Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Söz
Mustafa İğraç
Alıntıyı Ekleyen 29 Haziran 2024
Sorgulamak, bilgelik yolunda bir adımdır.
Kaynak: Sokratik Diyaloglar
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Aslıhan Niksarlı
Yazar 8 Ocak 2021 11 dk.

Şempanze fotoğraflarının bir kısmı Dr. Shinya Yamamoto tarafından Bossou’da saha araştırması esnasında çekilmiştir. Kendisi insan ve insan olmayan hayvanlarda sosyalliğin evrimi, bunun zeka ile ilişkisi, işbirliği, fedakarlık gibi konular üzerine çalışmaktadır. Şempanze fotoğraflarının diğer kısmı da Cüneyt Balıkçıoğlu tarafından Uganda gezisi süresinde Kibale Ormanı Ulusal Park'ta çekilmiştir. Dr. Shinya Yamamoto'nun çalışmalarına buradan ulaşabilirsiniz.

Şempanze (Pan troglodytes), Afrika'nın tropik bölgelerindeki savanalarda ve ormanlarda yaşayan, bölgeye endemik olan bir kuyruksuz maymun türüdür. Şempanze vücudu, siyah saçlarla (kıllarla) kaplıdır; ancak yüzlerinde, kulaklarında, parmaklarında, ellerinin içleri ve ayaklarının altlarında saç bulunmaz. Yaşlandıkça bu saçlar dökülür ve kimi bölgelerinde kel alanlar oluşur. Ayrıca özellikle çene bölgelerindeki saçları beyazlamaya başlar. Şempanze erkekleri 35-70 kilo arasındayken, dişiler 25-50 kilo arasında olurlar. Ayağa kalktıklarında boyları ortalama 150 cm civarındadır. Şempanzelerin kolları bacaklarından daha uzundur, neredeyse dizlerinin altına kadar uzanabilirler. Dört ayak üzerinde yürürler ve yürürken parmak eklemlerinden destek alırlar. Öne bakan gözleri ve küçük burunları vardır. Koku alma duyularından çok görme duyularına güvenirler. Doğada ortalama 50 yıl yaşarlar, esaret altında yaşayan bazı bireylerin 60 yaşına kadar yaşadığı gözlemlenmiştir.

57
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sibel Özgür
Sibel Özgür
153.3K UP
Yazar 2 gün önce 6 dk.

Domino taşı; oyun objesi olarak kullanılan küçük, yassı, eşit iki kareden oluşan bir dikdörtgen bloktur. Domino Çin'de ortaya çıkmış, iki zarla tüm olası atışları temsil edecek şekilde tasarlanmıştır. Çin dominosundan farklı olan Batı dominoları, 18. yüzyılda İtalya ve Fransa'da kayıt altına alınmıştır. Dolayısıyla dominolar söz konusu olduğunda birçok oyun çeşidinden bahsedilebilir.[2]

Birçoğumuzun aklına "domino taşları" dediğimizde belirli bir mesafeyle arka arkaya büyük bir emek ve dikkatle dizilen taşların, ilk taşın yıkılmasına bağlı olarak gelişen etkileyici görselleri gelir. Bu bir "domino etkisi" yaratır. Domino etkisi, bir olayın benzer olaylar zincirini başlatmasıyla oluşan kümülatif etki olarak günlük hayatta karşılık bulmaktadır.

9
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Kerem Girgin
Kerem Girgin
135.6K UP
Uyarlayan 2 gün önce 8 dk.

Türkiye, gezegenimizin iklim değişikliğinden en çok etkilenecek bölgelerinden biri olan Doğu Akdeniz havzasında yer alıyor. Ülkemizin bir ucundan diğerine uzanan dağları, kıyıları ve platoları, Karadeniz'den karasal iklime kadar çok çeşitli iklim tiplerini bir arada barındırıyor. Bu coğrafi zenginlik, aynı zamanda bizi iklimsel değişimlere karşı daha hassas hale getiriyor. Gelecekte sıcaklıkların ne kadar artacağını veya yağışların nasıl değişeceğini bilmek; tarımımızı, su kaynaklarımızı ve doğal yaşamımızı korumak için hayati bir önem taşıyor.

Bu yazıda, İstanbul Teknik Üniversitesinden bilim insanlarının yürüttüğü kapsamlı bir iklim modellemesi çalışmasının sonuçlarını herkesin anlayabileceği bir dille ele alacağız. Bu çalışma, küresel iklim modellerinin genellikle kaçırdığı yerel detayları yakalayabilen, yaklaşık 12 kilometrelik yüksek çözünürlüklü bir "dijital iklim laboratuvarı" kullanarak Türkiye'nin 21. yüzyıldaki iklim geleceğini mercek altına alıyor. Küresel modeller Türkiye'nin dağlarını, ovalarını adeta "düzleştirerek" görürken bu çalışma, Torosların yağmur gölgesini veya Karadeniz'in bol yağışını çok daha gerçekçi bir şekilde simüle edebiliyor.

6
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Akın Karahasan
Seslendiren 19 Şubat 2022 4:09
16 Temmuz 1945'te, Albuquerque'nin yaklaşık 190 kilometregüneyinde New Mexico, Alamogordo'da, Trinity kod adıyla ilk başarılı atom bombası denemesi gerçekleştirildi....
39
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ebru Tuba Ölçücü
Gözlemi Yapan 5 gün önce Türkiye, İstanbul
En çok yaprak döken ağaçların çıplak olduğu kış aylarında görülür. Kütükler ve duran ölü ağaçların yanı sıra düşmüş dallar da dahil olmak üzere esas olarak ölü sert ağaçlarda büyür. Gözlem yapılan ağaç düşmüş bir odundur.
9
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 10 Ocak 2024 20 dk.

Hediye verme davranışı, birçok modern davranışımız gibi binlerce yıllık bir tarihe sahiptir.[1] İnsan hayatında hediyeler, pek çok amaca hizmet etmektedir. Bazı psikologlar, hediye vermekle ilişkili "sıcak bir parıltı", içsel bir zevk gözlemlemişlerdir.[2]

Seneca'dan Friedrich Nietzsche'ye kadar pek çok filozof, hediye vermeyi fedakarlığın en iyi göstergesi olarak görmüştür.[3][4] Hediyelerin Hanuka, Noel, Kwanzaa ve diğer kış bayramlarının merkezi bir parçası olması ve hatta bazı insanların yıl sonu alışveriş sezonu indirimi olan Kara Cuma'yı (İng: "Black Friday") başlı başına bir tatil olarak görmesi şaşırtıcı değildir.[5][6]

22
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Salih Öztürk
Salih Öztürk
100.6K UP
Alıntıyı Ekleyen 5 gün önce
Yaşıyorsak, hala umut var demektir.
Kaynak: Seneca
8
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Taha Bakırcı
2 gün önce
Ahmet, Gülcemâl’den ayrılmadan önce onun yoldaşlık edeceği askere hitaben bir mektup yazar ve mektubu Gülcemâl’in eyerine sıkıştırır. Kendinizi Ahmet’in yerine koyarak askere mektup yazınız. 


1
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Meryema Şermet
Meryema Şermet
108.4K UP
İnceleyen8 7 saat önce
C'nin arayışı. Bence kitabın adı bu olabilirdi ama yazarın seçimi, aylak adam da gayet iyi :)
C. kitap boyunca hep bir arayış içinde, bazen dayak yediği adamları arıyor, bazen sevebileceği kadını. Bazen güzel tablolar peşinde, bazen iyi kitapları ve plakları arıyor. Bu arayışı kimi zaman onu tatmin ediyor güzel bir tablo buluyor ya da aşık olunabilecek kadın ama çoğu zaman aradığını bulamıyor. Neyse ki arayacak bol vakti var, babasından kalan apartmanların kirasını alan C'nin para açısından hiç bir sıkıntısı yok dolayısıyla çalışmıyor, düzensiz bir hayatı var yemeklerini her zaman dışarıda yiyor, sürekli sigara ve içki içiyor.İnsanın okurken aklına; "bu adama onu çekip çevirecek bir kadın lazım" düşüncesi geliyor ama C. evlilikten şiddetle kaçınıyor kitabın bir bölümünde sevgililerinden biri olan Güler'in üç oda, bir mutfak, sevdiği adam ve iki çocuklu hayaline;"adam bıkıp kaçsın, çocuklar kuşpalazına tutulsunlar diye mi?" Karşılığını veriyor. Burada biraz C'nin çocukluğunda yaşadığı travmalardan bahsetmem lazım bence evlilikten bu denli kaçınmasının sebebi bu. Annesi o daha 1 yaşındayken ölüyor ona teyzesi Zehra bakıyor, teyzesini çok seviyor ama büyüyünce teyzesinin babasıyla ilişkisi olduğunu öğreniyor hem de oldukça trajik bir şekilde. Evde kimsenin olmadığını düşündükleri bir gece babasıyla Zehra teyzesi sevişecekken C. odasından çıkıyor ve teyzesini babasının elinden kurtarmaya çalışıyor, en azından o öyle sanıyor. Babası çok öfkeleniyor ve kulağını tutup sertçe çekiyor C'nin kulağı yırtılıyor. Böylece garip bir tiki oluyor, büyüdüğünde bir kadını arzuladığı zaman ya da gayet sıradan bir şey düşünürken sürekli sol kulağını kaşıyor. Babasının tek mirası bu tik de değil," çocukken evdeki hizmetçilerin çok sık değiştiğini fark ederdim ama sebebini bilmezdim" diyor. Tâ ki bir gece mutfağa su içmeye gidene kadar, mutfakta babasını ve tezgaha yasladığı hizmetçiyi uygunsuz görünce anlıyor ve bir daha dayak yiyor. Bu yüzden ilk gençlik yıllarında kadınlarla yakınlaşmaktan korkuyor hatta evin, babasıyla ilişkisi olan hizmetçisi onu taciz ediyor. Bütün bunlar olurken Zehra teyzesi çoktan ölmüş, daha sonradan birlikte olduğu tüm kadınlarda teyzesinin kokusunu, gözlerini ondan bir parça arıyor bence çocukken yaşadığı tramvalar sebebiyle teyzesine karşı duygusal hisler beslemiş olabilir. Mesela çok sevdiği ressam Ayşe'nin saçlarının kokusunu ya da sinema lobilerinin önündeki şaşı kadının bakışlarını onunkilere benzetiyor. Neyse genel hatlarıyla kitabı size böyle aktarabilirim, ben çok etkilendim okurken. Sadece bir türlü B. ile tanışmamalarından rahatsız oldum daha doğrusu üzüldüm. Yazar sanki tanışsalar ve sevgili olsalar C'nin arayışı son bulacak, sonunda gerçek aşkı bulacakmış gibi anlatıyor;"her şey o bir anlık duruşta olup bitmişti. Gene yanıldı, açık mavili B. idi, onun arkasından gitseydi hikaye bitecekti." Kitap dört bölüme ayrılıyor bunlar; kış, ilkyaz, yaz ve güz. Güz bölümünün sonunda yani kitabın son sayfalarında tam B.'yle tanışmak için onu takip ederken, kız bir anda otobüse yetişmek için koşuyor, o da koşuyor ama otobüse yetişemiyor. Sonra bir taksi durdurup otobüsü takip etmek aklına geliyor, ilk gelen takside müşteri olduğu için şoför durmuyor ikincisininse C. önüne atlıyor şoför onu ezmemek için durmak zorunda kalıyor ama bu sefer de polis gelip olaya müdahale ediyor ve maalesef otobüs çoktan uzaklaşmış oluyor. #y:688 bunun üzerine şöyle yazmış;"artık otobüse yetişmesi olanaksızdı. Yıllardır aradığını bulur bulmaz yitirmesine sebep olan bu saçma, alayıcı düzene boyun eğmiş gibi kendini koyverdi." Tıpkı birçok insanın yaptığı gibi- kitap boyunca bu insanlarla eli pakettiler diye alay ediyordu-o da boyun eğiyor düzene 😕
Kitap
9.9/10
(28 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Taner Beyter
Taner Beyter
396.8K UP
Çeviren 12 Nisan 10 dk.

Olağan bir günün olağan bir sabahında uyandığınız ve o ana dek hem sizin hem de dünyanın çoğunun sahip olduğu tüm bilgilerin yanlış ve güvenilmez olduğunu öğrendiğinizi hayal edin.

Bu tasavvur ilk bakışta pek olası görünmese de, bazı çığır açıcı keşiflerin insanların çoğunun benimsediği temel inançları temelinden sarsması mantıksal olarak mümkündür. Benimsediğiniz veya inandığınız şeylerin temellendirilmiş veya açıklanabilir olmasını sağlamanın bir yolu var mıdır? Felsefenin bilgi ve inançla ilgilenen çalışma alanı olan epistemoloji, tam da bu mesele ile ilgilenir.

27
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 16 Eylül 2021 16 dk.

Seyirci Etkisi, görgü tanıklarının suça müdahale etme sorumluluğunu bir başkasına atmaya meyilli olmasına verilen psikolojik bir isimdir. Yani Seyirci Etkisi Teorisi'ne göre bir tanık, bir olaya tek başına şahit olursa, o tanığın kurbana yardım etme ihtimali, birden fazla tanığın olaya tanık olduğu duruma göre daha yüksek olacaktır. Yani paradoksal bir şekilde, ortada ne kadar çok tanık varsa, kurbanın yardım görme ihtimali artmamakta, tam tersine tanıkların birbirine güvenerek kurbana yardım eli uzatmama ihtimali o kadar artmaktadır.

Örneğin otoyolda ölü bir hayvan ya da tehlike arz edebilecek bir çöp gördüğünüzde, durup sorunu çözmek yerine "Nasılsa bir başkası halleder." diyor olabilirsiniz. İşte bu, Seyirci Etkisi'nden kaynaklanmaktadır: Belki daha ıssız bir yolda karşılaşsanız, aynı unsur aslında daha az risk teşkil etmesine rağmen (çünkü daha az trafik vardır), durup da o riski ortadan kaldırma ihtimaliniz daha yüksek olabilir. Elbette insanlar "Aman canım benim sorumluluğum mu?" gibi yollarla bu davranışlarını rasyonalize etmeye çalışmaktadırlar - ki yazının ilerleyen kısımlarında buna da döneceğiz.

109
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Kurtuluş Ege Altın
6 gün önce
Kinyas ve Kayra kitabını yeni bitirdim ve çok etkilendim. Aynı etkiyi yaratacak kitap önerebilir misiniz?
4
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
🔬 Manyetik alan, hareket eden elektrik yükleri ya da mıknatıslar çevresinde oluşan ve diğer hareketli yükler üzerinde kuvvet uygulayan vektörel bir alandır.

🧲 Örneğin bir mıknatısın etrafında oluşan çizgiler veya kabloda ilerleyen akımla çevrede meydana gelen etki bu alana örnektir.

📐 Alanın şiddeti ve yönü, yük hareketinin hızı ve yönüyle doğrudan ilişkilidir; bu ilişkiyi anlatan formüle Lorentz Kuvveti denir: F = q (E + v × B).

🌍 Bu kavram sadece laboratuvar değil, günlük hayatımızda da karşımıza çıkar: Dünya’nın manyetik alanı bizi kozmik radyasyondan korur, elektrik motorları ve jeneratörler bu prensiple çalışır.

📡 Modern teknolojide ise manyetik rezonans görüntüleme (MRI), sabit diskler, elektromıknatıslar birer uygulama örneğidir.

Yazar: Cemgil Bilici
Editör: Damla Şahin Uçar

ℹ️ Bu içerik, Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz.
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

YouTube, Evrim Ağacı tarafından hazırlanan içerikleri video yoluyla öğrenmenin en iyi yolu! Ayrıca kanalımızda birçok bilim insanıyla röportajlarımızı, çeşitli deney gösterilerini ve diğer bilim içeriklerimizi bulabilirsiniz.

Çınar Efe Erel
3 Temmuz 2023
Megaladon'un nesli neden tükendi.
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close