İnsanlık Mutasyonu

- Blog Yazısı
Bir ara bilgiye aç bir gençtin Mert. Sana ne oldu böyle? :/ Bir sürü şey bilmek ve her öğrendiğin yeni bilgiyle daha çok öğrenmek istiyordun. Ne zaman bu motivasyonu kaybettik? Her şeyi öğrenemeyeceğimiz farkına varıp pes mi ettik acaba? Çok iyi bir içerik üreticisi olabilirdik. Hoşumuza giden bilgileri derleyip paylaşabilirdik. Sanırım birilerinin bir yerlerde aynı şeyleri yapıyor olması yapılacak şeyi anlamsız kılıyor. Kimsenin yapmadığı bir şey yapmak istiyorsun değil mi? Belki yaparsın ama gerçekten şart mı bu? Geçen çok güzel bir podcast fikrin vardı ve bugün benzer bir iş yapıldığını görüp kendi fikrinden soğumadın mı? Gece Yarısı Kütüphanesi kitabını okuduktan sonra her şeyi çözmüş gibi rahatlamıştık. İlla herkesin beklediği gibi bir hayat yaşamak zorunda değiliz. Yine de çok küçük talihsizlikler bile bu kadar canımızı sıkabiliyorken ilerlemek zor.
Anlık düşüncelerimiz, hayatımızı düşündüğümüzden daha fazla etkiliyor. Sürekli değişiyoruz. Kafamızda hatıralarımızı bile değiştirebiliyoruz. İnsan neyin gerçek neyin hayal ürünü olduğunu nasıl anlıyor? Az önce AI'in geldiği nokta konulu bir video izledim. AI 0'dan bir dijital artwork oluşturabiliyorken beynimizin hatıralar yaratamayacağını düşünmek saçma. Ki arkadaş ortamlarında bazen anlatılan hikayeler üstünden "Hey bu benim anımdı, niye sanki senin başından geçmiş gibi anlatıyorsun." şeklinde durumlara düştüğümüz oldu. En az 5-6 kere yaşanmışızdır bunu. Bir yerden sonra kendi aklınıza da güvenemiyorsunuz. Ulan acaba o yaşadı bana anlattı da, ben benim başımdan geçmiş gibi mi anlatıyorum. Yooo hayır hayır olamaz çok saçma. Benim başımdan böyle bir olay geçtiğine eminim. Eee bu noktada kendimize de güvenemiyorsak neye güveneceğiz. Belli bir noktaya kadar hayatımızı hatırlamıyoruz. Düşünüyorum da ben yarısından çoğunu hatırlamıyorum. Şuan biri çıkıp seni geçen gün upload ettik bu bedene önceki anıların bizim tarafımızdan sana background story olarak yazıldı dese, hayır kesin bir şekilde yanılıyorsun diyecek kadar kanıtım yok.
8 milyar falan olduk herhalde artık. Bu sayının bir anlamı var mı? Kümülatif olarak artan bir bilgi birikimiyle 10.000 yıldır yaşadığımız düşünülüyor insanlık olarak. 2022 yılındayız. Bir noktada kayıt tutmaya başlamışız ve hadi güneşin etrafında her döndüğümüzde 1 birim zaman geçmiş olsun demişiz. Bazı düzenlemeler ne kadar saçma olsa da belli bir sisteme oturduktan sonra ondan vazgeçmek çok zor oluyor. Daha ilkokulda 1 yılın 365gün 6 saat olduğunu öğreniyoruz. Muhtemelen bu da tam olarak net bir sayı değil ama kayma olmasını engelliyordur. Günümüzde bu 8 milyardan kaç kişi çıkıp bu dönüş süresini hesaplayabilir ki. Hesaplanan ve kabul edilen bazı gerçekler ne sıklıkla kontrol ediliyor acaba? Şimdi gerçek bir bilim insanı çıkıp cahilsin diyerek bu dediğimi çürütür muhtemelen ama genişleyen bir evren varken 2000 yılda güneşin etrafında dönüş süremizin değişmiş olması muhtemelen. Bu teorimi asla gidip araştırmayacağım, araştırınca nedense gerçekten bu sayının sabit olmadığını ama göz önünde bulundurmaya değmeyecek kadar küçük olduğunu falan okuyacağım. İşte burada soru ne zamana kadar? Yani daha önceden bu sayı göz önünde bulundurmaya değmeyecek kadar küçük denilmiş ve sabit kabul edilmiş bir sayı için, artık göz önünde bulundurma zamanı gelmiş olamaz mı? Yine ilgili alandaki bilim insanlarının bunu takip ettiğini varsayacağım.
Şimdi 10.000 yıllık bir insanlık geçmişi var yazarken aklıma gelen bir şeyi hesaplamak istiyorum. Ortalama bir neslin yaşam süresini 50, alsak çok mu fazla oluyor acaba? Sanki geçmişteki kısa ömürlü insanların daha çok dünyada mesken edindiklerini düşünmemiz lazım gibi ama bilemedim. Yine gidip araştırmaya üşeniyorum şuan yazmak için motivasyon yakalamışken. Zaten epey bir süredir araştırmacı içgüdülerimi kaybettiğimi kabul etmem lazım sanırım. Son zamanlar da bir şekilde düşüncelerimi kayıt altına almama rağmen onları bile dönüp okumuyorum ki bu yazıyı da okuyacağım konusunda endişelerim var. Neyse ortama insan ömrünü 50 aldım gitti. Güzel bir sayı. İlk zamanlarda insanlarda şuan tanrısal bir şekilde kabul ettiğimiz sayıları böyle uydurmadıysa ben de hiç bir şey bilmiyorum. 10.000 yıl, 50 şer yıldan 200 nesil yapıyor. Matematiğimde çok zayıflamış şu basit bölme için ne kadar zaman harcadım söylesem gülersiniz. 200 jenerasyon. 200cük. Çok az değil mi ya? İnsanlık olarak sanki bebek bir medeniyetiz. Tarihi hayatım boyunca hep küçümsemişimdir. Sanırım sözel bölümlere benim olduğum dönemdeki ve sosyal çevredeki bakış açısından. Gerçekten ben sözel alanlara neden bu kadar tiksintiyle bakıyordum? Felsefe mi okusam dedim geçen, benim için çok ilginç olabilir ama düşününce neden daha önce böyle düşünmediğimi net olarak algılayamıyorum. Oysa tarih ve felsefe her ne kadar 200 nesilcik ömürleri olsa da gerçekten ilginç alanlar. Ki ben bu 200 ü 10.000 yıldan hesapladım. 0. yılından hesaplasam belki daha anlamlı olur. İlk 8000 yıl gelişmelerin fikirlerin yapılanması nesiller sürmüştür. Yani bunu da azıcık olan tarih bilgimden kulaktan duyma bilgilerden yaptığım çıkarımla söylüyorum. Ama o zamanlarda insanların düşünmek için daha çok zamanı yok muydu? Yani gerçekten düşünmek. Yoksa hayatta kalmak daha zor olduğu için herkesin odağı o muydu? Günümüzde de genel olarak hayatta kalmaya çalışıyoruz. Nedenini bilmeden bir öğrenme ve kariyer yolculuğuna çıkıyoruz. Çünkü para olmadan yaşayamıyorsun. Bazı insanların bilinçli olarak bu hayatta kalma yolculuğuna sokulmadan, düşünmeye yönlendirilmesi insanlık için faydalı olmaz mıydı? Acaba böyle bişiler yapılıyor mudur? Bir de böyle bir durum var. Şuan dünyadaki gerçek teknolojik ve sosyolojik durum ne? Pek çok kere kendimden emin bir şekilde zaten şuan klonlama yapılıyor sadece toplum buna hazır olmadığı için duyurulmuyor dediğim olmuştur. Veya şuan teknolojik olarak bilmem şu kadar ilerdeyiz ama hem kapitalizm açısından hem de uyumlu bir geçiş olması için kullanmıyoruz dediğim olmuştur. Ki mantıklı da aslında. Son 100 yıldaki gelişme kalan insanlık yaşamından daha fazla değil mi? Jenerasyonlar arası uyumsuzluk ne kadar çok sırf bundan dolayı. Düşünüyorum da bir noktada şeyi duymak çok komik "Bizim zamanımızda bütün gün dışarda oynardık şimdi çocuklar evlerinden çıkmıyor." Bu söylem tarih boyunca hesaplamalarıma göre 200 farklı şekilde kullanılmış. Tamam tamam sayı muhtemelen 200 den çok daha düşük. Eee şimdi bu kadar düşünce deneyi yaptık bir sonuç çıkaralım buradan. Tam şuan günümüzde yaklaşık 8 milyar insan var. 8 milyar insandan acaba kaçımız gerçek anlamda düşünebiliyoruz. Bu 8 milyar insanın her birinin bir şekilde kendine ait düşünceleri var. Çok kaotik bir şey değil mi bu ya? İnsanın aklı almıyor. Dışarı kulak verdiğimde sanki her şey her zaman tıkır tıkır işliyormuş gibi. Kaos da bile bir düzen var. Yada düzen de bile bir kaos var. Nasıl insan vücudundaki bir hücre durup "yav bu insan da ne yapıyor mal mı bütün gün yatıyor böyle olmaz." demiyorsa, ( yoksa bilmediğimiz bir şekilde hücrelerinde kendi yorumları olabiliyor mu?) biz insanlar da insanlık hakkında veya artık daha büyük bir düzende ne varsa onun hakkında yorum yapma hakkına sahip değil miyiz? Tek bir hücre (kanser hariç) nasıl bir şey değiştiremiyorsa insan özelinde, biz de birey olarak insanlık özelinde değiştiremiyoruz. Peki ama ya kanser gibi bir etkimiz olabiliyorsa. Ben bu kanser olmak isterdim. Kulağa biraz kötü geliyor ama öyle olmak zorunda değil. Belki kanser değil de iyi bir mutasyon olarak tanımı değiştirebiliriz. "İnsanlık Mutasyonu" olmak isterdim.
- 2
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 03/05/2025 07:42:02 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/19585
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.