Ekonomi mi, Kültür mü, Huzur mu?
Üniversite sadece akademi değildir. Bizi sadece akademik olarak hayata hazırlayan ve diplomalı meslek sahibi yapan bir yer değildir.
Üniversite aynı zamanda aydınlanmanın ocağıdır. Dünyaya farklı bir gözle bakabilmenin, farklı olanın en az bizim kadar güzel ve özel olduğunu kavrayabilmenin ve kendini entelektüel temelde geliştirip ustalaşabilmenin mekanıdır.
Bu nedenle de üniversite tercihi aynı zamanda nasıl bir dünya insani olmak ve bunu nasıl inşa etmek istediğinin de tercihidir.
Tabi bu sadece bizim tercihimize kalmıyor ne yazık. Gerek ekonomik koşullar gerek ilgili üniversitenin diplomasının prestiji gerekse gireceğimiz yeni ortamın bize neler katıp bizden neler alabileceği hesabı ve muhtemeldir ki çoğu zaman ilki ve tek başına belirleyici olabiliyor.
Naçizane önerim: Her üçü de birbirine benzer bir geçmişe sahip, deniz kıyısında ve görece ucuz yerler. Mersin kozmopolit bir yer ve cidden kalabalık. Özellikle 2023 depremi sonrası nüfusu hemen hemen ikiye katlandı. Böyle olmasaydı tereddütsüz Mersin derdim.
Muğla yine buna benzer bir yer. Nüfusu yaz kış muazzam değişen bir şehir.
Çanakkale ise daha dingin ve daha sade bir şehir.
Geriye kalan tek şey bunlar arasında tercihi yapar iken, yurdu var mı yok mu, ulaşım kolay mı, sıkıntılı mı, ucuz mu, değil mi, kampüsü var mı yok mu, diplomasının uluslar arası alanda bir hükmü var mı yok mu ona bakmak.
Fakat emin olduğum bir şey var: Kafaya iyiden, doğrudan ve güzelden yana bir şeyleri takmışsak, doğru bildiği yolda yürüme konusunda inatçı ve bize birilerinin verdiği ile yetinmeyi yeterli görmeyen bir iştahımız var ise, gideceğimiz yerin (maddi koşullar dışında) bir hükmü yoktur. Çünkü eminim ki böyleleri gittiği yerde kendinde eksik olanı mutlak bulur ve tamamlar, fazla olanı da dağıtır ve geliştirir. Sevgiyle…