Dil Altyapısı Hangi Türlerde Mevcuttur? Toplumların Ortak Bir Dil Altyapısı Var mıdır?
Christiansen ve Kirby, dilin evrimini üç temel dinamik üzerinden modellerler. Birincisi biyolojik evrim, ikincisi kişisel edinim ve üçüncüsü kültürel aktarımdır.[1] Böylece dil onlarca, binlerce ve hatta yüzbinlerce yıllık değişimin ortaya koyduğu karmaşık ve çeşitli bir yapı olarak karşımıza çıkar. Bu yüzden dilin halen az anlaşılmış bir olgu olması şaşırtıcı değildir.
Yine de dilin doğası üzerine bilişsel bilimlerde fikir birliğine varılmış ya da yaklaşılmış konular da mevcuttur. Bunların başında bu karmaşık oluşumun gizemlerinin ancak dilbilim, antropoloji, psikoloji ve sinirbilim gibi birden çok disiplinin iş birliğiyle çözülebileceği gelir. Gizem perdesi aralanmakta olan bir başka mevzu da dilin kimlere özgü ve kimlere ortak olduğudur.
Genel ve Özel Dil Yetisi
"Dil" sözcüğü akademi dahilinde ve haricinde birçok farklı anlamda kullanılır. Chomsky ve meslektaşları bu çokanlamlılığa bir netlik kazandırmak adına bilimsel olarak önem içeren iki ayrı dil kavramının altını çizmişlerdir. Birincisi Türkçe, İngilizce ve Fransızca gibi herhangi bir kültüre has iletişim sistemi, ikincisiyse insan zihninin doğal bir yapılası olan dil mekanizmasıdır.[2] Böylelikle "diller"den bahsettiğimizde kültürel iletişim sistemlerini, "dil"den bahsettiğimizde de bilişsel dil mekanizmasını kastederiz.
Buna ek olarak Chomsky ve meslektaşları dil yetisini de ikiye ayırdılar:[2]
- Genel dil yetisi algılayabilirlik, üretebilirlik, kavramsallık, niyetlilik ve özyineleme gibi özellikleri içerir.
- Özel dil yetisiyse özyinelemeyle kısıtlıdır. Özyineleme (İng: "recursion") basit bir deyişle tümcelerin sınırsız sayıda başka tümcecikler içeren tümceciklerden oluşabilmesidir. Örneğin "Yıldız kaydı." tümcesini "Bir anda beliren yıldız kaydı.", "Daha önce görülmemiş bir şekilde bir anda beliren yıldız kaydı." tümcelerinde olduğu gibi istediğimiz kadar karmaşıklaştırabiliriz.
Genel dil yetisine giren özellikleri gösteren birçok insan harici tür vardır. Bunlara örnek olarak grivet maymunları (Cercopithecus aethiops) veya vervet maymunları (Chlorocebus pygerythrus) başka birçok omurgalı gibi, iletişim amaçlı olarak ses üretebilir ve bu iletişimsel sesleri algılayabilirler. Ayrıca türdeşleri tarafından üretilen bir uyarı sesini başka nedenle üretilmiş bir sesten ayırt edebilir ve uyarının hangi yırtıcı için verildiğini anlayabilirler.[3] Fakat bu uyarı sesleri bölüntüsüzdür, yani içsel bir yapıları yoktur. Bu diğer insan harici türler için de geçerlidir. Bir başka deyişle özel dil yetisi yalnızca insanlarda mevcuttur.
Bileşimsellik ve Oluşumsallık
Özel dil yetisinin insana özgülüğüne "Çeşitli insan harici türler ses veya işaretleri bir araya getirerek anlamlı dizgiler üretebiliyorlar!" şeklinde bir itiraz gelebilir. Ancak özyinelemeyle hayvanların ürettikleri dizgiler arasında çok önemli bir yapısal ayrım vardır. Şöyle ki, insanlar da dahil olmak üzere birçok tür anlamsız ses ve işaret birimlerini bir araya getirerek anlamlı dizgiler üretebilir. Bu işlem, bileşimsellik (İng. "combinatoriality") olarak adlandırılır. Örneğin Türkçe'de /s/ ve /u/ anlamsız birimlerdir ancak "su" anlamlıdır. Birçok hayvanın iletişimindeki biçim-anlam ilişkisi bununla sınırlıdır. İnsanlarsa, bileşimselliğe ek olarak zaten anlam içeren birimleri bir araya getirerek daha karmaşık anlamlar elde edebilirler, "üç su bardağı"nda olduğu gibi. Buna oluşumsallık (İng. "compositionality") denir.[4]
Özel dil yetisi oluşumsallığın mümkün kıldığı bir olgudur. Nitekim özyineleme zaten anlam içeren dizgilerden meydana gelir. Görüldüğü gibi dilin türler arasında bizim türümüze özel olduğunu düşünmek için sebeplerimiz vardır. Neticede özel dil yetisi ve dolayısıyla oluşumsallık insan harici türlerde gözlemlenebilmiş değildir. Demek oluyor ki bizim bilişsel altyapımızla diğer türlerin bilişsel altyapıları arasında bize özyineleme becerisini bahşeden farklı bir donanım söz konusudur.
Peki türümüze özel olan bu donanım farklı toplumlara genellenebilir mi? Bir başka deyişle, insan toplulukları ortak bir bilişsel dil mekanizmasına sahip midirler?
Sözdizimi ve Bilişsel Öntanımlılık
Dillerin özne, nesne ve yüklem dizilimleri dünya üzerinde çeşitli ve düzensiz bir dağılım gösterir. Fakat diller ağırlıkla (tahminen %80'inden fazlası) özne-nesne-yüklem (ÖNY) ya da özne-yüklem-nesne (ÖYN) dizilimindedirler. Bir ÖNY dili olan Türkçe ve ÖYN dili olan İngilizce, bu çoğunluğun arasında yer alır. Örnek vermek gerekirse Türkçede "Taha (Ö) yıldızı (N) gördü (Y)." denirken İngilizce'de "Taha (Ö) saw (Y) the star (N)." denir. Klasik Arapça (YÖN), Maya dilleri (YNÖ) ve başka birçok dil de geriye kalan azınlık içerisindedir.[5]
Goldin-Meadow ve meslektaşları İngilizce, Türkçe, İspanyolca ve Çince kullanıcıları üzerine bir deney yaptılar: Katılımcılara iki sözel olmayan görev verildi. Birincisi bir olayı sadece işaretlerle anlatmak, ikincisi de bir olayı sadece görseller kullanarak canlandırmaktı. Dört dilin de konuşmacıları olayları ÖNY sıralamasına muadil bir şekilde ifade ettiler. Bundan ÖNY sözdiziminin öntanımlı sözcük sıralaması olabileceği sonucuna varıldı. Yani kişiler farklı toplumlardan olsalar bile olayların içerenlerini dile dökmeden önce zihinlerinde ÖNY şeklinde dizgiliyorlar.[6]
"Uğultulu Kanal" Hipotezi
ÖNY sözdiziminin öntanımlı olduğu fikrine karşı delil olarak dünya genelinde ÖNY dilleri gibi ÖYN dillerinin de yaygın oluşu gösterilebilir. Bu noktada birçok dilde Türkçedeki hâl ekleri gibi sözcüklerin cümledeki dilbilgisel işlevini gösteren belirticilerin olmadığını hatırlamak gerekir. Örneğin Türkçede belirtili nesneler /-i/ belirtme hal ekini alırken, İngilizcede hangi isimlerin özne hangilerinin nesne olduğu sözdiziminden anlaşılır. Bu durum, hal belirticileri olmayan dillerde ÖNY sözdizimini anlamsal olarak belirsiz kılar. Gibson ve meslektaşlarına göre sözdiziminden doğan bu anlamsal belirsizlik dillerin evrimsel sürecinde farklı sözdizimlerinin tercih edilmesine yol açmış olabilir. Buna Uğultulu Kanal Hipotezi (İng. "Noisy-Channel Hypothesis") deniyor.[7]
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Bu tercihe bir örnek olarak isim hal ekleri bulunan Türkçe ile genel olarak ismin hallerinin belirtilmediği İngilizceyi ele alalım. "Mary John'u öptü." cümlesini hem ÖNY hem de ÖYN sözdiziminde İngilizceye çevirdiğimizde sırasıyla "Mary John kissed." ve "Mary kissed John." cümlelerini elde ederiz. Fark edileceği üzere ilk cümlede öpen ve öpülenin John mu yoksa Mary mi olduğu net değil. Oysaki Türkçede ÖNY sözdiziminde "John"un öpme eyleminin nesnesi olduğunu, belirtme hal eki "-u" sayesinde anlıyoruz. Ancak ikinci cümlede bir belirsizlik bulunmuyor; çünkü yüklem özneyle nesnenin arasına geçerek bir ayırt edici görevi görüyor. Dolayısıyla ÖNY yönündeki bilişsel eğilime rağmen İngilizce gibi birçok dilde ÖNY harici sözdizimler geçerlidir.
Sonuç
Ele aldığımız üzere, türümüzde, başka türlerde mevcut olmayan bir özyineleme yeteneği vardır. Bu sayede başka türlerin üretemediği derecede karmaşık ifadeler üretebiliyoruz. Bununla birlikte türümüzün toplumlar genelinde ÖNY sözdizimine bilişsel bir eğilimi de söz konusudur. Ancak iletişimsel baskılar, dillerin evriminde ÖYN gibi farklı sözdizimlerinin seçilmesine yol açabiliyor. Türler arası ve diller arası karşılaştırmalar bilişsel dil mekanizmamızın hem türümüz özelinde hem de türümüz genelinde mevcut olduğuna işaret ediyor.[2], [4], [5], [6]
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 19
- 7
- 5
- 4
- 4
- 2
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ M. H. Christiansen, et al. (2003). Language Evolution: Consensus And Controversies. Trends in Cognitive Sciences, sf: 300-307. doi: 10.1016/S1364-6613(03)00136-0. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b c M. D. Hauser, et al. (2002). The Faculty Of Language: What Is It, Who Has It, And How Did It Evolve?. American Association for the Advancement of Science (AAAS), sf: 1569-1579. doi: 10.1126/science.298.5598.1569. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. M. Seyfarth, et al. (1980). Monkey Responses To Three Different Alarm Calls: Evidence Of Predator Classification And Semantic Communication. American Association for the Advancement of Science (AAAS), sf: 801-803. doi: 10.1126/science.7433999. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b S. S. J. Putt, et al. (2022). The Evolution Of Combinatoriality And Compositionality In Hominid Tool Use: A Comparative Perspective. International Journal of Primatology, sf: 1-46. doi: 10.1007/s10764-021-00267-7. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b M. S. Dryer, et al. (2005). The World Atlas Of Language Structures. Yayınevi: Oxford University Press. sf: 330-338.
- ^ a b S. Goldin-Meadow, et al. (2008). The Natural Order Of Events: How Speakers Of Different Languages Represent Events Nonverbally. Proceedings of the National Academy of Sciences, sf: 9163-9168. doi: 10.1073/pnas.0710060105. | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. Gibson, et al. (2013). A Noisy-Channel Account Of Crosslinguistic Word-Order Variation. SAGE Publications, sf: 1079-1088. doi: 10.1177/0956797612463705. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 31/10/2024 09:21:34 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/13746
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.