Dev Keseli Hayvanların Kemiklerinden İlk Kez Protein Çıkarıldı!

- Basın Bildirisi
- Paleontoloji
- Bilim Haberciliği
Fosillerin keşfedilmesini konu alan filmlerde ya da hikayelerde genellikle birilerinin arka bahçesinde bütün bir dinozor kemiği bulduğu gösterilse de paleontologlar gerçekte, çoğunlukla bir iskeletin ufak tefek parçalarıyla uğraşır. Bu resim çoğu zaman eksik olsa bile, küçücük bir kemik parçası dahi yepyeni bilgiler ortaya çıkarabilir.
Bilim insanları bu parçaların nereden geldiğini anlamak için fosil içinde korunmuş antik kemikleri incelemek için kullanılan görece yeni bir yöntem olan palaeoproteomik yöntemini kullanıyor. Frontiers in Mammal Science dergisinde yayınlanan bir çalışma, bu tekniğin Avustralya’nın nesli tükenmiş keseli dev hayvanlarına (İng: "Megafauna") ait kemiklerde ilk kez başarıyla kullanıldığını ortaya koyuyor.[1] Bu türler, günümüz Avustralya keseli hayvanlarının dev ataları olarak biliniyor.
Araştırma ekibi, bu türlerin üç tanesinden başarılı kolajen örnekleri almayı başardı. Bu türler arasında günümüz kangurularıyla uzaktan akraba olan dev, kanguru benzeri bir canlı olan Protemnodon mamkurra; soyu tükenmiş Diprotodontidae familyasının bir üyesi ve günümüz su aygırlarının boyutunda olan Zygomaturus trilobus ve bir tapiri andıran bir Palorchestes azael bulunuyor.
Algarve Üniversitesi MATRIX Projesi'nden ve makalenin yazarlarından biri olan Carli Peters, Popular Science'a yaptığı açıklamada, araştırmada kütle spektrometrisi ile zooarkeoloji veya kısaca ZooMS adı verilen bir yöntemin kullanıldığını belirtiyor. Peters şöyle devam ediyor:
ZooMS, türler/cinsler/aileler arasındaki ana kemik proteini olan kolajen tip I'deki küçük farklılıklara dayanır. Bu farklılıklar, kolajen “parmak izinin” çıkarılmasına olanak tanır. Bu parmak izi, henüz tanımlanmamış bir kemikten alınan örnekle karşılaştırılır. Parmak izleri eşleşirse kemiklerin aynı türe ait olduğu sonucuna varılır.
Çalışmanın ortak yazarı ve arkeoloji uzmanı Katerina Douka, çok sayıda kemik parçasını ayırmanın DNA dizileme gibi diğer yöntemlerle oldukça zor olduğunu, ancak bu yöntemin bu işi çok daha kolay hale getirdiğini vurguluyor:
DNA ile bu tür bir tarama yapmak, kütüphane hazırlama, dizileme maliyetleri ve ihtiyaç duyulan yüksek hesaplama gücü nedeniyle pratik değil. Kollajen, DNA’ya kıyasla daha dayanıklıdır ve uzun sürelerde bozulmaya karşı genellikle daha az hassastır, ancak Avustralya’nın sert iklim koşulları yine de kullanılabilir örnekler bulmayı zorlaştırıyor. Avustralya’nın büyük kısmı gibi sıcak, kuru ve kurak bölgelerde bulunan fosiller, kollajenlerini çok çabuk kaybediyor. Şimdiye kadarki en büyük zorluk, bu tür analizleri yapabilmek için yeterince kollajen içeren kemikler bulmaktı.
Araştırmada kullanılan kemikler, ülkenin nispeten ılıman güneydoğusunda bulunup başlangıçta radyokarbon tarihleme ve diğer örneklerin stabil izotop analizi için kullanılmıştı. Bu analizler sırasında, korunmuş kollajen de tespit edilince ekip bu fırsatı hemen değerlendirdi. Douka durumun önemini şu cümleyle özetliyor.
Bu, Avustralya’nın devasa hayvanları için bu tür belirteçlerin ilk kez kullanılabilir hale gelmesi anlamına geliyor.
Bu veriler, yeni araştırmaların kapısını aralıyor. Peters şunları söylüyor:
Bu tür işaretleyiciler sayesinde daha önce bulunmadıkları yerlerde bile bu türleri tespit edebilir, bu hayvanların geçmişteki coğrafi dağılımını çok daha iyi anlayabiliriz.
Ancak, henüz hiçbir işaretleyicisi bulunmayan çok daha fazla tür var. Bunlar arasında, şimdiye kadar var olmuş en büyük keseli hayvan cinsi olan Diprotodon cinsinin çeşitli üyeleri ve yaklaşık 2 milyon yıl önce Pleistosen döneminin sonlarında yaşamış binlerce yıl boyunca kıtanın en üstün avcısı olan "keseli aslan" olarak bilinen Thylacoleo carnifex de bulunuyor.
Avustralya’nın geri kalan devasa hayvanları gibi, keseli aslan da yaklaşık 50.000 yıl önce ortadan kayboldu. Bu gizemli kayboluşun nedeni henüz aydınlanmasa da en güçlü hipotez buna insan türünün sebep olduğu yönünde. Yapılacak her yeni araştırma, bu türlerin sonlarının nasıl geldiğine dair daha fazla katkı sağlama potansiyeli taşıyor. Douka, ZooMS gibi yeni araçların ilk Aborijinlerin Avustralya'da büyük hayvanlarla birlikte yaşadığına dair önerileri doğrulamaya veya çürütmeye yardımcı olabileceğini umuyor.
Evrim Ağacı'nda tek bir hedefimiz var: Bilimsel gerçekleri en doğru, tarafsız ve kolay anlaşılır şekilde Türkiye'ye ulaştırmak. Ancak tahmin edebileceğiniz gibi Türkiye'de bilim anlatmak hiç kolay bir iş değil; hele ki bir yandan ekonomik bir hayatta kalma mücadelesi verirken...
O nedenle sizin desteklerinize ihtiyacımız var. Eğer yazılarımızı okuyanların %1'i bize bütçesinin elverdiği kadar destek olmayı seçseydi, bir daha tek bir reklam göstermeden Evrim Ağacı'nın bütün bilim iletişimi faaliyetlerini sürdürebilirdik. Bir düşünün: sadece %1'i...
O %1'i inşa etmemize yardım eder misiniz? Evrim Ağacı Premium üyesi olarak, ekibimizin size ve Türkiye'ye bilimi daha etkili ve profesyonel bir şekilde ulaştırmamızı mümkün kılmış olacaksınız. Ayrıca size olan minnetimizin bir ifadesi olarak, çok sayıda ayrıcalığa erişim sağlayacaksınız.
Makalelerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu makalemizle ilgili merak ettiğin bir şey mi var? Buraya tıklayarak sorabilirsin.
Soru & Cevap Platformuna Git- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ C. Peters, et al. (2025). Collagen Peptide Markers For Three Extinct Australian Megafauna Species. Frontiers Media SA. doi: 10.3389/fmamm.2025.1564287. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 09/06/2025 20:56:09 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/20795
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.