Deniz Temizliğinde Önemli Atılım: Türkiye, Verimi Arttırılmış Doğal Emici Madde Üretti!
Bu haber 5 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Sentetik boyalar, tükettiğimiz ürünlerin vazgeçilmez parçalarından birisidir. Kağıt, tekstil ürünleri, plastikler, kozmetik ürünleri ve besin sektöründe sentetik boyalar yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak bu boyalar, deniz kirliliğinin önemli parçalarından birisidir.
Karmaşık moleküler yapılara sahip olabilen sentetik boyaların bir kısmı doğa için toksik özelliğe sahiptir; bazı diğerleri Güneş ışınlarını bloke ederek su ekolojisini bozar. Yapısına bağlı olarak bazı boyaların metabolik yıkımı sonucu ortaya çıkan yeni kimyasallar, insan sağlığını da tehdit edebilmektedir.
İşte bu nedenlerle boyaların filtrelenmesi ve sulara karışması önemlidir. Ne yazık ki sentetik boyalar ışığa, suya ve birçok kimyasal maddeye karşı dirençli yapıdadır; dolayısıyla bu kolay bir iş değildir. Bugüne kadar çökeltme, ışıkla bozma, iyon değişimi, oksidizasyona sebep olan kimyasallar, zarsı dokular ve elektrokimyasal yöntemler ile suların sentetik boyalardan arıtımı denenmişse de, bunların hemen hiçbiri ekonomik ve etkili bir yöntem sunamamıştır.
Belki bir tanesi hariç: Adsorbsiyon olarak da bilinen "bağlanma" yöntemi.
İşte yaptıkları yeni çalışmada, Altınbaş Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekan Yrd. Dr.Öğr. Üyesi Hakan Kaygusuz, İTÜ’den Prof. Dr. Bedia Berker’in araştırma grubu ile birlikte yarı-kriyojelleşme adını verdikleri bir teknik sayesinde verimi artırılmış adsorbanlar üretmeyi başardı. Dr. Kaygusuz bu yöntemi şöyle anlatıyor:
Doğal polimerleri yine doğal bir malzeme olan kille katkılandırdıktan sonra grafen oksit denen fonksiyonel bir malzeme ile de güçlendirdik. Bunu yaparak boyaların moleküler düzeyde adsorbana tutunması verimini artırmış olduk. Böylece doğayı temizlerken yine doğadan yararlanmış oluyoruz.
Plastik Atıklar Problem; Ancak Daha Sinsi Sorunlar Var!
Denizleri ve tatlı su kaynaklarını kirleten pek çok etken var. Su kirliliği dendiğinde hepimizin aklına deniz yüzeyini kaplamış plastik atıklar gelse de, bunlar aslında arındırılması nispeten kolay atıklar sınıfına giriyor. Çünkü bunlar makro boyutta ve teknolojik eksikleri aşmayı başarırsak, bunları arıtmamız çok daha kolay olacak.
Ancak bir de daha sinsi bir problem var: Suyun kimyasal yapısını bozan, tüketildiğinde doğaya ve insana çok ciddi zararlar veren, havzasına zarar vererek tarımı imkânsız hale getiren kirleticiler... Bunların arasında toksik iyonlar, biyolojik kirleticiler ve çeşitli organik bileşikler bulunuyor. İşte sentetik boyalar da bu kirleticilerin önemli bir sınıfı.
Türkiye'de Geliştirilen Doğal Madde
Kirleticilerin sudan giderilmesinde modern yaklaşımlardan birinin adsorbsiyon olduğunu söylemiştik. Yani emici maddeler. Dr.Kaygusuz, bununla ilgili şunları söylüyor:
Buradaki kritik nokta, ürettiğiniz emici maddenin kendisinin de doğaya zararlı olmaması gereği. Yani doğayı temizleyeyim derken, sentetik malzemeler kullanarak doğayı tekrar kirletmemeniz gerekiyor. Biz de bu amaçla, Altınbaş Üniversitesi olarak, İTÜ'deki araştırmacılarla birlikte kendi geliştirdiğimiz doğal polimer tabanlı adsorban malzemeleri kullanıyoruz.
Adsorbanların halihazırda birçok farklı yöntemle üretiliyor olsa da, güncel çalışmalar bu üretim tekniklerinin verimliliğini arttırmayı hedefliyor. İşte Dr. Kaygusuz ve arkadaşlarının çalışması, bu noktada yarı-kriyojelleşme isimli bir tekniğin geliştirilmesini mümkün kıldı. Bu yöntemde, çeşitli doğal polimerler, öncelikle kil ile katkılandırılıyor. Sonrasında grafen oksit isimli fonksiyonel bir malzeme ile güçlendiriliyor. Tüm bu işlemler, söz konusu sentetik boyaların moleküler düzeyde adsorbana tutunma verimliliğini arttırıyor.
Doğayı Doğa Dostu Yöntemlerle Temizlemek
Araştırmanın önemli açılarından birisi, kullanılan metotlarda doğaya sentetik madde katılımını gerektirecek herhangi bir kısım bulunmuyor oluşu. Yani Dr. Kaygusuz'un sözleriyle, "doğa, doğa dostu yöntemlerle temizleniyor." Bunu şöyle anlatıyor:
Bu tür çalışmaların Türkiye'de daha çok yapılması gerektiğine inanıyorum. Çünkü artık kimyasal araştırmalarda dünyada doğa dostu ürünlere ve süreçlere geçiş başladı. Buna da bilimsel ve teknolojik tanımlarda "Yeşil Kimya" adı veriliyor. Bizim yöntemimizin avantajı, maliyetinin düşük olmasının yanında, yüksek verimliği ve yüksek yüzey alanını kolay bir üretim biçimiyle birleştirmesi.
Ekibin araştırmasının ön verileri 2015 senesinde Reactive and Functional Polymer dergisinde yayınlandı. Sonrasında yaptıkları geliştirmeler ise 2018 yılında Water, Air, & Soil Pollution dergisinde yayınlandı.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 5
- 3
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- G. Uyar, et al. (2016). Methylene Blue Removal By Alginate–Clay Quasi-Cryogel Beads. Reactive and Functional Polymers, sf: 1-7. | Arşiv Bağlantısı
- G. Balkız, et al. (2019). Graphene Oxide/Alginate Quasi-Cryogels For Removal Of Methylene Blue. Water, Air, & Soil Pollution. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 05/12/2024 04:39:46 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/7613
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.