Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 10 Nisan 2011 18 dk.

Ota Benga, 1883 (veya 1884) yılında doğmuş ve 20 Mart 1916 yılında intihar ederek ölmüş, bugünkü Kongo Demokratik Cumhuriyeti (o zamanki "Kongo Özgür Devleti") topraklarında yaşamış siyahi bir Mbuti pigmesidir. Mbuti insanları Kongo'da yaşayan yerli bir kabiledir ve pigmedirler; yani popülasyonlarının boy ortalaması 150 santimetrenin altındadır.

Bu kabileden olan Ota Benga'yı meşhur yapan konu ise, 1904 yılında ABD'nin Missouri Eyaleti'nin St. Louis kentinde düzenlenen Louisiana Alım-Satım Sergisi'nde, sonrasındaysa 1906 yılında Bronx Hayvanat Bahçesi'nde açılan ve büyük tartışmalar yaratan "İnsanat Bahçesi"nde sergilenmesidir.

100
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 8 Ekim 2022 14 dk.

Akademik temeli ekonomi sahasında olan Meksikalı politikacı Josefina Eugenia Vázquez Mota, istatistiklerle ilgili şöyle söylüyor:

Gerçekten de istatistikler son derece tehlikeli oyuncaklardır. Birçok bilim insanı ve filozof buna dikkat çeken sözler söylemişlerdir. Örneğin Mark Twain, "Gerçekler inatçı olsa da, istatistikler daha fazla eğilip bükülebilir yapıdadır." diyerek tehlikeye işaret etmiştir. Kimi zaman Twain'e, kimi zamansa İngiliz başbakanı Benjamin Disraeli'ye atfedilen bir diğer meşhur söz ise şöyledir:

99
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Gülsevinç Ay
Gülsevinç Ay
25.5K UP
Çeviren 23 Mart 2018 12 dk.

Hayvanlar çevrelerinden aldıkları bilgileri bir yere hareket etmek, aktiviteleri için zamanlarını ayarlamak, miktarı değerlendirmek veya geçmişi hatırlamak için nasıl kullanırlar?

Bir kovanın derinliklerinde, bir bal arısı (Apis mellifera) çılgınca dans eder. O dans ettikçe diğer bal arıları arka ayakları ve antenleri ile onun vücuduna dokunarak çevresine toplanır. Daha sonra bu gözlemciler birer birer dansı bırakır, kovan girişine yönelir ve aynı yöne doğru uçarlar. Çünkü dans eden arı bol yiyecek kaynağına olan mesafeyi ve besin kaynağının yönünü onlara bildirmiştir (Görsel 1). Bir saat içerisinde işçi (yiyecek toplayıcı) arılar dönerler ve kendi dansları ile diğer işçi arılara yiyecek kaynağının yerini göstermeye hazırdırlar.

91
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Emre Can Kartal
Emre Can Kartal
70.9K UP
Çeviren 21 Şubat 2016 2 dk.

Yeni araştırmalar İskandinavya'nın Neandertallerin yaşaması/yerleşmesi için uygun sıcaklıkta olduğunu gösteriyor. Peki -bildiklerimize göre- Neandertaller neden İskandinavya'da yaşamadı? Daha genel bir soruyla Neandertaller İskandinavya'da yaşamış olabilirler mi?

Bilim insanları yıllardır bu soru üzerinde tartışıyorlar. Kimilerine göre Neandertaller hiçbir zaman o kadar kuzeye çıkamadılar. Neandertallerin İskandinavya’da yaşayamayacağı üzerine görüş bildirenlere göreyse cevap çok basit: Kuzey Neandertallerin sevebileceği, yaşayabileceği sıcaklıkta değil.

10
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Hatice Yetişkin
Alıntıyı Ekleyen 21 Kasım 2024
Davranışa dönüşen düşünceler daima geçmişe aittir.
Kaynak: AZİL
9
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Fazilet Toros
Fazilet Toros
112.6K UP
Alıntıyı Ekleyen 6 gün önce
Herkesin istediği şeyi biri yasaklamaya yeltense bir arı kovanına çomak sokmuş gibi olacak. Korumaları gereken ülke, talana uğramış ve darmadağın edilmiş bir halde. Onların hırçınlıklarına ve yakıp yıkmalarına göz yumulursa dünyanın yarısı elden gitmiş olur.

Adları ne olursa olsun, günümüzde partilere de güvenilmez. Övseler de, eleştirseler de, onların sevgi ve kininde bir fark yok.
Kaynak: Faust
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nihal Günay
Nihal Günay
24.4K UP
Çeviren 3 gün önce 11 dk.

Soru dilenmesi (petitio prensibi ya da hatalı döngüsel nedensellik), bir argümanın önermesi, sonuca bağlı ya da sonucun dengi olduğunda ortaya çıkan safsatadır. Başka bir deyişle, eğer önermelerin bir tanesi bile tartışmanın sonucunu zorunlu olarak doğru varsayıyorsa bu önerme sonucuna muhtaçtır.

Örnek vermek gerekirse “Küçük çocukların argo içeren kitaplar okuması yanlıştır, demek ki çocukların argo içeren kitaplar okumasına izin vermek etik değildir!” argümanı, Soru dilenmesi safsatasına düşmektedir çünkü yapılan önerme (küçük çocukların argo içeren kitaplar okuması yanlıştır) aslında sonucun (çocukların argo içeren kitaplar okumasına izin vermek etik değildir) başka şekilde ifade edilmiş halidir.

7
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Umut Öner İnce
Umut Öner İnce
32.2K UP
4 gün önce
Gerçek Öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü Kutlu Olsun!
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 5 Kasım 2020 19 dk.

Depremler, yeryüzündeki en güçlü, potansiyel olarak en ölümcül doğa olaylarından birisidir. Ayaklarımızın altındaki yer sarsılır, içinde yaşadığımız binalar (veya atalarımız için konuşuyorsak, mağaralar) sallanır ve çöker, depremlerle tetiklenen tsunami ve heyelan gibi olaylar dolayısıyla ek yıkımlar yaşanır. Bu ürkütücü ve olası bir felakete en iyi şekilde hazırlık yapmak haricinde üzerinde hiçbir kontrolümüz olmayan doğa olayını izah etme güdüsü, en temel merak dürtümüzden kaynaklanmaktadır. Depremler gibi devasa güçte olayların, hiç beklenmedik anlarda yaşanıp, bir ömür boyu canla başla inşa ettiklerimizi yok edivermesini anlamlandırmak isteriz. Bunu yapamadıkça veya bilimsel yöntemlerle yapılan izahları belki rasyonel olarak değil ama, duygusal olarak tatmin edici bulmadığımızda, bilim dışına yöneliriz.

Bu yönelmenin bir boyutu ruhanidir/dinidir: Depremler, tarih boyunca bir çeşit "cezalandırma" ve "tanrıların öfkesi" olarak görülmüştür. Belirli ahlaki normlara uymayanların cezalandırılmasının veya belirli buyrukların dışına çıkılması sonucu inanılan bir tanrının öfkelenmesinin, yerin sallanması ile bize bildirildiğine inanılmıştır. Bu yorum günümüzde her ne kadar oldukça azalmışsa da, halen felaketler sonrasında "karşı taraftan", "öteki gruptan" veya "dış gruptan" olan bireylerin sırf farklı oldukları için cezalandırıldığını ve "Tanrı'nın gazabına uğradığını" iddia eden insanlar bulmak mümkündür. Bu tür bir yorum, modern bilimin sınırları dışında kaldığı için, burada detaylandırılmayacaktır.

121
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Alperen Karaçor
Alperen Karaçor
60.1K UP
İnceleyen 4 gün önce
Dönüşüm, modern hayatın insanı nasıl değersizleştirdiğini ,bir kişinin kendi kimliğini kaybederken toplumun onu nasıl dışladığını anlatan bir alegoridir
Okumanızı öneriririm.
Kitap
9.4/10
(110 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Die Verwandlung
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nevzat Keskin
Seslendiren 3 gün önce 16:12
Çift Yarık Deneyi olarak da bilinen Young Deneyi, fotonlar gibi parçacıkların hem dalga, hem parçacık olarak davrandığını ortaya çıkarması bakımından...
5
Taylan Dursun
Taylan Dursun
52.4K UP
1 gün önce
Erdemli çöpçüyü Ahlaksız Doktora tercih ederim.
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

💉 Tip-1 diyabet, pankreasın insülin üreten hücrelerini yok eden otoimmün bir hastalık. Şimdi bilim insanları bu süreci tersine çevirebilecek bir adım attı.
🔬 Vertex Pharmaceuticals tarafından yürütülen yeni bir klinik deneyde, hastalara laboratuvar ortamında üretilmiş pankreas adacık hücreleri tek bir infüzyonla nakledildi. Bu hücreler, hastanın vücudunda insülin üretimini yeniden başlattı.

📊 İlk sonuçlara göre, 12 katılımcıdan 10’u tedavi sonrası tam bir yıl boyunca insülin enjeksiyonuna ihtiyaç duymadan kan şekeri dengesini koruyabildi.
🧬 Bu tedavi, kök hücre tabanlı adacık hücrelerinin, bağışıklık sistemi tarafından yok edilmeden uzun süre işlevini sürdürebileceğini gösteriyor.
Ancak hâlâ immün baskılama gereksinimi ve üretim ölçeklendirmesi gibi önemli zorluklar mevcut.
🌍 Yine de bu çalışma, diyabet tedavisinde “yaşam boyu insülin bağımlılığı” anlayışını kökten değiştirme potansiyeline sahip.
Bilim, artık yalnızca kan şekerini dengelemekle değil, vücudun kendi insülinini yeniden üretebilmesini sağlamakla ilgileniyor.
Yazar: Fatma Nur İnakçı
Editör: Damla Şahin Uçar
ℹ️ Bu içerik, Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz.
İnceleme
Arda Küçükoğlu
İnceleyen 6 gün önce
Bu eseri ilk gördüğüm zaman bir arkadaşımın elinde idi. Kitabı elime alıp incelediğimde hayran kalmıştım. Dil ve üslup bakımından oldukça sade bir kitap idi ancak hayatıma bu kitap sayesinde çok şey kattığımı düşünüyorum.
Kitap
8.5/10
(2 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Les Essais
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
13
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Emre Sarı
Emre Sarı
2,042 UP
Araştırmacı 2 gün önce Sen de Cevap Ver

Aslında kıllarımızı alınca “daha hızlı ve daha kalın uzuyor” gibi görünmesinin sebebi tamamen bir yanılsama. Bilimsel olarak kıl alma, kılın kö[1]küne zarar vermez ve kökten gelen büyüme hızını değiştirmez. Yani kıl ne tıraşla ne ağdayla gerçekten daha hızlı uzamaz.

Peki biz neden öyle hissediyoruz? Çünkü aslında kılın ucu zamanla incelir, yumuşar ve rengi biraz açılır. Ama tıraş yaptığımızda bu ince, yumuşak uç tamamen kesilir ve kılın deriye daha yakın olan “kalın kısmı” ortaya çıkar. Bu da uzamaya başladığında kılın daha sert ve daha koyu çıktığını düşündürür. Yani görünüş bizi yanıltır.

Ağda gibi kökten alımlarda da kılın çıkması biraz zaman aldığı için, yeniden çıktığında sanki birden kalınlaşmış gibi görünebilir — aslında yine normal kalınlığında çıkar.

Tüm Reklamları Kapat

Gerçekte kılın kalınlığını ve hızını belirleyen şey genetik ve hormonlardır, kıl alma işlemi değildir.[1][1]

0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 22 Mayıs 2014 1 dk.

Böcekler yumurtadan çıktıktan sonra metamorfoz geçirerek çeşitli formlardan geçerler ve nihayetinde yetişkinliğe ulaşırlar. Metamorfoz süreci, bir böcek popülasyonu içerisindeki farklı görevdeki bireylerin oluşabilmesini mümkün kılar. Örneğin görselde gösterilen askerler, kanatlı yetişkinler, birincil yetişkinler, neotenik böcekler metamorfoz sayesinde yumurtadan çıkan benzer bireylerden üretilebilir. Böylelikle birbirinden farklı yavrular yapmak gibi daha zorlu bir süreçten geçilmemiş olur.

Aşağıdaki fotoğrafta, genomu 21 Mayıs 2014'te tamamen dizilenen Nevada Nemli Odun Termiti, yani Zootermopsis nevadensis türünün yaşam döngüsü ve olası rolleri gösterilmektedir. Genomu dizilenen canlılar grubuna katılan bu termitler, insanların yapılarında yılda 40 milyar Amerikan doları zarara neden olmaktadır! Artık genomlarını bildiğimiz için, onlarla savaşmamız çok daha kolay olacak.

20
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Blog Yazısı
Çağrı Mert Bakırcı
Blog Yazarı 3 dk.

Artık gün, Dünya'nın Güneş etrafındaki hareketiyle insan yapımı takvimler arasındaki uyumsuzlukları en aza indirmek amacıyla, belirli aralıklarla Julyen ve Gregoryen takvimlere eklenen fazladan 1 gündür. Artık gün, genellikle 4 yılda bir eklenir; ama az sonra göreceğimiz gibi, kural bundan daha karmaşıktır. Artık gün, her zaman Şubat ayına eklenir ve normalde 28 güne sahip olan aya 29 Şubat eklenmesine neden olur. Bunun tek istisnası 1712 yılında İsveç'te oluşan 30 Şubat günüdür. 29 Şubat, aynı zamanda Kuzey Yarımküre'de meteorolojik kışın son günü ve artık yıllarda Güney Yarımküre'de meteorolojik yazın son günüdür.

Bir sonraki artık gün 29 Şubat 2028 günüdür. Aynı zamanda 2024 yılı da artık yıldır, bu nedenle son artık gün 29 Şubat 2024'te yaşanmıştır.

16
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı Akademi
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close