Hay hay hemen bir kaç anahtar kavram paylaşalım
Eleştirel Düşünce
Akıl Yürütme
Subjektiflik
Tutarlılık
Varlığa Bütünsel yaklaşım
Sürekli Yolda olmak
Retorik
Bilimlerin Anası
Mantık Yürütme
Salt, Bilme arzusu
Hay hay hemen bir kaç anahtar kavram paylaşalım
Eleştirel Düşünce
Akıl Yürütme
Subjektiflik
Tutarlılık
Varlığa Bütünsel yaklaşım
Sürekli Yolda olmak
Retorik
Bilimlerin Anası
Mantık Yürütme
Salt, Bilme arzusu
Merhabalar,
Tanım yapmak, sınırlandırmak demektir. Bu yüzden felsefeyi tanımlamak onu sınırlandırmayı beraberinde getirecektir. Ama sizin sorunuz üzerine belli başlı anahtar kelimeler bulmaya çalışacağım.
Felsefe kelimesinin köküne baktığımızda philoe (felsefe) ve sophia (bilgi, bilgelik) kelimelerini göreceğiz. Bu iki kelimenin birleşimi bize "bilgelik sevgisi" tanımını verecektir. Yani bilginin peşinde koşmak, bilgiyi, saf bilgiyi sevmek.... Aristoteles "Metafizik" adlı eserinde şöyle söyler: "Bütün insanlar doğal olarak bilmeyi isterler." Bu duygu bizde doğal olarak vardır. Fakat bilmeyi tetikleyen bir unsur vardır: merak. Merak ettiğimizde doğal olarak o şeyle ilgili bir şeyler bilmek isteriz ve sorgulamalara başlarız. Bir çocuk düşünün. Bu dünyaya yabancı olduğu için merak duygusu ön plandadır. Çevresinde gördüğü her şeyi sorar ve cevap bulmak ister. Yani "bilgi"yi arzular. Çocuğun bu merak duygusu yıllar geçtikçe, o çocuk bu dünyaya alıştıkça azalacaktır. Filozoflar burada devreye girer. Çünkü onların merak duygusu her zaman canlıdır. Bu dünyaya hiçbir zaman alışmazlar. Aristoteles'in yukarıda alıntıladığım cümlesinde vurguladığı bilme isteği bu dünyaya alışan insanlarda geri plana itilmişken filozoflarda ve çocuklarda çok canlıdır. Şimdiden, felsefenin tanımına dahil olabilecek iki kavram karşımıza çıktı bile: merak ve bilme isteği.
Peki bilme ediminin bir sınırı ya da bir bitiş noktası var mıdır? Buna çok kısa bir cevap verelim: hayır. Felsefeyle ilgilenen bütün insanlar her zaman "yolda oldukları"nı bilir veya bunu daha sonra fark ederler. Ne diyor Sokrates: "Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir." O halde felsefe tanımına yeni bir açıklama ekledik: Bilme edimi ömür boyu sürer.
Descartes, felsefesini "şüphe" temelinde oturttuğunda birçok şeyin farkına varmıştır. Her şeyi olduğu gibi kabul eden ve hiçbir şeyden şüphelenmeyen insan felsefi bir düşünüş biçimine sahip olamaz çünkü o insan, kendisine hazır olarak verilenlerin dışına çıkamayacaktır. Descartes, felsefesinin temeline yerleştirdiği şüphe kavramıyla yürüttüğü akıl yürütmeden çok tatminkâr bir sonuca ulaşır: "Cogito ergo sum. (Düşünüyorum öyleyse varım) Şüpheleri sonucu şüphelenemeyeceği bir sonuca ulaşır. Bu çok değerli bir akıl yürütmedir. O halde biz de felsefe tanımımıza şüphe kavramını ekleyebiliriz.
Bu konudaki tanımlamanın unsurları elbette ki bu kadar değildir. Ama buraya kadar açıkladığımız noktaları birleştirdiğimizde şöyle bir tanımlama ortaya çıkar: "Felsefe, her şeyi merak eden ve merak ettiği ölçüde de bilginin peşinde koşan, her gördüğünü doğrudan kabul etmeyip onlardan şüphe duyarak sorgulamalara girişen ve bir durak noktası olmayan insanların yaptıkları eylemlerin bütünüdür."
Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.
Bilim ile ilgili bir etkinlik mi düzenliyorsunuz? Yoksa bilim insanlarını veya bilimseverleri ilgilendiren bir iş, staj, çalıştay, makale çağrısı vb. bir duyurunuz mu var? Etkinlik & İlan Platformumuzda paylaşın, milyonlarca bilimsevere ulaşsın.
Evrim Ağacı'nın birçok içeriğinin profesyonel ses sanatçıları tarafından seslendirildiğini biliyor muydunuz? Bunların hepsini Podcast Platformumuzda dinleyebilirsiniz. Ayrıca Spotify, iTunes, Google Podcast ve YouTube bağlantılarını da bir arada bulabilirsiniz.