Ters Yüz Edilmiş Gerçek Sümer ve Babil Mitolojisi
Hakikatin Gölgelendiği Kadim Sistemler Üzerine Bir Okuma “Bu yazı, tarihsel mitolojilere alternatif bir bakış sunar. Gerçekliği iddia etmez; düşünenler için bir sorgulama zemini oluşturur.”

- Blog Yazısı
Tarihin en eski medeniyetlerinden biri olarak kabul edilen Sümer, genellikle yazının, yasaların ve şehirleşmenin beşiği olarak anılır. Ancak bu anlatının ardında, insanlık tarihine yön veren daha derin bir yapı ve bilinç sistemi yatıyor olabilir. Bu yazı, Sümer ve devamındaki Babil uygarlığının mitolojik yapısını; hakikatin bastırılması, bilginin yönlendirilmesi ve insanın kendisini tanrılaştırma süreci üzerinden yeniden yorumlamaktadır.
________________________________________
🌑 Sümer: Hakikatin Saptırıldığı İlk Sistem
İnsanlık, başlangıçta ilahi düzene uyumlu bir bilinç hâlinde varlığını sürdürüyordu. Fakat zamanla bu düzene karşı çıkan bir bilinç yapısı ortaya çıktı. Bu yapı, nefsin ve benliğin öncülüğünde yükselen bir sistemdi. Sümer uygarlığı, bu kopuşun ilk sistemleşmiş halini temsil eder.
🧱 Zigguratlar – Göğe Yükselme Değil, Tanrılığa Soyunma
Zigguratlar çoğu zaman tapınak olarak değerlendirilir. Ancak bu yapılar, ilahi olanla bağ kurmak için değil; insanın, Tanrı’nın yerine geçme arzusunun mimari simgeleri olabilir. Bu yapıların özü, “Ben de yaratırım” diyen zihnin fiziksel tezahürüdür.
👑 Tanrı-Krallar – İlahi Soy mu, Karışmış Bilinç mi?
Sümer tabletlerinde binlerce yıl hüküm sürdüğü iddia edilen kralların, sıradan insanlar değil; farklı bir bilinç düzeyinden gelen varlıklar olması ihtimali dikkate değerdir. Bu krallar, kutsal olanı taklit ederek kendi düzenlerini kurmuş olabilirler. Bu düzen, halkı yönetmekten çok yönlendirmeye, boyun eğdirmeye yönelikti.
🧠 Enki – Bilgeliğin Temsilcisi mi, Bilginin Saptırıcısı mı?
Sümer’in bilgelik tanrısı Enki, insanı çamurdan şekillendiren ve ona bilgi veren figür olarak bilinir. Ancak bu bilgi, hakikatin ışığı değil; büyü, sihir ve kontrol mekanizmasına dönüşmüş olabilir. Enki figürü, hakikati taşıyan değil, onu saptıran bir bilinci temsil edebilir.
👩👧👦 Ninmah – Doğurganlığın Aracı mı, Bilinç Tasarımcısı mı?
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Yaratılış anlatılarında Ninmah, doğurganlık tanrıçası olarak yer alır. Ancak bu figür, yaratıcı değil; bilinci yönlendiren ve düzenin ihtiyaçlarına göre şekillendiren bir mekanizmayı simgeliyor olabilir. Doğumu kutsallıktan çıkararak sisteme hizmet eden bir araç hâline getirmiştir.
🌌 Nibiru ve Karışmış Soylar – Tanrı-İnsan Birleşimi mi, Hakikatten Sapma mı?
Sümer anlatılarında tanrıların gökten indiği ve insanlarla birleştiği ifade edilir. Bu birleşim sonucunda krallar, kahramanlar ve seçkin sınıflar ortaya çıkar. Ancak bu birliktelik, ilahi değil; hakikatten sapmış bir karışımın, yani yozlaşmış bir soyun temsili olabilir.
📜 İdris’in Yokluğu – Gerçek Bilginin Silinmesi
Gerçek bilgi taşıyıcısı olarak kabul edilen İdris (veya Enoch), Sümer metinlerinde açıkça yer almaz. Ancak yıldızlar, zaman ve boyutlar üzerine geliştirilen bilgiler, onun bıraktığı kadim mirasın çarpıtılmış hali olabilir. Bu bilgi halka değil, sadece seçkinlerin eline geçmiş; büyü, kehanet ve gizli öğretilere dönüştürülmüştür.
________________________________________
🌪️ Sümer Düzeni Ne Anlatır?
Sümer uygarlığı, sadece medeniyetin başlangıcını değil; hakikatin bastırılışını, bilginin saptırılışını ve benliğin tanrılaştırılışını da temsil eder. Bu, Kabil'in yoludur: insanın kendi düzenini Tanrı’nın önüne koyduğu, ruhu bedene mahkûm ettiği bir anlayışın ilk sistemleşmiş hâlidir.
------Babil: Tanrı’ya Karşı Kurulan Sistem
Sümer’de başlayan düzen, Babil’de yalnızca devam etmedi; şekil değiştirdi, büyüdü ve kök saldı. Artık mesele yalnızca hakikatin bastırılması değil, onun yerine geçme arzusuydu. Babil, tarihsel bir şehirden çok daha fazlasıydı: Tanrı’ya meydan okunarak kurulmuş bir bilinç sistemiydi.
________________________________________
🧱 Babil Kulesi – Bağlantı Kurmak Değil, Yerine Geçmek
Tevrat’ta geçen Babil Kulesi anlatısı, çoğu zaman sadece bir inşaat projesi gibi algılanır. Oysa bu kule, insanın Tanrı’ya yaklaşma çabasını değil; Tanrı’nın yerine geçme niyetini temsil eder.
“Gelin, göğe kadar yükselen bir kule yapalım ki adımız yücelsin.”
Bu ifade, kutsal olana karşı geliştirilen benlik merkezli bir sistemin başlangıç cümlesidir.
Burada amaç ilişki kurmak değil, hâkimiyet kurmaktır. Bu kule, ruhsal bir yükselişi değil; benliğin göklere taşınmasını simgeler.
________________________________________
🐉 Marduk – Düzeni Sağlayan mı, Hakikati Boğan mı?
Babil mitolojisinin merkezinde yer alan Marduk, Tiamat adlı kaos varlığını yenerek evreni onun bedeninden yaratır. İlk bakışta bu, düzenin kaosa karşı zaferi gibi sunulur. Ancak detaylı bakıldığında, Tiamat doğayı, döngüsel sistemi, belki de hakikatin dişil ve bütünleyici yanını temsil eder.
Marduk’un bu varlığı ortadan kaldırarak evreni kurması, aslında kendi düzenini dayatması, yani var olanı feda edip kontrol edilebilir bir evren kurmasıdır. Bu nedenle Marduk bir kurtarıcı değil, şirketleşmiş düzenin tanrısıdır.
________________________________________
📜 Hammurabi Yasaları – Adalet mi, İtaat Mekanizması mı?
Hammurabi Kanunları, tarihin ilk yazılı yasaları olarak bilinir. Ancak bu yasalar, bireyin haklarını koruyan evrensel bir hukuk sisteminden çok; davranışları denetleyen, itaati ödüllendiren, karşı geleni cezalandıran bir yapıya sahiptir.
Bu sistemde vicdan değil; otorite belirleyicidir.
Adalet, ruhsal değil; yasal ve mekanik bir koda indirgenmiştir.
________________________________________
🧠 Astroloji – Rehberlikten Yönlendirmeye
Babil’de yıldızlar, gezegenler ve göksel olaylar titizlikle gözlemlenirdi. Ancak bu bilgi zamanla hakikate ulaşmak için değil, kaderi kontrol etmek için kullanılmaya başlandı.
İdris’in bıraktığı kadim yıldız ilmi bozuldu;
• Yıldızlar artık insanın iç yolculuğunu aydınlatmıyordu,
• Aksine, insanı dışarıdan yöneten bir kader kurgusu oluşturuyordu.
Astroloji bir araç olmaktan çıkıp, korku ve yönlendirme sistemi haline geldi.
________________________________________
🧬 Rahipler ve Krallar – Aracılar mı, Engelleyiciler mi?
Babil’de krallar Tanrı’nın yeryüzündeki temsilcisi sayılırdı. Rahipler ise halkla tanrı arasında tek bağlantıydı. Ancak bu yapı, bağlantı kurmak için değil, bağlantıyı denetlemek için kurulmuştu.
• Kutsal olan ulaşılmaz hâle getirildi.
• Bilgi seçkinlerin elinde saklandı.
• Halk, ruhsal gelişim yerine ritüellere ve aracı figürlere mahkûm edildi.
Bu durum, halkı Tanrı’dan değil; sisteme itaate yönlendirdi.
________________________________________
🔚 Babil’in Gerçek Yüzü
Babil’i büyük yapan kuleleri, bahçeleri ya da kanunları değil; kurduğu zihinsel sistemdir.
Bu sistemde:
• Kutsallık araçsallaştırılmış,
• Hakikat bastırılmış,
• Bilgi manipüle edilmiş,
• Tanrı’nın düzeni değil, insanın kurduğu düzen kutsallaştırılmıştır.
Babil, “biz Tanrı’nın yerine geçebiliriz” düşüncesinin ilk büyük anıtıdır.
Gerçek mesele, bir kule değil;
Tanrı’ya ait olan tahtın boşaltılıp benliğe teslim edilmesidir.
-------Kısa süre önce kaybettiğimiz Muazzez İlmiye Çığ’a, Sümer üzerine ondan öğrendiğim değerli bilgiler için teşekkür ederim. Onun çalışmaları, bu yazının ilham kaynaklarından biri oldu. Mekânı aydınlık olsun.
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 09/05/2025 08:05:35 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/20167
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.