Black Mirror Ve Günümüz Teknolojisi
Teknolojinin hayatımıza olan etkisi her geçen gün daha da artırıyor. Black Mirror dizisi, teknolojinin karanlık yönlerini keşfederek bu gelişmelerin gelecekteki olası tehlikelerini ve toplumsal etkilerini distopik bir bakış açısıyla sorguluyor. Charlie Brooker’ın yarattığı bu antoloji, modern teknolojilerin insanlar üzerindeki etkilerini derinlemesine inceleyerek, dijitalleşmenin ve yapay zekanın karanlık tarafını gözler önüne seriyor.
Peki, Black Mirror'daki distopyalar, günümüzün teknolojik gelişmeleri ışığında ne kadar gerçekçi? Bu yazıda, dizinin ana temalarını günümüz teknolojisiyle karşılaştırarak bir analiz yapacağız.
Teknolojinin İnsan Psikolojisi Üzerindeki Etkisi: "Nosedive" ve Sosyal Medya Bağımlılığı
Black Mirror'un en dikkat çekici bölümlerinden biri olan "Nosedive," insanların sosyal medya puanlarına göre yaşamlarını şekillendirdiği bir dünyayı tasvir ediyor. Bu bölümde, bireylerin toplumsal statülerinin, sosyal medya platformlarındaki “beğeniler” ve “puanlar” üzerinden belirlendiği bir toplum yapısı yer alıyor.
Bugün sosyal medya, psikolojik sağlığımız üzerinde ciddi etkiler yaratabiliyor. Araştırmalar, sosyal medya bağımlılığının depresyon, kaygı bozuklukları ve düşük özsaygı ile ilişkilendirildiğini gösteriyor. Instagram, TikTok ve diğer platformlar, sürekli olarak kullanıcıları daha fazla etkileşimde bulunmaya teşvik ediyor. Bu da bireylerin kendilerini, beğeni sayıları veya takipçi sayıları üzerinden değerli hissetmesine yol açıyor. Ancak, bu tür sosyal medya dinamiklerinin aşırıya kaçması, kişisel bağımsızlık ve toplumsal eşitlik gibi kavramları tehdit edebilir.
Soyal medya, insanların toplumdaki yerini belirlemekten daha fazlasını yapıyor; bireylerin kimliklerini ve özgüvenlerini şekillendiriyor. Black Mirror’daki distopik senaryo, sosyal medya etkileşimlerinin psikolojik sağlık üzerindeki zararlı etkilerini abartılı bir şekilde gösteriyor. Ancak, bu temalar günümüzde de var ve teknoloji ilerledikçe bu sorunların daha da derinleşebileceği öngörülebilir.
Gözetim Toplumları: "Arkangel" ve Dijital Mahremiyet
Black Mirror'un "Arkangel" bölümünde, bir ebeveynin çocuğunu her an izleyebileceği bir teknoloji tanıtılıyor. Çocuğun tüm duygusal, fiziksel ve psikolojik durumları, ebeveynin cihazı aracılığıyla izlenebiliyor.
Bugün, akıllı telefonlar, güvenlik kameraları ve GPS sistemleri sayesinde sürekli bir gözetim altındayız. Pek çok uygulama, kişisel verilerimizi toplayarak hayatımıza dair büyük bir veri bankası oluşturuyor. Örneğin, Google, konum verilerimizi, arama geçmişimizi ve sosyal medya etkileşimlerimizi kaydederek çok büyük bir kişisel veri havuzu oluşturuyor. Ayrıca, Çin gibi ülkelerde, sosyal kredi sistemleri ve yüz tanıma teknolojileri ile insan hareketliliği ve davranışları sürekli olarak izleniyor.
Günümüz teknolojisi, insanların özgürlüğünü ve mahremiyetini tehdit eden bir düzeye gelmiş durumda. Ancak Arkangel'daki aşırı gözetim, dizinin kurgusal bir unsuru olarak, bireysel mahremiyetin tamamen ortadan kalktığı bir geleceği tasvir ediyor. Bu, şimdilik bir aşırılık gibi görünse de, gözetim ve veri toplamanın artması, mahremiyetin giderek daha fazla ihlal edilmesine yol açabilir. Teknolojilerin bu yöndeki gelişmeleri, Black Mirror’un karamsar tahminlerinin ne kadar gerçekçi olduğunu düşündürebilir.
Yapay Zeka ve İnsanlık: "White Christmas" ve Dijital Zihinler
White Christmas bölümünde, ölü bir kişinin dijital bilinçten oluşturulan bir replikası yaratılıyor. Bu dijital versiyon, gerçek kişiliğiyle neredeyse aynıdır, ancak bu insan formunun etik sınırları oldukça tartışmalıdır.
Yapay zeka ve nörobilimdeki gelişmeler, bir insanın davranışlarını taklit edebilen makineler ve dijital zihinler oluşturma potansiyeline sahip. Bugün, yapay zeka, derin öğrenme algoritmaları ve doğal dil işleme sistemleri, insan benzeri zekâlar oluşturmak için kullanılabiliyor.
Yapay zeka ve makinelerin insan benzeri zekâları taklit etme potansiyeli oldukça güçlü. Ancak bu teknolojilerin insan bilinciyle örtüşmesi, etik, felsefi ve bilimsel soruları beraberinde getiriyor. Bir bireyin bilinçli zihninin dijital ortamda var olması, ona ne kadar hak tanınacağı ve bu teknolojinin kötüye kullanımı gibi konuların tartışılması gerektiğini gösteriyor.
Teknolojik Manipülasyon ve Toplumsal Kontrol: "Hated in the Nation" ve Dijital Manipülasyon
Hated in the Nation bölümünde, bir sosyal medya platformunun, toplumun belli bir bireyi hedef almasına ve sonunda bu kişinin ölümüne yol açmasına tanık oluyoruz. Dijital ortamlarda yapılan manipülasyonlar, toplumsal değerleri ve bireylerin yaşamlarını doğrudan etkileyebiliyor.
Dijital medya ve sosyal medya platformları, insanlar arasında kutuplaşmalara, yalan haberlerin yayılmasına ve manipülasyonlara olanak tanıyor. 2016 Amerika Başkanlık Seçimleri'nde, sosyal medya üzerinden yayılan yanlış bilgi ve dezenformasyonun seçimi etkilediği tespit edildi. Ayrıca, algoritmaların kullanıcıları belirli ideolojilere yönlendirmesi, toplumda kutuplaşmalara yol açabiliyor.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Dijital manipülasyonun boyutları, Black Mirror'da kurgusal bir şekilde abartılsa da, günümüzde zaten sosyal medyanın toplumları nasıl şekillendirdiği konusunda ciddi kaygılar bulunuyor. Yapay zeka ve algoritmalar, kitleleri etkilemek için kullanılabilir ve bu durum, toplumsal değerlerin tamamen yozlaşmasına neden olabilir. Bu, Black Mirror'un gelecekteki toplumsal kontrol temalarının ne kadar gerçekçi olduğunu gösteriyor.
Black Mirror dizisi, teknolojinin karanlık taraflarını ustaca işlerken, aynı zamanda bu teknolojilerin toplumsal yapılar üzerindeki derin etkilerini gözler önüne seriyor. Günümüzün teknolojik gelişmeleri, bu distopik senaryoların gerçek olma potansiyeline sahip. Yapay zeka, biyoteknoloji ve dijitalleşme, insanlık için büyük fırsatlar sunarken, bu teknolojilerin etik sınırlarının zorlanması, toplumsal adaletsizliklere yol açabilir. Teknolojinin doğru şekilde yönetilmesi, Black Mirror'daki karamsar geleceğin gerçekleşmemesi için kritik öneme sahip.
Yapay zeka yaratmadaki başarı, insanlık tarihindeki en büyük olayı olacaktır. Ne yazık ki, risklerden nasıl kaçınacağımızı öğrenmezsek, bu sonuncusu da olabilir. - Stephen Hawking
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ Stanford Encyclopedia of Philosophy. (2020). The Ethics Of Artificial Intelligence. Stanford Encyclopedia of Philosophy.. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 10:22:35 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/19027
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.