Bilinç Bildiğini Bilme Sürecidir!
Özetle öznenin özne oluşunun farkındalığıdır. Ancak bu özne her ne kadar bugüne değin ve insan temelli bir organizma olarak öne çıksa da, organizmaların aslında birer ortaklıktan ibaret olduğu gerçeği üzerinden o organizmaları yaratan alt bileşenlerin de var olabilme koşulu olarak ve iradi bu organizmaların birer parçası olduğuna yönelik iddiaları destekleyen çalışmalar da vardır. Söz konusu çalışma bunlardan biridir.
Buradaki soru ve sorun, acaba bilinçli bir organizmanın bilinci, organizma oluşu sonrası ve ona bağlı gelişen, organizmanın tamamının görev bölüşümünün idaresinin bir zorunluluğu mudur, yoksa en başından beri tek tek ortakların ve onları da oluşturan alt yapılı ortakların aşama aşama ve üstel olarak zaten iradi bir araya gelişinin kendisi bir bilincin ürünü müdür? Ve en nihayetinde organizmanın bilinci aslında hepsinin kolektif bilinci midir?
Buraya kadar ki, canlılık ve onu oluşturan kimyasal temelli her alt yapı içindir. (organ, doku, hücre vb.)
Ancak bundan sonrası kimyayı da devre dışı bırakan fizik ile ilgili olup, atom altı ölçekte de maddenin hareketinin iradi olabileceği ve vesilesi ile her iradiliğin bir bilince delalet edebileceği iddiası ile ilgilidir.
İşte burası aklın yol ayrımıdır. Bu yol ayrımı bunun kesin olarak olası olmayacağı ile ilgili olmaktan öte, buradan nereye varılmak istendiği ile ilgilidir. Çünkü büyük iddialar bilgiye ve bilime muazzam ufuklar açabileceği gibi, her an onun küreği ile temelini de kazıyabilir.
Ve akıllı insan soru sorar…
***Bilgi katarının bilim dışında gidebileceği bir demir yolu var mıdır?
***Yanlışlanıp doğrulanabilen, neden-sonuç ilişkisine dayalı, deneye tabi tutulabilen ve gözlemlenebilen, akla ve mantığa dayalı olan dışında bilimsel bir kulvar var mı?
***Böylesi bir kulvarın dışına çıkma cesareti-tercihi bizi nereye taşır ve kime yarar?
***Amaç hakikati arayış mı yoksa önceden hazır edilmiş ve hakikat olarak kabul görmesi arzu edileni aklayış ve onaylayış mı, hem de “bilimsel” kılıfı ile?
Tüm bu sorular bilimi mutlaklaştırma derdi taşımaz. Aksine bilim kesinliklerin değil daha çok yanılgıların adıdır. Ancak bu, iki koşulu haklı olarak dayatır: Yerine konanın aynı aklın iğne deliğinden geçme koşulunu ve en önemlisi mutlaklığı reddedişini…
Bu başlık insanlık tarihi kadar eski ve hemen hemen her disiplinin en çetrefilli başlığı ve konusu.
Sorunun geriye kalan bölümü Evrim Ağacına yöneliktir. Bence de bir video ufuk açar…Sevgiyle…