1- Teolojik İnsan-Merkezcilik
Kutsal kitaplar evrenin insan için yaratıldığını söyler.
Kur’an’da: “Göklerde ve yerde ne varsa hepsini sizin hizmetinize verdik.”
Tevrat’ta: “Tanrı insana her şeye hükmetme yetkisi verdi.”
İncil’de: “Tanrı insanı kendi suretinde yarattı.”
Ve dini yorumlaması da aşağı yukarı "Her şey insan için yaratıldı" düşüncesine uygundur. Bu anlayışa göre evrenin tüm amacı insanın imtihanı, hayatı ve yaratılışıdır.
2- İnsan Zihninin Bencil Yapısı
İnsan doğası gereği merkezde olma arzusu taşır. Egoyu tatmin etmek için dünya ve evrenin "onun için" var olduğunu hayal eder. “Bütün bunlar benim için yaratıldı” düşüncesi aslında korku ve belirsizliğe karşı bir savunma mekanizmasıdır.
3- Kozmik Perspektif
Evrenin büyüklüğü karşısında insanın önemi istatistiksel olarak sıfıra yakındır. Dünya, evrenin ortasında değildir. İnsan, evrimsel sürecin sadece küçük bir ürünüdür. Yani evrenin amacı insan değildir, insan rastlantılarla oluşmuş geçici bir varlıktır.
4- Antropik İlke
“Evren, insanın yaşamasına izin verecek şekilde oluşmuştur.”
Buradaki tehlike şu; İnsan bu uyumu sebep sanıyor, halbuki sonuç olabilir.[1]
Ek;
Antik Yunan'da bile Protagoras “İnsan, her şeyin ölçüsüdür” diyordu.
İnsan beyninin anlam arama ve neden-sonuç kurma dürtüsü var. Doğal felaketleri, rastlantıları, hastalıkları bile "bize mesaj" gibi yorumlamak bu yüzden yaygın. Çünkü kaotik bir evrende rastgele var olmuş olmak fikriyle yaşamak, beynin dengesini bozar.
Belki de “her şey benim için yaratıldı” düşüncesi, evrendeki anlamsızlığın karşısında insanın kendine söylediği en eski masaldır. Ve bu masal, hala işe yarıyor olabilir.
Kaynaklar
- M. S. Kurşunoğlu. (2000). Insan-Evren Iliskisi Ve Antropik Ilke. ISBN: 9789758774326.