Sorunun cevabı, soruyu sorana ve amacına göre değişir. Yani bu soru olayı örtmek için mi kullanılacak yoksa anlamak için mi. Tarafsız bir kişi olarak yorumlayacak olursam.
Öncelikle mektubu yazan kişi Çanakkale savaşında gözleri bağlanarak İngiliz tarafına götürülen burada anlaşmalar yapan askeri rütbeli bir şahıs. yani sıradan bir kişi değil. Bu adamın Lozan öncesinde gizli bir görüşme yapıldıktan sonra bir ön anlaşma yapıldığı hakkında detaylı bir bilgisinin olduğu anlaşılıyor. (bütün dünyada işler böyle yürür, kamuya açıklanan anlaşmalar istihbarat birimleri tarafından müzakere edilir. anlaşmaya uygun zemin olduğunda açık görüşmelere geçilir. ) bu anlaşmada Lozan öncesinde mutabık kalınan konuların Lozan anlaşmasından bağımsız olarak yapıldığı aşikar. şu bahsi geçen şehir efsanesine dönüşen gizli Lozan maddelerinin bu olduğunu varsayabiliriz. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz diyerek olabilirliğini sorgulayalım. Burada açıkça Hilafetin ve halifeliğin kaldırılması üzerine anlaşma yapıldığı yazılıyor. bunu inkar etmek imkansız. bunun kanıtı olarak aslında Lozan anlaşmasını İngilizlerin onaylama tarihine bakarak anlayabiliriz. İngiliz meclisi bu anlaşmayı onaylama tarihi, Bizim meclisin oylamasından yıllar sonra hilafetin ve halifeliğin kaldırılmasından günler sonra olmuştur. . Mektubun öneminin olmadığını söylemek işin üstünü örtmek için söylenen koca bir yalan olası muhtemel. Çünkü yazan kişinin bulunduğu mevkiler, Mektubun muhatabının konumu, arşivde saklanmaya değer görülmesi, meclis kürsüsüne girerek tartışıldığı sonucunu çıkarır. ben metnin içeriğine girmedim sadece İsmet İnönü ye önerilen konu hakkında her iki tarafın detaylı bir bilgi sonucuna vardım. Bu konuyu dillendiriliş biçimi istekleri tarafların birbirleri ile daha önceden samimiyetlerinin olduğu ve sıklıkla görüştükleri anlaşılıyor. bu konuyu bu şekilde yorumlasam da psikoloji eğitimi almış arkadaşların yorumuna bırakıyorum.