Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

COVID-19 Daha da Kötüleşiyor mu? SARS-CoV-2 Virüsü Mutasyonları, Koronavirüs Evriminin Yönüyle İlgili Bize Neler Söylüyor?

COVID-19 Daha da Kötüleşiyor mu? SARS-CoV-2 Virüsü Mutasyonları, Koronavirüs Evriminin Yönüyle İlgili Bize Neler Söylüyor?
9 dakika
9,285
Tüm Reklamları Kapat

Salgın yetmiyormuş gibi, 30 Nisan'da, Los Alamos Ulusal Laboratuvarı bilim insanları tarafından yönetilen bir ekip, yeni SARS-CoV-2 virüsünün ''daha bulaşıcı formunun ortaya çıktığını'' ileri süren bir makale yayınladı. Ekibin yazdığına göre, virüsün bu yeni formu, ''Şubat ayının başında Avrupa'da yayılmaya başladı.'' ABD dahil, ne zaman yeni bir yerde ortaya çıksa, hızla baskınlık gösterdi. Ekip, virüsün başarısının, büyük olasılıkla şimdi endişe veren, tek bir mutasyondan kaynaklandığını ileri sürdü.

Makale, henüz diğer bilim insanları tarafından resmi olarak incelenmedi veya yayınlanmadı. Ancak 5 Mayıs'ta, The Los Angeles Times bununla ilgili, ''şimdi baskın olan koronavirüs türünün, asıl virüsten daha bulaşıcı olabileceğini'' iddia eden bir yazı yazdı. Bu yazı, kısa sürede internette yayıldı.

Ama dünyada koronavirüsü üzerinde uzmanlaşmış birkaç biliminsanından biri olan, North Carolina Üniversitesi'nden Lisa Gralinski, şöyle diyor:

Tüm Reklamları Kapat

Sonuçlar abartılmış. SARS-CoV-2'nin, aslında hiç test etmeden daha bulaşıcı bir formunun ortaya çıktığını söylemek, bir bilim insanı olarak beni rahat hissettiren bir şey değil.

O ve Los Alamos araştırmasına dahil olmayan, konuştuğum diğer virologlar, makalenin iddialarının olası olduğunu; ancak sunduğu kanıtlarla haklı olmadığını düşünüyorlar. Daha da önemlisi, koronavirüsün farklı türlerinin var olduğuna bile ikna olmuş değiller.

Cornell Üniversitesi'nden Brian Wasik, "Sadece bir suş için kanıtımız var." diyor.

Yale Tıp Fakültesi'nden Nathan Grubaugh, "Sadece bir suşun olduğunu söyleyebilirim." diyor.

Cambridge Üniversitesi'nden Charlotte Houldcroft, "Sanırım koronavirüs genetiği üzerinde çalışmalar yürüten kişilerin çoğu, birden fazla türün olduğunu onaylamayacaktır." diyor.

Tüm Reklamları Kapat

Haberlerin tekrar tekrar virüsün iki, üç hatta sekiz türü olduğunu iddia ettiği göz önünde bulundurulduğunda, diğer herkesin haklı olarak kafası karışmış olabilir. Bu, karmaşıklarla dolu bir krizin yalnızca bir başka karışıklığı. Bunun mantığını şöyle kavrayabiliriz:

Bir virüs bir konağa bulaştığında, yeni kopyalarını oluşturur ve genlerini çoğaltır. Ama bu süreç kusursuz değildir, kopyalama hatalarla sonuçlanır. Bunlara mutasyonlar denir - bunlar, yazım hatalarının genetik karşılığıdır. Çizgi romanlarda ve diğer bilim kurgu romanlarında, mutasyonlar her zaman çarpıcı ve önemlidir. Gerçek hayatta ise, virolojinin normal ve genelde sıradan bir parçasıdırlar. Virüsler yayıldıkça, doğal olarak, yavaş yavaş mutasyon biriktirirler.

Salgın ilerledikçe, virüsün soy ağacı yeni dallar büyütür - farklı mutasyon gruplarıyla karakterize edilen yeni soylar. Ancak yeni soylar, otomatikman yeni türler olarak sayılmaz. Bu terim, diğer virüslerden önemli ölçüde farklı olan bir soy için ayrılmıştır. Bu, ne kadar kolay yayıldığına göre (bulaşıcılık), hastalığa neden olma potansiyeline göre (virülans), bağışıklık sistemi tarafından aynı şekilde tanınıp tanınmadığına göre (antijenisite) veya ilaçlara karşı ne kadar savunmasız olduğuna göre (direnç) değişir. Bazı mutasyonlar, bu özelliklere etki eder. Çoğu ise etki etmez, ve, ya ''sessiz'' ya da ''kozmetik'' mutasyondur (organizmanın görünümünü yalnızca belirli bir açıdan değiştiren mutasyon). ''Her mutasyon yeni bir tür yaratmaz.'' diyor Grubaugh. (Köpek ırklarını türler olarak düşünün: korgi, danua köpeğinden açıkça daha farklıdır, ama siyah tüylü bir korgi, kahverengi bir korgiyle aynı işlevi görür, ve farklı bir cins olarak sayılamaz.)

Bir soyun, ne zaman tür olarak sayılacağı konusunda net, sabit bir sınır yoktur. Ancak terim, viroloji terminolojisiyle aynı çağrışımlara sahiptir - önem ifade eder. Virüsler her zaman değişir; türler ise, onlar anlamlı değişimler gerçekleştirdiğinde ortaya çıkar.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Her yıl yeni grip türleri ortaya çıkar. Bu virüsler hızlı bir şekilde yüzeylerindeki proteinlerin şeklini değiştiren mutasyonlar geçirerek, atalarını tanıyabilecek ve onlara saldırabilecek aynı bağışıklık hücrelerine karşı kendilerini görünmez kılarlar. Bunlar açıkça önemli değişikliklerdir - aynı zamanda, grip aşısının neden her yıl geliştirilmesi gerektiğinin de kısmi nedenleridir.

Fakat grip, hızla mutasyon geçirdiği için dikkate değerdir. Koronavirüsler, -ki bunlar, açık olmak gerekirse, grip virüslerinden tamamen farklı bir aileye aittirler- onda biri kadar hızla değişim geçiriyorlar. Yeni SARS-CoV-2 de bir istisna değil. ''Bununla ilgili sıradışı olan hiçbir şey yok.'' diyor Grubaugh. Evet, virüs, 2019'un sonunda insanlara ilk bulaştığından bu yana birçok mutasyon geçirdi, ama biliminsanlarının tahmin ettiğinden fazla değil. Houldcroft'ın dediğine göre:

Bu henüz o kadar yeni bir salgın ki, yavaş mutasyon oranı göz önüne alındığında, böyle bir şeyi bu kadar erken görmek şaşırtıcı olurdu.

Peki, Los Alamos çalışmasına ne oldu? Bette Korber liderliğindeki ekip, virüsün peplomerlerine etki eden mutasyonlara baktı - yüzeyinde, konakçı hücreleri tanımak için kullandığı protein. D614G olarak bilinen mutasyon, ekibin dikkatini çekti. Mutasyon, proteinin şekil değişimini, virüsün ''sivri uçlarını'' oluşturan birçok molekülden yalnızca birini değiştirerek sinsice gerçekleştiriyor. D soyundan bu mutasyonlara sahip olmayan virüsler, Wuhan, Çin'de ilk ortaya çıkanları içeriyor. G soyundan mutasyonlara sahip virüsler, Şubat ayında ortaya çıktı. Dünya çapında, G mutasyonlara sahip olanlar, Mart ayı başlarında nadiren görülüyordu; ancak Nisan ayında, Avrupa, Kuzey Amerika ve Avustralya'nın birçok bölgesinde baskın hale gelmişlerdi.

Ancak bu kalıbı yorumlamak zor. D614G mutasyonu, koronavirüsü daha bulaşıcı hale getirebilir ve G virüsleri, D virüslerini geride bıraktıklarından, daha yaygın hale gelebilirler. Ama mutasyonun hiçbir şey yapmaması ve G virüslerin aptal şansından dolayı daha çok yaygınlaşması da mümkün.

Virüsler, doğru kişilere bulaşsaydı -karantinadan önce Çin'den İtalya'ya seyahat edenler- Avrupa'da ve ABD'de kolayca yayılabilirlerdi. Gerçekten de, gördüğümüz kalıp bu: D614G mutasyonu, ilk olarak koronavirüs Avrupa'da yayılmadan hemen önce ortaya çıktı ve bugünlerde neredeyse tüm G virüsleri, ilk kıta atlayan öncü virüsün soyundan geliyor. Çin'in yoğun sosyal kısıtlamaları, büyük olasılıkla sınırları içindeki diğer birçok koronavirüs soyunu bastırdı ve daha çok yayılmalarını engelledi. Harvard'ta patojen evrimi üzerinde çalışan Bill Hanage, "Göreceğiniz tek soy, bu mutasyonlara sahip olanları içeren, yayılan nesillerdir."

Bu tür olaylar, özellikle salgının ilk aşamalarında çok önemlidir. Bazı virüs soyları yayılmaya devam edecek ve diğerleri ise, virüslerle değil de, tamamen konakçı insanlarla ilgili nedenlerden dolayı (konakçı kişilerin kimlerle etkileşimde olduklarına ve bu konakçı kişilerin yaşadığı ülkelerdeki politikaya bağlı nedenlerden dolayı) yok olacaklar.

Tüm Reklamları Kapat

Bu, Los Alamos çalışmasının kötü veya hatalı olduğu anlamına gelmiyor - eğer saygın bir ekip tarafından sunuluyor ve ilginç veriler sunuyorsa. Ancak, sunduğu kanıtlar eşit derecede mantıklı olan iki açıklama arasında ayrım yapamıyor: G virüsleri daha mı bulaşıcı, yoksa daha mı şanslı? (Korber, röportaj talebime yanıt vermedi.)

Daha kesin kanıtlar, iki tip elde edilebilir. Birincisi, biliminsanları, D ve G virüslerinin bulaştığı insan grupları arasındaki salgın yayılmasını karşılaştırabilirler. Ama Houldcroft, ''bu, tasarlanması çok zor bir çalışma'' diyor. İki grubun arasındaki farkların aslında virüsten kaynaklanması için, grupların benzer şekilde eşleştiğinden emin olmanız gerekecek. Her bireyden, hem güvenilir klinik veriler, hem de viral sekanslara ihtiyacınız olacak. Ve sonuçların istatistiksel bir şans olmadığından emin olmak için, birçok insana -ve virüse- bakmanız gerekecek. Houldcroft, ''Binlerce veya onbinlerce viral genomu olmayan çalışmalara fazla ağırlık vermem.'' diyor.

İkincisi, biliminsanları deneylerde iki tür virüsü, laboratuvarda büyütülmüş hücreler veya laboratuvarda yetiştirilen hayvanlar ile karşılaştırabilirler. G virüsleri, hücrelere daha mı kolay yapışıyor, daha mı hızlı büyüyor, yoksa daha mı kolay yayılıyor? Bu tür çalışmalar kolay değildir, ve sonuçların gelmesi muhtemelen aylar alacaktır. Grubaugh, o zaman bile, virologların sonuçlara güvenebilmesi için birkaç laboratuvarın aynı sonuçları elde etmesi gerektiği konusunda uyarıyor. Geçmişte yaşanan salgınlar, neden dikkatli olmamız gerektiğini gösteriyor. 2016'da, bilim insanlarından oluşan iki bağımsız ekip, Batı Afrika Ebola salgını sırasında, bu virüsün A82V adlı bir mutasyon geçirdiğini ve bunun onu laboratuvarda yetiştirilen insan hücrelerini enfekte etmede daha iyi hale getirdiğini gösterdi. Bu ekiplerin, şimdi SARS-CoV-2 üzerinde çalışan Los Alamos ekibinden daha güçlü delilleri vardı - ama yine de, mutasyonun tarihi salgının gidişatını etkileyip etkilemediğini bilmediklerini söylediler. Elbette, daha sonra yapılan çalışmalar, A82V mutasyonunun, Ebola'nın hayvanları enfekte etme yeteneğini etkilemediğini ortaya çıkardı.

Tüm Reklamları Kapat

Asıl sonuç: yeni koronavirüsün farklı türlerinin olup olmadığını bilmek ve diğerlerinden daha az veya daha çok tehlikeli olduğunu öğrenmek zaman alacaktır. En azından önümüzdeki birkaç ay boyunca, bu tür herhangi bir iddiaya şüpheyle yaklaşılmalıdır. "Kısa vadede yeni türler tanımlamak, pek olası değil." diyor Wasik.

Aynı şey, Singapur ve Arizona'da yürütülen, bazı koronavirüs soylarının genlerinin onları daha az tehlikeli hale getirebilecek (veya getiremeyecek) bölümlerinin eksik olduğunu gösteren çalışmalar için de geçerli. Bu, çok tartışılan S ve L grupları için de geçerli. Bu, ikisi New York'u zıt yönlerden vuran, sözde A, B ve C grupları için de geçerli. (Bu iddianın arkasındaki çalışma, uzmanlar tarafından, yöntemleri ve yayın için gizli bir yol kullanmaları nedeniyle ağır bir şekilde eleştirildi). Houldcroft şöyle diyor:

Bunların hiçbiri beni, belirli bir SARS-CoV-2 dizisinin neden diğerlerinden daha başarılı olduğu konusunda kesin bir delile sahip olduklarına ikna etmedi.

Konuştuğum uzmanlara göre, şimdilik öncelik kesin bir delil bulmak değil. Örneğin, Gralinski, aşıları ve ilaçları test etmeye odaklanmış durumda. Farklı mutasyonların virüsün davranışını etkileyip etkilemediğini gelecek yıla kadar, yani "aciliyet azalana kadar" incelemeye başlamayacak. Grubaugh da aynı fikirde: viral evrim çalışmaları kariyerinin temelini oluşturuyor; ama "halk sağlığı resmini değiştirmeyeceklerini" söylüyor. Koronavirüsü kontrol etmek için, ülkelerin geniş kapsamlı testler yapmaları, hasta insanları izole etmeleri, temaslarını takip etmeleri ve diğer seçenekler başarısız olduğunda, sosyal mesafe önlemleri almaları gerekiyor. Grubaugh:

Farklı bir şey yapan bir mutasyonu belirlemek tutumumuzu değiştirmez; sadece bizi odaklanmamız gereken noktadan saptırır.

Geçen ay, salgının neden bu kadar çetrefilli olduğuyla ilgili bir makalede, "bireysel araştırmaların COVID-19 hakkında bildiklerimizi tek başına altüst etmesinin pek olası olmadığını" yazmıştım. Ancak, belirsizliğimiz ve endişemizi gidermek için duyduğumuz doyumsuz ihtiyaçla, medyanın çoğalan çalışmalar hakkında eleştirel olmayan bir şekilde rapor verme eğilimiyle ve ölçüsüz sesleri dikkatli sesler üzerinden yükseltmesiyle, bu karışıklığın sürüyor olması şaşırtıcı değil.

Tüm Reklamları Kapat

Tehlikeli türlerle ilgili yanılgılar, başlı başına baştan çıkarıcıdır. Eğer virüsün, özellikle daha zorlayıcı bir forma dönüştüğüne inanırsak, bazı insanların ve bölgelerin diğerlerinden neden daha savunmasız olduğunu daha kolay açıklayabiliriz - cevabının politik ataletle, mevcut eşitsizliklerde ve şansta olmasının muhtemel olduğu bir gizem. Güçlü rakipler, basit rivayetlerde bulunurlar. Beceriksizlik, önyargılar ve rastlantısallık, zor sonuçlara neden olur.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
11
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 12
  • Bilim Budur! 8
  • Muhteşem! 4
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 3
  • Umut Verici! 3
  • Merak Uyandırıcı! 3
  • Korkutucu! 1
  • Güldürdü 0
  • İnanılmaz 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Çeviri Kaynağı: The Atlantic | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 27/04/2024 17:12:16 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/8745

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Komplo Teorisi
Periyodik Tablo
Tıp
Zeka
Bakteriler
Nöronlar
Nükleotit
Bakteri
Fare
Yapay Zeka
Bebek Doğumu
Şeker
Sperm
Factchecking
Koaservat
Nörobiyoloji
Mers
Araştırma
Mantar
Şempanze
Uzay Aracı
Ana Bulaşma Mekanizması
Yas
Göz
Karanlık Enerji
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
E. Yong, et al. COVID-19 Daha da Kötüleşiyor mu? SARS-CoV-2 Virüsü Mutasyonları, Koronavirüs Evriminin Yönüyle İlgili Bize Neler Söylüyor?. (19 Mayıs 2020). Alındığı Tarih: 27 Nisan 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/8745
Yong, E., Recep, A., Bakırcı, Ç. M. (2020, May 19). COVID-19 Daha da Kötüleşiyor mu? SARS-CoV-2 Virüsü Mutasyonları, Koronavirüs Evriminin Yönüyle İlgili Bize Neler Söylüyor?. Evrim Ağacı. Retrieved April 27, 2024. from https://evrimagaci.org/s/8745
E. Yong, et al. “COVID-19 Daha da Kötüleşiyor mu? SARS-CoV-2 Virüsü Mutasyonları, Koronavirüs Evriminin Yönüyle İlgili Bize Neler Söylüyor?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Translated by Arzu Recep, Evrim Ağacı, 19 May. 2020, https://evrimagaci.org/s/8745.
Yong, Ed. Recep, Arzu. Bakırcı, Çağrı Mert. “COVID-19 Daha da Kötüleşiyor mu? SARS-CoV-2 Virüsü Mutasyonları, Koronavirüs Evriminin Yönüyle İlgili Bize Neler Söylüyor?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Translated by Arzu Recep. Evrim Ağacı, May 19, 2020. https://evrimagaci.org/s/8745.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close