Farklı Çağlar, Aynı Acı: Bizans’tan Günümüze İki Benzer Dünya

- Blog Yazısı

“Alışıldık bir Antakya gününde, Bizanslılar normal yaşantılarına devam ediyorlardı. İmparatorluğun dört bir yanından gelen tüccarlar mallarını sergiliyor, son yaşanan gelişmeler kulaktan kulağa yayılıyordu. O gün hiç kimse olacak büyük depremi tahmin edemezdi. Şehrin tamamen yok olacağını, yüz binlerce insanın öleceğini ve tarihin değişeceğini bilemezlerdi. Aynı bizim de 2023'te bunu bilemediğimiz gibi. Aradan geçen 1500 yılda çok şey değişti ama bazı şeyler olduğu gibi kaldı.”
Bu yazıya nasıl başlayacağımı ve nasıl anlatacağımı çok düşündüm. Çünkü bahsetmek istediğim şeyi ilk fark ettiğimde bana düşünecek çok fazla şey vermişti. Okuduğum kitabı bırakıp kendimle baş başa kalmış ve hayat hakkında uzun uzun düşünmüştüm. Yaşanılan şey benim için çok daha vurucuydu. Çünkü Antakya’da doğup büyümüştüm. 1500 yıl önce orada yaşayanların başına gelenleri okurken 2023'te yaşadığım deprem başta olmak üzere son yıllarda olan şeylere ne kadar benzediğini görmek benim için şaşırtıcı bir deneyimdi.
Yakın zamanda tekrar tarih kitapları okumaya başladım. Bu benim için hiç dinmeyen bir tutkuydu. Tarihe genel bir bakış atmak amacıyla Dan Jones’un Taht ve İktidar kitabını okumaya başladığımda beni bu yazıyı yazmaya iteceğini bilmiyordum. Bizans İmparatorluğunun ünlü yöneticilerinden biri olan I. Justinian’ın yaşanan büyük deprem nedeniyle Antakya’ya maddi yardım yaptığını okudum. O satırları bitirmemle duraksamam da bir oldu tabii. Kitaba hemen ara verip konuya derinlemesine bakmaya başladım.
500'lü yıllarda Anadolu’da yaşayan biri için hayat çok zordu. Antakyalılar için ise çok daha zor olmalıydı. Doğa Ana tekrardan uyanmış ve tüm öfkesini kusmaktan geri durmamıştı. Ben o topraklarda büyüdüm. Büyüklerimden Antakya’nın nasıl büyük depremler gördüğünü ve onlarca kez tamamen yok olup tekrar kurulduğunu dinledim. Kitapta okuduğum olay bunlardan bir tanesi olabilirdi. Belki çok yakında benzerini yaşadığım için beni etkilemiş olabilirdi. İlk başta insan bunu düşünüyor tabii ama hayır. Bundan çok daha fazlası var.

I. Justinian dönemi çok fazla olay gördü ama biz Antakya üzerine odaklanacağız. 525 ve 550 yıllarını kapsadığını düşündüğüm geniş bir dönemde Antakyalılar ve komşuları şu olayları yaşadı;
Global bir kıtlık
Justinian vebası
Antakya depremleri
Önce Antakya depremlerle yok oldu, yüz binlerce kişi öldü. Şehir tekrar inşa edilmeye çalışılırken muhtemelen dünyanın bir yerinde patlayan bir yanardağ nedeniyle bütün gökyüzünü kül kapladı ve aylarca gitmedi. Çok büyük bir kıtlık oldu ve insanlar açlıktan kırıldı. Bu durum atlatılırken agresif yayılan ve çoğu insanı öldüren veba baş gösterdi ve kalanları da aldı götürdü.
İnsanlık olarak baktığımızda biz bu yaşananlardan kurtulanların torunlarıyız. Artık her şeyin çok hızlı olduğu dünyamızda onlar gibi yirmi beş yıl değil belki ama beş yıl içinde birçok olay yaşadık. Dünya üzerinde genel bir enflasyon oldu ve hayat pahalılığı baş gösterdi. 2020 yılına geldiğimizde Covid-19 geldi ve bütün dünyaya yayıldı. Aramızdan gidenler oldu. Onu atlatalı iki yıl olmuşken Antakya tekrar depremle sarsıldı. Bütün şehir yok oldu. Şu anda tekrar inşa ediliyor.
Bunların karşılaştırmasını yaparken bir yandan ne kadar şanslı olduğumuzun da farkındayım. Alım gücümüz zorlaştı ama Bizanslılardan çok daha şanslıydık. Yine de bundan bahsederken yaşadıklarımızı da hafifletmek istemiyorum. 1500 yıl arayla aynı coğrafyada, benzer şeyleri deneyimlemek bana farklı duygular hissettiriyor. O insanlar ile aramızdaki fark çok fazla ve bahsettiğimiz yıllar tarih öncesi gibi hissettiriyor insana. Yine de bütün bunların içinde o zamanın insanıyla ortak şeyler hissettiğime inanıyorum. Onların yaşadığı şeyleri yaşadığımı biliyorum.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Modern dünyanın hızlı akışının durduğu, zamanın çok yavaş aktığı günler yaşadım. Paranın öneminin olmadığı günler, su biriktirdiğim ve sahip olduklarımı idareli kullandığım günler yaşadım. 1500 yılda çok fazla şey değişti ama o günlerde hissettiğim şeyler, duygularım o çağın insanlarıyla aynıydı. İçten içe bunun böyle olduğunu biliyorum.
Dediğim gibi, aradan geçen binlerce yıl çağlar değiştirdi ama bazı şeyler sanırım hep aynı kalıyor. Bizanslıların ve modern bizlerin yaşadıkları belki sadece tesadüftü. Belki de değildi, tarih kendini bazı noktalarda başa sarıyor gibi. Çünkü özümüze bakınca hiçbir şey değişmemiş gibi görünüyor.
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 08/05/2025 09:55:22 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/20476
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.