HYPATİA

Bu yazımı okuyan değerli güzel insanlar sizleri selamlıyorum.Size geçmişe gidip sizin de selamlayıp bilgisinin,eleştirici tutumunun,cesaretinin,kendi doğrusnunun ve daha birçok özelliğiyle asla onu 1 insan olarak niteleyemeyeceğiniz -HYPATİA-olaganüstü bir kadından bahsetmek istiyorum.O İskenderiyeli matematikçi ve astronom Theon'un kızıdır.370-415 yılları arasında yaşamış bir ölümlü olsa da fikirleri,davranışları bizlere ölümsüz olarak armağan edilmiştir.Bazen bazı ehemmiyeti kişileri taclandırmak ve somutlaştırmak amacıyla onların heykellerini yaparız.İnanıyorum ki onun heykeli için beton yetersiz kalır,bu betonun yetersizliğinden değil onun anlamını bir heykele sığdıramayacağımızdandır.O güzellikten ziyade akıla,bilgiye onem vermiştir.Fikrimce haksız da değildir.Vücudumuzda yaklasık 1,5 kg olarak beynimizi taşıyorken bir zahmet onu kullanmalıyız da yoksa hamallık etmiş oluruz.Çağdan çağa,toplumda topluma o yere ait güç anlamı çeşitli isimler alsa da bana gore bu güç eğitimdir.Ulu önderimiz MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ün sözlerinden birini vurgulamak isterim"En büyük savaş,cahilliğe karşı yapılan savaştır."O da kısacık hayatını bu savaşa adadı.Şu an belki de onun sayesinde ben düşünme yetimi kullanıyorum.Onun öğrencilerine söylediği ilk şey "Düşünme hakkını gizli tut."O farkındaydı ki geleceğin insanları şu an eğitim verdiği insanların içerisinde ona parıldayan gözlerle bakıyordu.Bugün ondan söz etmemizdeki en temel ve büyük etken onun 1 insan vücudundan daha fazlası olup dusunmesidir.Peki o neden düşünmeye bu kadar önem verip de güzelliği umursamadı?Size bunu çok net anlayacağınız bir olaydan bahsetmek isterim.O fikirlerinin yanında güzelliğiyle de ön plana çıkmış bir kadındı.Böyle bir kadına kim aşık olmaz?Ona aşık olan kişilerin içerisinde öğrencisi ve ileride Pitolemais şehrinin valisi Orestes'de vardı.Ona unutamayacağı ve oradaki öğrencilere de çıkarım olacak bir ders vermeye karar kılar;Orestes'e adet bezini verip "Senin asıl sevdiğin bu .Güzelliği güzellik oldugu için sevmiyorsun" der.Bu ders güzelliğin somut bir nesneyle özdeşleştirilemeyeceğini ona gosterip anlamasını sağlamak istemesiydi.Burada güzellğin bir süre sonra geçersizkalacağını anlatmak istemişti.İnsanın tıpkı onu yaptığı gibi o ölümlü ölse dahi arkasında kalan ölümsüz şeylere odaklanmasını istemiş bu yüzden öğrencilerine bunu aşılamaya çalışmıştı.

Onun anlayışlarından birisi de insan sahip olduğu korkuyla yaşayamaz;yaşamını ,bir başkasının ağzına göre kulaklık olarak geçiremezdi.Aslında haklı da şu anki dünyada liderler ve onların köleleri var,zihinsel köleler. Liderler kurnazdır;düşünür,sizin yerinize de düşünür ve böylelikle düşüncelerini gerçekleştirerek sizin düşünmenize gerek kalmaz.Siz onların uyguladıkları politakarla yaşamınıza devam etmeye çalışırsınız.Bence yaşama hakkı kadar temel bir hak varsa bu da düşünme yetisidir.Siz düşünmek,eleştirmek istemeseniz nasıl olur da kendinizi tanımlayıp kendinize göre uygun bir hayat hayal edersiniz?

Okurlarım ilk bölümü burada sonlandırıyorum.Devamı sizlere ben tarafından sunulacaktır.