Dar Açı Sendromu!
Derin bir nefes al ve azıcık geri çekil.
1.Hiçbir gün aynı geçmez. (Öyleymiş gibi görünse de)
2.Çürüme bir süreçtir ve engellenebilir.
3. Zamanı gelmemiş meyve her zaman ham tat verir, olgunlaşmasını beklemeyi bilmek lazım.
4. Can sıkıntısı her zaman kötüye işaret etmez. Bazen bir çıkış arayışının son adımlarıdır ve sabır ister.
5. Bu soruyu sorma cesareti bir arayışın ve çabanın da işaretidir, kıymeti bilinmeli.
6. Bizi de aşan siyasi-sosyal vb. süreçler vardır ve bunlarla bireysel değil, bizcil olanlarla birlikte ve ancak örgütlü olarak mücadele edilir. Kendimize haksızlık edemeyiz.
7. Bizi boğan süreçler her daim olacaktır ve yaşamın olağan seyrine uygundur. Bizi boğan süreçleri bir bütün olarak görebilmek için bazen daha geniş bir açıdan ve gerekirse dışına çıkarak bakmak gerekir.
Bu duygu, vicdanını yitirmiş bir dünyada vicdanına hesap vermek zorunda kalan her insanın duygusu. Bunca kirliliğin içinde temiz kalabilmek bile bazen iyiye ve umuda yönelik yeteri kadar güçlü hem bir işaret hem de bir motivasyon aracı olabilir.
Bunca yozluğun, yabancılaşmanın ve çürümenin olduğu coğrafya ve toplumlarda bu daha da hayati bir önem taşır.
Şayet temel öğretimiz “her koyun kendi bacağından asılır” öğretisi ise bu derdin dermanı yoktur ve eninde sonunda beyaz bayrağı çekeriz.
Yok şayet temel öğretimiz “sorun sorunu görenindir” öğretisi ise; bu öğreti bize direnmeyi, ısrarı ve sabrı öğütler. Ve nihayetinde sorumluluğu ele alıp ve “ya bismillah” deyip bir yerden kendi rengimizi, biz gibi düşünüp kaygılananlarca birlikte çalmayı…
Zor… Cidden zor fakat imkansız değil…Sevgiyle…