Antik DNA, Mağrip Topluluklarının Kültürünü ve Genlerini Nasıl Koruduğunu Ortaya Koyuyor!

- Basın Bildirisi
- Bilim Haberciliği
Neolitik dönem, yaklaşık 12.000 yıl önce Güneybatı Asya'da başladı. Bu dönem, toplumların avcı-toplayıcılıktan tarıma geçişiyle insanlık tarihinde büyük bir değişime tanık oldu. Bu büyük değişim, Avrupa'da göçleri tetikledi ve kıtanın genetik yapısını tamamen değiştirdi.
Uzun bir süredir bilim insanları Kuzey Afrika'yı bu dönüşümde pasif bir rol oynadığını düşünüyordu. En yaygın kabul gören görüş, tarımın bu bölgede tam anlamıyla yerleşmediği yönündeydi.
Bazı çalışmalar, Kuzey Afrika topluluklarının tarıma aktif olarak direnç gösterdiğini, bir ihtimal olarak yalnızca Nil Deltası ve Batı Mağrip'te tarım kültürünün yerleşmiş olabileceğini öne sürüyordu. Bölge halkı hayatta kalabilmek için karasal salyangozlar ve yabani bitkiler ile beslendi ve avcılığa bağlı kalmaya devam etti. Ancak daha sonra, Güneybatı Asya'dan getirilen evcilleştirilmiş koyun, keçi ve sığırları da gütmeye başladılar.
Genetik çalışmalar, bu durumu Kuzey Afrika'da ancak yakın zamanda incelemeye başladı. Günümüzde Tunus ve doğu Cezayir'e karşılık gelen Doğu Mağrip'te böyle bir çalışma şimdiye kadar yapılmamıştı. Nature dergisinde yayınlanan makalenin yazarları şöyle anlatıyor:
Doğu Mağrip'te 15.000 ile 6.000 yıl önce yaşamış dokuz bireyin antik genomlarını analiz ettik. Bu örneklem küçük görünebilir. Ancak, antik DNA araştırmaları alanında, iyi korunmuş birkaç genom bile size önemli bilgiler verebilir. Genetik soyların izini sürmek ve atasal bağlantıları belirlemek için referans noktası görevi görürler. Genetik kanıtları arkeolojik bulgularla birleştirerek, binlerce yıllık nüfus devamlılığı, etkileşim ve değişim modellerini ortaya çıkardık.
Ekip, genom analizi sonucunda çiftçilerin etkisinin Akdeniz üzerinden Kuzey Afrika'ya ulaştığını gördüklerini belirtiyor. Ancak Doğu Mağrip nüfusunun genetik yapısının büyük bir kısmı eski zamanlardaki toplayıcı atalarından geliyordu.
Bu bulgular, Neolitik dönem öncesi ve sırasında Kuzey Afrika'ya ya da Kuzey Afrika'dan yapılan göçlerle ilgili uzun zamandır kabul edilen düşüncelere ters düşüyor. Geçmişi daha iyi anlamamızı sağlıyor ve insan hareketlerinin, kültürlerin birbirine karışmasının ne kadar karmaşık olduğunu gösteriyor.
Araştırmacılar atalarımızın genetik mirasını çözmeye devam ederken böyle çalışmaların insanlığın ne kadar karmaşık bir tarihinin olduğunu hatırlattığını belirtiyor. Çalışma, Akdeniz'deki tarım tarihinin sadece bir grubun diğerinin yerini almasıyla ilgili olmadığını gözler önüne seriyor. Ekip, bu durumun daha çok kültürlerin birbiriyle alışverişi, uyum süreci ve sürekliliği ilgili olduğunu vurguluyor.
Bu süreçleri araştırmak, sadece geçmişi anlamamızı sağlamakla kalmıyor, bugün devam eden benzer göç ve uyum süreçlerini anlamamıza yardımcı olacak ipuçları da veriyor. Göç ve uyum süreçlerinin temel dinamikleri, binlerce yıl öncesiyle şaşırtıcı benzerlikler taşıyor. Ekip şöyle devam ediyor:
Biz bu çalışmada, müzelerde ya da miras kurumlarında saklanan insan kemiklerinden alınan antik DNA'larla çalıştık. Bu kemikler, doğu Mağrip'teki dört farklı kazı alanından geldi: Afalou Bou Rhummel, Djebba, Doukanet el Khoutifa ve SHM-1 (Hergla). Bu örnekleri özellikle seçtik çünkü çok iyi korunmuşlardı, antik DNA'da bu her zaman mümkün olmuyor.
Analizler, bazı insanların yaklaşık 7.000 yıl önce Avrupa'dan gelen çiftçi atalarına sahip olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmacılar, Avrupalıların bu bölgeye genetik olarak katkıda bulunduğunu ancak her bir bireyde bu etkinin %20'yi geçmediğini belirtiyor. Ekip şöyle ekliyor:
Bu, Batı Mağrip'teki eski topluluklarla karşılaştırıldığında oldukça az bir etki. Batı Mağrip'te bazı yerlerde bu etki %80'e kadar çıkabiliyor. Bulgularımız, Doğu Mağrip'e gıda üretiminin Avrupa'daki gibi büyük bir nüfus değişimiyle değil, daha yavaş bir şekilde geldiğini gösteriyor. Değişim, zaman zaman gerçekleşen göçler, kültürlerin birbirine karışması ve bilginin yayılmasıyla oldu.
Araştırmadaki en ilgi çekici bulgulardan biri, Tunus'un Djebba bölgesinde 8.000 yıl önce yaşamış bir bireyde Avrupalı avcı-toplayıcıların genetik izine rastlanması oldu. Bu keşif, erken dönem Avrupalı ve Kuzey Afrikalı toplulukların Sicilya Boğazı üzerinden deniz yoluyla etkileşime girmiş olabileceğini gösteriyor.
Araştırmacılar, Akdeniz’in iki yakası arasında kültürel alışveriş olduğunu uzun zamandır biliyordu. Bunu, taşa doğrudan vurmak yerine sivri uçlu bir aletle dikkatlice kuvvet uygulayarak taş aletleri şekillendirme yöntemi olan "baskı tekniği" gibi teknolojilerin yayılmasından anlıyoruz. Tunus'ta bulunan ve Sicilya Boğazı'ndaki Pantelleria Adası'ndan getirilen obsidiyen, Akdeniz’in kuzey ve güney kıyıları arasındaki bağlantıyı daha da güçlendiriyor.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Tarih öncesi döneme ait ahşap eserlerin korunması oldukça nadir bir olaydır. Bu nedenle Kuzey Afrika'da bu döneme ait tekne kalıntılarına rastlanmamış oldukça doğaldır. Ancak İtalya'nın orta kesimindeki Bracciano Gölü'nde bulunan ve aynı döneme ait oyma tekneler, Akdeniz çevresinde denizcilik becerilerinin gelişmiş olduğuna işaret ediyor. Bu teknelerin doğrudan Avrupa-Kuzey Afrika bağlantılı olduğu kanıtlanmış olmasa da dönemin insanlarının deniz aşırı seyahat kapasitesine sahip olduğunu gösteriyor. Yazarlar şöyle anlatıyor:
Çalışmamız, bu mevcut kanıtların öne sürdüğü bağlantıların genetik olarak ilk kez doğrulanmasıdır.
Araştırmanın bir diğer heyecan verici sonucu, Doğu Mağrip'te yaklaşık 6.800 yıl öncesine ait insan kalıntılarında günümüz Güneybatı Asyası'na denk gelen Levant kökenli genetik izlerin tespit edilmesiydi. Bu genetik iz, Avrupalı çiftçi genlerinin bölgeye ulaşmasından birkaç yüzyıl sonrasına tarihleniyor. Bu durum büyük olasılıkla koyun ve keçi gibi evcil hayvanları bölgeye getiren erken dönem çoban topluluklarının göç hareketini yansıtıyor. Ekip, sözlerini şöyle bitiriyor:
Genetik bulguların arkeolojik kanıtlarla örtüşmesi, çalışmanın en tatmin edici yanlarından biriydi. Bu durum, geçmişin dinamiklerini ortaya çıkarmak için disiplinlerarası araştırmaların ne kadar kritik olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.
Tüm bu veriler, Doğu Mağrip'in hem genetik hem de kültürel açıdan güçlü bir direnç sergilediğini gösteriyor. Arkeolojik bulgularla da uyumlu bu tablo, bölgenin dış etkilere rağmen kendi kimliğini koruyarak nasıl dönüştüğünü anlatıyor.
Evrim Ağacı'nda tek bir hedefimiz var: Bilimsel gerçekleri en doğru, tarafsız ve kolay anlaşılır şekilde Türkiye'ye ulaştırmak. Ancak tahmin edebileceğiniz gibi Türkiye'de bilim anlatmak hiç kolay bir iş değil; hele ki bir yandan ekonomik bir hayatta kalma mücadelesi verirken...
O nedenle sizin desteklerinize ihtiyacımız var. Eğer yazılarımızı okuyanların %1'i bize bütçesinin elverdiği kadar destek olmayı seçseydi, bir daha tek bir reklam göstermeden Evrim Ağacı'nın bütün bilim iletişimi faaliyetlerini sürdürebilirdik. Bir düşünün: sadece %1'i...
O %1'i inşa etmemize yardım eder misiniz? Evrim Ağacı Premium üyesi olarak, ekibimizin size ve Türkiye'ye bilimi daha etkili ve profesyonel bir şekilde ulaştırmamızı mümkün kılmış olacaksınız. Ayrıca size olan minnetimizin bir ifadesi olarak, çok sayıda ayrıcalığa erişim sağlayacaksınız.
Makalelerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu makalemizle ilgili merak ettiğin bir şey mi var? Buraya tıklayarak sorabilirsin.
Soru & Cevap Platformuna Git- 3
- 2
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 15/04/2025 14:30:21 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/20086
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.