Pigeon Superstition/Güvercin Hurafesi
Yaşadığımız deneyimleri aslında hiç de ilişkili olmadıkları birtakım nedenlere bağlama durumumuzun, yani batıl inançların, basit bir şartlanma süreciyle oluşabilecekleri deneysel olarak ortaya konulmak istenmiş, neticesinde aşağıdaki yazımda belirttiğim sonuçlara ulaşılmış.
Bahsettiğiniz durum, "Mr. Nobody" filminin girişinde de küçük bir kesitle yer verilmiş olan; Amerikalı psikolog Burrhus Frederic Skinner'ın güvercinlerle yaptığı "batıl inanç" konulu deneye dayanan bir fenomendir. Amerikan Psikoloji Birliği'nin verilerine göre deneyin işleyişi şu şekilde özetlenebilir:
- Güvercin, iyi bir şekilde beslenme koşuluyla ağırlığının 3/4'üne düşürülerek belirli bir açlık düzeyine getirilir.
- Her gün, birkaç dakikalığına deneysel bir kafese konur. Kafese ilişik bir besleme haznesi, güvercin yiyebilsin diye harekete geçer.
- Kafese bağlı bir gıda hunisi yerine, bir solenoid ve bir zamanlama rölesinden oluşan bu mekanizma, her takviyede hazneyi beş saniyeliğine yerinde tutar.
- Yiyecek haznesi, düzenli aralıklarla kuşun davranışına herhangi bir referans olmaksızın besin sunacak şekilde düzenlenmişse genellikle edimsel koşullanma (Bir davranışın gücünün ödüllendirme veya cezalandırma yoluyla değiştirildiği bir tür ilişkisel öğrenme süreci.) gerçekleşir.
- Güvercin, hazne göründüğünde verdiği tepkiyi öğrenmeye ve bu tepkiyi kendisine verilen yemle bağdaştırmaya meyillidir. Tepki ortadan kaldırılabilir ve yeniden koşullandırılabilirdir. Örneğin, eğer güvercine tepkisini vermediği hâlde yem verilirse; buna önce şaşırır, sonra hangi diğer hareketi sonucu bu ödülü hak ettiğini bulmaya çalışır.
- Denemenin bir tür batıl inanca işaret ettiği söylenebilir. Güvercin, böyle bir ilişki olmamasına rağmen, davranışı ile gıda sunumu arasında nedensel bir ilişki varmış gibi davranır.
Benzer deneyler sonucu insanların ve bazı diğer hayvanların da zamansal olarak eş düşen olgular arasında bağlantı kurabildikleri, batıl inançlar geliştirebildikleri gözlemlenmiştir. Buna verilebilecek bir diğer örnek Gregory Wagner ve Edward Morris tarafından sürdürülen, üç ve altı yaş arasındaki çocukları hedef alan palyaço deneyi olabilir.
- Bu deneyde mekanik bir palyaço, çocukların hareketlerine bağlı kalmaksızın belirli zaman aralıklarıyla ağzından bir bilye çıkarır. Çocukların bilyelerin çıkma nedenini birbirinden farklı değişkenlerle ilişkilendirdikleri bulgusuna rastlanmıştır.
Ayrıca değinilmesi gereken bir diğer nokta da, deneğin kendisini ödüle götürdüğünü düşündüğü hareket ya da hareket dizisinin sınır tanımaması. Üstüne üstlük sonuçla alakası bile yokken! Neden mi bahsediyorum?
Yemliği itmeye çalışan, yemlik üstünde kanat çırpan, zıplayan, kendi etrafında dönen güvercinlerden tutun, palyaço Bobo'nun karşısına geçip dil çıkaran, onu öpen ve burnuna dokunan çocuklara kadar uzanan, oldukça bol çeşitliliğe sahip yelpazede örneklerle karşılaşılmıştır.
Bir şeye ulaştıktan sonra, nasıl ulaştığımızdan emin olma kaygısını gütmeden; önceden izlediğimiz deseni, aynen tekrarlamaktan çekince duymayabiliyor olduğumuz söylenebilir.
Bilimle kalın!
Kaynaklar
- Yazar Yok. Skinner, B. F. (1948). 'Superstition'In The Pigeon. Journal Of Experimental Psychology, 38(2), 168.. (21 Temmuz 2020). Alındığı Tarih: 21 Temmuz 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
- Yazar Yok. Wagner, Gregory &Amp; Morris, Edward. (1987). &Quot;Superstitious&Quot; Behavior In Children. The Psychological Record. 37. 471-488. 10.1007/Bf03394994.. (21 Temmuz 2020). Alındığı Tarih: 21 Temmuz 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı