[1]

Eğer Dünya'da canlılık hiç var olmasaydı, gezegenimiz Mars'a veya Venüs'ün ilk zamanlarına benzer, boğucu ve durağan bir kaya parçası olurdu. Atmosfer, fotosentez yapan organizmalar olmadığı için oksijenden neredeyse tamamen yoksun kalırdı. Gökyüzü, bugünkü masmavi görüntüsü yerine, karbondioksit ve azottan oluşan kalın atmosferin ışığı kırmasıyla soluk, pas rengi bir turunculuğa bürünürdü. Bu yoğun karbondioksit, şiddetli bir sera etkisine neden olarak yüzey sıcaklıklarını aşırı derecede yükseltir, ancak gezegenin iklimini dengeleyecek okyanus döngüleri ve biyolojik süreçler olmadığından, bu sıcaklıklar aşırı dalgalanmalar gösterirdi. Ozon tabakası asla oluşmayacağı için, Güneş'ten gelen zararlı ultraviyole radyasyon, gezegenin yüzeyini kesintisiz olarak bombardıman ederdi.
Gezegenin yüzeyi, yani litosfer, milyarlarca yıl boyunca neredeyse hiç değişmeden kalırdı. Bitki köklerinin kayaları parçalaması, mikropların mineralleri ayrıştırması gibi biyolojik aşındırma süreçleri olmadığından, erozyon yalnızca rüzgar ve sıcaklık değişimleriyle sınırlı kalırdı. Bu, dağların çok daha sivri, kanyonların ise çok daha keskin hatlı olacağı anlamına gelirdi. Nehir yatakları, deltalar veya alüvyon ovaları gibi suya ve yaşama bağlı jeolojik şekiller oluşmazdı. Toprak diye bir kavram olmaz, yüzey sadece "regolit" adı verilen ince, ölü kaya tozuyla kaplanırdı. Kömür, petrol, doğalgaz gibi fosil yakıtlar veya tebeşir, kireçtaşı gibi organik kökenli tortul kayaçlar asla var olmazdı; Dünya'nın jeolojik kaydı, sadece volkanik ve tektonik faaliyetlerin donuk bir hikayesini anlatırdı.

En azından emlak vergisi derdi olmazdı 😂
Kaynaklar
- Europa. What Is The Current State Of The Ozone Layer?. (5 Aralık 2024). Alındığı Tarih: 15 Ağustos 2025. Alındığı Yer: Europa | Arşiv Bağlantısı