Bulaşım Dinamiği: COVID-19 Sıklıkla Ev İçerisinde, Kalabalık Arkadaş ve Aile Toplantılarında, Yakın Temas ile Bulaşıyor!
Sosyal Mesafelendirme, Kalabalık Toplanmaları Önleyecek Şekilde Genişletilmeli ve Sürdürülmelidir!
COVID-19 salgını ile ilgili olarak son 4 ayda çok fazla şey öğrendik; ancak öğrenmemiz gereken daha çok fazla detay bulunuyor. Bunların başında, bulaşım dinamiği olarak isimlendirebileceğimiz, virüsün bir kişiden bir diğer kişiye bulaşmasını etkileyen faktörler ve bu faktörlerin detayları geliyor. Bunların en önemlisi, kişilerin bulundukları yerlerin virüs bulaşmasına ne düzeyde etki ettiği... Çünkü buna bağlı olarak önlem politikalarını gözden geçirebilir ve daha fazla ağırlık vermemiz gereken noktaları tespit edebiliriz.
Bulaşım dinamiği, genellikle viral yük ve tahminlerden yola çıkarak hesaplanır. Temas takibi ve uygulanan testlerin bize COVID-19 bulaşıcılığı (enfeksiyon oranları) ve daha riskli olan çevreler/yaşlar ile ilgili neler söylediğini görmek için, konuyla ilgili bugüne dek yayınlanmış makalelere göz atabiliriz. Gelin bir bakış atalım.
Bulaşım Dinamiğine Yönelik Araştırmalar
Bulaşım dinamiklerinde ve epidemiyolojide çok sık söz edilen iki önemli terimi açıklayarak başlayalım. Aşağıdaki çalışmaların büyük bir çoğunluğunda yakın temas, "2 metre veya daha yakın bir mesafede en az 15 dakika yüz yüze vakit geçirme" veya "aynı kapalı ortamda 15 dakikadan uzun süre bulunma" olarak tanımlanmaktadır. Atak oranı (veya enfeksiyon riski) ise, enfekte olan birey ile temas sonrasında enfeksiyona yakalanma olasılığıdır.
4 Mart 2020'de yayınlanan bir makalede, 157 COVID-19 vakasının yakın temas ettiği 2147 kişi takip edildi ve ortalama bulaşıcılık oranı %6 olarak belirlendi. Arkadaşlar arasında (%22) ve hanehalkı arasında (%18) enfeksiyon oranları daha yüksekti. En büyük risk faktörleri arasında ev içerisinde yaşanan temas (%13), toplu taşıma araçlarında yaşanan temas (%11) ve yemek yeme sırasında yaşanan temas (%7) bulunuyordu.
6 Mart 2020'de CDC tarafından yayınlanan bir makalede, 10 COVID-19 vakasının yakın temas ettiği 445 kişi takip edildi. Bunların 54'ü (%12) semptom geliştirdi ve bu, ikincil atak oranının %0.45 olduğunu, hane halkı atak oranının %10.5 olduğunu gösterdi. Yaşadıkları komünite içinde veya temas ettikleri sağlık çalışanlarında başka pozitif vakaya rastlanmadı.
13 Mart 2020'de The Lancet dergisinde yayınlanan makalede, bir COVID-19 hastasının eşinde hastalık görüldü ve sonrasında onların 350 yakın teması takip edildi. 43'ünde semptom oluşumu görüldü; ancak hiçbirinin COVID-19 testi pozitif çıkmadı. Bu durum, yakın ve uzun temasın bulaş için bir zorunluluk olabileceğine işaret ediyor olabilir.
27 Mart 2020'de The Lancet dergisinde yayınlanan makalede, 319 COVID-19 hastasının yakın temas ettiği 1286 kişi takip edildi. Ev içinde ve toplu taşıma sırasında yaşanan bulaşın daha sık olduğu görüldü. Vakaların sadece %9'u, tüm ikincil enfeksiyonların %80'inden sorumluydu! Hane halkı atak oranı %11.5 olarak belirlendi ve çocukların da enfeksiyona yakalanma riskinin yetişkinler kadar olduğu görüldü.
30 Mart 2020'de ön-baskı olarak yayınlanan bir makalede, 31 hanehalkı bulaş öbeğinin 3 tanesi (%9.7'si) pediyatrik indeks vakası olarak tespit edildi. Bu durum, çocukların ev içerisindeki bulaştan sorumlu olmayabileceğine işaret ediyor.
- Tek Doz ile Gribe Karşı Uzun Süre Koruyabilecek Evrensel Bir Grip Aşısı, Kimera Gen Rekombinasyon Teknolojisi ile Mümkün Olabilir!
- COVID-19 Infodemisi: Nörodejeneratif Hastalıklar, COVID-19 Salgınında Sahtebilim İddialarının Neden Bu Kadar Güçlü Yayıldığını Açıklamamızı Sağlayabilir!
- Salgın Ne Zaman Bitecek? COVID-19 Salgınının Resmen Sona Erdiğini Hangi Kriterlere Göre İlan Edebileceğiz?
11 Nisan 2020'de Clinical Infectious Diseases dergisinde yayınlanan makalede, küçük bir Fransız köşkündeki 15 temastan 11'inde hastalık görüldü - atak oranı %75 olarak ölçüldü. Vakaların hepsi yetişkindi. Semptomları olan ama test sonucu pozitif çıkan 9 yaşındaki bir çocuk, semptom gösterirken 3 defa okula ve kayak dersine katıldı, en az 172 kişiyle temas etti, bunların 73'ü test edildi, 1 tanesinde COVID-19 vakası görüldü, %33'ünde ise grip görüldü!
14 Nisan 2020'de NEJM'de yayınlanan bir makalede, İzlanda'daki 9199 kişi test edildi ve 10 yaş altı 564 çocuktan 38'i (%6.7) pozitif çıktı. Buna karşılık, 8635 ergen ve yetişkinin 1183'ü (%13.7'si) pozitifti. Bu, hastalığın çocuklarda daha seyrek görüldüğünü gösteriyor.
15 Nisan 2020'de ön-baskı olarak yayınlanan makalede, 195 küme içinde görülen 349 COVID-19 vakası incelendi ve hane halkı atak oranının çok yüksek olduğu (%17) görüldü. Ev haricindeki atak oranı %7 civarındaydı. 20 yaş altı kişilerde ikincil atak oranı daha düşüktü (%5) ve 60 yaş üstü kişilerde en yoğun atak oranına rastlandı (%18). Bu durum, yaş ile birlikte hastalık duyarlılığının daha yüksek olabileceğini gösteriyor.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
17 Nisan 2020'de Clinical Infectious Diseases dergisinde yayınlanan bir makalede, 105 COVID-19 vakasının 392 hane halkı bireyi incelendi ve ortalama hane halkı atak oranının %16 olduğu, ikincil atak oranlarının ise en sık eşler arasında (%28) olduğu görüldü. Tüm yetişkinlerde atak oranı %17 idi ve 18 yaş altı grupta en düşüktü (%4).
21 Nisan 2020'de The Lancet dergisinde yayınlanan bir makalede, Singapur'da 3 grup halinde dağılmış 28 vaka tespit edildi. Bunların 2'si kilise katılımcıları, 1'i ise bir aile toplantısıydı. Grupların her üçünde de bulaş, semptomatik bir vakayla yakın temastan kaynaklanmıştı ve bu, bulaşın çoğunlukla toplanmalar sırasında yakın temas ile olduğunu gösteriyor.
17 Nisan 2020'de yayınlanan benzer bir makalede, tek bir COVID-19 vakası, 15 diğer resmi veya şüphelenilen COVID-19 vakasına sebep oldu. Hafif semptomlar gösteren vaka, 3 saatliğine bir cenazeye, 2 saatliğine yemeğe ve bir doğum günü partisine katılmıştı. Yine bu çalışma da, aile toplantılarının hastalık bulaşmasında önemli olduğunu gösteriyor.
24 Nisan 2020'de NEJM'de yayınlanan bir makalede, bir yaşlı bakımevinde görülen ilk COVID-19 vakasından 23 gün sonra, bakım gören 84 kişinin 76'sı test edildi ve 48'inin testi pozitif çıktı. Bakımevinde kalan kişilerin %64'ünde COVID-19 bulunuyordu ve bunların %50'sinde hiçbir semptom yoktu.
27 Nisan 2020'de JAMA'da yayınlanan bir makalede, 2 gün süreyle bir barınakta bulunan 408 birey test edildi, %36'sının testi pozitif çıktı. Bu da, evsiz barınaklarında bulaşın yüksek olabildiğini gösterdi. Ayrıca bu kişilerin çoğunda semptomlar görülmedi.
1 Mayıs 2020'de JAMA'da yayınlanan bir makalede, Tayvan'daki 100 COVID-19 hastasının temas ettiği 2761 kişi takip edildi ve 22 ikincil vaka tespit edildi. Hane halkı atak oranı %4.7 idi ve bu oran, yakın aile üyeleri arasında, 40 yaş üstü bireylerde ve semptom başlangıcından sonraki ilk 5 günde temas edilen kişilerde daha yüksekti. 5 günden sonraki temaslarda hiçbir vakaya rastlanmadı.
Bulguların Özeti
Özetleyecek olursak, enfeksiyonun kesin olarak yaşanması için gereken tüm şartlar net olarak bilinemese de, bu araştırmalar yakın ve uzun temasın COVID-19 bulaşında önemli bir rol oynadığını gösteriyor. Risk, özellikle de evler, uzun-dönem bakım tesisleri ve toplu taşıma araçları gibi kapalı alanlarda daha yüksektir.
Hane halkı arasında, arkadaş ve aile toplantılarında ve toplu taşıma sırasında yüksek enfeksiyon oranları görülmektedir. Yani bir araya gelme ve toplanma gibi davranışların salgını körüklediği söylenebilir. Sosyal mesafelendirme uygulamaları devam etmek zorunda olsa da, kısa temasların bu temasta ana itici güç olmadığı söylenebilir.
Kapalı ve birbiriyle bağlantılı çevrelerde görülen yüksek enfeksiyon oranları, megaşehirler, yoksul bölgeler ve sığınak/barınak gibi yerlerde görülen yüksek enfeksiyon oranlarıyla uyumludur. Yakın zamanda ön-baskı olarak yayınlanan bir diğer makale de, toplanma ve kalabalıkların epidemik şiddeti arttırdığını doğrulamaktadır.
Her ne kadar yeterli sayıda olmasa da, şu ana kadar yapılan bu araştırmalar, enfeksiyon riskinin yaş ile birlikte arttığına işaret etmekte, 60 yaş üzerinde en fazla yoğunlaştığını göstermektedir. Giderek artan miktarda kanıt, çocukların hastalığa yakalanma riskinin daha düşük olduğunu ve çok nadiren hane halkı içindeki bulaşmalara sebep olduklarını göstermektedir. Bu bakımdan, çocukların salgındaki ana iticilerden biri olmadığı söylenebilir.
Son olarak bu araştırmalar, bulaşma riskinin en yüksek olduğu durumun, semptomatik bir vaka ile olan yakın temas olduğunu göstermektedir. Bulaşma, sıklıkla semptomların ortaya çıktığı ilk 5 günde yaşanmaktadır. Konuyla ilgili bir diğer ön-baskı da, bulaşmanın yaşandığı vakaların çoğunun asemptomatik olmadığını göstermektedir.
Sonuç
Sonuç olarak, gerçek bulaşım dinamiklerini tespit etmek istiyorsak, temas takibini arttırmalı ve sıklaştırmalıyız.
Her ne kadar elimizdeki veriler halen kısıtlı olsa da, benzer yüksek bulaşım riskini diğer kalabalık ve insanların sık bulunduğu yerlerde de görmekteyiz. Bunlar arasında kalabalık ofis ortamları, diğer çalışma alanları, restoranlar, kafeler ve kahvehaneler, kabalalık apartman daireleri; camiler, kiliseler, ve diğer ibadethaneler, alışveriş merkezleri ve benzerleri bulunmaktadır. Bu nedenle sosyal mesafelendirme ve karantina uygulamaları, detayları gözden geçirilebilecek olsa bile, devam etmelidir.
Bu açılardan ele alındığında, COVID-19 salgını süresince ve sonrasında çalışma ve yaşam alanlarımızı köklü bir şekilde yeniden değerlendirmemiz ve gerekirse yeniden tasarlamamız gerekmektedir. Özellikle de yoksul ve kalabalık bölgelerde yaşayan ve çalışan kişilerin bulunduğu ortamların iyi bir şekilde havalandırılması sağlanmalıdır.
Her şeyden önemlisi, iç mekanlarda ve toplu taşıma araçlarında uzun süreli teması önleyecek tüm adımlar atılmalı, kişisel hijyen kurallarına uymaya devam edilmelidir.
Şu uyarıyı yapmakta fayda var: Bu veriler ve yorum, 4 Mayıs 2020'ye kadar yayınlanmış makalelere dayanmaktadır. COVID-19'a yönelik anlayışımız, testlere ve karantina ortamının kaldırılmasına bağlı olarak köklü bir şekilde değişebilir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 13
- 4
- 4
- 3
- 3
- 2
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 19:15:14 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/8651
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.