Sorduğunuz soruya cevap vermeden önce dikkatinizi başka bir noktaya çekip bir fikir vermeye çalışacağım:
Genellikle doğru bilinen bir yanlış var: Teorilerin kanıtlanıp kanunlara dönüştüğünün sanılması... Sanılır ki, ortada bir teori vardır. Bu teori araştırılır, denenir, itirazlar haklı çıkmaz ve o teorinin kesinliği kanıtlanmış olur ve kanuna dönüşür.
Bahsettiğim süreç, tamamen yanlıştır ki bununla ilgili evrim ağacında çeşitli yazılar derlenmişti. Sayısız teori ile ilgili araştırma, deneme, yıkmaya çalışma, itiraz etme süreçleri asla son bulmayabilir, yüzyıllarca sürebilir. Bir teori, binlerce kez sınanmıştır, iddiaya aksi hiç bir şey bulunamamıştır ama araştırmalar sürebilir. Ve zaten bir teori üzerine yapılan çalışmalar sadece o teorinin doğruluğunu/yanlışlığını test etmek için yapılmaz, aksine teoriyi zenginleştirmek, gölgede kalan bazı kısımlarını aydınlatmak için yapılır. Bİlimsel yöntemin ne olup olmadığını bilmeyip "evrim sadece bir teori, henüz kanıtlanamadı" diyen kişilerin düştüğü temel yanılgı da budur zaten.
Gelelim evrim meselesine... Bahsettiğiniz Einstein'ın Newton'ın kütleçekimi yasasını yıkması ile evrim teorisinin bir gün geçersiz olması olasılığı arasında çok ciddi bir fark var. Newton, güneş sistemini oluşturan yapılar üzerine yaptığı gözlemlerle büyük kütleli cisimlerin birbirlerine yakınlaşma eğiliminde olduğunu gözlemlemişti ve buna bir açıklama getirmişti ve bununla da kalmayıp bunu bir matematiksel formüle bağlamıştı. Matematiksel olarak ve o günün gözlem ve teknik şartlarında yapılan tüm hesaplamalar onun doğru söylediğini kanıtlıyordu. Ancak gözden kaçan şu: Matematiksel formüller kağıt üzerinde kanıtlanabilir ve kesinlik sunarlar. Ancak matematik bir bilim değildir. Bilimin dili, bilimsel bulguları ifadeye dökme ve birbirleri ile karşılaştırma ve üzerlerine çalışmamıza olanak veren bir biçimidir/dildir. Yapılan gözlemler değişir ise eldeki veriler de değişir. Newton'dan (1600'lerin sonları) sonraki uzun yıllar boyunca gözlem araçları, teknik koşullar çok hızlı biçimde gelişmemişti. Newton'dan 50 yıl sonra biz, milyonlarca ışıkyılı uzaklıktaki bir süpernova patlamasının ışığını görüp onun kırmızıya kaymasını tespit edebilecek bir teknolojik gözlem seviyesine ulaşmadık. Yani Newton'ın bulguları denendi ama denenme şartları ve test tekrarı, bugün için çok ve fazla sayılmazdı. Hani çeşitli bilimsel metinlerde "şu şu filozofun fikirleri 1000 yıl boyunca kabul gördü" denir ya... Kİmse sormaz ki, o 1000 boyunca ne kadar denenip test edildi ki itiraz edilsin ya da yanlışlansın?
İşte evrimde ise bu söz konusu değil. Evrim teorisi, o kadar çok, farklı, gelişmiş yöntemlerle, farklı ülkelerde ve metotlarla denendi, test edildi ve sınandı ki artık yıkılması olanaksız gibi bir şey. Evrimin ve temel dinamiklerinin doğru olduğu yönündeki kanıtlar, araştırmalar, bulgular çok ama çok güçlü. Ayrıca şu an yeryüzünde evrimin varlığına ve temel dinamiklerinin doğru olduğuna muhalefet eden tek bir bilimsel kuruluş yok. Bu yönde tek bir bilimsel çalışma da yok. Yapılan ve devam eden çalışmalar da evrimi ve temel dinamiklerini test etme amacı da gütmüyor, aksine daha spesifik olup gölgede kalmış çeşitli canlı türlerinin ve evrimsel yapıların ortaya çıkış nedenlerini aydınlatma amacı güdüyor. Atıyorum, dinozorlardaki tüylerin görevi neydi, insanın ortakulağı nasıl evrimleşti, şu şu denizaltı canlısı neden bu kadar uzun süre evrim geçirmedi vs.
Özetle, evrim teorisinin doğruluğu üzerine bilim dünyasında hiç bir şüphe yok. Yapılan çalışmalar gün geçtikçe onu zenginleştiriyor ve güçlendiriyor. Yüzlerce yıl sonra evrim üzerine yapılan çalışmalar da bugünün teknik yeterlilikleri ile test edilemeyen ve fark edilemeyen kısımların ortaya çıkmasını sağlayacaktır yüksek olasılıkla. Newton'ın bulguları pek yetersiz gözlem şartları ile ortaya çıkmış ve matematikle dile dökülmüş kuramlardı. Evrimin gözlem şartları karşılaştırılamayacak kadar ileride ve doğruluğunun gösterim biçimi matematikten çok daha farklı ve zengin. O nedenle "asla öyle bir şey olmaz" diyemem ama çok ama çok küçük bir olasılıktır bu.