Yüzyıllardır yaşamda kalmak için çok çeşitli yollarla doğaya direnen bir türün bütün gün doğadan kopuk bir odada yatmasının onu tatmin etmeyeceği aşikar. Hatta modern psikolojide depresyonun, gelişmiyor olmanın bir yan etkisi olduğuna dair yeni görüşler var.
Temel düzeyde yaşamda kalmayı garantileyen rüşvetler olan dopamin, endorfin, seratonin gibi nörotransmitterler, yaptığınız (yapmamız gereken) faaliyet nedeniyle tatmin - mutlu olmamızı sağlar. Evrimin ilk seviyelerinde üreme, beslenme, avlanma (spor) gibi faaliyetlerden rüşvet alarak yaşam güdümüzü tatmin edebiliyorduk. Ancak kültürel evrimin yaşam koşullarını değiştirmesiyle, yaptığı işte başarılı olmak, yeni bir şey öğrenmek gibi sofistike amaçlara dopamin kaynaklarına ulaşmış olduk. Artık yaşamda kalmak için fiziksel olarak çaba göstermek zorunluluğu kalmadığı için daha çok varoluşsal soruya sahibiz. Ve bunları cevaplamak, bilinç gelişimimiz için çaba göstermek zorundayız. Çünkü yaşamda kalmayı güdüleyen avlanma barınma göç gibi fiziksel zorlu koşullar artık yok. Hiçbir şey yapmamak, yaşamsal güdünün aniden düşerek depresif duyguduruma geçmeye neden olur bu yüzden.
Özellikle evrimsel süreçle taban tabana zıt olan emeklilik sisteminde, birey hiçbirşey yapmamak için çalışır (emekli olmak için), ve aniden faaliyeti bırakır. Bilinçaltı, bu durumu şöyle yorumlar: Faaliyeti biten organizmanın yaşamda rolü kalmamıştır. İşte emeklilik sonrası hızlı yaşlanma, hastalık ve ölüme hızlı yolculuğun nedeni bu bilinçaltı yorumu ve evrimsel süreci hiçe sayan yaşam koşulları.
Mutlu olma, yaşamdan tatmin olma gibi konulardan bahsetmek hem egzersize dönüşen fiziksel faaliyet, hem de zihinsel faaliyet - yeni bir şeyler öğrenme, mental olarak zorlanacak alanlarda mesai harcama, bir konuda uzmanlaşma çabası gibi şeyler MUTLAK DÜZEYDE gereklidir.
Hiçbir şey yapmama, yapı olarak insana uyumsuz bir yaşam modeli ve beklentisi. Tatil dahil. Kendi mantığımıza göre temel ihtiyaçlara hızlı ulaşmak, hiçbir şey yapmak zorunda olmamak, çaba göstermeden yaşamak -konfor- gibi görünüyor olsa da, bu insanın bütün bir gelişim geçmişinden kopuk, gelişimin en altındaki bilinç seviyesinin konfor algısını yansıtmakadır.
Kaynaklar
- Yazar Yok. Kaynak. (13 Temmuz 2020). Alındığı Tarih: 13 Temmuz 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı