Merhabalar..
Köyde ve şehirde yaşayanlar diye sınıflandırmak yerine bence insanların kişiliği çerçevesinde bakmak daha doğru olacak ...Köyde yaşıyorlar diye sadakat duygusuna sahip olacak diye bir koşul yok zira..
Öncelikle ;
Tek eşlilik nasıl gelişti?
Doğada her şey üreme üzerine kuruludur. Her canlının tek amacı, yavrularına aktarma yoluyla kendi genlerini yaşatmaktır. Monogami bunun için kullanılan birçok stratejiden biridir ve hayvanları çok eşli çiftleşmeye iten iki temel unsur vardır.
Birincisi, genetik çeşitlilik yararlıdır. Birçok erkekle çiftleşen dişinin, genetik olarak çok daha fazla çeşit içeren yavrular üretmesi ve bunların yaşam şansını artırması mümkündür.
İkincisi, cinsiyet hücreleri üretme bakımından dişilerle erkekler arasında önemli bir fark vardır. Basit bir ifadeyle söyleyecek olursak, sperm üretmek yumurtadan daha ucuza mal olur.
Bu şu anlama gelir: Erkek hayvan çok sayıda dişiyle çiftleşecek sperm deposuna sahiptir. Oysa dişiler belli bir aşamadan sonra ne kadar erkekle çiftleşirse çiftleşsin daha fazla sayıda yavru üretmeyecektir. hayvanların genlerinde yer alan genel bir kalıp; tek eşli olmayan, kaygısız türleri tek eşlilere dönüştürüyor.
ABD’nin Austin şehrindeki Texas Üniversitesi’nde çalışan ve çalışmanın baş yazarı olan evrimsel biyolog Rebecca Young, şöyle ifade ediyor: “Yaptığımız çalışma; bütün bu türlerin ortak bir atayı paylaştığı kadar uzun zaman öncesine giden, evrimin 450 milyon yılını kapsıyor”
“Çoğu insan, 450 milyon yıllık sürede bu gibi karmaşık davranışlara geçişin, her zaman olduğu gibi gerçekleşmesini beklemez.”
Buna rağmen Young ve takımının, yüksek seviyeli genetik bir açıdan bulduğu şey bu olmuş.
Araştırmacılar, beş akraba çift şeklinde düzenlenen ve içlerinde, her seferinde tek eşli olan ve olmayan bir tanesinin yer aldığı 10 farklı türdeki erkek hayvanların beyinlerini incelemişler.
Hayvanlar arasında, bahsedilen çayır farelerine ek olarak; fare, kuş, kurbağa ve balıkların tek eşli olan ve tek eşli olmayan türleri de yer alıyormuş.
Takım, bu 10 türün genomlarındaki genetik faaliyeti incelediğinde, omurgalılar arasında tek eşli eşleşme yapılarıyla ilişkilendirilmiş 24 tane gen adayı belirlemiş.
Başka bir ifadeyle, ister pullu olun, ister kürklü veya tüylü; genlerinizde yer alan aynı çeşit evrimsel kalıbın, her bir türün tek eşliliğe olan yatkınlığını belirliyor olması muhtemel.
En azından, hipotez bu şekilde. Peki ya insanlarda durum ne? Cinsellik biçimimizi, aynı ortak ve sinirsel gen ifade kalıpları mı belirliyor?
Kıdemli araştırmacı ve bütünleyici biyolog Hans Hofmann, Science dergisine şu itirafta bulunuyor: “Bunu bilmiyoruz fakat kesinlikle tahmin ediyoruz ki, benzer gen ifadesi kalıpları insanlarda da ortaya çıkabilir.”
Buna karar vermek, gelecekte yapılacak olan araştırmalara kalacak fakat şimdilik; bu ortak kalıbın gerçekten evrensel olup olmadığını kesin şekilde bilmek için erken.
Araştırmacıların sadece 10 farklı türü incelediği göz önüne alındığında; kesin olarak bildiğimiz tüm şey, hayvanlar tek eşli ve tek eşli olmayan biçimlere ayrıldıkça, ortak genetik kodun son 450 milyon yılda en az beş kez evrim geçirmiş olduğu.
Tek eşli hale gelen türlerde, çeşitli tip algısal fonksiyonlarla (sinirsel gelişim, sinaps faaliyeti ve bellek de dahil) ilişkili olan genler daha fazla ifade sergilerken; gen kaydıyla ilişkili olan diğer genler ise azalan bir şekilde düzenlenmiş.
konuyla ilgili bir kaç kaynak bırakıyorum
Kaynaklar
- Yazar Yok. Tek Eşlilik. (31 Temmuz 2020). Alındığı Tarih: 31 Temmuz 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
- Yazar Yok. İnsan, Tek Eşli Bir Hayvan Türü Mü?. (31 Temmuz 2020). Alındığı Tarih: 31 Temmuz 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
- Yazar Yok. Tek Eşlilik 2 . (31 Temmuz 2020). Alındığı Tarih: 31 Temmuz 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı