Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Menekşe Ermiş
Menekşe Ermiş Seslendiren 13 Ekim 2021 1:47:05
Doku kaybı yaşantımızın hemen hemen her anında karşı karşıya kalınabilecek durumlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Peki ya doku mühendisliği ile bunun...
23
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Bunu sadece Evrim Ağacı'nın eskileri bilir. 2010 yılında kurulan Evrim Ağacı'nın en önemli parçalarından biri, evrim ve ilgili konularda ürettiğimiz devasa Makale Arşivi'mizdi. Bu arşivimiz, her geçen gün daha da büyüyen şekilde yoluna devam ediyor. Nostalji yapmak isteyenlere önerilir!

Tüm Reklamları Kapat
Furkan Aktepe
Furkan Aktepe
34.2K UP
Yazar 30 Temmuz 2020 20 dk.

Bu yazımızda; köpük baloncuklarının geometrisini gözlemlemekten mikroorganizmaların yapısını anlamaya kadar evrendeki birçok fenomene ve Antik Yunandan beri ünlü astronomlardan fizikçiler ve biyologlara kadar birçok bilim insanının çalışmalarına ışık tutan Eşçevre Problemi (İng: "Isoperimetric Problem") üzerinde duracağız. Bu probleme cevap vermek isteyen matematikçilerin çalışmalarını ve problemin fizik alanındaki bazı uygulamalarını inceleyip, Eşçevre Eşitsizliğinin (İng: "Isoperimetric Inequality") iki boyutlu reel uzay için ispatını vereceğiz.

Tolstoy’un "İnsana Ne Kadar Toprak Lazım?" isimli eserini okumuşsunuzdur. Uçsuz bucaksız bir arazinin sahibi ile, alacağı toprak konusunda anlaşan baş karakterimiz Pahom, belirlenen günün sabahında elindeki küreği ile heyecanla bu devasa arazinin ufuklarından güneşin doğmasını bekler. Anlaşma şöyledir: Gün doğumu ile yola çıkan Pahom, arazide ilerledikçe belirli aralıklarla toprağa çukur kazarak işaretler bırakacak ve gün batmadan önce, başladığı yere geri dönebilirse, kazdığı çukurlar sabanla birleştirilecek ve çizdiği sınır ile kapatabildiği kadar toprak parçası kendisine ait olacak. Ama gün batmadan önce başladığı noktaya geri dönemezse, hem toprak sahibi olma şansını kaybedecek hem de bütün parasını...

66
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Nevzat Keskin
Seslendiren 4 gün önce 9:38
Elementlerin birbirleri ile nasıl etkileştiği; elektronlarının nasıl sıralandığına ve atomlarda elektronların yerleştiği en dış bölgede kaç elektron için...
6
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 19 Mart 2014 12 dk.

Evrim, halk arasında son derece sınırlı bir ölçekte bilinmektedir. Bunun birçok sebebi vardır. En temeli, bilindiği üzere biyolojinin sahalarından biri olarak doğan; ancak sonradan bilimin her bir köşesine ulaşacak kadar güçlenen evrimsel biyolojinin sadece şahsi inançlarla ilgili kısmında tartışmaların süregeliyor olmasıdır. Birçokları, evrimin detaylarını merak etmez; kendi düşünceleriyle ters düşmediğine kendini ikna edecek kadar diğerleriyle tartışmaya girmesi, bu kişiler için yeterlidir. Kısaca evrimle ilgileniyormuş gibi gözüken birçok kişi için evrim, bir masabaşı muhabbetinden, internette stres atmak için tartışma gruplarında kullanılan bir araçtan ibarettir. Ancak ortalama Evrim Ağacı okuyucusunun bu sığ düzeyden çok daha ötede olduğunu düşünüyor ve umuyoruz. Bu sebeple, bu yazı dizimizde ilk defa Türkçe ve detaylı olarak evrimin matematiğini anlatmaya çalışacağız.

İlk etapta bu satırları okuyan birinin aklına gelecek ilk soru, sanıyoruz ki "Evrimin matematikle ne alakası var ki?" sorusu olacaktır. Bu oldukça doğaldır ve sebebi yukarıda açıkladığımız gibidir: birçokları, evrimi sadece bir tartışma konusundan ibaret görmektedir. O tartışmalarda sıklıkla evrimin pratik geçmişinin 150 yılı, teorik geçmişinin ise 2000 yılı aşkın bir geçmişe sahip olduğundan bahsedilir; ancak bu sayıların önemi ve uzunluğu üzerinde pek durulmaz. Haydi teorik geçmişini bir kenara bırakalım ve Darwin'in Türlerin Kökeni'ni yazmasından sonraki evrimsel biyolojinin gelişim dönemine odaklanalım. Bu 150 yıl bile, modern bilimin birçok dalı için oldukça fazla bir sayıdır. Bir diğer deyişle, bilimin yaygın sahaları haline gelmiş birçok alan, evrimsel biyolojiye kıyasla günümüze çok daha yakın zamanlarda keşfedilmiş, geliştirilmiştir. 

149
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 25 Mart 2013 1 dk.

Bukalemunların evrimsel geçmişine ait birçok veriye sahip olsak da, bu ilgi çekici türlerin evrimiyle ilgili bazı gizemler sürüyor. Örneğin, bukalemunların bilinen en eski atası, günümüzden 60 milyon yıl kadar önce yaşamış Anqingosaurus brevicephalus isimli bir tür. Ancak evrimsel süreçte, değişimlerini net olarak görebildiğimiz diğer türler arasında 23-13 milyon yıl önce yaşamış Chamaeleo caroliquarti ve günümüzden 13-5 milyon yıl önce yaşamış Chamaeleo intermedius bunlardan sadece bazıları. Ayrıca yapılan genetik çalışmalar, bukalemunların yaklaşık 100 milyon yıl öncesinde iguanamsılar ve agamidlerden ayrılmış bir grup olduklarını da gösteriyor ve agamidlere daha yakın olduklarını biliyoruz. 

Ancak sürüngenlerin büyük bir kısmının en temel özelliklerinden biri olan yumurtayla üreme, bu grubun bazı türlerinde (örneğin görseldeki Jackson Bukalemunu'nda) geçerli değil. Bu sürüngenler, tıpkı memeliler gibi doğuruyorlar! 

18
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Gülşah Güler
Gülşah Güler
62.8K UP
Yazar 17 Haziran 2011 1 dk.

Yıkanma kültürünü insanla sadece kültürel bağlamda (bu bağlamı bir sonraki paragrafta biraz açacağız) ilişkilendirilebilir. Bunun dışında temizlenme anlamında olaya eğilirsek; bu davranışın sadece insanla ilişkilendirilemeyeceğini belirtmeden geçemeyeceğiz. Primat takımı da dâhil birçok takımda ve âlemde yıkanma, temizlenme davranışıyla karşılaşılmaktadır. Ayrıca temizlenme davranışını sadece yıkanmak olgusuyla da bağdaştırmamız gerekmektedir. Örneğin Aye-Aye maymunları temizlenmeyi tuvalet tırnağı diye bilinen bir parmağıyla gerçekleştirirken, Kedigiller bu davranışı dilleriyle tüylerini yalayarak, Hortumlular ise hortumlarına doldurdukları suları vücutlarına püskürterek gerçekleştirirler.

İnsanın bu davranışını irdelersek, şuna değinmek isteriz ki, Antik dönemde yıkanmak, her zaman temizlik amaçlı gerçekleştirilen bir olay değildir. Yıkanmaya bir kültür olduğu bakışıyla yaklaşmamız gereklidir. Çünkü yıkanmak kimi toplumlarda dinsel bir ritüel iken, kimi toplumlarda kültürel bazda ele alınan bir ritüeldir. Bazı toplum ve ya topluluklar bu ritüele dinsel-büyüsel anlamlar atfederken, bazıları buna “medeniyet” anlamı yüklemiştir. Ancak "yıkanma" olgusu genellikle ister kötü ruhlardan kurtulmak anlamında olsun ister temizlenme anlamında olsun bir "arınma" anlamı taşır. Yani insanlar, yaşam tarihi boyunca yıkanmayı hem dinsel, hem manevi olarak bir ritüel olarak kullanmışlardır. Bu ritüel insanların fiziksel olarak temizlemelerine yardımcı olmuştur. Yani temizlenme olgusu bu ritüelin yanında taşıdığı bir artıdır.

31
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı
Yazar 19 Şubat 2020 12 dk.

Arılar ve karıncalar gibi sosyal hayvan cinsleri, gerçekten de muhteşem yeteneklere sahiptirler. Çoğu zaman, vücut büyüklüklerine göre oldukça iri olan beyinleri sayesinde, kendilerinden beklenmeyecek kadar ciddi ve şaşırtıcı işlerin üstesinden gelebilirler. Bunların belki de en ilginci, arıların peteklerinde kullandıkları hücreler ve bunların mimarisidir. Bu konuyu, Darwin üzerinden anlatmak istiyoruz:

Darwin, 1859 yılında Türlerin Kökeni'ni yayınlamadan önce biliyordu ki, eğer ki böyle bir kuramı ilan edecekse, kuram bu tip ayrıntı gibi gözüken ama önemli sorulara da cevap verebilmeliydi: Madem her şey genel olarak basitten karmaşığa doğru evrimleşiyor, arılar peteklerini nasıl altıgen ve şimdiye kadar bilinen en verimli biçimde inşa edebiliyorlar? Önceki basamakları nelerdir? Tüm arılar altıgen yuvalar mı inşa ederler?

153
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Kerem Girgin
Kerem Girgin
138.8K UP
Yazar 2 gün önce 11 dk.

Paleontoloji literatüründe "Kambriyen Patlaması" olarak bilinen dönem (yaklaşık 541 milyon yıl önce), Dünya'daki yaşamın aniden ve çarpıcı bir şekilde çeşitlendiği bir aralığı tanımlar. Uzun bir mikrobiyal egemenliğin ardından, günümüzdeki birçok ana hayvan gruplarının ataları, jeolojik zaman ölçeğinde bir göz açıp kapama süresi sayılabilecek bu aralıkta ortaya çıkmıştır.

Literatürde ve çeşitli tartışma bloglarında bu patlama, yaratılışçı argümanları desteklemek için sıklıkla Evrim Teorisi'ne karşı bir argüman olarak sunulsa da bilimsel veriler bunun bir yoktan varoluş olmadığını göstermektedir. Aksine bu olay, değişen ekolojik koşulların tetiklediği hızlı bir evrimsel çeşitlenmedir. Bu nedenle sorulması gereken soru "Neden bu kadar çok tür ortaya çıktı?" değil, "Bu türlerin bu kadar hızlı ve radikal biçimlerde evrimleşmesini tetikleyen çevresel veya ekolojik baskı neydi?" olmalıdır.

7
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sizden Gelenler
İsmail Anıl Süder
Üye
sizi tanıyalı 2 yıl oldu ama bana o kadar şey kattınız ki ne desem az. Resmen yeni bir ben ortaya çıktı. Artık her şeyi sorgulayan merak edip araştıran daha önemlisi bilime aşık olan bir genç ortaya çıktı ve hepsi sizin sayenizde iyi ki varsınız.
7Firudin A.
7Firudin A.
14.6K UP
Bilime heveskâr biri. 10 Mart 2023 Sen de Cevap Ver

Stoacılar çoğunlukla Tanrını evrenin tasarımcısı kısmında görmüş ve felsefelerindeki bir çok şeyi Tanrı ile özdeşleştirmişler,evrenin adil bir yasa tarafından yönetildiğini düşünüyordular ve bu yasanın kaynağı olarak da Tanrıyı koyuyordular. Ama bu Tanrı anlayışı bildiğimiz Tanrı anlayışı olarak değil daha çok düzen ve mantık sisteminin kendisi olarak kavramsallaştırılmıştı.

Massimo Pugliucci, Stoacılığı ekümenik bir felsefe olarak sınıflandırır, bu da onun herhangi bir dine veya adaylığa - hatta ateizme - uyarlanabileceği anlamına gelir. Stoacılık, bilinen dinlerin çoğuyla çelişmeyen bir hayatla yüzleşme biçimidir. Ateizm fikriyle bile çelişmez, çünkü Tanrı bir fizik-mantık kavramıdır.[1]

Tüm Reklamları Kapat

119 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Carina Barbosa. Do Stoics Believe In God?. (27 Eylül 2020). Alındığı Tarih: 10 Mart 2023. Alındığı Yer: "thewisemind" | Arşiv Bağlantısı
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 30 Mart 2014 13 dk.

Bir önceki yazımızda mutasyonların sandığımızdan çok daha hızlı ve fazla miktarda popülasyonlara dahil olduğundan bahsetmiştik. Hatırlayacak olursanız, türümüzde bile en kötü ihtimalle her nesilde ortalama 2 yeni mutasyonun popülasyona dahil olduğunu açıklamıştık. Peki bu mutasyonların evrime etkisi nedir? Bu yazımızda buna göz atacağız. Evrim ve genel olarak bilim karşıtları mutasyonlardan söz ederken "Mutasyonların hepsi zararlıdır." gibi bir argüman kullanmaktadır. Bunun ne kadar büyük bir hata olduğunu bir önceki yazımızda göstermiştik. Evrimsel biyologlar ise, bir doğa yasası olan evrimi ve bu yasanın mekanizmalarından biri olan mutasyonları anlatırken "Evrim mutasyonlarla olmaz. Mutasyonlar sadece çeşitlilik yaratabilir. Kendi başlarına evrime neden olamaz." derler. Biz de, Evrim Ağacı olarak bunu sıklıkla söyleriz. Peki bu ne demektir? Neden mutasyonlar evrime neden olamaz? Mutasyonların evrimdeki yeri nedir?

Mutasyonların evrimle ilişkisini görmek için öncelikle evrimin "ölçü birimi" olarak düşünebileceğimiz uyum başarısı (fitness) kavramını anlamamız gerekiyor. Bunun matematiğine sonradan, özellikle seçilimin matematiksel analizini yaparken gireceğiz. Ancak şu etapta bilmeniz gereken, bir türün bir popülasyonu içerisinde yaşayan bir bireyin hayatta kalma ve üreme başarısının 0 ile 1 arasındaki (ya da yüzdelik dilimdeki) ifadesine uyum başarısı adını veririz. Uyum başarısı, hayatta kalabilme oranı ile üreme miktarına bağlı olarak hesaplanmaktadır. Bunların detaylarına daha sonradan gireceğiz. En temel düzeyde uyum başarısının, tüm popülasyon için hesaplanabileceğini bilmenizde fayda vardır. Bu tür uyum başarısına ortalama uyum başarısı adını veririz. Bir türün ortalama uyum başarısı ve bunun değişim miktarı, yönü ve hızı; o türün ne yöne doğru evrimleştiğini, yok olup olmayacağını, nesiller sonra gen frekanslarının neye evrimleşeceğini belirlemektedir. Dolayısıyla evrimin en temel kavramlarından birisi uyum başarısıdır.

88
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı Akademi

Evrim Ağacı Akademi'yi kullanarak kendini Astronomi & Kozmoloji konusunda geliştirebilirsin.

İnceleme
Alperen Karaçor
Alperen Karaçor
62.2K UP
İnceleyen8 3 gün önce
Dr. Jekyll, saygın bir doktor ve bilim insanıdır. Toplumda saygın bir konuma sahip olsa da içinde bastırılmış, karanlık ve şehvetli yönler vardır. Jekyll, bu karanlık tarafı ayrıştırmak ve toplumdan gizlemek için deneyler yapar. Sonunda kendisi için özel bir iksir geliştirir ve bu iksir onu Bay Edward Hyde adlı kötü bir kişiye dönüştürür.
İnsanın iyi ve kötü yanlarını çarpıcı bir şekilde anlatan bu kitap benim de kitap okumaya başladığım zamanlar okuduğum için hayran olduğum, her ne kadar daha sonradan okuduğum diğer kitaplardan dolayı başyapıt diyemesem de güzel olduğunu düşündüğüm bir romandır.
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
🎨 “İçimizdeki Maymun” tasarımlı t-shirt ile hem stilinize hem düşüncenize dokunun.

👕 %100 pamuk kumaşıyla gün boyu rahatlık ve nefes alabilirlik sunar.

🐵 Nakış detayıyla “evrimin izini taşıyoruz” mesajını giyilmiş bir forma dönüştürün.

🛒 Bilim tutkunlarına özel bu ürünü Agora Bilim Pazarı’ndan hemen satın alarak hem bilimi hem modayı destekleyin.
Yaşam Ağacı Gözlemi
Soner Mutlu
Gözlemi Yapan 3 gün önce Türkiye, Antalya
Televizyon üzerinde gördük ve eklemek istedik altın renkli çok güzel bir örümcek zıplayan örümcek olarak geçiyor ve tamamen zararsız olduğu söyleniyor
3
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close