Dilekler Tehlikelidir!
Evrenin dışına ve belki de bu sorunun hiç sorulmamış olma anına…
Pusula kafayı yemez ve beni bir yere taşır ise, bilirim ki evrenin dışı da varmış ve doğal olarak farklı kuralları. Pusula kafayı yer ise bilirim ki evren her yer ve her şey.
İlkinde hem sevinir hem korkarım. Çünkü türümüzün hem yalnızlığının imkansız oluşuna sevinir hem de bu devasalığa anlam verebilmek için asla zamanı olmayacağına kanaat getirir korkarım.
İkincisinde de hem sevinir hem de korkarım. Sevincim her seferinde, evrenimizin işleyişi ile ilgili yeniden ve sıfırdan başlamak zorunda olmayışımıza yöneliktir. Bu bize muazzam bir zaman kazandırır ve evrenimizin uzun vadede "keşfine". Işık hızının aşılması da cabası. Işık hızını aşkın genişleyen evren derdine yansın. Çünkü şimdilik…
Korkarım da… Çünkü ötesi olmamak belki alansal olarak bir sona delalet etmez fakat ilkesel ve evrensel yasalar anlamında bir sınıra işaret edebilir. Bu da bizi bir kısır döngüye hapsedebilir….
Belki de filmi geri sarmayı tercih edebilirim şayet ikinci bir şans verilir ise: Ta en başa, yani ne Kaptan Jack Sparrow ne de pusulası ile hiç tanışmadığım ve bu dilekte hiç bulunmadığım ana.
Jack Sparrow ve Pusulası söz konusu olduğu zaman, bildiğimiz alem devre dışı demektir ve tıpkı eksik veya yanlış dua misali, arzuladığımızın ne kadar ötesinin olasılık matematiği dahilinde olabileceğini bir tek Jack Sparrow ve Pusulasının inisiyatifine bırakmış oluruz ve hayal bile edemeyebiliriz. Bu akla yatkın değil.
Bu konu ile ilgili olarak bir karara varmadan önce , 1997 ABD yapımı, herkese 3 dilek hakkı verip bu dileklerle güçlenen bir şeytanı konu alan Wishmaster (Dilek) veya Türkçeye uyarlanmış ismi ile Tılsım filmini mutlaka izlemenizi öneririm. Ne demek istediğimi çok net anlayacaksınız. Sevgiyle…