Bir Canlının Neslinin Tükendiğinden Nasıl Emin Oluyoruz?
Dünya’yı birçok canlı türüyle paylaşıyoruz… Tabii kaç tane canlı türünün var olduğu sorusu hâlâ muamma. Çünkü, ne tüm türlere erişimimiz var ne de tüm canlı gruplarının birbirinden kesin çizgilerle ayırabiliyoruz. Yine de şimdilik yaklaşık 2 milyar canlı türünün var olduğunu söyleyebiliriz. Bu sayı size uçuk gelebilir ve belki de daha eski çalışmalardaki 1.5-2 milyon gibi sayılarına aşinasınız. Ancak 2017 yılında Chicago Üniversitesi'nde yapılan bir çalışma özellikle bakteriler özelinde tahmin edilenden çok daha fazla tür olduğunu ortaya koymuştu ve tahmin edilen sayıyı 2 milyar tür olarak güncellemişti.[7]
Yaşadığımız bu dinamik doğada, türler sürekli yok oluyor ve yerini yeni türlere bırakıyor. Doğanın “değişen” yapısına yeterli uyumu yakalayamayan bazı türler yaşam savaşına yenilerek yok olurken, birçok tür ise ne yazık ki direkt insan kaynaklı olarak yok oluyor. Hatta bu yok oluşlar bazen o kadar hızlı yaşanıyor ki bazı türler biz daha onların varlığından haberdar olamadan yok oluyor. Buna Brezilya ormanlarındaki yok olmuş kuş türlerini örnek gösterebiliriz.[8] Peki bilim insanları bir türün yok olduğuna nasıl karar veriyorlar? Madem türler yok oluyor, yok oluştan geri dönen hayvan türleri nasıl varlar? Cevaplayalım.
Türün Yok Olduğuna Karar Verme
Türün yok olduğu (artık var olmadığı) kararını alırken ki en temel sorun bir şeyin yokluğunu kanıtlama zorluğundan geliyor. Mantık olarak bir türün artık gözlemlenememesi yeterli bir kanıt olarak görülebilir ancak bu “neslin tükendiğini” varsaymak için yeterli değildir. Türün son bireyinin de öldüğüne dair kesin kanıtlar gerekmektedir. Araştırmacılar bir türü doğada yıllarca bulamayabilirler ancak belki de yanlış yerlerde arıyorlardı, bu yüzden "yokluk" tek başına yeterli bir kanıt değildir.
IUCN gibi popülasyon bilgisi tutan kuruluşlar burada önemli role sahipler. IUCN 162 ülkeden 9000'den fazla bilim insanıyla sürekli güncel tuttuğu Kırmızı Liste'sinde türleri tükenmeye yatkınlıklarına göre sınıflandırır ve dağılım, habitat durumu gibi bilgiler de sunar. Genelde araştırmacılar IUCN'nin birey sayısı ve yayılım alanı verilerine göre hareket ederler ancak özellikle amfibiler gibi bazı canlı türlerinde yeterli bilgiye sahip olunamayabiliyor. Araştırmacılar, gözlemlerin veriye dökülmesi ve bu verilerin analizini, takip edilen türün yaşam alanının durumuyla birleştirilerek bir sonuca varmaya çalışırlar. Özellikle yaşam alanı tahrip edilmiş bir canlının gözlemlenememesi durumunda yok olduğu kanısına varmaya yatkın olunur. Ancak nihai karara varmak için bir jüri toplanması gerekir. Bu jüri ise bahsi geçen türde ve habitatta uzman kişilerden seçilir. Bazı türler için hararetli tartışmalar dönebilirken bazen oy birliği ile kararlar alınıyor ve tür "tükendi" olarak yayınlanıyor. Doğa koruma uzmanı Kelsey Neam bu tartışmalar hakkında şöyle bir yorum yapıyor:
Spesifik bir türü seven yerel uzmanlar bazen onun sonsuza dek yok olduğunu söylemekten çekiniyor.
Hayatlarını belli bir canlı grubunu çalışarak geçiren araştırmacıların yok olan türlere karşı hassasiyetlerini anlamak zor değil. Ancak her zaman olduğu gibi bilimde nesnel olmak önemlidir. Araştırmacılar kimi zaman bu şekilde duygusal davranırken kimi zaman da bir "Romeo Hatası"nın içine düşmek istemiyorlar.
Bir Türü "Nesli Tükenmiş" İlan Etmenin Sonuçları ve Romeo Hatası
Özellikle sayısı azalmış bir türü doğada arıyorsanız bu işe çok fazla iş gücü ve kaynak ayırmak gerekecektir. Çünkü yaban hayatında canlıları bulmak zaten zorlu bir süreçken bir de sayıları tükenme noktasına kadar gelmiş bir hayvanı bulmak iyice zor olacaktır. Nesli tükenmekte olan canlıların yaşam alanları avlanma ve tahribata karşı özel kanunlarla korunur. Bir türü "nesli tükenmiş" olarak ilan etmek demek, o türün isminin bahsi geçen kanunlardan silinmesi ve o tür için ayrılan kaynakların başka türlere aktarılması demektir. O yüzden bu kararı vermek aceleye gelecek bir iş değildir ve çoğu zaman alması zorlu bir karardır. İşte jürinin düşmekten korktuğu "Romeo Hatası" tam da burada devreye girmektedir. Romeo Hatası, ismini tahmin edebileceğiniz gibi Shakespeare'in Romeo ve Juliet trajedisinden alır. Romeo, bilinçsiz yatan Juliet'in öldüğünü sanıp umudu keser ve kendi canını alır. Juliet uyandığında ne olduğunu anlar ve o da ölümü seçer.
Ekolojide ise Romeo Hatası, araştırmacıların bir türden “umudu kesip” hatalı bir şekilde "nesli tükenmiş" olarak ilan etmesi ve daha sonra onu ve yaşam alanını korumak için alınan önlemlerin kaldırılması dolayısıyla hayatta kalmak için savaş veren son bir kaç bireyin bu hata sonucu gerçekten kaybedilmesidir. Bu durum hiçbir araştırmacının düşmek istemeyeceği bir hatadır. Öte yandan kısıtlı kaynak, iş gücü ve zamanla çalıştığınız durumlarda cidden nesli tükenmiş türleri boşuna arayarak vakit kaybetmek, son savaşını veren başka türleri elinizden kaçırmak anlamında da gelebilir. Burada önemli olan dengeyi yakalamak ve tutarlı kararlar alabilmektir.
Ölümden Geri Dönüş: Lazarus Taksonu!
Yok oldu sanılan bir tür geri dönebilir. Muhtemelen çok izole bir popülasyon mücadeleyi sürdürmüştür ya da bilim insanlarının o zaman yayılım gösterdiğini bilmedikleri bir yerde var olmayı sürdürmüş ve asıl yerlerinde bulunamayınca yok oldu sanılmış olabilirler. Hritsiyanlıkta İsa tarafından ölümden döndürülen Lazarus’a ithaf edilmiştir. Paleontolojide de benzer anlamda kullanılmaktadır. Fosil kayıtlarına bakıldığında bir dönem varlığı tespit edilemeyen ve yok olduğu düşünülen türlerin başka bir zaman dilimindeki fosil kayıtlarında görülmesine denir.
Yine de türün geri dönmesi tamamen farklı zorluklar barındırıyor. Öncelikle kaderine terk edilen bu türün kendi başına hayatta kalabilmesi gerekiyor, sonrasında ise fark edilmesi. Bu iki çok düşük ihtimalin aynı anda yaşanması bir mucize gibidir ve çoğunlukla tesadüfen ya türle direkt karşılaşma ya da türe ait kanıtların izinin sürülmesi ile gerçekleşir. Bunlara bir örnek ekoloğun Washington Tapia'nın bulduğu Fernandina dev kaplumbağası (Chelonoidis phantasticus) verilebilir. Bu kaplumbağa, yaşam alanı olan Galapagos Adaları'nda 100 yıldan fazla süredir görülmemişti ve nesli tükenmiş olarak işaretliydi. 2019 yılında kendisine, adalarda herhangi bir türünkine benzemeyen dışkılar bulunduğu haberi gelince olayı gidip orada incelemeye karar verdi. Kurulan ekip, bir kaç gün süren dışkı takibi sonucunda belgesel çekimi için kameralar kayıttayken sonradan 100 yaşından daha yaşlı olduğu anlaşılan dişi kaplumbağa Fernanda'yı buldu. Ancak iş, türü tekrardan bulmakla bitmiyor, tam aksine yeni başlıyor.
Yok oluştan geri dönüş fiziksel olarak zor olduğu kadar, akademide kanıtlanması açısından da zorlu bir süreçtir. Öncelikle bulunan bireyin, bahsedilen yok olmuş türün bir üyesi olduğunu kesin olarak kanıtlamak gerekir ve gözle tespit edilen fiziksel benzerlikler yeterli bir kanıt olarak kabul görmez. Özellikle Fernanda örneğinde olduğu gibi zorlu şartlarda hayatta kalmış bireyler zayıf düşmüş ve fiziksel özellikleri değişmiş olabilir, bu nedenle müzede korunan örnekle fiziksel olarak tamamen uyuşmayabilir. Nitekim Fernanda bulunduğunda olması gerekenin yarı kilosunda ve kabuğunda türün belirleyici bir deseninden yoksundu. İşte tam da bu yüzden moleküler seviyede karşılaştırmalar gerekmektedir. Çoğu zaman müzelerde bulunan hayvan örnekleri ile yeni bulunan bireyden alınan örnekler genetik olarak karşılaştırılır ve bir sonucu varılır. Fernanda'nın durumunda ise moleküler karşılaştırmalar onun bir Fernandina dev kaplumbağası olduğunu doğruluyordu. Ne yazık ki problemler kanıtlanma ile de bitmiyor.
Bu sefer de bulunan hayvanla ne yapılacağı sorusu araştırmacıların kafasını kurcalıyor. Doğaya salıp takip mi edilmeli yoksa esaret altında özel mi ilgilenilmeli? Bu buldukları cidden son birey mi yoksa başka bireyler de var mı? Neredeler? Bulundukları yaşam alanı türün yaşaması için hâlâ elverişli mi? Doğada tekrardan sağlıklı bir popülasyon kurulabilir mi, esaret altında mı üretim yapılmalı? Tüm bu sorulara olabildiğince hızlı ve tutarlı cevaplar bulmak türün geleceği için hayati önem taşır.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Bulduğunuz tür eğer bir hayvan değil de mesela bir bitki ise türün doğruluğunu kanıtlamak çok daha zor olabilir. Çünkü lisede öğretilen tür tanımının aksine gerçek türlerde kesin çizgiler yoktur ve özellikle bitkiler, mesela meşe ağaçları gibi melezlenmenin çok yaygın olduğu canlı gruplarında tür tayini yapmak bir işkenceye dönüşebilir. Bu sefer bulduğunuz örneğin eskiden yaşayan bir türe benzeyen bir melez olmadığına bilim camiasında savunmanız gerekir. Burada da yine moleküler ve genetik testler yardımınıza koşar ancak bu testler aylar sürebildiği için bu sırada örneğiniz maalesef ölebilir.
Nesil tükenişinden geri dönen bir türü görmek tabii ki iç ısıtan bir olay ancak insanların sorumsuzca davranışlarından kaynaklanan ölümlerin önüne geçilmesinin önemini unutmamak gerekir. Doğayı korumak için elimizden geleni yapmalıyız. Çöpünüzü etrafa atmamak ve geri dönüştürmek gibi ufak eylemleriniz bile orada bir yerde hayatı için savaş veren bir canlının daha zor şartlarda yaşamasının önüne geçebilir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 10
- 5
- 3
- 3
- 3
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Nat Geo. Extinct Species, Explained. (5 Şubat 2019). Alındığı Tarih: 26 Ağustos 2023. Alındığı Yer: National Geographic | Arşiv Bağlantısı
- University of Chicago. A New Estimate Of Biodiversity On Earth. (30 Ağustos 2017). Alındığı Tarih: 26 Ağustos 2023. Alındığı Yer: Phys org | Arşiv Bağlantısı
- A. C. Lees, et al. (2015). Species, Extinct Before We Know Them?. Elsevier BV, sf: R177-R180. doi: 10.1016/j.cub.2014.12.017. | Arşiv Bağlantısı
- Claire Bugos. How Do We Know When A Species Is Extinct?. (28 Mayıs 2021). Alındığı Tarih: 26 Ağustos 2023. Alındığı Yer: Discover | Arşiv Bağlantısı
- Andy Carstens. How Do Scientists Decide A Species Has Gone Extinct?. (1 Mart 2023). Alındığı Tarih: 26 Ağustos 2023. Alındığı Yer: The Scientist | Arşiv Bağlantısı
- Andy Carstens. When An Extinct Species Is Found Alive, What Happens Next?. (1 Kasım 2022). Alındığı Tarih: 26 Ağustos 2023. Alındığı Yer: The Scientist | Arşiv Bağlantısı
- ^ B. Larsen, et al. Inordinate Fondness Multiplied And Redistributed: The Number Of Species On Earth And The New Pie Of Life. Alındığı Tarih: 27 Ağustos 2023. Alındığı Yer: The University of Chicago | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. C. Lees, et al. (2015). Species, Extinct Before We Know Them?. Current Biology, sf: R177-R180. doi: 10.1016/j.cub.2014.12.017. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 11:45:47 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/15425
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.