Sorunuz gibi, zaman algısı ve farklılıkları soruları hep kafa karıştırıcı olmuştur ve birçoğunun cevabı aslında aynıdır.
Ve vereceğim cevap da aslında biraz hileli bir cevap. Size tam olarak cevap vermeyeceğim, sadece konuya bakış açınızı çeşitlendirmeye ve zenginleştirmeye çalışacağım.
Uzayda bir yapı hiyerarşisi var. Büyük kütleli yapılar da var, küçük kütleli de. Çok hızlı hareket eden cisimler de var daha yavaş hareket eden de. Ve aslında zamanın akışı ve dinamiği, tüm bu yapılar ve cisimler için farklı. Buna göre evet, diyelim ki bir uzaylı medeniyet var ve o medeniyet dünyadan binlerce kat kütleye sahip bir gezegenin yüzeyinde var olmuş ve bir medeniyet kurmuşlar. Orada zaman farklı süregider. O canlılara göre evrenin yaşı 2 milyar yıl olabilir. Bu durum, biz insanların, evren ile keşfettiğimiz bilgilerin büyük birer yanılgı olduğu anlamına mı gelir?
E bir de olaya şöyle bakalım; Diyelim ki öyle bir medeniyet de var ki uzay boşluğundaki çok küçük ve kütlesi de dünyanın binde biri kadar olan bir gaz gezegenin üzerinde kurulmuş. Bize göre karınca boyutunda akıllı canlılar bunlar ve onların zaman algısına göre de evren 80 milyar yaşında. Ne oldu şimdi? Evren 2 milyar yaşında mı, 13 milyar yaşında mı, 80 milyar yaşında mı?
Konuya ve evrenin yaşına, farklı zaman algıları ile bakmak anlam sunan bir hesaplama ve bilimsel perspektif gibi görünmüyor. Zamanı bizden çok daha hızlı akan bir gezegenin üzerinde yaşayan canlılar, dünyadaki yerçekiminin ve atmosfer basıncının onlarca katına sahip bir ortamda evrimleşmiş olacakları için muhtemelen (organik temelli olacakları da şüpheli tabi ama) biz insanlardan çok daha güçlü, kaba, ağır, sert metabolizmaya sahip olmaları beklenir. Dolaşım, sindirim, hareket sistemleri de muhtemelen buna göredir. Bir çeşit Süpermen'den bahsediyoruz. O kadar sert gezegen şartlarına sahip bir medeniyetin yaşam dinamikleri de ona göre biçimlenmiştir ve şartları gibi yoğun birer hayat yaşıyor ve çok ama çok hızlı hareket ediyor olabilirler. Yani onlar 10 yılda, bizim 80 yılda yaşadığımız aşamaları, üretkenliği, deneyimi yaşıyor olabilirler. Kalpleri dakikada sadece 400 atıyor olabilir. Gezegende her şey bize göre hızlı çekim olabilir. Ya da tam tersi, çok düşük yerçekiminde ve atmosfer koşullarında yaşayıp bedenleri bizim tül perdelerimiz gibi zarif, boyutları da bizdeki karıncalar kadar olan bir medeniyetin bireyleri de o kadar seyreltik ve hafif bir hayat yaşıyor olabilir ki bizim tokalaşmamız onlar için binlerce bireyin ölmesine neden olacak bir deprem anlamına gelebilir. Ama o kadar yavaş hareket ediyor ve yaşıyor olabilirler ki 1000 yıllık ömürlerinde bizim 80 yılda yaşadığımız aşamaları, üretkenliği, deneyimi yaşıyor olabilirler. Onlara göre evrenin 80 milyar yaşında olması ile bize göre evrenin 13 milyar yaşında olması aynı anlama geliyor olabilir. Tıpkı Süpermenlere göre 2 milyar olması gibi.
Örneğimi fazla çeşitlendirdim sanırım ama demek istiyorum ki bu kıyaslar aslında birbirine dönüştürülebilir birimler içermez. Çünkü bir kaplumbağanın 200 yıl yaşaması mı daha uzun bir yaşamdır, bir insanın 80 yıl yaşaması mı yoksa bir arının 2 yıl yaşaması mı, bunu netleştirmek zordur. Uzunluk kısalık neye göre hangi gezegene göre uzun kısadır ya da hangi "uzaylı"ya göre hangi yaşam uzundur ya da kısadır, evrenin yaşı hangi medeniyete göre uzun ya da kısadır? Tüm bu sorulara, kendi zaman ve yaşam dinamikleriniz ile cevap ararsanız oldukça sarsıcı sonuçlara ulaşırsınız ama bu sonuçlar aslında birer yanılsamadır. Belki de 2 yıl arıya çok uzun, 200 yıl bir kaplumbağaya çok kısa geliyordur? Biz, dakikanın 6 saniye, saatin 60 dakika, günün 24 saat sürdüğü bir yaşam akış dinamiğine göre evrilmişiz ve bu zaman algısına göre evrenin yaşı 13 milyar. Hiç şüpheniz olmasın ki eğer başka bir medeniyete göre evrenin yaşı farklı ise, o medeniyetin zaman algısı da bizden çok farklıdır ve yaşamları da kendi zaman algılarına göre biçimlenmiştir.