Dinozorları ve Dünya'daki Yaşamın Çoğunu Yok Eden Tam Olarak Neydi?
Bu haber 2 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Bilim insanları bir süredir jeolojik bir dönemde Dünya'daki yaşamı tekrar şekillendiren beş kitlesel yok oluş olayına neyin sebep olduğunu belirlemeye çalışıyor. Dinozorları, 66 milyon yıl önce Kretase Döneminin sonlarına doğru neyin öldürdüğünün tespiti ise uzun süredir bir tartışma konusu.
Bazı bilim insanları, Dünya'ya çarpan kuyrukluyıldızların ve asteroitlerin kitle imhasının en muhtemel faktörleri olduğunu düşünüyor. Bazıları ise büyük volkanik patlamaların etkili olduğunu savunuyor. Proceedings of the National Academy of Sciences (PNAS) dergisinde Dartmouth tarafından yönetilen yeni bir çalışma, volkanik aktivitenin kitlesel yok oluşların baş etmeni olduğunu bildiriyor.[1]
Bulgular, bugüne kadarki en nicel kanıtları ortaya koyuyor. Majör volkanik patlamalar ile türlerin toptan yok oluşu arasındaki bağlantının şanstan ibaret olmadığını da öne sürüyor.
Araştırmacılar, beş kitlesel yok oluşun dördünün taşkın bazaltları denilen bir tip volkanik patlama ile eşzamanlı olduğunu söylüyor. Bu patlamalar, sadece bir milyon yıl gibi bir sürede, yani jeolojik ölçekte göz açıp kapayınca dek, geniş alanları hatta tüm bir kıtayı lavlarla kaplayabiliyor. Arkalarında kanıt olarak devasa izler bırakıyorlar: jeologların "büyük magmatik bölge" diye adlandırdıkları basamaklı magmatik kayaçlardan oluşan geniş bölgeler.
Bir magmatik bölgenin "büyük" sayılabilmesi için en az 100.000 kilometreküplük magmayı barındırması gerekiyor. Örneğin, St. Helens dağının 1980 patlaması, 1 kilometreküpten daha az magma içeriyordu. Araştırmacılar, çalışmada temsil edilen volkanların çoğunun bundan bir milyon kat daha fazla lav mertebesinde patladığını söylüyorlar.
Ekip, kitlesel yok oluş ile büyük magmatik bölgeler arasındaki geçiçi bağlantıyı incelemek için üç iyi bilinen veri kümesinden yararlandı. Bu veriler; jeolojik zaman cetveli, paleobiyoloji ve büyük magmatik bölgeler üzerineydi. Dartmouth'da son sınıf burs programı kapsamında bu çalışmayı gerçekleştiren ve şu anda Princeton'da yüksek lisans öğrencisi olan başyazar Theodore Green şöyle söylüyor:
Geniş basamaklı magmatik kayaç alanlarının bu büyük volkanik patlamalardan oluşması ile kitlesel yok oluşlar ve diğer önemli iklimsel ve çevresel olaylar birbirinin peşi sıra geliyormuş gibi.
Aslında şu anda Sibirya olan bölgedeki bir dizi patlama, yaklaşık 252 milyon yıl önce neredeyse tüm canlıları boğan büyük bir karbondioksit atımı saldı. Bu, en yıkıcı olan kitlesel yok oluşlardan birini tetikledi. Bu olay, ardında neredeyse Avustralya boyutundaki geniş bir volkanik kayaç bölgesi olan Sibirya Tuzakları'nı bıraktı.
Volkanik patlamalar, büyük dinozor tükenmesi zamanında Hindistan yarımadasını da sarstı ve bugün Deccan Yaylası olarak bilinen yeri ortaya çıkardı. Bu, asteroit çarpması gibi, iklimi uzun zaman ölçeklerinde değiştirmenin yanı sıra atmosferi toz ve zehirli dumanlarla kaplayarak, dinozorları ve diğer canları boğarak geniş kapsamlı küresel etkilere sahip olacaktı.
Diğer bir yandan araştırmacılar, asteroit etkisinden yana olan teorilerin Chicxulub meteoroitine dayandığını belirtiyor. Chicxulub, dinozorların yok olduğu zamanlarda Meksika'nın Yucatan Yarımadasına düşen bir göktaşıydı. Dartmouth'da dünya bilimleri yardımcı doçent doktoru ve yardımcı yazar Brenhin Keller şöyle söylüyor:
Dinozorları neyin öldürdüğünü açıklayan volkanizma de dâhil olmak üzere tüm diğer teoriler, Chicxulub çarpma krateri keşfedildiğinde bir kenara atıldı. Ancak on yıllardır yapılan keşif çalışmalarına rağmen diğer kitlesel yok oluşlarla aynı zaman denk gelen benzer çarpma olaylarına yönelik çok az kanıt var.
Dartmouth'da Green, patlamalar ve yok olmalar arasında görünür bağı ölçmek ve bu rastlantının sadece şans mı yoksa ikisi arasında nedensel bir bağ mı olduğunu test etmeyi amaçladı. Keller ve yardımcı yazar Paul Renne ile çalışarak, California Berkeley Üniversitesi dünya ve gezegen bilimi bölümünde misafir profesör ve Berkeley Jeokronoloji Merkezi yöneticisi, Green karmaşık hesapları yapmak için Dartmouth Keşif Grubundaki süper bilgisayarları kullandı.
Araştırmacılar, beş kitlesel yok oluş da dâhil olmak ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere, jeolojik zaman ölçeğinde türlerin çok büyük ölçüde yok olduğu dönemler ile taşkın bazalt patlamalarının mevcut en iyi tahminlerini karşılaştırdılar. Zamanlamanın rastgele bir şanstan daha fazlası olduğunu kanıtlamak için, patlamaların rastgele oluşturulmuş modeller ile aynı zamana denk gelip gelmeyeceğini inceleyip bu egzersizi benzer 100 milyon model ile tekrarladılar. Araştırmacılar, yok oluş dönemleri ile denk düşmesinin rastgele şanstan çok daha fazlası olduğunu buldular. Keller şöyle söylüyor:
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Belirli bir volkanik patlamanın belirli bir kitlesel yok oluşa yol açıp açmadığını tespit etmek oldukça zor. Bununla birlikte sonuçlarımız, volkanizmanın yok oluştaki rolünün yabana atılmaması gerektiğini gözler önüne seriyor. Eğer taşkın bazaltları ve kitlesel yok oluşlarda nedensel bir ilişki bulunuyorsa bilim insanları, büyük patlamaların daha büyük yok oluşlara neden olacağını bekliyor. Fakat böyle bir ilişki gözlemlenmedi.
Araştırma ekibi, patlamaların net büyüklüğünü göz önüne almak yerine volkanik olayları lavları püskürtme hızlarına göre sıraladı. En yüksek patlama oranlarına sahip volkanik olayların gerçekten de en fazla yıkıma neden olduğunu ve kitlesel yok oluşlara kadar daha ciddi yok oluşlara neden olduğunu buldular. Renne şöyle söylüyor:
Herhangi bir çarpma olup olmadığına bakılmaksızın sonuçlarımız, büyük ihtimalle Krease tersiyer sınırında önemli büyüklükte bir kitlesel yok oluşun gerçekleşebileceğini ortaya koyuyor ve bu şimdi daha nicel olarak gösteriliyor. Ortada bir çarpma olması gerçeği, her şeyi daha da kötüleştiriyor.
Araştırmacılar, asteroitler için de sayıları kullandı. Çarpmalar ile türlerin yok olduğu dönemlerin denk gelişi önemli ölçüde daha azdı ve Chicxulub meteoriti hesaba katılmadığında çarpıcı bir şekilde daha da geriledi. Bu, diğer bilinen küçük meteoritlerin önemli yok oluşlara yol açmadığını gösterdi. Green şöyle söylüyor:
Hindistan'daki Deccan Tuzaklarının patlama oranları, asteroit olmasa da geniş çaplı bir yok oluşa her şeyin hazır olduğunu gösteriyor. Çarpma, dinozorlar için yüksek sesle ölüm çanını çalan çifte darbeydi. Ayrıca jeolojik kayıtlarda taşkın bazalt patlamaları çok yaygın değil.
En sonuncusu 16 milyon yıl önce Kuzeybatı Pasifikte gerçekleşti ve karşılaştırılabilir ancak önemli bir ölçüde daha küçük ölçekliydi. Keller şöyle söylüyor:
Modern iklim değişikliğinde atmosfere salınan toplam karbon dioksit miktarı, büyük magmatik bölgelerde salınan miktardan çok daha az. Ancak bizde bu çok hızlı salınıyor ki endişelenmemiz gereken sebep de bu.
Green son olarak şunları ekliyor:
Karbondioksit emisyonları, araştırdığımız çevresel olarak etkili taşkın bazaltlarının oranına rahatsız edici derecede benzer. Bu, iklim değişikliğini tarihi çevresel facia dönemleri çerçevesine yerleştiriyor.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
İçerikle İlgili Sorular
Soru & Cevap Platformuna Git- 8
- 6
- 2
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ T. Green, et al. (2022). Continental Flood Basalts Drive Phanerozoic Extinctions. Proceedings of the National Academy of Sciences. doi: 10.1073/pnas.2120441119. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 15:13:26 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/12528
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.