Boşlukla Yaşamak
- Blog Yazısı
Hiçbir şeyin nesnel bir anlam taşımadığı bir dünyada yaşıyoruz. İnsan, kendi yargısına göre anlam uyduruyor; benim gibi amaçsız olan biri içinse çoğu zaman hiçbir şey anlam ifade etmiyor. Tek kesin gerçek ölüm gibi geliyor. Yaşamaya biyolojik olarak programlıyız, evet, ama bu program bazen fazla otomatik işliyor. İntihar bile kolay değil; insan, istemese bile hayata tutunan bir varlık. Bu yüzden bazen yalnızca bir gözlemci olduğumu hissediyorum.
Bazen kendimi bir boşlukta süzülüyormuş gibi hissediyorum. Hayatın nesnel bir anlamı olmadığını kabul ediyorum ama buna rağmen amaçsızlık içinde kaybolmak istemiyorum. Absürdizme yakın bir yerde duruyorum; varoluşun anlamsızlığıyla barışmaya çalışırken tamamen kayıtsız kalamıyorum. Sürekli sorgulayan bir zihne sahip olmak yorucu. Bir yandan çözüm arıyor, bir yandan da belki hiçbir çözüm olmadığını gördüğümde daha da tükeniyorum.
Uyuyamamak ise bu döngünün başka bir parçası. Boşluk hissi uykumu engellediğinde bir şeyler izleyerek zihnimi oyalamaya çalışıyorum. Ama bunlar sadece geçici pansumanlar; asıl sorun orada durmaya devam ediyor. Geleceğe dair net bir yönüm yok. Nereye gittiğimi bilmiyorum; sadece ileri doğru itilen bir varlık gibi hissediyorum bazen. Bu belirsizlik huzursuzluk yaratıyor, ama hayatın kaotik yapısını bilmek de bir yandan “bunu çok büyütme” diye fısıldıyor.
İnsan ilişkilerinde seçiciyim. Kolay kolay bağ kurmam; aptallığa, yobazlığa, düşüncesizliğe tahammülüm yok. Az ama sağlam arkadaşlıklar tercih ederim. Herkese “arkadaşım” diyemem; bazıları sadece sınıf arkadaşı, bazıları basit bir tanıdık. Yüzeysel bağlar beni sıkıyor. Ama bu seçicilik bazen beni izole ediyor, bunun da farkındayım.
Gerçekliği akıl ve bilimle açıklamaya çalışıyorum. Paranormale, ruha, sezgiye inanmıyorum. Materyalist bir zeminin yeterli olduğunu düşünüyorum. Ama yine de bazen mantığın bile yetmediği anlar oluyor. Çünkü insan zihni sürekli rasyonel kalmaktan da yorulabiliyor.
Bu düşüncelerin içinde bir çelişki var: Hayatın anlamsız olduğunu biliyorum ama yine de bir anlam yaratma isteği taşıyorum. Seçiciliğim beni yalnızlaştırıyor ama rastgele bağlardan da kaçıyorum. Kapitalizmi destekliyorum ama sistemin kusurlarını görmezden gelemiyorum. Paranormali reddediyorum ama bilinmeyene duyulan merakı anlayabiliyorum. Her şeyin farkındayım, ama yine de her şey muğlak.
Belki de en büyük çelişkim, bu belirsizliği kabul etmeme rağmen hâlâ anlam aramaya devam etmem. Ve belki de bu, hepimizin ortak kaderi.
Bengü teorisi der ki:
“Hayat düz bir çizgi değil; bir çember gibi tekrar eder. Bu senin cehennemin, tekrar tekrar ve tekrar.”
Belki de mesele, bu çemberin içinde kendi durduğun yeri anlamaya çalışmaktan ibarettir.
- 2
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 12/12/2025 11:29:12 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/21932
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.