Bilim ve Faydacılık
Yazılı ve yazısız tarihin her aşamasında benmerkezciliğini ve faydacılığını gösteren insan ırkı, bu eğilimin bir sonucu olarak her zaman kendisine yarar sağlayacağını düşündüğü uğraşları ciddiye alıp geri kalanları önemsizler sınıfına koymuştur. Bilimin ufuksuz denizlerinde, kiminin yelken açtığı kiminin ise sandal kullanarak keşfedilmemiş parçaların izinden gitmesinin gereksiz olarak yorumlandığı nice dönem ve yer olmuştur. Çünkü bu uğraşların kazandırdıkları her zaman somut bir kavram olmuyor. Olsa bile bize ulaşması adına gereken süre için yeterli sabrın olmaması da bu konuya olan bakış açısını şekillendiriyor bir yandan. Hal böyleyken insanlar her zamanki gibi bireysel pragmatistliğinden ödün vermeden bire birde kendisine temas etmeyen her türlü eyleme negatif tepki göstermiştir.
Bireysel Faydacılık
Tepkilerin oluşmasında iki temel neden önemli yer tutar. Bunlardan ilki, halkı, insanlığı hatta yaşadığı gezegeni düşünenlerin enayi yerine konulduğu bireysel bakış açısıdır. Bu, insanların geneline derinden nüfus etmiş durumdadır ve problemleri beraberinde getirir. İnsanın kendisini –gereğinden- fazlaca ciddiye almasına yol açar ve dolayısıyla bu bakış açısına sahip olanlar her şeyden doğrudan bir fayda bekler. Tersi bir durum onları yavaşça çileden çıkarıp sinir krizine bile sokabilir.
Bu bağlamda, modern toplum diye ifade edilen yerleşkelerde bile insanların bilimsel bazı faaliyetleri değersiz, gereksiz, uğraşmaya değmez şeklinde gördükleri bir gerçek. Bugün bile NASA’nın uzay çalışmalarını –daha doğrusu harcanan bütçeyi- eleştiren bir halk var Amerika’da. Milyonlarca ışık yılı uzaktaki gezegenlerin, galaksilerin araştırılmasının, onlarla ilgili bir ifadenin bireye herhangi bir katkı sağlayamayacağının düşünülmesinden ötürü bunu fuzuli bulanlar çıkmaktadır. “Ben, cebime girene bakarım”, “ben zaten o günleri görmeyeceğim ki” gibi ben diye başlayan ve ardı arkası gelmeyen cümleler... Milyonlarca dolar harcayıp aya gitmektense paranın farklı şekillerde onlara ulaşmasını isterler. Benzer şekilde, iklim değişikliği doğrultusunda yürütülen çalışmaları bile ciddiye almadıkları yetmezmiş gibi suyu, toprağı, havayı kirletme pahasına da olsa kendilerine göre kullanmaları da cabası.
Bireysel Faydacılık Neleri Kaçırıyor?
Açıkça görülmektedir ki, fikirlerine “ben” kelimesi ile başlayanların bırakın dünyanın geri kalanını, içinde kendi torunlarının da yer alacağı sonraki nesiller için bile herhangi bir farkındalıkları yoktur. Zaten bu farkındalıkla bir şekilde bağlantı kurmak onları korkutur çünkü zaten anlık olarak kendilerini muazzam derecede haklı görmektedirler. Buradaki haklılık duygusu, tek taraflı düşüncenin bir getirisi olan “Şu an benim işime yarıyor ve neden başkalarını düşüneyim ki” gibi aşağılık bir getiridir. Dünya’nın uzak ve yakın gelecekte çeşitli sonlarla karşılaşabileceği öngörüsü, bu haklılık hissi tarafından gölgelenmiştir. Ama tabii ki bir şeyin gölgede olması onu yok etmeye yetmiyor. Önümüzde gerçekleşmesi işten bile olmayan kuraklık krizi gibi bir gerçek var. Sonraki nesillere bırakabileceğimiz kaynaklar? Dünya’daki yaşamın tehlikeye girmesi sonucu canlılığın sürebilmesi için edinebileceğimiz yeni bir gezegen? Tüm bunlar bir bilim kurgu filmi senaryosu değil, herhangi bir gezegenin başına gelebilecek felaketlerdir. Gerçekleşmesini istemediğimiz bu olayları önlemek, gerçekleşirse bir kurtuluş yolu bulmak adına “gereksiz” görülen çalışmalar neyse ki devam etmektedir.
İçinde bulunduğumuz yıl içinde hala devam eden bir korona virüs salgınını herkes iliğine kadar yaşamıştır. Salgında görüldüğü üzere can kayıplarını, virüsün oluşturacağı kalıcı bir hasarı önleme ve korkunç karantina günlerine son verme işi yine bilim insanlarına düşmüştür. Bilim emekçileri virüs kapıya dayandıktan sonra çalışmaya başlamadılar. Yıllardan beri süregelen sistematik çalışmaların oluşturduğu bilgi birikimini kullanarak bu felaketin daha da büyümesinin önüne geçildi. Gelecekte meydana gelecek sorunlar için de yine aynı birikimi kullanarak bilim emekçileri bir çözüm arayacaktır. Yaşanılabilir bir Dünya’nın yanı sıra yaşanılabilecek yeni bir gezegen ve oraya nasıl gidilmesi hakkında belki de kendilerinden ödün vererek çaba sarf edenlerin yanında bireysel faydacılık ahlakının ne kadar düşük ve mide bulandırıcı bir ahlak olduğu oldukça açıktır.
Bilgi Yetersizliği
Bilimsel çalışmalara yönelik eleştirilerin meydana gelmesindeki ikinci neden, deney ve gözlemlerin sonuçlarının nasıl kullanıldığı veya kullanım alanları hakkında pek çok kişinin bilgi sahibi olmamasıdır. Yukarıda bahsedilen uzay çalışmalarının hayatımıza etkisinin olmadığı bir alan neredeyse yoktur. Uzaya gönderilen uydular sayesinde bugünün iletişimde bu denli bir çağ atlanımı olduğunun olduğunun farkındasınızdır. Cep telefonları, televizyonlar ve bilgisayarlardaki güncellemeler de bu sayededir. Ayrıca bir insan için en önemli ihtiyaçlardan biri olan sağlık da uzay çalışmaları sonucunda farklı bir boyuta ulaşmıştır. Gezegenlerin daha iyi anlanabilmesi için yeraltına dalgalar gönderilir. Bu işlemin bir benzeri de kanser ve iç organı hasar tespitinde rol oynayan manyetik tınlaşım görüntüleme (MR) araçlarıdır.
Bir örnek de biyolojinin en önemli konusu olan evrimden verilebilir. Evrim, toplanılan veriler kapsamında oluşan gözlem sonuçlarının ifade edilişidir. Zaten doğruluğunu tartışacak değiliz. Maalesef 21. yüzyılda bile sadece birkaç yerde gördükleri safsatalardan hareket ederek bu olguyu reddedenler bulunmaktadır. Evrim çalışmalarını da aynı şekilde gereksiz görmektedirler. Ama bilimin bütün disiplinleri gibi bu hayatın her katmanında faydasını göstermektedir. Canlılar aleminin, kelimenin tam anlamıyla içinin dışının bilinmesi sonrası gene bağlı bazı hastalıklara çözüm bulunması, yararlı genlerin bitkilere aktarılması sonucu tarımın seviye atlaması gibi insanlara doğrudan etkisi vardır.
Hangi alanlarda kullanıldığının farkında olunmadığı bu gibi sayısız çalışmalar vardır. Zaten kötü olan kısım şudur ki bir şeyler hakkında bilgi ve farkındalık olmadan yapılan yorumlar negatif yönde bir temas sağlamaktadır. Ben bu tip durumları matematik problemlerinin gerçek hayatta karşımıza çıkıp çıkmayacağı ile ilgili sohbet eden aşırı uyanık, ileri görüşlü öğrencilerin yorumlarına benzetiyorum. Matematik, her zaman çözülen problem özelinde bir çözüm bulmak için hayatımızda değildir. Analitik düşünme gibi bazı kazanımlar sağlayıp bir krize yaklaşımımızı geliştirir. Matematiğe eleştiri yapan çocuklar onun hangi durumlar için “acil durumda camı kırın” görevi gördüklerini bilselerdi muhtemelen bu şekilde bir klişe ortaya çıkmış olmazdı. Doğa, Dünya ve evren hakkında bildiklerimiz de aynı şekilde düşünme biçimimizi, bakış açımızı olması gerekene daha yakın bir hale taşır.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Sonuç
Bilimin her dalının dolaylı veya doğrudan olarak düşünen ve uygulayan bir canlı olan insana mutlaka katkısı vardır. Bunu hiçbir zaman unutmadan, engellere karşı direnerek bu uğurda ilerlemeliyiz. Aslında bu uğraşın bize sağladığı faydaların en yücesi bilmektir. Sadece bilenler, farkında olanlar dogmalardan ve kendilerini kandıranlardan kurtulabilirler, bilimin ve gerçeğin yolunda ilerlemek özgürlüğe yürümektir. Orta ve uzun vadede Dünya halklarının kurtuluşu, bilinçli ve toplumsal düşünceye sahip olanların gerçeğin peşini bırakmamasıyla gerçekleşecektir. Gerçeklik, sadece bilimin kullanılması sonucu herkes için aynıdır ve doğrudur. Yaklaşık bir asır öncesinde Mustafa Kemal Atatürk’ün “Dünyada her şey için, maddiyat için, maneviyat için, hayat için, başarı için en hakiki yol gösterici ilimdir, fendir. İlim ve fennin dışında yol gösterici aramak gaflettir, cahilliktir, doğru yoldan sapmaktır.” sözü gerçek anlamda bir liderin gösterdiği en özel kılavuzlardandır. Bireysel kaygılarla, bilgi eksikliğiyle bu ışığın insanlığa yansımasında gölge olunmaması çok önemlidir. Karanlık bir ortamda bir ışık kaynağına duyulan ihtiyaç gibi zor zamanlarda bilimin ve aklın ışık huzmesi bize her zaman yardımcı olacaktır.
- 2
- 2
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 31/10/2024 09:16:41 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/11869
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.