Bu söz, insanın karakterinin küçük yaşta belirlendiği ve yaşam boyu fazla değişmediği fikrine dayanır. Ancak modern psikoloji ve nörobilim bu konuya daha derinlikli bir ışık tutuyor.
Bilimsel olarak bakarsak, kişilik gelişimi çocuklukta temellerini atsa da, insan zihni plastiktir — yani değişebilir bir yapıya sahiptir. Özellikle 20’li yaşların sonlarına kadar beyin gelişimi devam eder. Prefrontal korteks (karar verme, özdenetim ve sosyal davranışlarla ilgili bölge) 25 yaşına kadar gelişmeyi sürdürür. Bu da demek oluyor ki insan, özellikle gençlik ve erken yetişkinlik dönemlerinde karakter olarak ciddi biçimde evrilebilir.
Psikologlar kişilik özelliklerini genellikle “Beş Büyük Özellik” (Big Five) modeliyle inceler:
1. Dışa dönüklük
2. Uyumluluk
3. Sorumluluk
4. Duygusal denge
5. Açıklık
Araştırmalar, bu beş özellikte yaşam boyunca küçük ama anlamlı değişimler yaşanabildiğini gösteriyor. Örneğin yaş ilerledikçe genellikle daha sorumluluk sahibi ve duygusal olarak daha dengeli hale geliyoruz.
Ancak bir gerçek var ki: değişim istikrarlı ve bilinçli çaba gerektiriyor. İnsanlar çoğunlukla alışkanlıklarının ve düşünce kalıplarının içinde konfor buldukları için kolay kolay değişmiyorlar. Bu da “7’sinde neyse…” sözünün neden toplumda bu kadar yaygın olduğunun bir açıklaması olabilir.
Sonuç: Bilim diyor ki: İnsan değişebilir. Ama bu, otomatik olmaz. Çaba, çevresel etkenler ve içsel motivasyon bu değişimde kritik rol oynar.