Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 9 Ağustos 2021 4 dk.

İncir ağaçlarının (Ficus sp.) gözle görülür çiçekleri yoktur. Dolayısıyla ilk etapta onların rüzgar ile tozlaştığını düşünebilirsiniz; ancak bu da doğru değildir. Bu durumda incir bitkileri nasıl ürerler? Çiçeği olmayan bir bitkiye hangi tozlaştırıcı uğrasın ki?

Aslında incirlerin son derece çekici çiçekleri vardır; ancak bu çiçek, bitkinin dallarında değil, incir meyvesinin içinde bulunur.

45
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 4 Ocak 2015 4 dk.

Evrimsel biyoloji dahilinde homoloji, atasal bir türün özelliklerinin torun türlerde de bulunması anlamına gelir. Aslında daha teknik tanımı, bunun tersinden yapılır: türlerdeki benzer karakterlerin, ortak atalardan miras alınması durumudur. Fakat atadan toruna doğru düşünmek daha kolaydır. Örneğin yarasalar ile kuşlar kanatlarını ortak bir atadan almamışlardır. Yarasalar ile kuşların ortak atası kabaca 296 milyon yıl önce yaşamıştır ve bu ortak ata, dinozorlardan bile önce yaşamış, kanatları olmayan, uçamayan bir ortak atadır. Dolayısıyla bu iki grubun kanat yapısı homolog değildir. Öte yandan kargalar ile serçelerin ortak atası 44.1 milyon yıl önce yaşamış bir başka atasal kuş türüdür. Onun da kanatları vardır; dolayısıyla torunlarına kendisininkine benzer (ancak tabii ki evrimsel süreçte farklılaşmış) kanatlar bırakmıştır. Dolayısıyla bu iki kanat yapısı, homolog organlardır.

Peki ya parmak sayısı? Neden çok sayıda canlıda 5 parmak bulunur? Neden 4 ya da 6 değil? Aslında ilk olarak şu "çok sayıda canlı" tanımlanmalıdır. Çok sayıda canlıda 5 parmak bulunuyor gibi gelmesi, canlılığa dair halk olarak çok az bilgiye sahip olmamızdır. Aslında 5-parmaklı uzuv yapısı çeneli omurgalı hayvanların sadece belirli bir alt grubunda görülür. Bu alt-grupta amfibiler (kurbalağalar, semenderler, vb.) ile amniyotlar (kuşlar, memeliler ve sürüngenler) bulunur. Bu alt-grupta toplamda 27400 civarında tür bulunmaktadır.. Bu, tüm ökaryotik (gelişmiş hücre yapısına sahip) türlerin %0.3 civarına eşittir. Tüm Hayvanlar Alemi'nin ise %0.4 civarına eşittir. Dolayısıyla "canlılığın çoğu" derken ne kast ettiğimiz iyi anlaşılmalıdır.

171
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ardil Yıldırım
4 gün önce
Azim nehrinde yıkanan insanı 
Başarı ısırımış.


Bu söz bana ait ve Bence herkesin bunu bilmesi gerekiyor...

1
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Taner Beyter
Taner Beyter
402.1K UP
Çeviren 1 gün önce 6 dk.

İdam cezası son derece maliyetli, tartışmaya açık ve kamplaşmaya sebep olan bir meseledir. Bu nedenle, eğer gerçekten yaşam kurtardığı gösterilemiyorsa, açıkça yürürlükten kaldırılması gerekir. Avrupa Birliği ve dünyadaki 101 ülkede zaten kaldırılmıştır. Peki idam cezası sahiden de yaşam kurtarır mı? Bu konuya dair önemli noktaları ve eldeki delilleri inceleyelim.

Kimileri idam cezasının caydırıcı olup olmamasıyla ilgili sorunun teorik bir mesele olarak tartışmaya açılabileceğini düşünüyor: Onlara göre idam cezası, diğer cezalardan daha ağır olduğuna göre, daha az cinayete yol açmalıdır. Ancak öyle görülüyor ki bu iddia modern idam cezasının kompleks yapısını büyük oranda gözden kaçırmaktadır. Öncelikle, kuramsal yaklaşım bize, devlet eliyle gerçekleştirilen infazların bir gösteri hâline gelmesinin, marjinal bireylerin kendi şikâyet ve öfkelerinin benzer bir misillemeyi hak ettiğini düşünerek aynı türden şiddet eylemlerine yönelip yönelmediğini söylemiyor. Her ne kadar başka suçlular idam cezası uygulandığından ötürü suçtan caydırılmış olsa da bu yolla önüne geçilen suçların, olası vahşileştirme etkisinden (devlet eliyle cinayetin suç işleme eğilimli kişileri vahşice düşünmeye motive etmesi) daha ağır basıp basmayacağı sorusu hâlâ ortada kalıyor.

6
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nevzat Keskin
Seslendiren 6 gün önce 12:17
Kuantum fiziği, genellikle baştan sona göz korkutucu bir saha olarak görülür. Her gün bunlarla uğraşan fizikçilere bile alandaki bazı konular hem ilginç...
11
Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 30 Ocak 2016 12 dk.

Size bir soru: Zamanı geriye sarıp, tekrar başlatsaydık ve evrim, aynı atalardan yeniden başlatılmış olsaydı... Aradan aynı miktarda zaman geçtikten sonra ortaya çıkan sonuç, şu anki bildiğimiz Dünya yaşamına benzer miydi?

Bu soru ilk defa açık bir şekilde, 1989 yılında büyük evrimsel biyolog Stephen Jay Gould tarafından soruldu. O gün bugündür de teorik bir tartışma konusu olarak farklı görüşlere ev sahipliği yapmakta. 

148
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 3 Şubat 2019
Uygulamalı bilimler diye bir bilim yoktur. Bilimler ve uygulamaları vardır ve bunlar, bir ağaç ve meyvesi gibi birbirine bağlıdır.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
25
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Akın Karahasan
Seslendiren 8 Şubat 2022 3:48
Birkaç bin fizikçi, araştırmacı ve öğrenci, bir konferans için Dünya'nın kumar başkentine gelirse ne olur? Cevap basit: "Kumarhaneler için berbat bir...
43
Merry Atl
Merry Atl
20.0K UP
57 dakika önce
İnsanoğlu Tanrı'nın var olduğunu söyleyip.. Tanrı yokmuş gibi davranan tek varlıktır.
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Elektrikler gitmişti mum yaktık kafama takıldı
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Mert Intze Memet
Mert Intze Memet
20.1K UP
Alıntıyı Ekleyen 5 gün önce
Büyük meseleler, büyük sorunlar küçük adımlarla çözülür.
Kaynak: Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu - alıntı
6
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Simay Aladağ
Simay Aladağ
189.1K UP
Çeviren 12 Ağustos 2023
Bu yüzen halka bir galaksi büyüklüğündedir. Aslında bu, yakınımızdaki Başak Galaksi Kümesi'ndeki en büyük ve fotojenik galaksilerden biri olan Sombrero Galaksisidir, ya da en azından bir parçasıdır. Sombrero Galaksisinin orta bölümünü optik ışık için gizleyen karanlık toz şeridi aslında kızılötesi ışıkta parlak bir şekilde görünmektedir. Dijital olarak netleştirilmiş bu görüntü, yakın zamanda yörüngedeki Spitzer Uzay Teleskobu tarafından kaydedilmiş kızılötesi ışımayı NASA'nın Hubble Uzay Teleskobu tarafından görünür ışıkta çekilen mevcut bir görüntünün üzerine sahte renkle bindirilmiş olarak gösteriyor. M104 olarak da bilinen Sombrero Galaksisi yaklaşık 50.000 ışık yılı genişliğinde ve 28 milyon ışık yılı uzağımızda bulunmaktadır. M104 küçük bir teleskop ile Başak takımyıldızı yönünde görülebilir.
7
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Berat Mutluhan Seferoğlu
Yazar 24 Ağustos 2019 1 sa.

Çağdaş felsefede ön planda olan iki felsefe geleneği olduğunu görüyoruz. Bu gelenekler analitik felsefe ve kıta felsefesi olarak adlandırılıyor. Bu yazıda iki gelenek hakkında bilgi vermek, bu gelenekleri karşılaştırmak ve analitik felsefe/kıta felsefesi ayrımına dair bazı noktaları açıklığa kavuşturmak istiyorum.

Başlamadan önce bir uyarı yapmam gerekiyor: Ben, analitik felsefe ve kıta felsefesi ekolleri arasından analitik felsefeye yakınım. Dolayısıyla söz konusu ekoller arasında yaptığım karşılaştırmanın ve yaptığım çıkarımların taraflı görünebileceğinin farkındayım. Bu ayrım, kişilerin felsefeye nasıl baktığıyla öyle yakından ilişkili ki, kamplardan herhangi birine yakınsanız, analitik felsefe ve kıta felsefesi karşılaştırmasını taraflardan birini ‘kayırmadan’ yapmanız pek mümkün değil. Bu nedenle konu hakkındaki taraflılığımla ilgili olarak okuyucuyu uyarma ihtiyacı hissediyorum.

174
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Evrim Ağacı Samsun Topluluğu
Etkinliği Ekleyen 1 gün önce Çevrimiçi₺60,0022 Aralık
Harita Oyunu – EA Samsun Topluluğu
22 Aralık 2025 18:00 tarihinden 22 Aralık 2025 20:00 tarihine kadar.

Haritalara bakıp “Bu neyin haritası?” demeyi sevenler buraya 👀

Harita Olimpiyatları’ndan ilham alan bu oyunda, katılımcılara çeşitli tematik haritalar sunuluyor.
Belirlenen süre içinde, izin verilen araştırma araçları ve genel kültür bilginizle bu haritaların ne haritası olduğunu tahmin etmeye çalışıyorsunuz.

Bilgi, sezgi ve hızın öne çıktığı bu ödüllü oyunda yerinizi alın!

Tarih-Saat: 22 Aralık 2025 – 18.00
Yer: Klan Coffee & Art

Kontenjanla Sınırlıdır.

Devamını Göster
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster

İnsan doğarken ağlar çünkü anne rahminden çıktığında suni oksijenden gerçek oksijene geçiş acılı bir süreçtir buna ışık sıcaklık hava değişimi gibi sebeblerde neden olabilir. Sorunuzun kısa cevabı 5 duyu organının ilk defa işleve geçmesi diyebiliriz.

611 görüntülenme
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Hatice Kutbay
Hatice Kutbay
112.9K UP
ANTROPOLOJİ DE YÜKSEK LİSANS YAPIYORUM 1 saat önce Sen de Cevap Ver

Bu soruya kesin bir sayı vermek bilimsel olarak mümkün değildir, ancak arkeoloji ve paleontoloji literatürü, henüz bulunmamış eser ve fosillerin, bilinenlerin çok üzerinde olduğu konusunda güçlü bir fikir birliği sunar.Dünya üzerinde bugüne kadar bulunan arkeolojik eserler ve fosiller, geçmişte üretilmiş ya da yaşamış olanların yalnızca çok küçük bir kısmını temsil eder. Bunun temel nedeni, arkeolojik ve paleontolojik kayıtların doğası gereği son derece eksik ve seçici olmasıdır. Michael Schiffer’in “formation processes” yaklaşımına göre, geçmişte var olmuş her nesne ya da organizma, gömülme, korunma ve keşfedilme şansına eşit değildir; aksine çoğu, daha ortaya çıkmadan yok olur (Schiffer, 1987).

Paleontoloji açısından bakıldığında durum daha da çarpıcıdır. Briggs ve Fortey’e göre, yeryüzünde yaşamış türlerin %99’undan fazlası fosil kaydı bırakmadan yok olmuştur. Fosilleşme, son derece nadir koşullar gerektiren istisnai bir süreçtir; bu nedenle bugün bildiğimiz fosiller, geçmiş biyolojik çeşitliliğin yalnızca küçük bir kesitidir (Briggs & Fortey, 2005). Benton da fosil kayıtlarının “derin zamanın parçalı bir arşivi” olduğunu ve büyük boşluklar içerdiğini vurgular (Benton, 2003).

Arkeoloji alanında yapılan tahminler de benzer şekilde çarpıcıdır. Smith (2014), dünya üzerindeki arkeolojik alanların %90’dan fazlasının henüz keşfedilmemiş olabileceğini belirtir. Bunun nedenleri arasında yerleşimlerin modern kentlerin altında kalması, tarım ve inşaat faaliyetleriyle yok olması ve birçok bölgenin henüz sistematik olarak araştırılmamış olması yer alır. Özellikle Afrika, Orta Asya, Güneydoğu Asya ve Amazon havzası gibi bölgelerde, arkeolojik potansiyelin çok büyük ölçüde bakir olduğu kabul edilir.

Tüm Reklamları Kapat

Sayısal bir çerçeve vermek gerekirse, bu ancak oranlar üzerinden yapılabilir. Günümüzde dünya genelinde kayıt altına alınmış arkeolojik alan sayısı yaklaşık birkaç milyonla ifade edilirken, istatistiksel modellemeler ve yüzey araştırmalarına dayalı çıkarımlar, bu sayının en az 10–20 katı kadar alanın henüz bilinmediğini göstermektedir (McAnany & Hodder, 2009). Fosiller için ise bu oran çok daha uçtur: bilinen hominin fosil sayısı birkaç bin bireyle sınırlıyken, paleodemografik modellere göre yalnızca Homo sapiens’in bile yüz binlerce yıllık tarihinde yaşamış birey sayısı milyarlarcadır; bunların neredeyse tamamı fosil kaydına girmeden yok olmuştur (Bocquet-Appel, 2011).

Bu nedenle “Dünya’da henüz bulunmamış kaç tarihi eser ve fosil vardır?” sorusu, sayısal bir problemden çok epistemolojik bir sorudur. Bilimsel veriler bize şunu gösterir: elimizdeki buluntular geçmişin tamamını değil, yalnızca tesadüfen korunmuş ve keşfedilmiş kırıntılarını temsil eder. Arkeoloji ve paleontoloji, bu eksik kayıt üzerinden geçmişi yeniden kurmaya çalışan disiplinlerdir; dolayısıyla bilinmeyen, bilinenin çok üzerindedir.

Sonuç olarak, akademik literatüre dayalı temkinli bir yorumla şunu söylemek mümkündür:

Dünya üzerinde henüz bulunmamış tarihi eser ve fosiller, bulunanların kat kat fazlasıdır; büyük olasılıkla %90–99’u hâlâ toprak altında ya da tamamen yok olmuştur. Bu gerçek, arkeoloji ve paleontolojiyi yalnızca “bulma” bilimi değil, aynı zamanda eksikliklerle düşünme disiplini hâline getirir.

0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yüksel Baki Özeken
Üye 11 Mayıs 2022 3 Cevap
İvme tam olarak nedir? nasıl tanımlanır ve nasıl anlaşılır?
1,112 görüntülenme
4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close