sohbet
birbirinin zihnine konmak

- Blog Yazısı
bu konu üzerine neden düşünmeye başladım? çünkü inanılmaz kötü bir versiyonuna uzun süredir maruz kalıyorum. insan bi’ şaşırıyor önce, sonra anlamak istiyor. ben de merak ettim ve başladım okuyup araştırmaya.
negatif bir deneyime maruz kalınca ilk yaptığım şeylerden biri, şapkamı önüme koyup “ben bunu birine yapmış mıyımdır acaba” düşüncesiyle kendi anılarımın üzerinden geçmek oluyor. bu esnada da çevremdekilere danışıp sen bende x durumunu/davranışını hiç gözlemledin mi diye soruyorum. n’olur dürüst olalım birbirimize çünkü aksi pozisyonda olmak epey kırıcı.
birbirinin zihnine konmak
ben bir kavram üzerine düşünürken etimolojisinden başlarım. bu yazıda sohbet konsepti üzerinden gideceğim. doğal olarak en alakalı kavramları da akışa dahil edeceğim: Dil, konuşmak, iletişim ve ilişki.
Konuşmak
Kon- fiilinden +iş- işteşlik ekiyle “karşılıklı veya birlikte ikamet etmek” anlamındayken sadece Türkiye Türkçesinin Batı lehçesinde 16. yy’dan sonra danışmak fiilinin yerini almıştır.
Yani kelimelerle birbirimizin zihninde konum alıyoruz, bir anlamda muhatabımızın beyninde bir alanda beliriyoruz ve bunu karşılıklı yaptığımızda konuşmak fiili meydana geliyor. Hoşuma gitti. Ötekinin zihninde lokasyonunun olması, bunu dil ile yeniden ve yeniden karşılıklı olarak var etmek.
Sohbet
Arapça ṣḥb kökünden gelen ṣuḥba(t) صُحْبة “dostluk etme, arkadaşlık” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Arapça ṣaḥiba صَحِبَ “dost idi” fiilinin fuˁla(t) vezninde masdarıdır.
akışta ilişkilenmek
samimi insani ilişkilerin doğal akışında inşa edilebileceğine inanıyorum. bu yüzden etimolojik arkaplandan sonra en profesyonel taktikleri listelemeyi, buyurucu bir yerden ideali empoze etmeyi ya da muhatabımı robotlaştırdığım listeler öne sürmeyi makul bulmadım.
konuyla ilgili yazılmış dost kazanma ve insanları etkileme sanatı, dale carneige iletişim ve ilişki inşa etme üzerine çok temel bilgileri çok doğru bir şekilde ortaya koyan kitaplardan. bağlantı kurmak ve ilişki inşa etmek üzere hızlıca aktarırken, çoğu durumda aslında bilmeden yaptığımız sezgisel şeyleri de bilinç üstüne çıkarıp birer bilgi olarak sunuyor. bu tür bilgileri çok değerli buluyorum, öte yandan bunları bir şeyler elde etmek ve hayatta başarılı olmak için bir oyun hamlesi gibi düşünerek içselleştirmek uygun gelmiyor.
nasıl sohbet edilir? sorusunun cevabı iki öznenin olağan akışında, kendiliklerini ortaya koyup dilediğince paylaşım yapması olabilir. “nasıl yapılır?”a kural koyucu ya da strateji belirleyici bir şekilde yaklaşmaktansa serbestliğe doğru pozisyon almak, bizi rahatlatıp ve kaliteli bir özgünlüğe sürükleyebilir.
nasıl sohbet edilmez?
monologla sohbet edilmez. dinlemek ve paylaşımı karşılıklı kılmanın gerekliliği. hiç yorum katmadan deborah hanımın kitabından bir alıntı ile açıklayacağım bu kısmı.
“Kadın, yeni tanıştığı bir adamla öğle yemeğindeydi. Adam durmadan kendinden bahsediyor, hikâye üstüne hikâye anlatıyordu. Kadın en sonunda dayanamayıp, “Neden sürekli kendinden bahsediyorsun?” diye sordu. Adam, “Seni tanımak istiyorum,” dedi. Kadına göre bu işin mantığı yoktu. Birini tanımak istiyorsan, onu dinlemen gerekir, kendi hayatını anlatman değil. Oysa adam, içini döktükçe karşısındakinin de açılacağını sanıyordu. Kadın sustukça o daha da anlatıyor, samimiyeti zorla inşa etmeye çalışıyordu. Oysa sorun, kadının kapalı olması değil; adamın yolu yanlış seçmesiydi.”
üstten konuşarak sohbet edilmez. burnu havada, kendini karşındakinden daha üstün bir yere koyarak başlatılan konuşmadan da sağlıklı bir paylaşım doğması pek mümkün değil çünkü bu yaklaşım sağlıklı ilişkilerin temelinde yer alan karşılıklılık ve denklik ilkelerine başından ket vurur. kişilerin paylaşım yoğunluğunun yakınlığını önemsiyorum. terazilerin kefe hizası birbirine yakın bir yerde konumlanmalı ki, sohbet eden insanlar birbirinin zihninde benzer ölçüde yer edinebilsinler. kibirli bir yaklaşım sadece kendi aktardığına odaklanıp karşıdan gelen görüşlerin kendisine ulaşmasına izin vermeyecektir. diyalogda konuşma ve paylaşım miktarı eş ölçüde olsa bile esaslı bir aktarım için zihinsel olarak almaya hazır halde olmak gerekli.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
İlişkiler, sözle inşa edilir, sözle yaşatılır, yine sözle yıkılır; bu yüzden dilbilim, insan ilişkilerinin mimarisini anlamamıza ışık tutan en somut araçlardan biridir.
her iki alıntı da deborah tannen – that’s not what i meant kitabından. sohbet 101’in devam yazısına teaser niteliğinde yer verdim. bye.
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- zeta. Sohbet. (28 Mart 2025). Alındığı Tarih: 25 Mayıs 2025. Alındığı Yer: zenepta blog | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 27/05/2025 22:26:16 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/20694
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.