En basit haliyle, merkezde kapital in olması, bu sistemin insan için uyumlu olmaması demek oluyor. Merkezinde insanın olmadığı sistemlerle bugüne geldik. Şu anda da menfaat - güç - kapital - para nın merkezde olduğu bir sistem içindeyiz. Bu bize gayet normal görünebilir. Bir zamanlar da kölelik sistemin bir parçası ve -normal- idi. O dönemde kölelik kalkacak, insanların varoluşsal bir değeri olacak, kimse köle olmayacak deseydik, muhtemelen deli damgası yerdik. Şu anda da merkezde duran kapitalin yerini İNSAN ın alacağını iddia ederek deli damgasına maruz kalınabilir. Biraz daha ileri giderek deli gömleğini giymeyi göze alarak, merkeze GELİŞİMin geleceğini görmenin de mümkün olabileceğini ifade etmek mümkün. Bunlar ütopik gelebilir, ancak dediğim gibi köleliğin kalkması da o dönem için ütopik idi. Sosyal yapı CANLI olduğu için biz istemesek de değişir. Bu kaçınılmaz. Ve bu değişim giderek hızlanıyor.
Merkezde kapitalin olması, insanın kapital için ARAÇ olması demek. Temel olan menfaat ve alım gücü. Bunun için insan harcanabilir. İnsanın varoluşsal değeri ile çelişen bir sistem. Bireyin bütün gününü çalıştığı işe vermesi, ve sonunda da zengin olmaması durumu, özgürlük kısıtlayıcı - bireyin gelişimini kısıtlayıcı bir sistem aslında. Bu demek değil ki, üretim dursun, kimse çalışmasın. Bireyin nitelikleri gözetilerek de üretim devam edebilir. Böyle olduğunda kişi zorunluluktan dolayı üretimde yer almayacak, hem üretim sağlanmış hem de bireyin temel varoluşsal değeri korunmuş olacaktır.
Fütüristlerin daha önce 20 hatta 50 yıllık öngörüleri tutabiliyordu. Ancak günümüzde 5 yıllık öngörü yapmak bile oldukça zor. Sosyal yapı o kadar hızlı evriliyor ki, neler olacağını bilemiyoruz. İfade ettiklerim fütürist, ütopik değil. Eğer hırslarıyla, tek güç olma gibi anlamsız amaçlarıyla ilerlemeyi bırakırsa insanlık, popülasyon olarak kendini kurtarabilecek sistemler kurabilir.
Kaynaklar
- Yazar Yok. Kaynak. (22 Ağustos 2020). Alındığı Tarih: 22 Ağustos 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı