Haha çok ilginç ve hoş bir soru; ama ben öyle düşünmediğim için farklı bir açıdan cevaplayacağım: Bence burada vakit geçiren birçok kişi benim videolarıma (ve sesime) aşina olduğu için (ve her yazdığıma "Abi yazdığını senin sesinle okudum." denmesinden yola çıkarak), burada yazılanları okurken de Evrim Ağacı'nın internet sitesinde olmanızdan ötürü yazılanları ben yazmışım gibi okuyor olmanız ve zihninizde tek tipleştirmeniz çok olası geliyor bana. Çünkü ben okuduğumda kendi yazışıma veya düşünüşüme hiç benzetmiyorum açıkçası; genelde söylediğim (içeriğe katılmadığım durumlarda bile) "Ne kadar kaliteli, güzel yazmışlar." oluyor.
Bunun sebebi, burası Twitter veya TikTok gibi bir yer değil. Burası Evrim Ağacı. Burası belli bir görmüş geçirmişliği olan, belli bir eğitim seviyesinin üzerinde olan, belli ilgileri ve tutkuları olan, hayata (ve dolayısıyla dile) belli bir zenginlikle bakmayı bilen insanların vakit geçirdiği bir yer (ayrıca diğer mecralarda olmayan türden kuralları da var ve bu kurallar eşit ve adil bir şekilde uygulanıyor). Hâliyle bu kişilerin yazış ve kendilerini ifade ediş biçimi belli bir seviyenin üzerinde olacak ve o seviye de dışarıdan bakıldığında "tek tip" gibi gelecek.
Halbuki zaten dilin kullanılış biçimi bu seviyede standart olmalı ve o noktadan sonra önemli olan, o dille anlatılan düşüncelerin içeriği ve derinliği olmalı. Ama standart ana akım sosyal medyaya baktığımızda o kadar geniş bir dil ve anlatım çeşitliliği görüyoruz ki onların o farklılığı bile sanki çok farklı kişiler ve düşüncelerin bir yansımasıymış gibi düşünmemiz için yeterli oluyor.
Bu bir illüzyon ve büyük oranda bir gürültü. Gürültü de ne kadar çok çeşitli seslerden oluşur ama bomboş bir sinyaldir. Önce sinyal gürültümüzü azaltıp kalitelileştireceğiz ki sonra o sinyalin taşıdığı bilgi neymiş ona odaklanabilelim. Evrim Ağacı'nda gördüğünüz işte o gürültünün temiz sinyale dönüştürülmüş hâli. Artık sinyalin içindeki bilgiyi kendi bilgi, kültür ve deneyimlerinize göre yorumlayabilirsiniz, o size kalmış. :)
Sevgiler!