Bebekler Anne Karnında Tat ve Kokulara Tepki Verebiliyor!

Bilim insanları, anne karnındayken yüz ifadelerine bakarak, bebeklerin çeşitli koku ve tatlara farklı tepki verdiğine dair ilk doğrudan kanıtı kaydetti.

İngiltere'deki Durham Üniversitesi'nin Fetal ve Neonatal Araştırma Laboratuvarı tarafından yürütülen bir araştırma, 100 hamile kadından 4D ultrason taramalarını kullandı.^[1] Bununla, doğmamış bebeklerin anneleri tarafından yenilen yiyeceklerin lezzetlerine maruz kaldıktan sonra nasıl tepki verdiklerini görmek amaçlandı.

Araştırmacılar, anneler havuç ve lahana aromalarını yedikten kısa bir süre sonra fetüslerin bu aromalara nasıl tepki verdiğine baktılar. Havuca maruz kalan fetüsler daha fazla "kahkaha yüzü" tepkisi gösterirken, lahanaya maruz kalanlar daha fazla "ağlama yüzü" tepkisi gösterdi.

Bulgular, insan tat ve koku reseptörlerinin gelişimi hakkındaki anlayışımızı ilerletebilir. Araştırmacılar ayrıca, hamile kadınların yediklerinin, doğumdan sonra bebeklerin tat tercihlerini etkileyebileceğine ve potansiyel olarak sağlıklı beslenme alışkanlıkları oluşturabileceğine inanıyor.

İnsanlar, tat ve kokunun bir kombinasyonu ile lezzeti deneyimlerler. Fetüslerde bunun rahimdeki amniyotik sıvının solunması ve yutulması yoluyla olabileceği düşünülüyor. Durham Üniversitesi Psikoloji Bölümü Fetal ve Neonatal Araştırma Laboratuvarı'nda lisansüstü baş araştırmacı Beyza Üstün şunları söylüyor:

Bazı çalışmalar, bebeklerin rahimde tat ve koku alabileceğini öne sürdü ancak doğum sonrası sonuçlara dayanıyorlar. Bizim çalışmamız, doğumdan önce bu reaksiyonları gören ilk çalışma. Sonuç olarak, doğumdan önce lezzetlere tekrar tekrar maruz kalmanın, doğumdan sonraki gıda tercihlerinin oluşturulmasına yardımcı olabileceğini düşünüyoruz. Sağlıklı beslenme ve sütten keserken ''yemek telaşından'' kaçınma potansiyeline dair mesajlar verilmesi düşünüldüğünde, bu önemli olabilir. Taramalar sırasında doğmamış bebeklerin lahana veya havuç lezzetlerine verdikleri tepkileri görmek ve bu anları ebeveynleriyle paylaşmak gerçekten harikaydı.

Araştırma ekibinde; Aston Üniversitesi ve Fransa Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi -Burgundy Üniversitesi'nden bilim insanları da bulunuyordu. Ekip, lahana ve havuç lezzetlerine fetal yüz reaksiyonlarını görmek için, gebeliğin hem 32. hem de 36. haftasında 18 ila 40 yaş arasındaki anneler üzerinde tarama yaptı.

Annelere her taramadan takriben 20 dakika önce yaklaşık 400 mg havuç veya 400 mg lahana tozu içeren tek bir kapsül verildi. Taramalarından bir saat önce herhangi bir yiyecek veya aromalı içecek tüketmemeleri istendi. Anneler ayrıca, fetal reaksiyonları etkileyebilecek faktörleri kontrol etmek için, tarama günlerinde havuç veya lahana içeren hiçbir şey yiyip içmediler.

Her iki lezzet grubunda da görülen yüz reaksiyonları, her iki lezzete de maruz kalmayan bir kontrol grubundaki fetüslerle karşılaştırıldı. Bunun sonucunda, çok az miktarda havuç ya da lahana aromasına maruz kalmanın, bir reaksiyonu canlandırmak için yeterli olduğu ortaya çıktı.

Durham Üniversitesi Psikoloji Bölümü Fetal ve Neonatal Araştırma Laboratuvarı başkanı Prof. Nadja Reissland, Beyza Üstün'ün araştırmasını denetledi. Reissland, çalışmaları hakkında şunları söylüyor:

Laboratuvarımda yapılan önceki araştırmalar, sigara içme gibi anne sağlığı davranışlarına ve stres, depresyon ve anksiyete gibi zihinsel sağlıklarına nasıl tepki verdiklerini anlamak için, 4D ultrason taramalarının fetal reaksiyonları izlemenin bir yolu olduğunu öne sürdü. Bu son çalışma, fetüsün, anneleri tarafından yutulan gıdalardan farklı tatları ve kokuları algılama ve ayırt etme yeteneklerinin en erken kanıtlarını anlamada önemli derecede etkili olabilir.

Fransa Burgundy Üniversitesi Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi'nden ortak yazar profesör Benoist Schaal şunları söylüyor:

Fetüslerin yüz reaksiyonlarına baktığımızda, bir dizi kimyasal uyaranın maternal diyetten fetal ortama geçtiğini varsayabiliriz. Bunun, tat ve koku reseptörlerimizin gelişimini ve ilgili algı ve hafızayı anlamamızda önemli etkileri olabilir.

Araştırmacılar bulgularının, hamilelik sırasında tat ve sağlıklı beslenmenin önemi hakkında annelere verilen bilgilere de yardımcı olabileceğini söylüyorlar.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Neden Desteğe İhtiyacımız Var?

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Destek Ol

Şimdi, doğumdan sonra aynı bebeklere bir takip çalışması başlattılar. Bununla, bebeklerin anne karnında deneyimledikleri lezzetlerin farklı gıdaları kabul etmelerini etkileyip etkilemediğini görmeyi amaçlıyorlar. Aston Üniversitesi'nden araştırma ortak yazarı Profesör Jackie Blissett şunları söylüyor:

Doğum öncesi lezzetlere tekrar tekrar maruz kalmanın, doğum sonrası deneyimlenen lezzetler için tercihlere yön verebileceği iddia edilebilir. Yani, fetüsü lahana gibi daha az sevilen lezzetlere maruz bırakmak, uteroda bu lezzetlere alışacakları anlamına gelebilir. Bir sonraki adım, fetüslerin zaman içinde bu lezzetlere daha az 'olumsuz' tepki gösterip göstermediğini ve bebekler onları ilk kez rahim dışında tattıklarında bu lezzetlerin daha fazla kabul görmesine neden olup olmadığını incelemek.