Bilinçdışınız, Davranışlarınızı Nasıl Yönetir: Özgür İrade Bir İllüzyon mu?
Özgür iradenin varlığı ile ilgili olarak bilim camiasında ve felsefeciler arasında farklı pozisyonlar bulunmaktadır. Bu çeviri, özgür iradenin var olmadığını savunmaktadır. Farklı perspektifler için buradaki diğer yazılarımıza göz atabilirsiniz.
***
Nörobilimdeki araştırmalar, kafamızın dışındaki dünya ile ilgili daha önce hafife aldığımız etkileşimlerimiz konusunda devrim yaratan şaşırtıcı bir gerçeği açığa çıkarıyor: Bilincimiz, gerçekte davranışlarımızdan sorumlu değildir.
Laboratuvar deneylerinin gösterdiği gibi biz, bir karar verdiğimizin farkına varmadan önce beyinlerimiz zaten bu kararı çoktan vermiştir bile. Yakın bir zamanda yazılan Subliminal: Bilinçdışınız Davranışlarınızı Nasıl Yönetir (2000) kitabında fizikçi Leonard Mlodinow, davranışlarımızda dominant bir rol oynayan bilinçsiz hareketleri gösteren çok sayıda psikolojik deneyi gözden geçiriyor. Bu çalışma, özgür irade ve buna bağlı olarak günah ile kefaret konusundaki dini öğretileri ile sorumluluk ve ceza konusundaki bizim hukuki kavramların temel iddialarına meydan okuyor.
Beyinlerimiz, bilinç altımız sayesinde bizim adımıza davranışlarımızı belirliyorsa, insanları davranışlarından ötürü nasıl sorumlu tutulabiliriz ki? Yasal sistemimiz suçluluları nasıl cezalandırabilir ya da bir Tanrı, davranışlarını bütünüyle kontrol edemeyen günahkarları nasıl cezalandırabilir ki?
Özgür İrade Bir İllüzyon Mudur?
Yakın bir zamanda yazılan Free Will (2012) kitabında nörobilimci Sam Harris, bu konuda sözünü esirgemiyor. Oldukça açık bir şekilde bize anlatıyor: ''Özgür irade bir illüzyondur''. Bizler maddesel olmayan bilinçli yöneticiler değiliz; bunun yerine, beyin ile beden tarafından kararları ve davranışları belirlenen fiziksel varlıklarız.
Filozoflar özgür irade konusundaki sorularla farklı şekillerde tanımlıyorlar. Uyumsuzcular (İng: Incompatabilists), özgür iradenin determinizm ile uyumsuz olduğunu söylüyorlar. Determinizm, davranışlarımızın tamamının kendisinden önce gelen sebeplere, örneğin kader, Tanrı'nın kararları ya da doğanın yasaları gibi şeylere bağlı olduğunu ileri sürmektedir.
Uyumsuzcular cephesi kendi içinde ikiye ayrılmaktadır:
- Liberteryenler, özgür irademizin olduğunu söylerler; çünkü insanlar, neden-sonuç ilişkilerini aşabilecek yapıdadırlar ve bu nedenle özgür iradelerinden sorumludurlar.
- Deterministler ise özgür irademizin olmadığını söylerler; çünkü ya determinizm doğru olmalıdır, ya da indeterminizm (rastgelelik) doğru olmalıdır - ki ikincisi, bize kontrol ya da sorumluluk veremez.
Bu iki grup da, bağdaştırıcılar, yani özgür iradenin determinizm ya da indeterminizm ile bağdaştığını söyleyenlerle taban tabana zıt konumundalar.
Determinizm Tam Olarak Nedir?
İki yüz yıl önce, Fransız fizikçi Pierre Laplace şunu söyledi: Newtoncu mekaniğine göre, Evren'deki tüm parçacıkların pozisyonu, momentumu ve üzerindeki güçleri bilindiğinde, bu parçacıkların hareketleri mutlak kesinlik ile tahmin edilebilir. Buna Newtoncu dünya makinesi denmektedir. Fiziğin ilgilendiği kadarıyla, bizler bütünüyle sadece parçacıklardan oluşuyoruz ve bu, özgür iradenin bir illüzyon olduğunu gösterir.
Yine de, rahat bir şekilde şunu söyleyebiliriz ki evren, Newtoncu bir dünya makinesi değildir. Kuantum mekaniğin Heisenberg'in Belirisizlik Prensibi bize gösteriyor ki, en diplerde, doğa temelde indeterministtir. Ama kuantum belirsizlik (indeterminizm), beyinde önemli bir rol oynuyor mu? Ve bu, özgür iradenin önünü açıyor mu?
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Kuantum Belirsizlik, Özgür İradeyi Mümkün Kılar mı?
Büyük ihtimalle hayır. Sebebi ise şu:
Beynin hareket eden parçaları, mikroskobik standartlarına göre çok ağırdır ve göreceli olarak yüksek hızlarda hareket ederler; çünkü beyin sıcaktır. Dahası, bu mikroskobik standartlara göre beyin ile ilgili mesafeler fazlasıyla büyüktür. Beyindeki kuantum etkilerin önemsiz olduğunu boyutsal olarak gösterebilmek kolaydır. Yani liberteryenler; determinizmin mikrofiziksel, kuantum düzeyinde hatalı olduğu konusunda haklı olsalar bile, beyin her türlü deterministik bir Newtoncu makinedir. Bu sebeple libertenyenlerin tanımladığı şekilde bir özgür irademiz yoktur.
Beynin davranışlarımızı kontrol etmesine gelince... Beyin muhtemelen deterministik olsa da, beyinlerimizin termal hareketleri ile bizleri verilerle besleyen çevrede ''sahte-rastgelelilik'' (İng: pseudo-randomness) bolca bulunur. Bunu, ''saf'' bir kuantum rastgelilikte olmayan rastlantısallık gibi düşünebilirsiniz. Bu şekilde bir rastgeleliğin yeterli oranda belirsizliği oluşturup da bizlere ''özgür irade'' hissiyatını verme imkanı vardır. Ya da belki belirsizlik direkt bir rol oynamıyordur ve bu, bizim farkında oluşumuzun azlığından ötürü davranışlarımızın bilindik doğa yasalarından bağımsız olduğunu yorumlama şeklimizdir. Her türlü, bu bizde liberteryen bir özgür iradeye sahip olmadığımız anlamına gelir, her ne kadar böyle olduğu izlenimine kapılsak da...
Ama bir de bir teselli, bir orta yol sunalım. Kuantum düzeyinde sabit bir determinizm olmamasına rağmen, bağdaştırıcılar beynin işlevlerini gelişigüzel süreçler olarak görmekle haklılar. Bir başka haklı noktaları da düşüncelerimiz ve davranışlarımız bilinçsiz süreçlerin bir ürünü olsa da, onlar yine de bizim düşüncelerimiz ve davranışlarımızdır. Başka bir deyişle, ''bizi'' sadece bilinçli zihnimiz değil, ama hem bilinçli hem de bilinçsiz süreçler oluşturmaktadır. Başkaları bizi etkileyebilse bile, kimse kendimiz dışında edindiğimiz verilerin hesaplarına erişimi yoktur. İşleyen başka bir beyin, bizimkilerle aynı davranış algoritmalarını kullanarak, aynı nihai kararlara ulaşmayabilir; çünkü o noktaya kadarki hayat tecrübeleri farklıdır.
Liberteryen bir özgür irademizin olmadığı halde, doğal ya da doğa-üstü olarak, bir karar dışarıdaki kuvvetler tarafından kontrol edilmediyse ve bunun yerine bu kuvvetler bedenimize göre içten ise, o zaman o karar bize aittir. Eğer siz ve biz maddesel olmayan bir bilinç (ya da "ruh") değil isek, ama fiziksel bir beden ve beyne sahipsek, o zaman yine de kararları veren yine "biz" olmuş oluruz. Sonuçta, bilinç ne rol oynarsa oynasın, beyin bunu yapabilmek için evrimleşmiştir. Böylece, o kararların sorumlusu da yine "biz" oluyoruz.
İşte her şeyin kilit noktası da bu: Bir davranışa ''özgür irade'' desek ne olur, demesek ne olur; kimin umurunda? Buna bağdaştırıcılar gibi "özgür irade" demek fazlasıyla kafa karıştırıcıdır, çünkü doğa-üstü olsun veya olmasın, bir tür düalizm argümanı yaratmaktadır.
Bu yüzden buna sadece "otonomi" diyelim. Buradaki olay şudur: Otonom bir insanın ahlakî ile yasal sorumlulukları nelerdir? Bir toplum, insanların yanlışlarıyla nasıl başa çıkmalıdır?
Elbette eğer bizler, beyinleri ve sinir sistemleri dolayısıyla "tehlikeli" olan kişilerden kendimizi korumaya alamasaydık, işleyen bir toplumumuz olamazdı. Yine de, bilindik kuralların üzerinde konumlandıran liberteryen bir özgür irademiz olmadığı halde, intikamcı ahlakımız ile hukuk sistemlerimizin yeniden değerlendirilmesi gerekir. Ve hatta belki de baştan tasarlanması gerekmektedir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
İçerikle İlgili Sorular
- Kelebek etkisi gibi bir şey varken hür iradeden bahsedebilir miyiz?
- Özgür irade konusuna daha çok hakim olabilmek adına kimleri ve hangi kitapları okumalıyım?
- 11
- 3
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Huffington Post | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 13:47:54 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/1083
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Huffington Post. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.