Biyolojik açıdan kimin dünyaya hükmettiğini söylemek zor. Dinozorlar zamanında da bugün de bitkiler, bakteriler, eklembacaklılar daha baskın görünüyor.
İnsanlar olarak kritik bir farkımız var. Uyum sağlamak için mutasyonlara ihtiyaç duymuyoruz. Evet belli başlı adaptasyon süreçleri yaşandı kuzeydekiler beyaz tenli küçük burunlu oldu bir yerlede ciğerleri bir yerlerde damarları farklı gelişenler oldu ancak gene de hem genetik hem fenotip açıdan tum kıtalara dağılmış olan insanlar arasında pek fark yoktur. Genlerin halletmesi gereken işleri kültür, teknoloji daha doğrusu beyinlerimizdeki bilgi ile halledebiliyoruz. Böyle başka bir canlı bilmiyoruz. Ancak bu noktaya gelirken mesafenin çoğunluğunu yaklaşık on bin yılda kat ettik. Canlılık 4 milyar yıldan uzun süredir dunyada var ve bugün geçmişte bizim gibi teknoloji uretebilen canlılar yaşamış olsa bunu anlayıp anlayamayacağımız tartışmalıdır. 10 bin yıl jeolojik süreçte hiçbirşey değil. Eger bin yıla yok olsak 100 milyon yıl sonra belki yeni zeki canlılar var olduğumuzu asla anlayamazdı.
Sonuç olarak dinozorların veya insanların dünyaya hükmettiğine evrimsel(biyolojik) açıdan karar vermek zor. İnsanlığın esprisi ortak bilgi havuzu oluşturup bunu gelistirebilmesi ve bundan faydalanması. Bildiğimiz böyle başka bir canlı yok ve neden olmadığı konusu epey tartışmalı. Ancak yer gök bakteri dolu ve onlarsız canlılığın var olması(biz de dahil) imkansızlen bizim böyle bir bağlayıcılığımız yok. Yeni bir göktaşı bizi de götürebilir ama dünyada yasam olduğu sürece bakteriler de var olacaktır. Ben hükümranlık payesini bakterilere veriyorum.