Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
İnceleme
Çınar Civan
Çınar Civan
622.4K UP
İnceleyen8 2 gün önce
Çok başarılı bir yapım, kesinlikle izlenmeli. Özellikle Eddie Redmayne'nin oyunculuğu muazzam bir seviyede, kesinlikle hayran bırakıyor. Keza Felicity Jones da çok başarılı bir oyunculuk sergilemiş. Film, Hawking'in bilimsel ve akademik çalışmalarından daha ziyade özel hayatına değiniyor. İlk eşi Jane ile olan ilişkisini temel alıyor ve Hawking'in sosyal hayatını oldukça başarılı bir şekilde gözler önüne seriyor. Film tam bir biyografi niteliği bence taşımıyor. Bazı kısımlarda değişiklikler yapılarak daha etkileyici hâle getirilmiş. Ancak bunlar büyük ölçüde kabul edilebilir değişiklikler. Hawking gibi bir dehanın nasıl ortaya çıktığını, hareket kabiliyeti neredeyse tamamen kısıtlıyken bile nasıl bu kadar üretken olabildiğini görmek istiyorsanız bu filmi mutlaka izleyiniz. Hawking'e olan saygınızın pekişeceğine eminim. Bu vesileyle Hawking'i saygıyla anıyorum.
9.5/10
(46 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : The Theory of Everything
Yönetmen: James Marsh
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Yaşam Ağacı Gözlemi
Cemgil Bilici
Cemgil Bilici
157.0K UP
Gözlemi Yapan 2 gün önce Türkiye, Muğla
📍 Yer bilgisi: Muğla
📅 Tarih ve saat: 22 Kasım 2025 – 10:31
🌡️ Hava durumu: Açık,güneşli
🌡️ Sıcaklık: 17 °C
💧 Nem ve yağış durumu: Kuru zemin, yağış yok
🌿 Habitat tipi: Kenar Bitki Örtüsü, Yol Kenarı, Bahçe Alanı
🪨 Zemin özellikleri: Kuru Toprak, ot / çim karışımı
🧭 Yön / konum: Kuzeybatı
7
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Ali Berk Dede
Ali Berk Dede
100.3K UP
Alıntıyı Ekleyen 2 gün önce
Hayatta korkulacak hiçbir şey yoktur. Sadece anlaşılacak şeyler vardır. Şimdi, anlamak zamanıdır. Böylelikle daha az sayıda şeyden korkabiliriz.”
Kaynak: İnternet Sitesi
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Mert Özel
Mert Özel
19.8K UP
Çeviren 13 Kasım 2016 17 dk.

Bizim kadar akıllı olan bir bilgisayar yaratmanın ne kadar inanılmaz derecede zor olduğunu öğrenmek kadar insan zekasını takdir ettirecek bir şey yok. Gökdelenler inşa etmek, uzaya insan yollamak, Büyük Patlama'nın nasıl gerçekleştiğinin detaylarını bulmak — bunların hepsi beynimizin nasıl çalıştığını anlamaktan ve onun kadar havalı bir şey yapmaktan çok daha kolay şeyler. Şu an itibarıyla insan beyni, evrende bilinen en karmaşık cisim.

İlginç olan şey şu, YGZ (yalnızca tek bir alanda değil, genel olarak insanlar kadar akıllı bir bilgisayar) yaratmanın zor kısımları, düşündüğünüz şeyler değil. Bir salisede iki tane on basamaklı sayıyı çarpabilen bir bilgisayar yapmak — inanılmaz derecede kolay. Bir köpeğe bakıp onun köpek mi kedi mi olduğunu söyleyebilen bir tane yapmak — zor bir iş. Satrançta herhangi bir insanı yenebilecek bir YZ yapmak mı? Tamamdır. Altı yaşında çocuklar için hazırlanan resimli bir kitaptan bir paragrafı okuyup yalnızca kelimeleri değil, anlamlarını da kavrayabilecek bir YZ yapmak mı? Google şu an bunun için milyarlarca dolar harcıyor. Zor şeyler — hesap, finansal piyasa stratejileri, dil çevirmek — bir bilgisayar için son derece kolay, fakat kolay şeyler — görme, hareket etme, algılama — çıldırtıcı derecede zor. Veya, bilgisayar uzmanı Donald Knuth'un sözleriyle, “Yapay Zeka şimdiye kadar ‘düşünme’ isteyen neredeyse her şeyi yapmayı başardı, fakat insanlar ve hayvanların 'düşünmeden’ yaptığı birçok şeyde başarısız oldu.”

80
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
🔍 Depersonalizasyon, bir kişi için gerçeklik algısı ile kendi benliği arasına mesafe girdiğinde ortaya çıkar; kişi kendisini dışarıdan izliyormuş gibi hisseder, duyguları yavaşlar veya soluklaşır.

📉 Bu durum genellikle yoğun stres, panik atak, travma ya da uzun süreli yorgunluk gibi tetikleyicilerin ardından zihnin bir koruma mekanizması olarak devreye girmesiyle başlar.

🧬 Klinik düzeye ulaştığında ise kişinin benlik algısındaki bu yabancılaşma günler ya da haftalar boyu sürebilir ve günlük yaşama ciddi şekilde müdahale edebilir.
🔧 Tedavide, “şimdi ve burada”ya dönük farkındalık teknikleri, beden farkındalığı egzersizleri ve gerekirse profesyonel terapi önemli rol oynar.

✨ Unutmayın, bu hisler sizi tanımlamaz, onlar yalnızca geçici bir durumun işaretidir ve yardım almak hem mümkündür hem de iyileşme yoludur!

Yazar: Ayşe Kübra Kaya
Editör: Damla Şahin Uçar

ℹ️ Bu içerik, Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz.
Derya Gündüz
Muhasebe Yönetcisi 3 gün önce Sen de Cevap Ver

İşe Gitmek zorunda değiliz, doğar doğmaz zaten işe gidiyorduk ya da eski deyimle iş görüyorduk. Çünkü ihtiyaçlarımız doğuştan itibaren başlar ve bunu karşılamak için çaba sarfederiz. İş biziz, sonrasında günümüze kadar evrildi. İstersen işe gitmezsin ama o zaman ihtiyaçlarını istediğin gibi aynı konforda karşılayamazsın. Yine yaşarsın ama kendince farklı birşekilde kendi imkanlarını oluşturarark ki bu da bir iş ve uğraş gerektirir. Evinden çııkıp başka bir yere çalışmak için de gidebilirsin evinde kalıp artık nasıl yaşayacağını da düşünebilirsin. Ve bununla ilgili nasıl bir iş yapacağını. Ay sonunda maaş adı altında almayacağın ücret karşılığında evde yaşam mücadeleni çiftçilik yaparak mı vereceksin. Peki ya çiftçilik bilgi becerin yoksa ? Daha da önemlisi toprağın yoksa ? Evet işe gitmek çalışma koşulları ile farklılaştı, farklı ekonomik görüşlerin odağında Kapitalizm gibi. Bugün işe gitmeyi red edebilirsin. Ama yine hareket eden vicudun ve sahip olduğu organları organize eden ve düşünmeden edemeyen beynin gibi çalışmak zorundasın. Aksini herkes biliyor.

0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 2 Ekim 2020 31 dk.

Daha önceden detaylıca izah ettiğimiz gibi (aşağıdaki videodan da izleyebilirsiniz), insanlar, kuyruksuz maymunlar olarak bilinen bir taksonomik gruba üye bir hayvan türüdür. Kuyruksuz maymunlar, tıpkı "memeli hayvanlar" veya "omurgalı hayvanlar" gibi, çok sayıda türü barındıran bir taksonomik gruptur. Kuyruksuz maymunlar, kuyrukları olan maymunlarla (genel hatlarıyla, Yeni Dünya Maymunları ve Eski Dünya Maymunları olarak iki diğer grup ile) bir araya gelerek "Maymunlar" (Simiiformes infratakımını) oluşturur. Maymunlar da, ön maymunlar ile bir araya gelerek Primatlar takımını oluşturur.

Yani maymun, primat, kuyruksuz maymun, hayvan gibi sözcükler, aşağılama sözcükleri değildir; bilimsel terimlerin halk arasındaki karşılıklarından ibarettir. Bu sözcükler, türleri kategorize etmemize yardımcı olan çatı terimlerdir. Aynı zamanda, kimi zaman o gruptaki canlılara dair önemli bilgiler verebilirler. Örneğin "omurgalılar" (Vertebrata) altşubesinden olan bir hayvandan söz ediyorsanız, o canlının sırt ekseni boyunca uzanan bir omurgası olduğundan emin olabilirsiniz. "Memeliler" sınıfından olan bir hayvandan söz ediyorsanız, memeleri ve süt bezleri olduğundan ve yavrusunu süt ile beslediğinden emin olabilirsiniz. İşte "kuyruksuz maymunlardan" söz ederken, yani kuyruksuz maymunlar süperailesine mensup bir türden söz ederken de emin olduğumuz şey, diğer maymunların aksine, bu maymunların kuyruğunu yitirmiş canlılar olmasıdır.

179
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 20 Haziran 2011 17 dk.

Endosimbiyotik Teori (veya Simbiyogenez Teorisi), biz insanların da dahil olduğu, daha karmaşık yapılı hücrelere, çekirdeklere ve zarlı organellere sahip olan ökaryotların; daha basit yapılı, çekirdeksiz ve zarlı organelleri bulunmayan bakteriler ve arkeler gibi prokaryotlardan nasıl evrimleştiğini anlamamızı sağlayan bilimsel bir teoridir.

Endosimbiyotik Teori'ye ökaryotik zarlı organeller, aslen bağımsız prokaryotlar olarak yaşamını sürdüren varlıklardı; ancak evrimsel süreçte bir noktada daha iri prokaryotlar tarafından endositoz (ya da daha spesifik olarak, fagositoz) yoluyla hücre içine alındıklarında, tam olarak sindirilemediler; bunun yerine, o hücreyle "kaynaştılar" ve bir "ağ kurdular". Böylece zarlı organellere sahip olmayan prokaryotlardan, zarlı organellere sahip ökaryotlar evrimleşmiş oldu.

156
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Kerem Girgin
Kerem Girgin
138.8K UP
Yazar 2 gün önce 11 dk.

Paleontoloji literatüründe "Kambriyen Patlaması" olarak bilinen dönem (yaklaşık 541 milyon yıl önce), Dünya'daki yaşamın aniden ve çarpıcı bir şekilde çeşitlendiği bir aralığı tanımlar. Uzun bir mikrobiyal egemenliğin ardından, günümüzdeki birçok ana hayvan gruplarının ataları, jeolojik zaman ölçeğinde bir göz açıp kapama süresi sayılabilecek bu aralıkta ortaya çıkmıştır.

Literatürde ve çeşitli tartışma bloglarında bu patlama, yaratılışçı argümanları desteklemek için sıklıkla Evrim Teorisi'ne karşı bir argüman olarak sunulsa da bilimsel veriler bunun bir yoktan varoluş olmadığını göstermektedir. Aksine bu olay, değişen ekolojik koşulların tetiklediği hızlı bir evrimsel çeşitlenmedir. Bu nedenle sorulması gereken soru "Neden bu kadar çok tür ortaya çıktı?" değil, "Bu türlerin bu kadar hızlı ve radikal biçimlerde evrimleşmesini tetikleyen çevresel veya ekolojik baskı neydi?" olmalıdır.

6
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
Ufuk Derin
3.3M UP
Aktaran 2 Ağustos 2024 3 dk.

Yaşamın kökenleri hâlâ büyük bir gizem olmaya devam ediyor. Karmaşık moleküller nasıl oluşabildi ve parçalanmadan uzun süre boyunca bozulmadan kalabildi? Münih merkezli bir ekip, ilk Ribonükleik asit (RNA) moleküllerinin ilkel çorbada stabilize olmasını sağlayabilecek bir mekanizma olduğunu ortaya koydu. İki RNA ipliği birleştiğinde, kararlılıkları ve ömürleri önemli ölçüde artıyor.[1]

Büyük olasılıkla, Dünya'daki yaşam suda başladı. Hatta başladığı yer belki de alçak gelgitte deniz suyundan ayrılan ancak yüksek gelgitte dalgalarla dolup taşan bir gelgit havuzuydu. Milyarlarca yıl boyunca, ilk hücreler ortaya çıkmadan önce, bu ortamda DNA, RNA ve proteinler gibi karmaşık moleküller oluştu. Ancak bugüne kadar, bunun tam olarak nasıl gerçekleştiğini kimse açıklayamadı. Münih Teknik Üniversitesi'nde Supramoleküler Kimya Profesörü olan Job Boekhoven şöyle anlatıyor:

16
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Pedram Türkoğlu
Uyarlayan 29 Mart 2019 3 dk.

Bilim insanları, ameliyat sonrası iyileşme sürecinde şaşırtıcı bir şekilde neredeyse hiç ağrı ya da stres hissedemeyen bir kadına genetik test önerdiler ve bu sayede söz konusu semptomlara yol açan yeni bir mutasyon tespit ettiler. İskoçya'da yaşayan eski bir öğretmen olan 66 yaşındaki Jo Cameron, kırdığı kemikleri veya doğum eylemi için çok az veya hiç ağrı kesici ihtiyaç duymadan çok sayıda operasyon geçirmiştir. Hatta özgeçmişinde, yaktığı bölgelerini fark etmediğini bile dile getirdi. Jo, bir bölgesini yaktıktan sonra, "Ben veganım, evde başka yanan et yok.” diyor. İşin ilginç yanı, yaraları normalden daha hızlı ve minimal fibrozis ile iyileşiyor. Bu mutasyonların yara iyileşmesinde görevli makrofaj ve sitokinler üzerinde etkisi olabilir.

Yüksek analjezi (ağrı kesici), daha doğrusu hipoaljezi (ağrı hissi azalması) özelliği yanında anksiyete ve depresyona karşı da dayanıklı. Hiçbir zaman stres ve endişe hissetmediğini belirtiyor. Fakat yüksek unutkanlığı bu durumun bir parçası gibi gözüküyor. Ardından çeşitli eklem defektleri olmasına rağmen doğru düzgün ağrı hissetmeyen Cameron'un genetik temelinin araştırılmasına karar verildi. İngiliz Anestezi Dergisi'nde yayınlanan bu rapora göre, iki önemli mutasyon buldular. Bu mutasyonların birlikte görülmesi, mutluluğu ve unutkanlığı arttırırken; acıyı ve endişeyi bastırdığı sonucuna varıldı.

77
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Bunu sadece Evrim Ağacı'nın eskileri bilir. 2010 yılında kurulan Evrim Ağacı'nın en önemli parçalarından biri, evrim ve ilgili konularda ürettiğimiz devasa Makale Arşivi'mizdi. Bu arşivimiz, her geçen gün daha da büyüyen şekilde yoluna devam ediyor. Nostalji yapmak isteyenlere önerilir!

Söz
Çağrı Mert Bakırcı
Alıntıyı Ekleyen 13 Mayıs 2024
Yakında bir gün, belki kırk yıl sonra, beni tanıyan hiç kimse hayatta kalmayacak. İşte o zaman, beni hatırlayan kimse kalmadığında, gerçekten ölmüş olacağım. Çok yaşlı birinin, bir kişiyi ya da bir insan grubunu tanıyan hayattaki son kişi olması hakkında çok kafa yordum. O kişi öldüğünde, o insan grubu da onunla birlikte ölür, yaşayan hafızadan kaybolur. Benim için o kişinin kim olacağını merak ediyorum. Kimin ölümü beni gerçekten ölü kılacak?
Kaynak: Love's Executioner and Other Tales of Psychotherapy
10.0/10
(2 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Love's Executioner and Other Tales of Psychotherapy
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
27
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Eser
Sibel Özkan
Sibel Özkan
157.6K UP
Eseri Ekleyen 4 gün önce Podcast
Puan Ver
Kar Tanelerinin, Radyolaryaların ve Ay Kayaçlarının Gizli Güzelliğine Tanık Olun
İnceleme Yaz
Sonra Dinleyeceklerime Ekle
İnceleme
Emre Nur
Emre Nur
1,146 UP
İnceleyen 2 gün önce
Töre Sivrioğlu, doğa tarihi merakı ve çizim yeteneğiyle bu eşsiz esere imza atmış. Eser; doğaya, hayvanlara, fosillere meraklı herkesi tatmin edecektir. Sade ve ilgi çekici bir üslupla yazılmış, yazarın kendi kalemiyle resimlenmiş bu kitap; yüz milyonlarca yıl önceden yüz yıl öncesine kadar değişen zamanlarda soyu tükenmiş otuz muhteşem hayvanı kısa kısa ele alıyor. Her hayvanın keşfedilişine, tür özelliklerine, evrim ağacındaki konumuna ve yok oluş nedenlerine değiniyor. Her sayfası bilgi dolu. İşte kitapta geçen o otuz muhteşem hayvan:
* Pteraspis: İlk balık türlerinden biri. Ön kısmı zırhla kaplıydı. Fena bir yüzücü olmadığı düşünülüyor. Çenesi olmadığı için küçük canlıları süzerek besleniyordu.
* Megalodon: M.Ö. 10.000'lere kadar yaşamış, iri cüsseli bir köpek balığı türü. Şimdilik sadece dişleri ve çenesi ele geçtiği için tam olarak neye benzediğinden emin değiliz.
* Meganeura (Dev Yusufçuk): Karbonifer Dönem'deki oksijen bolluğundan yararlanarak devleşen böceklerden biri dev yusufçuklardı.
* İhtiyostega: İlk tetrapod (dört ayaklı) omurgalılardan biri. Balıklardan amfibilere geçiş türü.
* Diadectes: İri cüsseli bir amfibi. Farklı amaçlar için özelleşmiş dişlere sahipti.
* İhtiyozor: Karalardan denizlere dönmüş bir sürüngen. Görünüşü balığa benzemesine rağmen sürüngen atalarının özelliklerini de bünyesinde taşıyordu. Bu yüzden onu bulan ilk fosil meraklılarının kafasını karıştırmıştı.
* Plesiyozor: Uzun boyunlu deniz sürüngeni.
* Pterozorlar: Uçmayı öğrenen sürüngen ailesi. Kimisinin iyi uçucu olduğu, kimisinin yalnızca süzülebildiği, kimisinin de -deve kuşu gibi- kanatlı olmasına rağmen uçma yetisini yitirdiği sanılıyor.
* Megalozor: Keşfedilen ilk dinozor türü. Megalozoru keşfedenler, onun file ya da gergedana benzediğini düşünmüşlerdi, bugün bunun doğru olmadığını biliyoruz.
* İguanodon: Keşfedilen ikinci dinozor. Bu dev hayvanın arka ayaklarının üstünde dimdik durduğu sanılıyordu, ama bugün böyle bir davranışı olmadığını biliyoruz.
* Hadrozor: Amerika kıtasında keşfedilen ilk dinozor. Dinozorlar çağının sonlarında ortaya çıkmış, kuş kalçalı bir dinozor.
* Sauropodlar: Dört ayaklı, otçul, dev dinozorlar ailesi. Bu ailenin üyeleri, karada yaşamış en büyük hayvanları barındırıyor.
* Triseratops: Üç boynuzlu ve farbalalı bir dinozor türü. Farbalası sayesinde boynunu etçil avcılardan koruyabiliyordu.
* T-Rex: Tüylü, etçil, iri beyinli, hızlı bir avcı. Dinozorların en meşhuru.
* Troodonlar: En zeki dinozor ailesi. Büyük felaket yaşanmasaydı acaba Troodonlar insan gibi zeki bir türe evrilebilir miydi?
* Arkeopteriks: Tamamen tüylerle kaplı küçük bir dinozor.
* Dimetrodon: Sırtında koca bir yelpaze taşıyan bir sinapsid türü. İlk bulunduğunda sürüngen olduğu sanıldı ama sonra sinapsid sınıfına dahil edildi. Sinapsidlerin bugün yaşayan tek temsilcisi memeliler.
* Trinaksodon: Bir terapsid türü. Terapsidler, memelileri ve yakın akrabalarını barındıran bir sinapsid grubudur. Bu yüzden bir terapsid fosiline baktığınızda onu kurt iskeletine benzetebilirsiniz. Dinozor çağları boyunca trinaksodon gibi terapsidler, dinozorlardan saklanan küçük canlılar olmaya mecbur kaldılar.
* Rutiodon: Timsah gibi ama timsahın atası değil. Yalnızca uzak bir akraba.
* Gastornis: Dinozorların yok olduğu ve memelilerin yeterince güçlenmediği bir çağda karalara hükmeden dev kuşlardan biri.
* Atın ataları (Eohippus, Orohippus, Epihippus, Mesohippus, Miohippus, Merychippus, Dinohippus): Atların, günümüz boyutlarına ulaştıkları evrimsel yolculuklarındaki ilk ataları 30 cm boylarındaydı.
* Paraceratherium: Yaşamış en büyük karasal memelilerden biri. Günümüzdeki gergedan akrabalarının aksine boynuzsuzlar.
* Chalicotherium: Tuhaf bir kolaj çalışması gibi duran bu toynaklı hayvan; gorili, ayıyı, atı ve daha başka birçok hayvanı çağrıştırabilir.
* Mastodon: Fillerin ve mamutların akrabası. Yaklaşık 11 bin yıl önce, mamutlar gibi yok oldular.
* Mamut: Yok olmuş canlıların en meşhurlarından. Muhtemelen buzul ikliminin sona ermesi ve insan faktörü yüzünden yok oldular.
* Kılıç dişli kaplan: Namıdiğer smilodon. Bir Amerikalı. 20 santimlik köpek dişleriyle düşmanlarına korku salıyordu.
* Megatherium: Amerikan megafaunasından bir tembel hayvan. Dev pençelerine bakıldığında onun vahşi bir etçil olduğu sanıldı ama tamamıyla otçul olan bu dev tembel hayvan, pençelerini ağaç kabuğu kazırken, dalları aşağı çekerken ya da kendini avcılara karşı savunurken kullanıyordu.
* Batı Asya fili: Muhtemelen insan eliyle Hindistan fillerinden çoğaltılmış bir tür. Türkiye'de de yaşamış.
* Moa: Yeni Zelanda'nın uçamayan dev kuşu. 500 yıl öncesine kadar yaşıyordu. Yok oluşlarının en büyük şüphelisi insan.
* Dodo: Hint Okyanusu'ndaki adalarda yaşayan, uçamayan, ağır bir güvercin türü. Muhtemelen insanlardan kaçmadığından dolayı aptal olarak nitelenmişti. Soylarının insanlar tarafından tüketildiği kesin.
* Amerikan göçmen güvercini: Çok acıklı bir yok oluş hikayesi olan bu kuşun son bireyi 1914'te öldü.
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close