Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Sürekli Olumsuz Düşünüyorum

Negatif Düşüncelerle Başa Çıkabilme Stratejileri

12 dakika
25
Sürekli Olumsuz Düşünüyorum Stock
  • Blog Yazısı
İyi Fikir
Blog Yazısı
Tüm Reklamları Kapat

Eski zamanlarda bir öğrenicinin aklına sürekli istemediği düşünceler gelir ve ne yaparsa yapsın bundan kurtulamaz, bu dayanılamaz bir hal alınca ve artık işlerini yapamayacak hale gelince; bu problemini çözebilmek ve bir cevap bulabilmek için, karda kışta kilometrelerce yol yürüyerek bir bilgenin evine gider. Onlarca uğraş sonucunda kapıya gelir çalmaya başlar. Bilge pencereden perdeyi aralar, öğrenciyi görür ve perdeyi kapatarak uğraştığı şeye devam eder, öğrenci ısrarla kapıyı çalar yalvarır, ama hiçbir cevap alamaz. Oralarda kalacak bir yer bulur ve ertesi gün şansını yine dener ancak aynı şey tekrar yaşanır, kapıya vurur ama bilge yine de öğrenciye kayıtsız kalır. Öğrenci döneceği sırada bilge kapıyı açar ve ‘içeri gel’ der. Daha öğrenci söze başlamadan

- ‘Ne için geldiğini biliyorum’ der ve sorular sormaya başlar.

- Dün sen buraya geldin mi ?

Tüm Reklamları Kapat

- Geldim

- Kapıyı çaldın mı ?

- Çaldım

- Ben seni gördüm mü ?

Tüm Reklamları Kapat

- Gördün.

- Peki sana kapıyı açtım mı ?

- Tabii ki hayır açmadın.

- Peki seni ben mi çağırdım ?

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

- Hayır ben geldim.

- İşte aklındaki olumsuz düşünceler de böyle. Sen çağırmasan da gelebilir, bunu kontrol edemezsin, kapıyı çalar bir şey yapamazsın, onu görürsün bu da normal. Ama içeri almayabilirsin. Onu kalbinin ve yaşamının bir parçası yapmamayı kontrol edebilirsin.

Peki gerçekten de bu kadar kolay mı ? Dilerseniz yazımızın devamında birlikte değerlendirelim.

Bugünlerde, bir kısmı spritüel yaklaşımlar çok yaygınlaştığı için de olsa, olumlu düşünmeye dair çok sayıda yönlendirme var, insanlar bu konuda daha çok farkındalık sahibi. Acaba ben neden sürekli olumsuz düşünüyorum negatif konuşan birine mi dönüştüm, acaba fazla mı evham yapıyorum, bir şeyleri akışa bırakmakta zorlanıyor muyum ? gibi düşüncelerle kendini değerlendirebiliyor. Nitekim eskiden olumsuz düşünen kişinin düşüncesinin olumsuz olduğundan ve kendine zarar verebileceğinden bile haberi olmazdı. Etrafımızda depresif biri olduğunda karakterine atfeder, o zaten hep böyle biriydi diye düşünerek üzerinde çok durmazdık halbuki artık en azından adını koyabiliyoruz ve bu açıdan bu konuda biraz daha yol aldığımızı düşünebiliriz.

Bu yazımızla adını koymaktan biraz daha ileri gidebiliriz ve bunun nedenlerini şu gibi sorularla araştırabiliriz: Ben hangi konularda, hangi koşullarda, neden olumsuz düşünmeye daha yatkınım ? Çözümü için ne yapabilirim ?

Olumsuz düşüncelerin sebeplerinden biri mükemmeliyetçiliktir. Mükemmeliyetçilik ilk bakışta faydalı ve kişiyi başarıya götüren bir özellik gibi gözükse de aslında bu olumsuz düşüncelerin önemli bir nedenidir, dikkatle bakınca fark edebiliriz ki aslında insanlar başardıkları ne varsa mükemmeliyetçiliğe rağmen başarır. Mükemmeliyetçi biri bir işin içindeyken ve hatta onu planlamaya başladığında bile işin olumsuz taraflarını, karşılaşacağı engelleri, eksik noktalarını, işle ilgili hatalı giden ya da gidecek şeyleri görmeye odaklanır. Bunlar başarı için kulağa mantıklı gibi gelebilir oysa ki buradaki problem mükemelliyetçilerin ‘sadece’ bunları düşünüyor olmasıdır. Hedefe ulaştıklarında ulaştıkları hedef için kendilerini takdir etmediklerinden, hızlıca bir sonraki hedefi düşündüklerinden; uzun yıllar sonra bile geriye baktıklarında hissettikleri tek duygu yetersizlik olur. İyi bir okulu bitirmiş, ortalamanın üstünde para kazanıyor ve iyi bir aile kurmuş olsalar bile. Mükemmeliyetçilik sahip olduklarımızın kıymetini bilmemizi, başardıklarımızı takdir edebilmemizi, geriye bakıp ne kadar yol aldığımızı görebilmemizi engeller. İyi yaptığımız şeyleri küçümseyerek, görmezden gelerek ‘ne yaparsak yapalım’ yetersiz hissetmemize sebep olur. Bu nedenle bir işle ilgili sürekli olumsuz düşünüyor olmamızın sebebi mükemmelden daha azına ‘razı olamam’ diye düşünen tarafımız olabilir.

Tüm Reklamları Kapat

Sürekli olumsuz düşünüyor olmamızın sebebi ebeveynlerimizle ilgili bir mesele de olabilir. Belki de ebeveynlerinizden birinin şiddetli anksiyetesi vardı ve size bir şey olacağından korkuyordu. Aklına; sizden ayrı olduğu her an ‘korkunç şeyler yaşayacağınız’ düşünceleri geliyordu ve bu düşüncelerden kurtulmak için hep sizinle iletişimde kalmak istiyordu, belki sürekli mesaj atıyordu, arıyordu, dışarı çıkmanıza arkadaşlarınızla vakit geçirmenize izin vermiyordu çünkü kendi içinde katlanamadığı bir anksiyete duygusu vardı ve aslında sizinle iletişimde kalmak buna bulduğu bir çözümdü. Ebeveynin böyle davranmasının nedenleri arasında bağlanma stilinden kişilik profiline kadar birçok şey konuşulabilse de esas vurgulamak istediğimiz nokta ebeveynin bu gibi davranışlarının sizi vekaleten olumsuz düşünmeye itiyor olabileceği gerçeğidir. Çünkü her dışarı çıktığınızda, yalnız kaldığınızda, biriyle tanıştığınızda, bir işe kalkıştığınızda, yeni bir yaşam deneyiminde annenizin ya da babanızın ‘aman kızım dikkat et, aman oğlum iyi araştır, sakın bilmediğin yerlere gitme’ sesleri bir fon müzik gibi yeni deneyiminize eşlik ediyordur. Bu zihninizdeki ‘evhamlı radyo istasyonunun’ her yeni deneyiminiz esnasında sizde hoşlanmadığınız duygular ve düşünceler oluşturması çok normal.

Bir metropolde yaşıyoruz ve tanıştığımız kişiler, bulunduğumuz ortamlar, aldığımız riskler konusunda dikkatli olmamız gerektiği açıktır. Yine de başına kötü şeyler gelen kişiler anneleri evden çıkarken dikkat et demediği için böyle şeyler yaşadığını iddia edemeyiz. Kötülüklerden korunabilmenin yolu anksiyöz bir kişiliğe sahip olmak değil daha bilinçli ve ebeveynlerimizle aslında daha gerçek ilişkiler kurmaktır. Bu şekilde davranan ebeveynler çocuklarına iyi duygular hissettirmediği için çocuklarıyla kuracakları sağlıklı ilişkiler zedeleniyor, istemeden çocuklarını bu kötü deneyimlere daha açık hale getirmiş olurlar. Günün sonunda çocuklar kötü şeyler yaşasa bile ailelerine durumdan bahsedemezler. Diğer taraftan böyle davranan bir ebeveyn kendi anksiyetesini yatıştırmaya çalıştığı için burada bir yardımdan söz edemeyiz, kendiyle bu kadar ilgilenmek zorunda kalan kişinin çocuğuna sunabildiği destek tartışmalıdır.

Bazı kişilerin hayatında spesifik bir problem gözükmeyebilir ama bu kişinin hayatında kendini besleyecek şeylerolmaması da problemdir. Hayatınıza baktığınızda sizi gerçekten iyi hissettiren şeylere vakit ayırıyor musunuz ? Sizi anlayan dinleyen insanlara vakit ayırıyor musunuz ? Bir hobiniz var mı ? Eğer inanıyorsanız, kendinize iyi gelecek şekilde vaktinizin bir kısmını inançlarınıza ayırıyor musunuz ? İlgi alanlarınız ne kadar geniş ? Neleri sevdiğinizi biliyor musunuz ? Gün içinde bir olay karşısında enerjinizi kaybettiğinizde enerji alabileceğiniz bir aktiviteniz var mı ? bu gibi soruların cevapları iyi hissetmek için çok önemlidir.

Tüm Reklamları Kapat

Tüm dünyadaki ekonomi sistemi ve insanlık olarak geldiğimiz nokta sebebiyle çok fazla çalışıyoruz ancak oyun oynamak da insan doğasının bir parçası ve buna ihtiyaç duyuyoruz. Oyunu size iyi gelen ve iyi hissettiren sizi besleyen şeyler olarak düşünebiliriz. Bir düşünelim: 8 – 10 saat çalıştığımız işten çıkıp; akşam çok da ilgimizi çekmeyen bir şeyler izledikten sonra uyanıp ilk iş elimizde telefon reelslere baktıktan sonra hazırlanıp işe gidiyorsak yılda bir hafta ya da 15 gün yaptığımız tatil stresten uzaklaşmak için ne yazık ki yeterli olmayacaktır. Bir çocuktan aralıksız çalışıp yılda 15 gün oynamasını beklemediğimiz gibi kendi çocuksu yanımıza da böyle bir hayatı reva göremeyiz.

Her gün küçük aralar verme fikrine karşılık ilk aklımıza şu gibi düşünceler genellikle ‘yeterince arkadaşım yok, yeterince param yok, yeterince boş vaktim yok’ gibi olsa da bunları birer bahane olarak görerek kendine vakit ayırma konusunun bir alışkanlık işi olduğunu kabullenmemiz gerekir. Bu bir alışkanlık ve kendi stres durumundaki değişme duyarlı olmakla ilgilidir. Kendimize vakit ayıramıyor olmak negatif bir zihin ve olumsuz düşüncelerin beslenmesi için elverişli bir alan olduğundan şimdi biraz durup çocuksu yanımızı yeterince besleyip beslemediğimizi gözden geçirebiliriz.

Olumsuz düşünce tarzına yatkın olmamızın bir diğer sebebi içselleşmiş suçluluk duygumuz olabilir. Genç yaşta ebeveynlerimiz tarafından sözlü veya fiziksel istismara maruz kalmış olmak, ya da ne yazık ki bir cinsel sömürüye uğramış olmak, şiddetin gürültülü ve süreğen olduğu bir ailede yetişmiş olmak kişilerin suçluluk duygusunu içselleştirmesine ve yaşamlarının bir parçası haline getirmelerine sebep olmaktadır. Böyle durumlarda istismar mağduru için suçluluk duygusu o kadar derinde ve o kadar içerde bir yerlerde yaşamını yönetiyordur ki bu kendisinin normal düşünce sisteminin vazgeçilmez bir parçası gibi hissettiğinden problemin farkında bile olmadan yaşamını sürdürebilmektedir. Böyle kişilerin sürekli kendiyle ilgili olumsuz düşünceler üretmesi ve hayatına hep yanlış yaptığı şeyler üzerinden bakması, hatalarına odaklanması ve bunları kabul edilemez görmesi ne yazık ki olumsuz düşünce döngüsünde takılı kalmasına sebep olabilmektedir. Çoğunlukla daha çok küçükken geleceğin kötü olacağına, sürekli kötü bir olayların yaşanacağına dair bir inanç yerleşmektedir. Ayrıca suçlu hisseden kişilerin kendini cezalandırmaya yönelik davranışlarını ya da cezalandırılacağı türden davranışlara yönelik itkilerini de göz ardı etmemekte fayda vardır.

Olumsuz düşünme nedenlerimizden bir diğeri de belirsizliktir. Bu konuda bilmeliyiz ki bazı olumsuz düşünceler zihnimize açık ve net bir şekilde hoşumuza gitmeyen bir cümle kalıbıyla gelmemektedir. Bazı olumsuz düşünceler zihnimize soru işaretleri şeklinde gelir. Bunlar özellikle bir belirsizliğin içinde bulunduğumuzda kendini gösterse de işin aslı yaşamımızdaki çoğu şey belirsizdir. Bir işe gireriz, iş iyi gidecek mi gitmeyecek mi ? Yeni bir ilişkiye başlarız, bu kişi benim için uygun mu değil mi ? Bir karar veririz, doğru muydu yoksa sonuçları kötü mü olacak ? Zor bir koşulda oluruz ve o koşul iyiyle sonuçlanacak mı yoksa kötüyle mi sonuçlanacak ? Bunların tamamı belirsizlik içeren durumlardır. Bu belirsizlik durumlarında kötü hissediyorsak kendi içimizde fark etmediğimiz bir yerden ‘iş kötü gidecek, bu kişi bana uygun değil, yanlış bir karar verdim, her şey kötü olacak’ şeklinde düşünüyor olabiliriz. Çünkü belirsizlik aslında yalnızca belirsizliktir, içinde bulunduğumuz yeni koşula umutla bakıyor olabilseydik hissettiğimiz duygu da kötü olmayacaktı.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
''I Had Potential'' T-Shirt

Bu t-shirt, “I Had Potential” mesajıyla hem mizahi hem de düşündürücü bir dokunuş katıyor. %100 pamuklu yapısıyla gün boyu konfor sağlarken, kaliteli baskısı sayesinde uzun ömürlü kullanım sunar. Minimal ve çarpıcı tasarımıyla tarzınıza karakter katacak bu parça, kendine özgü bir ifade arayanlar için mükemmel bir seçim!

Bilgiler ve Uyarılar:

  1. Renk Bilgileri: Tişört beyaz ve siyah olarak üretilebilmektedir.
  2. Beden Bilgileri: Stokta kalan ürünlerimiz arasından dilediğiniz bedeni seçebilirsiniz. Tişörtlerle ilgili beden bilgisi almak ve ölçüleri öğrenmek için buraya tıklayınız.
  3. Cinsiyet Bilgileri: Bu ürünümüz unisex üretilmektedir ve her cinsiyete uygundur.
  4. Kargo Bilgileri: Bu ürün sipariş alındıktan sonraki 2 iş günü içinde postalanacaktır. Kargo yöntemimiz hakkında daha fazla bilgiyi buradan alabilirsiniz.
  5. Kumaş Bilgileri: Bu ürün %100 pamuktur.
  6. Yıkama/Ütü Bilgileri: Tişörtler üzerindeki görsellerin korunması için tişörtlerin ters yüz edilerek yıkanması ve ütülenmesi tavsiye edilir. Siyah tişörtlerin en fazla 30 derecede yıkanması gerekmektedir.
  7. İade/Değişiklik Bilgileri: Lütfen sipariş vermeden önce iade ve ürün değişikliği ile ilgili bilgilendirmemizi okuyunuz.
Devamını Göster
₺600.00
''I Had Potential'' T-Shirt

Olumsuz düşüncelerle ilgilenmemizin en önemli sebebi olumsuz düşüncelerin iyi duyguları katletmesidir. Psikoloji kliniklerine insanlar bir şekilde kötü hisleri sebebiyle başvurmaktadır. Eğer bir süredir kendimizi kötü hissediyorsak ve buna bir çözüm bulamamışsak bunun sebebi olumsuz düşüncelerimiz olabilir. İyi hissetmenin temel yapı taşlarından biri olumlu düşünebilme becerisidir.

Finansal stres ve borçluluk durumu da kişinin devamlı olumsuz düşüncelere kapılmasına sebep olabilmektedir. Parayı iyi yönetememek, yanlış adımlar atmak günün sonunda kişilerin bir borç yüküyle karşı karşıya kalmasına sebep olmaktadır. Herkesin dönem dönem borcu olabilir ama yaşamının her döneminde borç yüküyle uğraşan kişilerin gerçek problemleri para olmayabilir. Sürekli parayla ilgili olumsuz düşüncelerle uğraşıyor olsalar bile.

Bazı kişiler bir duygu regülasyonu olarak para harcama davranışı geliştirmektedir, kötü hissetiğinde bir şeyler satın alarak duygu durumunu toparlasa da bu geçici olduğu için sonrasında bu davranışının finansal yüküyle ilgilenmesi gerekmektedir. Güvende hissetmek ve her ay kirayı nasıl ödeyeceğini hesaplamamak en doğal haklarımızdan biri olsa da ne yazık ki böylesi bir tablonun içindeki kişi bir süre sonra yalnızca borç isteme, evden atılma, parasız kalmayla ilgili negatif düşüncelerle uğraşmak zorunda kalmaktadır.

Bu kişilerin finansal durumlarını düzelttiğinde yine aynı döngüye girmesinden anlıyoruz ki problem para değildir, parayla bir şeyler satın alarak görmek istemedikleri duygu esas problemdir. Yine de yalnızca finansal strese odaklanacaksak parayı doğru yönetmenin diğer birçok davranışımız gibi çocuklukta öğrenildiğini belirtmekte fayda vardır. Yetiştiğimiz ortamla birlikte para harcama alışkanlıkları geliştirerek tutumlu olmayı öğreniyoruz. Bunlarla bağımsız gibi görünse de hedef baskısı olan bir işte çalışmak da finansal stresten bağımsız değildir. Hedefi tamamlamazsam küçük düşürülürüm, patronumun gözünden düşerim gibi olumsuz düşüncelerle uğraşan kişiler için iş stresi konusunda daha yapıcı düşünceler geliştirmesine yardım etmek gerkemektedir.

Doğru şekilde yaşanamayan yas olumsuz düşüncelerin bir diğer sebebi. Ne yazık ki yaşam yolculuğunu birini kaybetmeden tamamlamak neredeyse imkansız, günü gediğinde sevdiklerimize, ebeveynlerimize veda edeceğimizi bilsek de bu süreci kabul edemiyor olmak kaybın ardından yas sürecine negatif düşüncelerin eşlik ettiği bir tabloya dönüşüyor. Bazı kişilerin yas sonrası panik atak, kronik suçluluk duyguları ve depresyon belirtileri yaşadığını görüyoruz, burada kayıpla ilgili düşünceleri yeniden yapılandırmak gerekiyor, eğer bu kişiyle ve vefatıyla ilgili çözümlenmemiş bir travmamız varsa aynı ölçüde olumsuz düşüncelere kapılabiliyoruz.

Bazı durumlarda insanların yeteneklerini ortaya koyamaması, kendini ifade edememesi, üretememesi sebebiyle olumsuz düşüncelere kapılabilmektedir. Herhangi bir konuda yeteneği olan bazı insanların kendilerini ifade ettiklerinde o korkuyu aştıklarında, ve bunun için bir şeyler yapmaya başladıklarında daha olumlu bir düşünce yapısına hızlıca geçtiklerini gözlemleyebiliyoruz. Bu gibi tablolarda kişi olumsuz düşünerek yarattığı stres sayesinde harekete geçtiği için olumsuz düşüncelere katlanıyor ve bu düşünceleri hayatında tutuyor olabilir.

Ruminasyon kişilerin gerçekle ilgisi olmasa bile sürekli zihnine gelerek kendisini taciz eden, bazen uykuya geçmeden önce şiddetini arttırarak uyumayı engelleyen, bazen gün içinde kişinin işine odaklanmasını engelleyecek kadar artabilen takıntılı düşüncelerdir. Bu kişiler obsesif kompülsif kişilik ya da obsesif kompülsif bozukluk ismindeki bir anksiyete bozukluğu sebebiyle bu durumu yaşadıkları için, temeldeki bu problem çözüldüğünde zaten ruminatif düşüncelerden de kurtulacaklardır.

Sonuç olarak bir şeyleri anlamlandırmak için geliyor bu düşünceler, başına kötü bir şey gelecek diyor olabilir, geçmişteki kötü şeyleri söylüyor olabilir, gelecekte yapacağın kötü şeyleri bildiriyor olabilir. Ama her ne sebepten olursa olsun bu düşüncelerin ısrarla orada durması -kötüyü düşünürsem gerçekleşmez- gibi bir inancımızdan da kaynaklanabilir.

Olumsuz düşüncelere kapılıyor olmamızın birçok sebebi vardır. Sadece olumsuz düşünme problemim var ve bunu çözeceğim diye düşünmek ya da olumlu düşünmeye çalışarak bu problemden kurtulabileceğimize inanmak biraz naif bir yaklaşım olacaktır, böylesi bir yaklaşım her zaman gerçekliği yansıtmayabilir. Eğer tek şikayet olumsuz düşünme gibi geliyorsa düşünmekten kaçındığınız ve görmemeyi tercih ettiğiniz bir deneyiminiz, kabul etmekte zorlandığınız bir yaşam koşulunuz olabilir. Kaydın başında anlattığım bilgenin kapıdan içeri almamayla çözüm ürettiği olumsuz düşünceyi içeri almamanın ilk basamağı onu görmek, anlamak ve adını koymaktır. Özetle: Nerede, ne zaman, hangi koşullarda ve ne konuda olumsuz düşündüğümüzü tespit etmek, onu içeri almamak için iyi bir başlangıçtır. Bir şeyin neden orada olduğunu bilmek, tıpkı bilgenin hikayesi gibi onu içeri alıp almama konusunda bize bir seçim şansı verecektir.

“Yukarıdaki içerik yazarın podcast serisindendir. 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserlerini Koruma Kanunu gereği site içindeki tüm dokümanlara ait haklar saklıdır. Site içerisinde yer alan sayfalarda hiçbir doküman, yazılı izin alınmaksızın kopyalanamaz, başka yere taşınamaz, alıntı yapılamaz, internet üzerinde veya her ne şekilde olursa olsun yayınlanamaz ve kullanılamaz. Aynı şekilde 5651 sayılı kanunu kapsamında telif hakkına konu olan eserle yasal haklarının çiğnendiğini düşünen hak sahiplerinin mail yoluyla iletişime geçmesi halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde eser yeniden değerlendirilerek yazılı dönüş yapılır. Yararlanılan kaynaklar, gerekli izinler ve haklar için mail yoluyla iletişime geçiniz.’’

Okundu Olarak İşaretle
6
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Raporla
Mantık Hatası Bildir
Yukarı Zıpla
Bu Blog Yazısı Sana Ne Hissettirdi?
  • Muhteşem! 0
  • Tebrikler! 0
  • Bilim Budur! 0
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 0
  • Güldürdü 0
  • İnanılmaz 0
  • Umut Verici! 0
  • Merak Uyandırıcı! 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 24/08/2025 04:51:35 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/19480

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Geçmiş ve Notlar
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
İşaretle
Göz Attım
Site Ayarları

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.

[Site ayalarına git...]
Bu Yazıdaki Hareketleri
Daha Fazla göster
Tüm Okuma Geçmişin
Daha Fazla göster
0/10000
Kaydet
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close