Bakıcılık Rolü Beklenmedik Psikolojik Yüklere Yol Açabiliyor!
İnsanlar arasında yaşlanan veya hasta bir akrabaya günlük yaşamdaki işlerde yardımcı olmanın insanlara tatmin ve anlam duygusu kazandıracağı düşüncesi yaygındır. Ancak bu olumlu beklenti her zaman gerçeği yansıtmayabilir. Psychological Science dergisinde yayınlanan bir çalışma; resmi programlar dışında bireylerin hasta bakıcılık rolünü üstlenmesinin yaşam memnuniyetini ve ruh halini olumsuz etkilediğini, özellikle bakıcılığın ilk iki yılında depresyon, anksiyete ve yalnızlık gibi duygularım arttığını gösteriyor.[1] Çalışmayı Zürih Üniversitesi'nden Wiebke Bleidorn ile birlikte yürüten klinik psikolog Michael D. Krämer şöyle anlatıyor:
Böyle dönemler kesinlikle kişilere verilen desteğin en çok takdir edilmesi gereken dönemlerdir. Bu destek, aile üyelerinden ya da sosyal hizmet uzmanlarından gelebilir.
Krämer ve Bleidorn; Hollanda, Almanya ve Avustralya'da yaklaşık 20 yıl boyunca yapılan hane halkı araştırmalarından elde edilen 28.663 bakıcıya ait verileri inceledi. İncelenen ülkeler farklı sağlık ve sosyal yardım programlarına sahip olmalarına rağmen üçü de aile için bakım ile birlikte vatandaşlarına evde bakım hizmeti sunan evrensel sağlık sistemlerine sahiptir.
Katılımcılar her yıl haftada kaç saat hasta bakımı ile uğraştıklarını ve yaşam memnuniyeti, depresyon, anksiyete, yalnızlık gibi psikolojik durumlarını rapor ettiler.
Verileri analiz eden araştırmacılar, yaşlı kadınların bakıcılık görevini üstlenme ihtimalinin en yüksek olduğunu tespit etti. Her üç ülkedeki kadınların da yaşam memnuniyetleri bakıcı oldukları süre boyunca devamlı bir düşüş göstermiştir. Erkeklerde ise sadece Almanya'dakiler bakıcı olduktan sonra yaşam memnuniyetinde bir düşüş olduğunu bildirmiş ve bu düşüş 2 yıl sürekli bakıcılık yaptıktan sonra ortadan kalkmıştır. Krämer, şöyle anlatıyor:
Kadınların bu rolü daha sık üstlendiği ve bu işe genellikle daha fazla zaman ayırdığı iyi bilinen bir olgudur. Bu yüzden kadınlar bu konuda daha fazla psikolojik desteğe ihtiyaç duyabilir.
Krämer ve Bleidorn, ülkelere özgü bazı refah kayıpları olduğunu da tespit etti:
- Bakıcı olduktan sonraki ilk yılda Almanya ve Avustralya'daki kadınların ve kadınlardan daha az olsa da erkeklerin pozitif ruh hali daha düşük bir seviyedeydi.
- Hollanda ve Almanya'daki bakıcılar depresyon ve anksiyetelerinin arttığını bildirdi.
- Almanya ve Avustralya'daki bakıcılar yalnızlık hissinin arttığını bildirdi.
- Almanya'daki erkekler bakıcılığın ilk yılında yalnızlık hissinin attığını bildirirken kadınlar bakıcılığa başladıktan sonraki üç yıl (hatta daha uzun süre boyunca) yalnızlık hissinin attığını bildirdi.
Bulgular toplu bir şekilde ele alındığında kadınlar, bakıcı olduktan sonra devamlı şekilde refah kaybı yaşarken erkeklerde bu kayıplar daha çok ilk yılla sınırlı kalıyor. Erkekler bu sürece uyum sağlarken kadınlarda özellikle yaşam memnuniyeti açısından bakıcılık süresince devam eden bir düşüş olduğu görülüyor.
Katılımcılar, ortalamada günde 1-2 saat bakım ile uğraştıklarını bildirdiler. Krämer, daha yoğun bakım gereksinimleri olduğunda hastaların genellikle hastaneye kaldırıldığını veya uzun süreli bakım için gerekli tesislere yerleştirildiğini belirtiyor. Bakım yaptığı saatin daha fazla olduğunu bildiren katılımcıların refah düzeyinde de daha fazla düşüş görüldü. Katılımcıların tam zamanlı çalışıp çalışmadıkları ya da sağladıkları bakım türü, refah düzeylerinde önemli bir fark yaratmadı.
Krämer ve Bleidorn, bu bulguların insanların zorlu koşullara uyum sağladıktan sonra genellikle ortalama duygusal refah seviyelerine geri döndüklerini öne süren teorilere ve hasta bakımı ile ilişkili olabilecek potansiyel refah kazanımlarına dayanan önceki araştırmalarla çeliştiğini belirtiyor. Krämer ve Bleidorn'un araştırması, devletin sağladığı bakım programlarına erişimin artırılması da dahil olmak üzere, resmi hizmetler dışındaki hasta bakıcılığın ilk iki yılında bakıcıları desteklemek için tasarlanmış müdahalelere olan ihtiyacı vurguluyor. Araştırmacılar şöyle anlatıyor:
Resmi programlar dışındaki hasta bakım programlarının olumsuz etkileri göz önüne alındığında, kolay erişilebilir resmi bakım programları ya da karma bakım modelleriyle bakım ihtiyacını azaltmaya yönelik politikalar bu olumsuz etkilerinin hafiflemesine yardımcı olabilir.
Politik ve kültürel farklılıkların bakıcıların deneyimlerini nasıl etkileyebileceğini anlamak açısından daha fazla araştırmanın yapılması gerekiyor. Krämer, devletin sağladığı resmi bakım programlarının veya aileleri destekleyen evrensel sağlık sistemlerinin bulunmadığı ülkelerde bakıcıların refah düzeyinin daha düşük olabileceğini belirtiyor. Ayrıca, çalışma kapsamındaki üç ülkenin bireyci kültürlere sahip olması, birden çok neslin bir arada olduğu hanelerin yaygın olduğu kolektivist kültürlere kıyasla bakıcılık rolünü daha stresli hâle getirebilir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ M. D. Krämer, et al. (2024). The Well-Being Costs Of Informal Caregiving. SAGE Publications, sf: 1382-1394. doi: 10.1177/09567976241279203. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 23/12/2024 04:31:07 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/19355
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.