Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Sorulara Dön
0

Açık ve kapalı dolaşım sisteminin evrimsel süreçteki yeri nedir?

Hayvanlarda bulunan dolaşım sistemlerinin evrimsel süreçte ne zaman birbirinden ayrıldığını merak ediyorum. Ayrıca kapalı dolaşım sisteminin açık dolaşım sistemine göre avantajları ve dezavantajları nelerdir? İnsanlık var oluşundan beri kapalı dolaşım sistemine mi sahiptir yoksa sonradan evrimleşme görülmüş müdür? Teşekkürler
6,337 görüntülenme
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
2 Cevap
Merve Arıcıbaşı
PhD Veterinary Sciences

"açık bir dolaşım sistemine sahip olan canlıların kanları son derece yavaş akmaktadır (boşluğa dökülen kanın basıncı ciddi miktarda düşmektedir; ayrıca bu canlıların kalpleri oldukça küçüktür). Bu da canlının hareketlerini kısıtlamakta ve yavaşlatmaktadır. Bazı canlılar, bunu çözmek üzere kasların dolaşıma etkisini arttırmıştır. Örneğin Açık Dolaşım Sistemi'ne sahip böcekler (Insecta) sınıfında, kasların sürekli hareketi sayesinde kan dolaşımı açık olmasına rağmen hızlandırılır, böylece böcekler hızlı bir şekilde hareket edebilirler. Genel olarak eklembacaklılar ve yumuşakçalarda açık dolaşım sistemi görülür.

Açık Dolaşım Sistemi'ne sahip canlılardan bazıları böcekler gibi adaptasyonlarla bu sorunları çözmekteyken, bir grup canlının evrim sürecinde dolaşım sisteminin açıldığı boşluklar, dolaşımın içerisine dahil edilmiş ve kapanmıştır. İşte bu canlılarda Kapalı Dolaşım Sistemi bulunmaktadır ve normal dolaşım sırasında kan asla damar dışına dökülmez. Bu durum, kanın akış hızını katlarca arttırmakla birlikte, canlının hareketlerini de özgürleştirmekte ve hızlandırmaktadır. Genel olarak halkalı solucanlarda, mürekkepbalıklarında, ahtapotlarda ve Evrimsel Süreç dahilinde daha ileri karmaşıklığa sahip canlı gruplarında (omurgalılar gibi: balıklar, kuşlar, sürüngenler, memeliler, amfibiler) Kapalı Dolaşım Sistemi bulunmaktadır."

Tüm Reklamları Kapat

1,842 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Yazar Yok. Açık Ve Kapalı Dolaşım Sisteminin Evrimi. (4 Ekim 2020). Alındığı Tarih: 4 Ekim 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
  2. Yazar Yok. Fuxihanhuia Protensa Dolaşım Sistemi Tanımlanan Ilk Fosil. (4 Ekim 2020). Alındığı Tarih: 4 Ekim 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
2
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tuğba Özgün
Öğrenci

Canlıları vücut boşluklarının yapısına göre üç ana kategoriye ayırmaktayız: Asölom (boşluksuz), pseudosölom (sahte-boşluklu) ve sölom (boşluklu) canlılar. Dediğimiz gibi, tüm sistemlerin evrimi birbirine paralel ve birbiriyle ilişkili olmaktadır; ancak Dolaşım Sistemi bunların merkezinde yer alan bir sistem olarak, diğer sistemlerle çok daha doğrudan bir ilişkisi bulunmaktadır. Gerçekten de, canlıların vücut boşluklarının yapısı, sistemlerinin evrimine doğrudan etki etmekte ve onlar arasındaki ilişkilere yön vermektedir. İşte vücut boşlukları bulunmayan (ve hatta sahte vücut boşluğuna sahip) canlıların hiçbirinde, Dolaşım Sistemi de bulunmamaktadır. Bir diğer deyişle, sadece vücut boşluğu bulunan, yani sölom canlılarda Dolaşım Sistemi evrimleşmiştir.

Hayvanlar Alemi'nin en ilginç filumlarından olan süngerler, günümüzden yüz milyonlarca yıl önce yaşamış en ilkin hayvan türlerini günümüzde halen temsil etmektedirler. Bu canlıların vücudunda hiçbir doku yapısı bulunmaz, sadece birbirine tutunmuş hücreler yığını olarak çalışmaktadırlar. Süngerlerin bir çeşit hücresi olan koanositler (choanocytes), su içerisinde yaptıkları titreşimlerle süngerin etrafında bulunan suyun, sünger içerisindeki kanallara akmasını sağlarlar. Bu, bir Dolaşım Sistemi olarak sayılmamakla birlikte, sistemin en ilkin basamaklarını temsil etmektedir.

Tüm Reklamları Kapat

Evrimsel süreçte biraz daha ileri gidilip, sölenterler (Cnidaria) ele alındığında, Dolaşım Sistemi'nin evriminin bir ileri basamağı görülebilir. Bu canlılarda gastrovasküler boşluk bulunmaktadır. Basitçe, iki katmanlı bir doku yapısına sahip bu canlı grubunda, bu boşluk sayesinde iç kısımdaki ve dış kısımdaki canlılar doğrudan ortam ile temas edebilirler. Böylece, yine herhangi bir özelleşmiş Dolaşım Sistemi'ne gerek kalmadan besin ve atık alışverişi gerçekleşebilir.

Bir adım öteye gidildiğinde, yassısolucanları görmekteyiz. Bu hayvan grubunda halen bir gastovasküler boşluk bulunmaktadır; ancak ayrıca bu canlılar yassı yapıda oldukları için besinlerin hücrelere iletimi ve atıkların dışarıya atılması çok daha kolay bir şekilde gerçekleştirilebilir.

Tüm Reklamları Kapat

Tüm bu canlılar, sölomsuz canlılardır. Sölomsuz canlılar içerisinden bir kol olarak evrimleşen sahte-boşluklu (pseudocoelomate) canlılarda, bu saydığımız canlılardan biraz daha gelişmiş; ancak halen Dolaşım Sistemi olarak adlandıramayacağımız yapılar günümüzde halen bulunmaktadır. Bu canlıların sahte vücut boşluklarına dışarıdan sıvı alınır ve hücreler, bu sıvı içerisindeki besinleri emer, bu sıvıya ise atıklarını bırakırlar. Sahte boşluklularda dolaşım bu şekilde sağlanır. Bu, bir Dolaşım Sistemi'nin net olarak evrimleşmesinden önceki son basamaktır.

Ancak bir adım öteye gidip, vücut boşluğuna sahip canlılara geldiğimizde, artık Dolaşım Sistemi'ni kolaylıkla görebiliriz. Bunun ilk adımları, derisidikenlilerin dolaşım sisteminde görülür. Tıpkı solungaç yarıklarına benzeyen yapılara sahip olan derisidikenliler, bu yarıklardan aldıkları sıvıyı vücut boşluğundan geçirerek hücrelere iletirler. Yani derisidikenlilerde "sölom sıvısı" adı verilen bir sıvı sayesinde besinler hücrelere taşınır, bildiğimiz haliyle madde taşıyıcı kana bu canlılarda rastlanmaz.

İşte bu noktada, Evrimsel Süreç'te yine kademeli bir gelişim görmekteyiz ve Dolaşım Sistemi bu noktada ikiye ayrılmaktadır: Açık Dolaşım Sistemi ve Kapalı Dolaşım Sistemi. Bu noktada artık yukarıdaki özelleşmekte olan yapılar tam olarak sıvı taşımaya özel yapılar kazanırlar ve vücut içerisinde bu sıvı sürekli olarak dolaşır. İşte bu sistemler içerisinde bulunan vücut sıvısına kan denmektedir. Şimdi, bu iki farklı sistemi inceleyecek olursak:

Açık Dolaşım Sistemi, kanın bir "pompa" (kalp) aracılığıyla hareket ettirildiği; ancak sürekli olarak kapalı damarlar içerisinde değil, belirli noktalarda vücut boşluğu içerisine açıldığı sinir sistemi tipidir. Yani bu sistemde bir kalp bulunur, bu kalp kanı sürekli pompalar; ancak kan, bildiğimiz (ve kendimizde de olan) Kapalı Dolaşım Sistemi aksine sürekli damar içerisinde bulunmaz. Vücut boşluğuna dökülür, bu döküntüde birikerek organların ve hücrelerin beslenmesini sağlar. Daha sonra tekrar kılcal damarlar vasıtasıyla toplanarak (vakumlanarak) damar içerisine döner.

Kapalı Dolaşım Sistemi'nde ise kan daima damarlar (veya kalp gibi kardiyovasküler organlar) içerisinde bulunmaktadır ve asla (bir dış etken olmadıkça) vücut içerisine akmaz. Bu sistemde, geri akışı önlemek için kapakçıklar da evrimleşmiştir.

Şimdi, bir anda hızlı atladığımızı düşünebileceğiniz için durup, daha yavaştan alarak tekrar edeceğiz:

Dediğimiz gibi, sahte-boşluklu hayvanlarda herhangi bir Dolaşım Sistemi bulunmaz; ancak Dolaşım Sistemi'nin bildiğimiz hallerinin oldukça yakın bir görüntüsü, özelleşmemiş bir şekilde bulunmaktadır. Daha sonraki basamaklarda, derisidikenlilerde olduğu gibi sıvı akışını sağlamak amacıyla bazı kaslar birer pompa görevi görmeye başlarlar. Aslında yaptıkları iş, eskiden yaptıklarının bir benzeridir: kasılıp, gevşemek. Ancak özelleştikleri konu, bu kasılma hareketleri sırasında içlerinde bulunan vücut içi sıvıyı damarlar içerisine pompalamak olmuştur. Evrim konusunda pek bir fikri olmayan biri bile, sölomsuz canlılardan sölomlu canlılara geçişi aktardığımız yukarıdaki açıklamalardan, bir ilkin bir kalbin nasıl sıvı pompalayacak biçimde özelleştiğini anlayabileceğini düşünüyoruz; ancak yine de az sonra bu konuya biraz daha derinlemesine gireceğiz.

İşte kalbin evrimleşmesiyle birlikte, Dolaşım Sistemleri'nin özelleşmesi çok daha hız kazanmıştır. İşte bu noktada, bir grup canlı öncelikle Açık Dolaşım Sistemi'ni evrimleştirmeyi başarmıştır. Açık Dolaşım Sistemi'nin, kendi öncüllerinden evrimini anlamak da oldukça basittir. Zaten vücut içerisindeki boşluğa akan sıvılar, kalp ve damar yapılarının kademeli evrimi sonucunda, yine vücut içerisine akmış; ancak bu defa vücut içerisinde kalmaya başlamıştır. Yani Evrimsel Süreç'te edinilen kalp ve damarlar, zamanla sıvının dışarıdan alınmasına gerek bırakmamış, sürekli vücut içerisindeki bir sıvının vücut içerisinde dolanmasını sağlamıştır.

Tüm Reklamları Kapat

Bu grup içerisinde, Evrimsel Süreç'in ilerleyen basamaklarında Kapalı Dolaşım Sistemi evrimleşmeye başlamıştır. Çünkü açık bir dolaşım sistemine sahip olan canlıların kanları son derece yavaş akmaktadır (boşluğa dökülen kanın basıncı ciddi miktarda düşmektedir; ayrıca bu canlıların kalpleri oldukça küçüktür). Bu da canlının hareketlerini kısıtlamakta ve yavaşlatmaktadır. Bazı canlılar, bunu çözmek üzere kasların dolaşıma etkisini arttırmıştır. Örneğin Açık Dolaşım Sistemi'ne sahip böcekler (Insecta) sınıfında, kasların sürekli hareketi sayesinde kan dolaşımı açık olmasına rağmen hızlandırılır, böylece böcekler hızlı bir şekilde hareket edebilirler. Genel olarak eklembacaklılar ve yumuşakçalarda açık dolaşım sistemi görülür.

Böceklere daha yakından baktığımızda, vücut içerisindeki boşluğun hemosöl (hemocoel) adı verilen özelleşmiş lenf yapılarına dönüştüğü görülmektedir. Kalbin pompaladığı kan, aort damarından geçerek bu lenflere ulaşır. Böceklerin kanı, içerisinde solunumsal pigmentlerin bulunmamasından ötürü renksizdir. Bu kan, besin maddelerini taşır ve gaz taşıyamaz; dolayısıyla böceklerin kanında oksijen ve karbondioksit bulunmaz. Böceklerin hızlı hareket etmesini sağlayan bir diğer adaptasyon, trake solunumu sayesinde Açık Dolaşım Sistemi'nin yavaşlığının bertaraf edilebilmiş olmasıdır. Aşağıdaki fotoğrafta bir çekirgenin (böcek) Açık Dolaşım Sistemi görülmektedir:

Açık Dolaşım Sistemi'ne sahip canlılardan bazıları böcekler gibi adaptasyonlarla bu sorunları çözmekteyken, bir grup canlının evrim sürecinde dolaşım sisteminin açıldığı boşluklar, dolaşımın içerisine dahil edilmiş ve kapanmıştır. İşte bu canlılarda Kapalı Dolaşım Sistemi bulunmaktadır ve normal dolaşım sırasında kan asla damar dışına dökülmez. Bu durum, kanın akış hızını katlarca arttırmakla birlikte, canlının hareketlerini de özgürleştirmekte ve hızlandırmaktadır. Genel olarak halkalı solucanlarda, mürekkepbalıklarında, ahtapotlarda ve Evrimsel Süreç dahilinde daha ileri karmaşıklığa sahip canlı gruplarında (omurgalılar gibi: balıklar, kuşlar, sürüngenler, memeliler, amfibiler) Kapalı Dolaşım Sistemi bulunmaktadır.

Görüldüğü gibi, canlı gruplarını karmaşıklık sırasına koyduğumuzda, Dolaşım Sistemleri'nin karmaşıklığı da doğrudan Evrimsel bir gelişim göstermektedir. Bu da bize Evrimsel Biyoloji'nin açıklayıcı gücünü bir kere daha göstermektedir.

1,431 görüntülenme
4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close