MERSİN’DE SİNEK FESTİVALİ BAŞLADI
Her türlü kültürel faaliyetin amansız ve acımasız başkenti Mersinimiz’de gün geçmiyor ki yeni bir festival, tiyatro etkinliği, sergi, seminer haberi duyulmasın.

- Blog Yazısı
İçim ısındı, mutluluk gözyaşlarına gark oldum desem yeridir hakıralar.
Son olarak isimsiz bir kahramanımızın yaptığı açıklamaya göre sıcakların başlaması ile birlikte tam üç ay sürmesi beklenen tamamen açık havada ve dağ, taş, dere, tepe demeden tüm Mersin coğrafyasında yapılması planlanan sinek festivali düzenleneceği bildirildi.
Etkinlik ismi ne olsun yarışması bile düzenlenmiş.
Bende birkaç isimle katkıda bulunmak istedim.
Maksat çam sakızı çoban armağanı Akdeniz’in güzide incisi Mersinimize katkımız olsun dedim, fenamı eyledim deyin hele toramanlar.
‘‘Vızıldayan Galpler’’, ‘‘Vur ki Ses Gelsin’’, ‘‘Vur Vızılat’’, ‘‘Sinek-lik Şampiyonası’’ gibi isimler türettim.
Festival süresince birçok etkinliğin planlanıldığı öğrenildi.
Aslına bakarsanız etkinlik programı çok gizli ama belediyede yüksek mevkilerdeki tanışlar sayesinde bizler öğrendik.
Etkinlik süresince yapılması düşünülen yarışlardan birinin en çok sineği kim öldürecek olduğu tüyosunu da almış bulunmaktayım.
Farklı bir haber alma kaynağımda: sinekler tarafından bir dakikada en çok kim ısırılacak, ağzıyla en çok kim sinek yakalayacak ve en çok sineği el dışında bir araç kullanmadan kim hakkın rahmetine kavuşturacak gibi faaliyetler olacağı da duyumlarımız arasında yerini aldı.
Şahsi kanaatimce çok yerinde ve olması gereken bir festival olmuş.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Kültürel ve sosyal anlamda toplumumuza, şehrimize çok faydası olacağı kanaatimceyim.
Benim naçizane bir önerim de oldu aslında, bu festivali uluslararası arenaya taşısak nasıl olur gubaraklar sizce de?
Düşünsene Emerika’dan iki yüz küsür yarışmacı gelmiş Mersin sokaklarında alkış temposu kıvamınca sinek avlıyorlar.
Süper bir fikir bence.
Mesela Fransız ekibi geçmiş Müftü Deresi kenarına, ağzıyla burnuyla sinek yakalıyor ve bu kareler dünya basınında yer alıyor.
Muhteşem bir şey bence.
Kültür kaynaşması, hümanizm, sevgi pıtırcığı gibi sıcacık kelimeler geliyor aklıma.
Daha fazla detay vermek istemiyorum ve emeği geçenlere sonsuz teşekkür ediyorum.
Bu arada dünyada Çift kanatlılar takımına dahil olan sineklerin yaklaşık bir milyon türü var (Kara sinek var, at sineği var, var da var…)
Fakat yalnızca yüz elli bin türü biliniyor.
Türkiye’de ise bin yüz yetmişten fazla tür bulunuyor ama Mersin’de kaç çeşit sinek var bu konuda herhangi bir istatistik yok.
Ama benim bildiğim bir tane sağlam sinek var.
Köy kahvesinde sürekli yancılık yapan, hiçbir oyuna girmeyip hesap ödemeyen, ama sürekli oturduğu masa yanından bişeyler yiyip içen sinek Sülüman abi var.

En azından o belgeli.
Sinek deyip geçmeyin a dostlar faydası da var.
Mesela yalnızsın kimse senle ilgilenmiyor falan diye dert yanıyorsun, cenab-ul rahmanurrahim yolluyor sana bir tabur sinek, tak diye yalnızlığın son buluyor.
Birde yeni yeni nesil sinekler bir garip, sanki uzaktan kumanda ile çalışıyorlar.
Eskiden sinekler odanın, sokağın orta yerinde daire çizer vızırdardı şimdikiler halay pozisyonunda gacırdayarak ses çıkarıyor.
Sinek ilgiye muhtaçlarında ilacı.
Yalnızsın, kimsen yok, ne sevgili ne anne ne gardaş, tak diye üç beş sinek geliyor masaj salonlarındaki mutlu son kıvamında ilgi alaka gösteriyor sana.
Kolundaki kanı emiyor, bacağına kanatlarını değdiriyor hatta en mahrem, hatta kendimizin bile giremediğimiz özel bölgelerimize bile giriyorlar, al sana ilgi ve alaka.
Sinek demek sevgi demek, sinek demek sadakat demek, verim demek sorumluluk demek.
Bak bir sineğe, iyi izle senden kanı emcükleyecek bölgeyi buldu mu canını verme pahasına hep aynı yerden kanı somurmaya çalışıyor.
Bu profesyonelliktir, göreve bağlılık, mesleğine sadakattir bence.
Ey rab Hoca Nasir ettin misali, biz sineklerden çok hoşnuduz, bu az olmuş az daha gönder de mutluluğumuz katlansın.
Sinekli Bakkaldan Sinekli Şehre Geri Dönüşüm
Şaka bir yana son günlerde şehrimizin en büyük sorunlarından biri haline gelen sinek istilası, artık dayanılmaz boyutlara ulaştı.
Yıllardır bu güzel Akdeniz kentinde gazetecilik yapan biri olarak, vatandaşlarımızın yaşadığı bu sıkıntıyı dile getirmeyi bir sorumluluk olarak görüyorum.
Sabah erkenden kalktığımda, kahvaltımı bile huzurla yapamaz oldum.
Masa başına oturup yazılarımı yazmaya çalışırken, sürekli sineklerle mücadele etmek zorunda kalıyorum.
Sadece ben değil, tüm Mersin halkı aynı sorunu yaşıyor.
Marketlerde sinek ilacı ve kovucu spreylerin rafları boşalmış durumda.
Belediyemizin ilaçlama çalışmaları yetersiz kalıyor.
Özellikle yaz aylarında artan sıcaklıklarla birlikte, sinek popülasyonu kontrolden çıkmış görünüyor.
Çöp konteynerlerinin etrafı, park ve bahçeler, sahil şeridi…
Her yer sineklerle dolu.
Vatandaşlarımız artık balkonlarında oturamıyor, pencerelerini açamıyor.
Çocuklarımız parklarda oyun oynarken sürekli rahatsız oluyor.
Restoranlar ve kafeler bile müşterilerine hizmet vermekte zorlanıyor.
Bu durum sadece bir konfor sorunu değil, aynı zamanda ciddi bir halk sağlığı meselesi.
Yerel yönetimden acil çözüm bekliyoruz.
Düzenli ilaçlama programları oluşturulmalı, çöp toplama sistemleri gözden geçirilmeli. Durgun su birikintileri ve nem oranı yüksek bölgeler özel olarak kontrol edilmeli.
Vatandaş şikayetleri ciddiye alınmalı ve hızlı aksiyonlar ivedilikle alınmalı.
Mersin gibi turizm potansiyeli yüksek bir şehrin böyle bir sorunla anılması üzücü.
Yaz mevsiminin ortasındayız ve önümüzdeki aylar için endişeliyiz.
Bu sorunu çözmek için tüm kurumların iş birliği yapması gerekiyor.
Belediye başkanımıza buradan sesleniyorum: Lütfen bu konuyu öncelikli gündem maddesi yapın.
Mersin halkı olarak, yaşam kalitemizi düşüren bu soruna kalıcı çözümler bekliyoruz.
At gözlüğü ile bakarsak Modern bir şehirde yaşıyoruz ve bu yüzden çağdaş çözümler istiyoruz.
Bu yazımın ardından gerekli adımların atılacağını umuyorum.
Çünkü Mersin’imiz, bu güzel Akdeniz şehri, daha iyisini hak ediyor.
Yarın sabah masama oturduğumda, tek düşüncem yazılarım olsun istiyorum, sineklerle mücadele etmek değil.
Sizlere Gelecekte Görüşmek üzerine Meydan Okuyorum.
Orada Görüşelim…[1]
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ Şafak GENÇ. Güneşi Beklerken… – Mersin Gazetesi. (7 Mayıs 2025). Alındığı Tarih: 11 Mayıs 2025. Alındığı Yer: mersingazetesi | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 13/05/2025 10:22:51 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/20577
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.