İnsan doğasına yapılacak bir zoom için iyi bir soru.
Öncelikle popülasyon içinde herkes sofistike ihtiyaçlar edinemez. İnsanlık olarak henüz temel yaşamsal ihtiyaçlarımıza odaklı bir sosyal yapıdayız. Yani kişi kendi ihtiyaçlarını giderebilecek bir finansal durumda olmayı BAŞARI olarak görebilecek seviyede henüz. Böyle bir kişi amaçlarına ulaşmış algısına sahipken, ona bilime felsefeye yönelmeyi önermek, sırtına ekstra yük yüklemek gibi olacaktır. O, ihtiyaçlarına kolay ulaşmayı amaçlamış bir yaşam tarzına sahip. Buna hizmet etmeyecek önermeler onun için gereksizdir. Yani menfaate paraya dönüşmeyecek bir şey, ne kadar önemli ne kadar değerli olursa olsun, bu mentalite için anlamsızdır.
İçinde bulunduğumuz sosyal yapının bir çıktısı ifade ettiğim bakış açısı. Yıllarca para kazanmak için okumuş, kendini hazırlamış bir insanı temel alarak (sistemin istediği) açıkladım.
İşte bu kişi birey olamaz. BİREY OLAMAZ. Sistemin çıktısıdır sadece. Birey, kendini anlamaya çalışmayla ilgili düşünsel bir çabayı öngörür. Yani sofistike ihtiyaçları oluşabilecek düşünsel yapı çabasında olan bir zihin birey e dönüşebilir. İçinde bulunduğu sistemin gereklerini yapmama, karşı çıkma değil, sisteme teslim olarak, onun istediği tornadan çıkmadan da, insanlığa olumlu etkisi olarak da varolan sistemde yer alabiliyor olma halinin kabul edilerek faaliyete geçmiş halidir. Ancak kabul etmek zorundayız ki, içinde bulunulan sosyal yapıya ait insan tipi her zaman daha fazla olacaktır. Bu sözleri ifade eden kişi de bir zamanlar öyleydi, hepimiz öyleydik. Odun, öz den fazla olacak kısaca. Bunu da suçlamak, aşağılamak için ifade etmiyorum. Kaçınılmaz olan bu. Temel yaşamsal ihtiyaçların karşılanması merkezde olduğu sistemler, kişilerin ihtiyaçlarını karşılayamama olasılığına karşı gösterecekleri direnç üzerinden kendilerine bağlılık üretirler. Aslında bir çok kişi, survive modda yaşamakta, temel ihtiyaçlarını giderememe tehlikesiyle yüzyüze kalmak durumundadır. Böyle birine bilimden felsefeden bahsetmek elbette ki, anlamlı olmayacaktır genel itibarı ile. (İstisnalarla dolu tabii ki bu durum) Ancak genel olarak ihtiyaçlar hiyerarşisinde düşünsel, sanatsal, felsefi yaklaşımlara sahip olabilmek, temel ihtiyaçların karşılanmasıyla oluyor. (Yığınla sanatçı yazar bilim insanı açlık sınırında yaşamıştır elbette. Genel, istatistiki veriyi temel alıyorum)
İhtiyaçlar hiyerarşisinde atılım gerçekleştirebilmiş kişilerin de, "zaten bu şekilde yaşamaya devam edebiliyorum neden gelişmek için ekstra gayret göstereyim ki" algısı da, kişisel gelişim anlamında bir noktada takılıp kalma demek. Böyle bireyler yaşamda kalmayla ilgili tehditleri aşmış, ancak üst seviyede kendini gerçekleştirmeye giden basamaklara ulaşamamaktadır. Yani temel ihtiyaçlarını giderebilmeyi amaç olarak görebilecek seviyede kalan kitle. Bunlar araba koleksiyonu, yat, yazlık, lüks e yatırım yaparak alt ihtiyaç hiyerarşisinin temsilcisi olmaya devam ederler. Yine sadece kişileri suçlamak yanlış olur bu durumda da. Sosyal yapı, parayı gücü kutsuyor olduğu bir durumda kişi bilimsel bilgisiyle onur duymakta zorlanacaktır. Birey olamamış bir kişi, sosyal onam alma ihtiyacını MADDE ile gidermek isteyecektir. Birey olabilmiş kişi ise, sosyal onama bağımlı değil, içsel yönelimlerine ve gelişimi merkezli seçimler yaparak ilerleyecektir.