Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Yeni Soru Sor
Paylaşım Yap
Sorulara Dön
Anonim
Anonim Üye 23 Mart 2021 4 Cevap
0

Hakikat öğrenilebilir mi?

Hakikat diye bir şey var mı, varsa bunu öğrenmek mümkün mü?
1,731 görüntülenme
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
4 Cevap
Hayat Müşterek
Hayat Müşterek
1,312 UP
Hakikatü'l-Hakaik mensubu 6 gün önce

Güzel soru. İdealizm(dış dünyadaki nesnelerin zihnimizin dışında var olabildiğine şüphe ile yaklaşan görüş) ve ondan türeyen veya cevap bulmaya çalışan solipsizm ve transandantal idealizm gibi felsefi görüşler ve akımlar bahsettiğin soruya cevap niteliğinde olmasa da bir tepki niteliğinde ortaya çıkmıştır. Aşkınsal(transandantal, gerçekliği algılamaya giden yolda zihnin kendiliğinden sahip olduğu biçimlendirme yapıları incelenirken ortaya çıkan kavram, "Transcendent(Aşkın)"den türemiştir, bu kavram ise numenonlar'ı da içeren insanın bilgisi ile kesin bir biçimde ispatlanamayan ve ayrıca Tanrı, ruh gibi varlıkları ifade eder) idealizmin kurucusu Kant'a göre dış dünyayı nasıl olduğunu anlayamadığımız "a priori" denilen zihinsel bir işleyiş süreci vasıtasıyla algılarız ve dış dünyada algıladığımız ve zihnimizde şekillenen nesnelerin asıl tezahürleri numenonlar(Zihninin algılayabildiği ve aynı zamanda dış dünyada gerçek olan nesneler)lar Kant için bilinmezlikten öteye geçemez. Bu arada Kant, aşkınlık (transcendental) kavramını doğrudan Tanrı ile bağdaştırmamıştır, ancak onun felsefesinde aşkınlık kavramı bir şekilde Tanrı'nın varlığıyla ilişkilendirilebilecek bazı yönlere sahiptir. Kant'ın felsefesinde, aşkınlık ve Tanrı arasında doğrudan bir ilişki kurmaktan ziyade, Tanrı'ya dair daha dolaylı bir yaklaşım bulunmaktadır.

Solipsizm, kesin bir kişi tarafından tek başına ortaya atılmamış bir felsefi görüştür, ancak tarihsel olarak birkaç farklı düşünürün bu konuda katkıları olmuştur. Solipsizm, idealizmin daha radikal bir halidir, bir nevi agnostisizm ve ateizm gibi düşünülebilir, bu durumda solipsizm tamamen bir reddediş halinde olmasa da sonuca ulaşmış yargılar barındırdığı için bir nevi ateizm gibi, idealizm de agnostisizm gibi denilebilir. Dış dünyayı açıkça reddetmese de bunun ispatlanamayacağını vurgular, Descartes, "Cogito, ergo sum" diyerek, bilincin reddedilemez olduğunu çünkü öznenin kendisi olduğunu vurgular, yani reddedebilme kabiliyetine sahip özne kendi kendini reddedemez bu mantıksızdır. Solipsizmin bir diğer özelliği ise bazı felsefi görüşler gibi birileri tarafından spontane bir şekilde ortaya atılmak yerine ortak bir zeminde ortaya çıkmasıdır, ortak bir zeminde ortaya çıkan görüşler ise ortak aklın bir sonucudur ve kendi içinde daha rasyonal ve sağduyuludur ancak bir filozof tarafından ortaya atılan görüşler tutarlı olabilse de daha uçarı görünebilir.

Soruya gelecek olursak "Hakikat nedir?". Bu soruya cevabım ise: Hakikat ispatlanamaz, bunu uzatmayı, eklemlendirmeyi ve parantezlerine açmayı bir çok filozof "denemiştir" ancak bu evrenin sonunda ne olabileceğini tartışmaya benzer, iyi bir beyin egzersizi olsa da akıl yürüterek ispatlanamaz. Aslında bunu idealizmin daha katı hali olan solipsizm noktasından başlayarak dışa doğru şöyle irdeleyebiliriz; dış dünyanın bu bağlamda sadece zihnin içerisinde var olduğunu düşünecek olursak; neden şaşırabiliyorsun? Neden her istediğin şey gözünün önünde oluşmaya başlamıyor? Zihin süreçlerinde bilinç ve bilinç-altı şeklinde iki farklı katman olduğunu düşünürsek, o halde bu gerçeklikleri bilinç-altı tarafından meydana getiriliyor olması gerekir ve bu noktada bilinç altının böyle olmasını sağlayan ve ona müdahale eden başka bir varlık olması gerekir, bu noktada belki Descartes gibi düşünebiliriz, "Dış dünyanın gerçekliğinden şüphe ediyorum ve Tanrıyı düşünüyorum zihnimde doğuştan (a priori) bulunan bir fikirdir, benden üstün, sonsuz ve kusursuz bir varlık düşüncesidir, bu fikrin kaynağı ben olamayacağım için, gerçek bir Tanrı’nın varlığı gerekir, Tanrı’nın varlığı, bilgimizin temelini güvence altına alır: hem aklımızın, hem dış dünyanın güvenilirliğini. Ben sonlu ve kusurlu bir varlık olduğuma göre, sonsuz ve kusursuz bir varlık fikrini kendim yaratamam. O halde bu fikir, benden daha yüksek bir varlıktan gelmiş olmalı. Yani Tanrı'nın varlığı, onun zihnimde bıraktığı ide ile ispatlanabilir." Şüphe → (sadece kendimden eminim) → Tanrı fikri → Tanrı'nın varlığı → Dış dünyanın varlığı"

Tüm Reklamları Kapat

Ayrıca bu tür gerçekliği sorgulayan görüşlere intisap etmek veya alakasız olarak nihilist yaklaşımlara sahip olmak aslında bir tür geçiş sürecidir. Aslında burada bahsedilenlerin herkes bir ölçüde farkında ama hayata karşı bir aksiyon almak gerekiyor, bu durumdan çıkıp hayatın içine yaklaştıkça daha pratik gündemler ile uğraşırsın. Bu tür konuları aslında herkes irdelemez, çoğu insan neredeyse 12 yaşına dek öğrendikleri kadarıyla düşünsel bir derinliğe sahip, insanlar hayatın bu yönlerini pek sorgulamıyorlar, doğdukları anda çevrelerinde olan dine mensup olup bununla ömürlerinin sonuna kadar yaşıyorlar. Bunları düşünenler dahi ayıplanabiliyor, bu tür gaib konuları düşünmek insanın ne işine yarar bilmiyorum, belki sadece felsefi açıdan parlak bir beynin göstergesi olabilir.

1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Maryan Öztekin
Fizik ve Felsefe öğrencisiyim 1 hafta önce

Hakikat arayışı; pozitivist,düz-ilerlemeci,katı bir neden-sonuç ilişkisi ile değil aynı zamanda quantumik bir bakış ile dinamik bir sürece denk düşen ve mekanik denklemleri aşan sezgisel bir süreçtir.Hâkikat bilinemez.

https://evrimagaci.org/blog/sonsuzun-pesinde-bir-hakikat-arayiscisinin-notlari-20513

Tüm Reklamları Kapat

2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Merve Arıcıbaşı
PhD Veterinary Sciences 24 Mart 2021

Felsefede hakikat ve gerçeğin şöyle bir ayrımı var: gerçek benim zihnime bağlı olmadan varolan, hakikat ise gerçeğin kendisiyle benim algımın uyum içinde olması yani zihnime bağımlı olan bir durum.

Gerçekler bir takım deneylerle natüralizm kapsamında ortaya konmaya çalışılabilir. Bunun zihnimizle uyumu, yani hakikat ise değişkendir. Çünkü zihnimiz zaman, deneyim ve çevreyle değişkendir.

Tüm Reklamları Kapat

308 görüntülenme
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ersals Krononot
Ersals Krononot
313K UP
Krononot⁸ 13 Nisan 2021

Bir olguya ait bilgiye ulaşmak, onu tanımlamak, anlama çabası -öğrenmek- olarak görülebilir. Ancak hakikat, kendisine ait bilgiye ulaşılabilecek ve bu yolla anlaşılabilecek bir olgu - değer - şey değildir. Bu özellik de hakikat kavramına özel - has değildir. Bir çok olgu, deneyim yoluyla ya da ancak yetişkinliğe ulaşınca anlaşılabilecek seviyede niteliğe sahiptir.

Felsefi açıdan da hakikat, kişinin varoluşu anlama, kavrama, yorumlama çabasıyla ulaşılabilen bilinç seviyesinin algı düzeyiyle alakalı bir durum. Hakikat - gerçek - algı. Bu üç olgu, bizim varoluşu yorumlarken kullandığımız ana arterler. Hakikat, kendisine ait kesin sonuca ulaşamayacağımız, algı düzeyimizin sınırlılığına bağlı olarak anlamaya yakınlaşma çabasında kalacağımız asıl gerçeklik olarak kabul ettiğimiz üst gerçeklik düzey. Gerçek, bizim algı sınırlılığımız ile deneyimlediğimiz gerçeklik düzeyi. Gerçek olmadığını iddia edemeyeceğimiz, ancak mutlak gerçek olamayacağını da biliyor olduğumuz gerçeklik düzeyi. Algı ise, biyolojik ve evrimsel nedenlere dayalı olarak deneyimlediğimiz gerçekliğin de manipüle olmuş (yaşamda kalmayı garantiye alma, kolaylaştırma) hali. Görme, inanılmaz editlenmiş, yorumlanmış bir algı çıktısıdır örneğin. Ya da tehdit olmayan bir durumu tehdit olarak algılamak da algıya bağlı gerçeklik yorumudur.

Hakikat ile olan etkileşimimiz, deneyimlenebilir gerçeklik ile algıyı ayırt edebilme, evren - biyoloji - fizik gibi temel konularda belli bir düzeyde bilgi edinme, varoluşu yorumlama için yeterli bir zemin oluşturacak çabaya KİŞİSEL OLARAK girme ile yakından alakalı. Hakikate ulaşma gibi bir sonuç beklemeden, anlamaya çalışmanın sıradan bireylere göre daha ileri noktalarına gitmeyi bir gereklilik olarak görebilmek. Biliyoruz ki biz sadece gerçekliği anlamada ilerleyebiliriz. Hakikat, bilinç düzeyimizin çocuk - yetişkin oranında ileri bir komplekslik düzeyi. Bir sonucu hedeflemeden, anlamayı merkeze koyarak ilerlemek, birey olarak aslında olması gereken kişiye doğru gitme yolu ile hakikate dair yorum yapabilme çabasına ulaşabiliriz. Ancak salt bilgi ile, hakikati anlamak, ona ulaşmak gibi bir sonuç pek mümkün görünmüyor. Bilinç gelişimi olmadan; varlık yorumu, hakikate dair anlayış geliştirmek sonucun niteliğine bağlı olarak beklenemez. En azından varlık yorumlarını aşağı - üstün şeklinde ayırmayacak noktaya gelmeden bu konularda kesin ve net konuşmamak gerekir.

Tüm Reklamları Kapat

388 görüntülenme
0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close