapte oldu". Neredeyse bir asırdır artan kişi başı tüketim figürü sonucunda ise obezitenin görülme sıklığı neredeyse iki katına çıktı, alışveriş bağımlılığı (onyomani) ortaya çıktı ve ekolojik kriz baş gösterdi.
Verilerle konuşmak gerekirse, şekilde görüldüğü üzere 2000 ile 2017 yılları arasında dünya nüfusu %22 büyürken, toplam dünya GSYH'si (GDP) %59 büyüdü. Kişi başı tüketim yaklaşık iki katına çıktı ve materyal ayak izi %70 büyüyerek, tarihteki en yüksek trende ulaştı. Materyal ayak izindeki bu yüksek gidişat, kişi başı tüketimdeki artış ile beraber bugünkü çizgisel ekonomik sistemin bir sonucu olarak yorumlanabilir.
İnsanlık, varlığından beri yapısal olarak çizgisel bir ekonomik sistem izledi. Doğal kaynaklar yer altından yeryüzüne çıkarıldı, yine doğal kaynaklar ile üretilen enerji ile işlendiler, çıktılar üretildi ve bu süreçte oluşan yan ürünler büyük oranda "atık" olarak adlandırıldılar. Bu çıktılar tüketiciler ile buluşabilmek için yine doğal kaynaklardan üretilen enerji sayesinde bazen uzun, bazen kısa mesafeler gittiler, nihayet hedeflerine ulaştıklarında ise yapılarına göre belki bir defa kullanılıp atıldılar, belki de yıllarca kullanılıp sonunda hurda oldular. Yaşam döngülerinin sonuna ulaştıklarında ise kaderleri hep aynı oldu: "Şanslılarsa" yakıldılar ve havayı kirletseler de biraz elektrik üretildi, şanslı değillerse gömüldüler ve hem toprağı hem su kaynaklarını kirleterek yıllarca çözünmeyi ve geldikleri yere geri dönmeyi beklediler.
Bu durum, özellikle de çevrecilerin gözüne batmaya başladıkça, hayatımıza "geri dönüşüm" ve "sıfır atık" gibi tabirler girmeye başladı. Hem evlerde hem işletmelerde kağıtlar, camlar, metaller geri dönüşüm için ayrıldı; kullan-at kültürü yerini ömürlük yatırımlara bıraktı. Fakat tüm bunların yerleşmesi, yaklaşık bir yarım asır daha aldı. Bu sırada kişi başı gelir ve tüketim artmaya devam etti, doğal kaynaklar tükenmeye ve tahrip edilmeye devam ettiler. Nitekim ekonomik sistemin bu müdahaleler ile iyileşmesi, beklendiği kadar hızlı olmadı.
Kaynaklar Kıt Mıdır?
Kişi başı tüketimde görülen bu dur durak bilmeyen artışın üzerine ekonomistler sorgulamaya başladılar: Gerçekten doğru mu yapıyorduk? Ne de olsa ekonomi bilimi, kıt kaynakları sonsuz ihtiyaçlar arasında en verimli şekilde dağıtmak için çabalayıp duruyordu... Sahi, kaynaklar kıt mıydı?
Ekonomi toplumun, toplum ise habitatın ayrılamaz bir parçasıdır. Ekonomik sistemde üretilen her mal ve hizmet, az ya da çok doğal kaynak tüketir. Bir otomobil fabrikasında metal kullanılmalıdır, bir restoranda aşçı sütten yumurtaya çeşitli besin kaynakları kullanır ve hatta bir yazılım şirketi, hiçbir şey harcamıyorsa, elektrik harcamalıdır - ki Türkiye gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yeterli yatırım yapmayan bir ülkede, bu elektrik büyük ihtimalle doğalgaz kaynakları ile üretilmektedir.
Doğal kaynakların habitatımızdaki işleyişlerine baktığımızda, dairesel bir akıma sahip olduklarını görürüz. Herhangi bir çıktısı atık değil, bir başka işleyişin girdisidir. Nitekim doğal habitatımızda asla "atık" denen bir şeyin oluştuğunu görmeyiz, kendi kendini besleyen bir yapıya sahiptir.
Su döngüsünü örnek alınız: Yeryüzündeki açık su kaynaklarından ve bitki örtüsünden buharlaşan su; yağış ile tekrar yeryüzüne iner, açık su kaynaklarını doldurur ve bitki örtüsüne ihtiyacı olan suyu sağlar. Bu yağışın bir kısmı topraktan geçerken süzülerek yeraltı su kaynaklarını oluşturur. Nitekim doğayı kendi haline bıraktığımızda "atık su" oluşmamaktadır.
Ne zaman ki insan devreye girer ve bu suyu alıp evlerde kullanarak deterjanlı atık su, hatta endüstrilerde kullanıp zehirli atık su oluşmasına sebep olur ise işte o zaman bir atık su arıtma tesisi kurup işetmek ve kendi kirlettiği suyu kendi talep hızına yetişecek şekilde arıtmak zorunda kalır. Zira doğa bu denli atığı insanlığın hızına yetişerek temizleyebilecek kapasitede olmak bir yana dursun, bu atıktan zarar görmektedir.
Öyleyse Ne Yapmalı?
İşte ekonomistler, doğanın kendi dairesel döngüsünden ilham alarak, şimdiye dek çizgisel işleyen ve doğal kaynaklara sonsuzlarmış gibi davranan sistem yerine bir döngüsel ekonomi (İng: "Circular Economy") modeli önermekledirler. Bu modelde, her sürecin çıktısı, bir diğerinin girdisi rolündedir ve atık oluşmamaktadır. Tüketim ürünleri daha kaliteli girdiler ile daha uzun ömürlü üretilmektedir, böylece üretim miktarı düşürülür.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Örneğin bir aile, hayatları boyunca 5 çamaşır makinesi eskitiyor ise, artık 2 adet eskitecek, bu ailedeki her birey 3 yılda bir akıllı telefonlarının yeniliyorlarsa, artık 6 yılda bir yenileyeceklerdir. Böylelikle fazla üretim ile doğanın omuzlarına binen yük azaltılarak hem sorumlu üretim hem de sorumlu tüketim desteklenmiş olur.
Ekonomiyi doğanın kendini sürdürdüğü gibi döngüsel bir biçimde sürdürebilmek için öncelikle tüm firmalar, tüketiciler ve devlet el ele vererek aynı amaç uğrunda birleşmelidir. Firmalar cephesinde yapılması gereken, daha ürün üretilirken atığını düşünmek; tüketiciler cephesinde bu sorumluluğa sahip etik şirketleri desteklemek ve devlet cephesinde de teşvik ve vergilendirme sistemini doğru şekilde kullanmak gerekmektedir. Bu süreçte odak noktası ürün ve üretim olmaktan çıkıp, "üretici-ürün-tüketici" ve "ürün-çevre" ilişkilerine doğru genişlemelidir; öyle ki üretici ve tüketici arasında sürekli bir iletişim döngüsü olmalı ve tüketiciye kolay onarım servisi sağlanmalıdır.
Basit Bir Yol Haritası
Doğadaki kirliliği ve bozulmayı önlemek için, tercih sırasına göre şu seçenekler önerilmektedir:
1. Doğal kaynakları kullanarak halihazırda elde edilmiş olan materyallerin kullanılması.
Madenlerden elde edilmiş metal veya kömür gibi her bir kaynak, enerji ve zaman harcayarak ve doğaya halihazırda bir zarar vererek çıkarılmıştır. Öyleyse bu batık maliyetin en azından bir kısmını tazmin edebilmek için, çoktan çıkarılmış olan bu kaynaklar üretim süreçlerinde kullanılmalıdır. Aynı şekilde tüketicilerde, satın aldıkları her türlü malı, mümkünse yaşam döngüsünün sonuna dek kullanmaları beklenmektedir. Ne de olsa bu mallar için yapılmış bir batık maliyet ve doğaya verilmiş bir zarar bulunmaktadır. Öyleyse döngüsel ekonomiye geçişte katkıda bulunmak amacıyla evde kullanılan yepyeni plastik kapları atarak yerlerine cam kaplar satın almak bu sürece katkıda bulunacağına köstek olmaktadır.
2. Doğal kaynakları kullanarak halihazırda elde edilmiş olan materyalleri, doğaya daha az zarar verecek şekilde kullanılması.
Madem bu malları çoktan doğal kaynakları kötü biçimde sömürerek elde ettik ve atmak yerine kullanmamız çok daha verimli olacak, daha temiz yollarla kullanmaya yönelebiliriz. Doğaya verilen zararda sıkça değinilen otomobil örneğini ele alalım. Bu otomobil elbette madenlerde çıkarılan metaller ile ve doğada çözünemeyecek atıklar yaratan plastikler ile üretildi. Üstelik her kullanılışında yine yer altından çıkarılan fosil yakıtları tüketmekle kalmıyor, bunların yanması ile yüksek derecede hava kirliliğine sebep oluyor. Bulunabilecek en güzel çözümlerden biri mobil cihazlarda gördüğümüz araba paylaşım uygulamalarıdır. Nitekim bu sayede iki ailenin ayrı ayrı satın alarak yaratacakları materyal kullanımı düşmektedir. Bunun yanında yaratacağı psikolojik etki sayesinde aileler her evden çıkışlarında kapının önünde bekleyen bir araba bulamayacak ve farkında olmadan toplu taşıma, bisiklet ve yürüme gibi daha temiz ulaşım yollarına geçeceklerdir.
3. Kullanılmakta olan materyaller yerine doğaya daha az zarar verecek ikamelerinin kullanılması.
Bu konuda verilecek en kolay örneklerden biri, beyaz eşya teknolojisindeki gelişmeler sayesinde evlerde kullandığımız buzdolabı, çamaşır makinesi gibi yüksek enerji harcayan ürünlerin gittikçe daha da enerji tasarruflu ikamelerinin piyasaya sürülmesidir. Aynı şekilde eski plastik poşetlerin yerini şimdilerde birçok işletme tarafından benimsenmiş olan doğada çözünebilir karton torbalara bırakması da döngüsel ekonomiye giden üçüncü adıma bir örnektir.
4. Materyal azaltılması ve geri dönüşümü.
Ham madde ya da materyal azaltılması (İng: "Dematerialisation"), geçtiğimiz birkaç yılda özellikle endüstriyel tasarım alanında oldukça popüler hale gelmiştir. Amaç, bir ürünün gereksiz olan her noktasından fazla malzemeyi eksiltmektir. Özellikle uçak tasarımında ağırlığın azaltılması ile yüksek miktarda yakıt tasarrufu yapılabilir, Luftansa Havayolları bu sayede karbon emisyonlarını %25 azaltmıştır. Yahut tasarımcılar doğrudan sorunun köküne inerek kasetlerden müzik dinleme uygulamalarına geçiş sürecinde olduğu gibi ürünleri tamamen dijitalleştirilmiş hale getirebilirler,
Geri dönüşüm artık dünyanın oldukça tanıdık olduğu bir kavram haline gelmiştir, fakat veriler bunun hala yeterli olmadığını göstermekte. Avrupa geri dönüşümde lider konumu ile plastiklerinin %39'unu dönüştürebilirken Amerika gibi gelişmiş bir ülke dahi yalnızca %9'unu dönüştürebilmektedir. Bu noktada özellikle teknolojik ürünlerin tasarıma inerek, geri dönüşüm sınıflandırmasına uyumlu biçimde kolay sökülebilen ve parçalarına ayrılabilen yapılar önerilmektedir.
5. Kaçınılmaz atıklardan güvenli yollarla kurtulmak.
Yukarıdaki tüm adımlar değerlendirilip hiçbirine uydurulamayan materyal veya atıkların doğaya en az zarar verecek şekilde yok edilmesi amaçlanır. Örneğin çöplerin yok edilmesinde atık gömme sahalarına kıyasla yakılmaları tercih edilerek enerji üretimi sağlanabilmektedir. Tehlikeli atık sınıfına girenler için ise yönetmeliğe uyarak canlı yaşamını tehdit etmeyecek şekilde süreçler tasarlanmalıdır.
Sonuç
Döngüsel ekonominin bu yapbozun sadece bir parçası olduğunu söylemek şaşırtıcı olmayacaktır. Bu doğrultuda halihazırda çizgisel olan ekonomik sistemi yeniden düşünmeli ve zekice tasarlamalıyız. Döngüsel ekonomi bir gereklilik olmanın çok ötesinde; bir araç olmaktan ziyade, el birliği ile ulaşılacak bir sonuç olarak görülmelidir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 13
- 10
- 3
- 2
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- J. Kirchherr , D. Reike, M. Hekkert, et al. (2017). Conceptualizing The Circular Economy: An Analysis Of 114 Definitions. Resources, Conservation & Recycling, sf: 221–232. doi: 10.1016/j.resconrec.2017.09.005. | Arşiv Bağlantısı
- M. Geissdoerfer, P. Savaget, N. M. P. Bocken, E. J. Hultink, et al. (2019). The Circular Economy: A New Sustainability Paradigm?. Journal of Cleaner Production, sf: 757-768. doi: 10.1016/j.jclepro.2016.12.048. | Arşiv Bağlantısı
- N. M. P. Bocken, I. de Pauw, C. Bakker, B. van der Grinten, et al. (2021). Product Design And Business Model Strategies For A Circular Economy. Journal of Industrial and Production Engineering, sf: 308-320. doi: 10.1080/21681015.2016.1172124. | Arşiv Bağlantısı
- K. S. Wiebe, N. Yamano, et al. Estimating Co2 Emissions Embodied In Final Demand And Trade Using The Oecd Icio 2015. (3 Ekim 2016). Alındığı Tarih: 9 Şubat 2021. Alındığı Yer: OECD doi: 10.1787/18151965. | Arşiv Bağlantısı
- C. Surgenor. Lufthansa Cargo Picks Up Environmental Responsibility Award For Fuel-Saving Data Tool. (1 Ekim 2017). Alındığı Tarih: 9 Şubat 2021. Alındığı Yer: greenaironline | Arşiv Bağlantısı
- F. Branca, H. Nikogosian, T. Lobstein, et al. The Challenge Of Obesity In The Who European Region And The Strategies For Response. (1 Şubat 2007). Alındığı Tarih: 9 Şubat 2021. Alındığı Yer: World Health Organization | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 19:46:27 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10120
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.