Bağırsak Bakterileri Kanserle Mücadelede Önemli Bir Müttefik!

- Çeviri
- Hücre Biyolojisi
- Onkoloji
Bağışıklık sisteminin gücünü tümörlerin üzerine salmayı amaçlayan kontrol noktası inhibitörleri (kanserin hayatta kalma numaralarını önleyen ilaçlar), yeni kanser tedavilerinin en etkileyicilerinden biri. Fakat uygulandıkları hastaların çoğu herhangi bir fayda görmüyor. Farelerle yapılan iki yeni çalışma şaşırtıcı bir sebep ortaya koyuyor: Bu insanların bağırsaklarındaki mikrop karışımı doğru olmayabilir. İki çalışma da bağırsak mikrobiyomunun niteliğinin kanser immünoterapilerinde belirleyici olduğunu gösteriyor.
Bu çalışmalar kontrol noktası inhibitörlerinin etkisinin bağırsaklarımızdaki canlılarla bağlantısını göstermek konusunda ilk. Bağışık hücreler, doku hücrelerine saldırıları yavaşlatmak için aktivitesini azaltan reseptörler taşıyor. Fakat tümör hücreleri bu reseptörleri uyararak bağışıklık sisteminin kendilerine saldırmasını önleyebilir. Nivomulab, pembrolizumab ve 2011’den beri piyasada olan ipilimumab gibi kontrol noktası inhibitörleri tümör hücrelerinin reseptörleri uyarmasını engelliyor.
Yapılan yeni çalışmalar doktorların bu ilaçları kullanma şeklini değiştirebilir. Bethesda, Maryland’deki Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalık Enstitüsünden Yasmine Belkaid’in düşünceleri şöyle:
İki makale de mikropların tedavilerde etkili olabileceğini ikna edici biçimde gösteriyor.
Kuzey Carolina Üniversitesi Tıp Fakültesinden moleküler biyolog Scott Bultman, eski tedavi yöntemlerini şöyle açıklıyor:
Hastada bir kontrol noktası inhibitörü işe yaramıyorsa, araştırmacılar genellikle hastanın genomunda bunu açıklayacak bir mutasyon arardı. Yeni sonuçlar cesaret verici, çünkü bağırsak mikrobiyotlarınızı değiştirmek genomunuzu değiştirmekten daha kolay.
Kontrol noktası inhibitörleri tümörleri küçültebilir ve hastaların ömrünü aylarca, hatta bazı durumlarda yıllarca uzatabilir. Buna rağmen hastaların yalnızca küçük bir kısmı gelişme gösteriyor. Örneğin, ipilimumab uygulanan melanoma hastalarının yaklaşık %20’si daha uzun yaşıyor. Araştırmacılar onları kalan %80’den neyin ayırdığını henüz bilmiyor.
İlacın bir yan etkisi, Villejuif’de (Fransa) bulunan Gustave Roussy Kanser Kampüsü’nden onkoimmünolog Laurence Zitvogel ve çalışma arkadaşlarının mikrobiyoma yönelmesine sebep oldu. İpilimumab, sıklıkla mikrobiyomumuzun bir kısmının yaşadığı kalın bağırsakta iltihaplanmaya sebep oluyor. Bu yan etki kontrol noktası inhibitörlerinin mikrobiyom ile etkileştiği fikrini veriyor. Araştırmacılar bu ihtimalden yola çıkarak bağırsak bakterileri olmayan farelere yerleştirilmiş tümörlerin büyümesini gözlemledi. Deneyde kullandıkları kontrol noktası inhibitörü hayvanlarda daha güçsüzdü.
Zitvogel ve meslektaşlarının derin analizi mikrobiyomdaki antitümör etkisinden Bacteriodes ve Burkholderia cinsi bakterilerin sorumlu olduğunu öne sürdü. Bu ihtimali doğrulamak için araştırmacılar bakterileri bağırsak mikrobiyomu olmayan farelere transfer etti. Bu iki yolla yapıldı; bakterileri farelere enjekte ederek veya onlara İpilimumab tedavisi uygulanmış hastaların Bacteriodes yönünden zengin dışkılarını vererek. İki durumda da, bakteri sayısındaki artış hayvanların kontrol noktası inhibitörüne tepkisini güçlendirdi. Zitvogel bu konuda şöyle diyor:
Bağırsaklarımızdaki trilyonlarca bakteri bağışıklık sistemimizi harekete geçirmek için seferber olabilir.
Chicago Üniversitesi’nden immünolog Thomas Gajewski ve meslektaşları iki farklı tedarikçiden edindikleri farelerdeki uyuşmazlığı fark edince benzer bir sonuca vardı. Melanoma tümörleri Jackson laboratuvarından gelen farelerde, Taconic çiftliklerinden gelenlere kıyasla daha yavaş büyüyordu. Aynı kafeste yaşayan kemirgenlerin mikrobiyomları hayvanlar birbirlerinin dışkılarını yediği için zamanla homojenize oluyor. Araştırmacılar buradan yola çıkarak iki tedarikçiden gelen fareleri aynı kafese koydu. Aynı ortamda yaşam tümör gelişimindeki farkları ortadan kaldırdı.
Araştırmacılar farelerin mikrobiyomlarını analiz ettiklerinde Bifidobacterium adlı bir bakteri cinsi saptadılar. Araştırma takımının bulgularına göre Taconic çiftliklerinden gelen farelere birkaç Bifidobacterium türü içeren bir probiyotik vermek, kontrol noktası inhibitörünün tümörlere karşı verimini artırıyordu. Araştırma yürütüldüğü sırada Chicago Üniversitesi’nde doktora öğrencisi olan ve sonradan makalelerin bir tanesinde ortak yazar olarak görev alan Ayelet Sivan şöyle söylüyor:
Endojen antitümör tepkisi ortakçı bakterileriniz tarafından gözle görülür biçimde etkilenir.
İki araştırma grubu da elde ettikleri sonuçlar Science dergisinin internet sitesinde yayınladı. Takımlar farklı bakteri grupları kullandı, fakat bu Florida Üniversitesi Tıp Okulundan Christian Jobin’e göre endişe verici değil. Jobin’in yorumu şöyle:
İlaçlar farklı, bakteriler farklı, ama varılan nokta aynı. Yeni çalışmalar 2013’te yapılan ve kemoterapinin ne kadar iyi işlediğine mikrobiyomun etkisini gösteren bir çift çalışmayı tamamlayıcı nitelikte.
Johns Hopkins Tıp Okulundan Cynthia Sears’a göre bu keşif terapileri geliştirmek için yeni yollar açabilir. Örneğin, bir hastanın antitümör tepkisini probiyotikler yardımıyla güçlendirmek mümkün olabilir. Fakat araştırmacıların karşısında muhtemel engeller de var. Zitvogel’in belirttiği üzere, Avrupa ve ABD’deki düzenleyici kuruluşlar kanser hastalarında probiyotik kullanımını onaylamadı. Ayrıca mikropların bağışıklık tepkisini güçlendirme mekanizması açıklığa kavuşmuş değil; bağırsak bakterileri bağışıklık sisteminin gelişiminde ahahtar rol oynuyor, ama araştırmacılar erişkin hayvanlarda fonksiyonunu nasıl değiştirdiğinden emin değil. Bilim insanları mikrobiyomu nasıl değiştirebileceklerini daha yeni öğreniyor. Sears’ın bu konuda görüşleri şöyle:
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Mikrobiyotları işe yarar biçimde yönlendirip sağlığa faydalı etkiler oluşturabileceğimiz şu an için kesin değil.
Araştırmacılar her şeye rağmen kansere karşı savaşta güçlü müttefiklerimiz olduğunu belirtiyor.
Evrim Ağacı'nda tek bir hedefimiz var: Bilimsel gerçekleri en doğru, tarafsız ve kolay anlaşılır şekilde Türkiye'ye ulaştırmak. Ancak tahmin edebileceğiniz gibi Türkiye'de bilim anlatmak hiç kolay bir iş değil; hele ki bir yandan ekonomik bir hayatta kalma mücadelesi verirken...
O nedenle sizin desteklerinize ihtiyacımız var. Eğer yazılarımızı okuyanların %1'i bize bütçesinin elverdiği kadar destek olmayı seçseydi, bir daha tek bir reklam göstermeden Evrim Ağacı'nın bütün bilim iletişimi faaliyetlerini sürdürebilirdik. Bir düşünün: sadece %1'i...
O %1'i inşa etmemize yardım eder misiniz? Evrim Ağacı Premium üyesi olarak, ekibimizin size ve Türkiye'ye bilimi daha etkili ve profesyonel bir şekilde ulaştırmamızı mümkün kılmış olacaksınız. Ayrıca size olan minnetimizin bir ifadesi olarak, çok sayıda ayrıcalığa erişim sağlayacaksınız.
Makalelerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu makalemizle ilgili merak ettiğin bir şey mi var? Buraya tıklayarak sorabilirsin.
Soru & Cevap Platformuna Git- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Science | Arşiv Bağlantısı
- M. Leslie. Gut Microbes Give Anticancer Treatments A Boost. (5 Kasım 2015). Alındığı Tarih: 30 Ocak 2019. Alındığı Yer: Science | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 31/03/2025 20:58:19 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/4039
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Science. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.