Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Çiçekler Neden Kokar? Çiçek Kokusunu Belirleyen Nedir?

Çiçekler Neden Kokar? Çiçek Kokusunu Belirleyen Nedir? Unsplash
Bir çiçek
7 dakika
8,114
Tüm Reklamları Kapat

Havaya tatlı kokular saçan tropikal bir ormanda yürüdüğünüzü hayal edin. Her bir çiçeğin aroması güçü, burnunuzu adeta zevk ile doldurup taşırıyor. Patikanın biraz aşağısına ulaştığınızda, birden çürümüş etten geliyormuşçasına iğrenç bir koku alıyorsunuz. Koku o kadar iğrenç ki, nefesinizi tutmanız gerekiyor. Bu, ancak ölmüş ve günlerdir çürüyen bir leşe ait olmalı! Kokunun kaynağına gidiyorsunuz ve bir de ne göresiniz? Koku, bir diğer bitkiden geliyor ve tamamen doğal bir koku (bu şekilde kokan bitkilere leş çiçeği ya da ceset çiçeği deniyor)! Bu nasıl olur? Daha önemlisi, çiçekler neden herhangi bir şey gibi kokar?

Aslında çiçek kokusu, insanları ya da diğer hayvanları "mutlu etmek" veya onlara "hizmet etmek" amacıyla üretilen bir koku değildir; tam tersine, insan da dahil olmak üzere bütün hayvanları manipüle etmeye yarayan, onları bitkilerin kendi amaçları için kullanmalarına yardımcı olan, çok önemli bir üreme stratejisidir. Hayvanların koku reseptörlerine uyacak kimyasalları üretip havaya saçmak (yani "kokular üretmek"), bu hayvanları kokunun kaynağı olan çiçeklere çeker ve o çiçeklere dokunmaları halinde bitkiler, spermlerini veya tohumlarını onların üzerine bırakabilirler. Böylece hayvanlar, çiçekten çiçeğe gezerken bu spermleri veya tohumları, dişi çiçeklerin üreme organlarına veya toprağa (özellikle de daha uzaklardaki topraklara) ulaştırabilirler. Gelin buna biraz daha yakından bakalım.

Bitkiler Nasıl Ürer?

Bitkiler, yeni bitkilerin meydana getirebilmek (yani üremek ve çoğalmak) için çiçek açarak tohum üretirler. Canlı bir tohum üretmek için çiçeğin bir kısmında yer alan polenler, çiçeğin başka bir kısmında yer alan tohum taslağını döllemelidir.[1] Bu, hayvanlardaki ile oldukça benzer bir süreçtir: Birçok bitki erkek ve dişi olmak üzere iki biyolojik cinsiyete sahiptir. Bunlardan erkek olanlar sperm (polen) üretirler, dişiler ise yumurta (ovül) üretirler. Tıpkı hayvanlarda ve diğer eşeyli üreyen canlılarda olduğu gibi, bu iki hücre birleştiğinde bir zigot oluşur ve bu zigottan yeni bir bitki üretilebilir.

Tüm Reklamları Kapat

Ancak bitkilerin üreme kapasitesi, hayvanlarınkinden çok daha geniştir: Her ne kadar hayvanlarda çok kısıtlı düzeyde partenogenez görülse de, bazı bitkiler doğrudan doğruya kendi kendine tozlaşma (İng: "self-pollinate") yoluyla, yani kendi dişi üreme hücrelerini kendi erkek üreme hücreleriyle (polenleriyle) döllenebilirler.[2] Üstelik bitkiler, hayvanlara göre diğer türlerle çiftleşme konusunda çok daha esnektir: Örneğin bir bitki, bir diğer bitkiden aldığı poleni kullanarak birçok durumda rahatlıkla üreyebilir. Buna çapraz tozlaşma (İng: "cross-pollination") denir.[3] Burada sorulması gereken şudur: Yer değiştirme yeteneği olmayan bitkiler, bir diğer bitkinin polenlerini nasıl alırlar? Veya üreme zamanı gelen erkek bir bitki, polenlerini dişi bir bitkiye nasıl ulaştırır?

Bazen sadece fizik yasaları bile üreme için yeterlidir: Bitkiler, polenlerini olduğu gibi kütleçekiminin etkisine bırakabilirler ve bu kuvvetin etkisi altında polenler, dişi organlara ulaşabilir. Kimi durumda çeşitli abiyotik (cansız) doğa olaylarından faydalanabilirler: Örneğin rüzgâr, polenleri uzaktaki dişi organlara taşıyabilir. Burada, ilk ipucumuzu buluruz: Ağaç ve çimen gibi, rüzgarla tozlanan çiçekler, koku üretmez.

Bazı bitkilerse, uzak kuzenleri olan hayvanları üreme işlemine dahil ederler: Bitkiler, poleni bir çiçekten diğerine taşıyan kuşlar, yarasalar, böcekler ve hatta küçük kemirgenlerleri kullanabilirler! Ancak bir hayvan, sırf bir bitki üreyebilsin diye onun polenlerini taşıma zahmetine girmeyecektir. Bu nedenle bu yöntemle üreyen bitkiler, bu hayvanları bir miktar teşvik eder.

Hayvanları Cezbedecek Şekilde Evrimleşmiş Çiçek Kokuları!

Bu bitkilerde, polen taşıyıcı hayvanların yiyebilecekleri şekerli besinler, enerji ve gıda açısından zengin nektarlar veya proteinle dolu polenler evrimleşmiştir. Bunları bulabileceğini bilen bir hayvan, memnuniyetle bitkilerin çiçeklerine yanaşacaktır. İşte bu, bitkilerin diğer bitkilerle üremesi için harika bir fırsat sunar: Bir çiçeğe giden hayvan, muhtemelen diğer çiçeklere de uğrayacaktır (yine besin bulma ümidiyle). Bu sırada polenleri, yumurtalara taşıyabilir! Benzer şekilde, halihazırda döllenmiş tohumları uzak yerlere götürüp, bitkinin yeni coğrafyalara ulaşmasını sağlayabilir!

Tüm Reklamları Kapat

Bir Çapraz Tozlaşma Örneği
Bir Çapraz Tozlaşma Örneği
The Conversation

Ancak evrim, bir çözümü ürettikten sonra duran bir süreç değildir. Çoğu durumda hayvanlar ile bitkiler birbirleriyle çok yakından ilişkili hale gelirler. Öyle ki, spesifik böcek veya yarasa türlerinin yardımına ihtiyaç duyan bitkiler, evrimsel süreçte işi bir adım daha ileri götürerek, sadece doğru polen taşıyıcı hayvan için bir karşılama işareti görevi gören, özel çiçek kokuları üretecek biçimde evrimleşmişlerdir. Yani bu kokular, genel olarak "hayvanları" çeken sinyaller değildir; spesifik bir türü cezbedip üzerine çeken kimyasallardır!

Tropikal ormanda çiçek açan bir orkide ya da bahçenizdeki bir gül, aynı türden çiçeklerden polen getirmek için bir polen toplayıcı çekmelidir. Bununla birlikte, benzer görünen; ancak aslında tamamen farklı türlerden olan çiçekler de vardır. Bu benzerlik, farklı türler arasında rekabet yaratır: Kendini, kendisine benzer olan diğer bitkilerden ayırmak için her türler, belirli polen taşıyıcıları kendine çekmek için benzersiz bir koku yayar. Tabii evrimsel süreçte bu kokuyu en iyi taklit edebilen parazitik türler de en avantajlılar olacaktır; çünkü o hayvanı onlar da en kolay kandırıp üzerlerine çekeceklerdir. Bu nedenle bitkiler, en sıra dışı kokuları üretmek konusunda birbirleriyle bir silahlanma yarışına girişirler.

İnsanlar da bu çiçek kokusunu rahatlıkla alabilirler çünkü koku, polen taşıyıcı hayvanları çekmek için hava akımlarında sürüklenir ve çiçekten kolayca buharlaşır. Bu koku molekülleri biz insanların burunlarına ulaştığında, biz de bu kokuları algılayabiliriz. Hatta bir çiçeği koklamak üzere onun üzerine eğildiğimizde veya ona dokunduğumuzda, farkında olmadan polenleri kıllarımıza, elimize, kıyafetlerimize bulaşabilir. Sonrasında bir diğer çiçeğe dokunacak olursak, çiçekler arasında piknik yapmak üzere yere oturduğumuzda ya da basitçe çiçekler arasında yürüdüğümüzde, bu polenleri etrafa saçarak bitkilerin üremesine yardımcı oluruz.

Kokuyu Oluşturan ve Koku Türünü Belirleyen Ne?

Bir mağazanın vitrininde yer alan parfümlerde olduğu gibi, çiçek kokuları da oldukça çok sayıda ve çeşitte kolayca havaya karışan kimyasallardan oluşur. Uçucu organik bileşenler (İng: "volatile organic compounds" veya kısaca "VOC") olarak bilinen bu kimyasalların türü, miktarı ve diğer kimyasallarla etkileşimi çiçeğe benzersiz kokusunu verir. Uçucu organik bileşenlerin daha popüler ismi aroma bileşikleridir. Örneğin bir gülün kokusu 400 kadar farklı kimyasaldan oluşabilir.[4]

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aroma bileşikleri genel olarak 3 ana kategoride incelenir ve aynı kategoride olan bileşikler, ortak bir öncül molekülden üretilirler; fakat üretildikleri biyokimyasal yolak türden türe ve son üründen ürüne bağlı olarak değişebilir.[5], [6] Bu üç grubu genel olarak tanıyacak olursak:

  • Terpenoidler (veya izoprenoidler), izopren türevleridir. Bunlar ya mevalonat yolağı olarak bilinen bir biyokimyasal yolaktan veya eritrol fosfat yolağı olarak bilinen bir biyokimyasal yolaktan geçerek üretilirler. Bildiğiniz bitkilerin çoğunun kokusunun kaynağı terpenoidlerdir.
  • Yağ asidi türevleri olarak bilinen ikinci grup, asetil koenzim-A molekülleri kullanarak üretilirler ve bunlar, çoğu zaman sadece çiçeklerden değil, gövde ve yapraklardan da salgılanabilirler. Öyle ki, kimi durumda bu diğer parçalardan üretilen koku molekülleri, çiçekte üretilenden bile çok olabilir!
  • Benzenoidler (veya fenilpropanoidler) olarak bilinen üçüncü grup, yaygın bir şekilde aromatik bileşikler olarak da bilinirler ve fenilalanin kullanılarak üretilirler.

Bu kimyasalların karışımına bağlı olarak oluşan çiçek kokuları (aroma), çok farklı şekillerde olabilir: Tatlı ve meyvemsi olabilir veya çekmeye çalıştıkları polen taşıyıcı hayvana bağlı olarak miskli, hatta kokmuş veya çürük olabilir. Burada anlaşılması gereken kritik nokta, biz insanların o kokuyu nasıl algıladığının önemsiz olmasıdır. Bitkiler, bu kokuları bizim için üretmemektedirler; kendilerinin üreme ihtimalini arttıran hayvanları etkilemeye çalışmaktadırlar. Dolayısıyla o hayvanların ne düşündüğü ve bundan nasıl etkilendiği önemlidir. Onları çeken koku çürük leş kokusu ise, bitkiler arasından bunu en yakın taklit edebilenler her zaman diğerlerine göre avantajlı olacaktır. Buna bağlı olarak, eskiden "ortalama" bir kokuya sahip olan bir bitki, nesiller içinde "haftalardır çürüyen bir leş" kokusu yayacak biçimde evrimleşebilir.

Çiçek açan bir elma veya kiraz ağacı yaban arısı, bal arısı ve diğer arı türlerini çekmek için tatlı bir koku yayar. Ancak eğer ki burnunuzu armut ağacının çiçeklerine yakınlaştırırsanız, sinekleri çekmek için yaydığı miskli veya çürümüş kokudan rahatsız olarak kendinizi geri çekebilirsiniz. Benzer şekilde, Endonezya yağmur ormanlarına özgü ceset çiçeği (İng: "corpse flower"), çiçeklerini tozlaştırmak için sinekleri ve böcekleri çekmek için çürüyen eti anımsatan, kötü bir koku yayar.

Geceleri uçan yarasalar ve güveler, Güneş battıktan sonra çiçekleri, çiçeklerin saldığı koku sayesinde bulurlar. Cereus, saguaro kaktüsü ve ejderha meyvesi gibi bitkiler, geceleri açılan büyük beyaz çiçeklere sahiptir. Bu beyaz çiçekler, Ay ışığı altında parlıyor gibi görünerek, onları gece dolaşan ziyaretçilerine görünür kılar. Güçlü "parfümleri", bu ziyaretçileri kendilerine yönlendirmeye yardımcı olur. Bu ziyaretçi hayvanlar, bitkilerin ürettiği tatlı nektarı içerken, bir sonraki ziyaret edeceği çiçeğe bırakmak üzere polen toplar. Farkında olmadan...

Bitkiler, koku üretmek konusunda tutumludurlar; sanılanın aksine, kokulu çiçekleri olan bir bitki her zaman kokular saçmaz. Bitki, tozlaşmayı başardıktan sonra, çiçek kokusu ve nektar üretmeyi bırakır ve enerjisini, tohum olacak döllenmiş embriyoya yönlendirir. Böylece bir sonraki döllenme döngüsü başlamış olur.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
47
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 13
  • Muhteşem! 9
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 7
  • Umut Verici! 7
  • Bilim Budur! 6
  • İnanılmaz 4
  • Merak Uyandırıcı! 3
  • Güldürdü 1
  • Korkutucu! 1
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Türev İçerik Kaynağı: The Conversation | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 20/04/2024 18:17:08 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10251

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Hava
Uyku
Kütle
Yas
Çeşitlilik
Kanat
Yeni Koronavirüs
Bebek Doğumu
Neandertal
Diş Hekimi
Yeni Doğan
Konuşma
Sosyal
Bilimkurgu
Kuantum
Kalıtım
Epidemik
Goril
Eğilim
Çeviri
Epistemoloji
Ornitoloji
Amerika Birleşik Devletleri
Göğüs
Yaşanabilir Gezegen
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Kafana takılan neler var?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
R. L. Harkess, et al. Çiçekler Neden Kokar? Çiçek Kokusunu Belirleyen Nedir?. (9 Mart 2021). Alındığı Tarih: 20 Nisan 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/10251
Harkess, R. L., Kaya, G., Bakırcı, Ç. M. (2021, March 09). Çiçekler Neden Kokar? Çiçek Kokusunu Belirleyen Nedir?. Evrim Ağacı. Retrieved April 20, 2024. from https://evrimagaci.org/s/10251
R. L. Harkess, et al. “Çiçekler Neden Kokar? Çiçek Kokusunu Belirleyen Nedir?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 09 Mar. 2021, https://evrimagaci.org/s/10251.
Harkess, Richard L.. Kaya, Gülay. Bakırcı, Çağrı Mert. “Çiçekler Neden Kokar? Çiçek Kokusunu Belirleyen Nedir?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, March 09, 2021. https://evrimagaci.org/s/10251.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close