Bence kabulümüzün dayanağı belirler!
“Ya öyle değilse” ifadesi bilimin ana rahmidir. Eğer bilim ile meşgul isek, bu bizim için en değerli araçtır.
Olağan, kendi halimizde ve kendi alanımızda bir iş ile meşgul isek, karşımıza çıkan ve bilimsel temellere dayanan her bilgiye kuşku ile yaklaşmak çok akıl içi ve işlevsel değildir. Ancak buna rağmen, bu işin erbabı bilim insanları ve son veriler ışığında “bu duruma ne diyor” diye arada bir bakmak; hem bize bir şey kaybettirmez hem de yaşama nesnel bakabilmenin ve kendimizi güncelleyebilmenin en önemli parametrelerinden biridir.
Kaynak sorgulaması ise çok daha karmaşık bir süreçtir. Temel nedeni de, dijital çağda bilginin her zamankinden daha çok manipülasyona, hem de gerçeğinden ayırt edilemeyecek profesyonellikte ve sahtekarca, maruz kalmasıdır.
Bir de sağ gösterip sol vuran, ya da daha açık bir ifade ile; başlangıç paragrafında ön kapıdan kovduğunu sonuç paragrafında bacadan, arka kapıdan, pencereden tekrar içeri alan her alanla ilgili makaleler var. Kanımca her satırı kuşku ile okunmalı.
Dahası; Aynı yazarın aynı konu ile ilgili aynı kitabının farklı yayın evleri üzerinden çevirisi ve basımının, aynı makalenin farklı kalemler üzerinden çevirisinin ve kendinden menkul bir başlıkla servis edilişinin bile çok şeyi değiştirdiği bir çağda seçici olmakta fayda var.
Ve son olarak kalıplar: Değişmeyen tek şeyin değişim olduğu bir evrende, değil başkalarınca ortaya konan ve doğru bildiğimiz bir fikirde ısrar, kendi düşünüp yazdığımıza bile; güncel, mantıksal, bilimsel ve nesnel dayanak aramak, bulamıyor isek de ondan vazgeçmek cesaretini gösterebilmeliyiz.
Çünkü; sorgulamak soru sorma kökenlidir ve soru sormak bizi bugüne taşıyan akıllı insan olmanın en önemli işaretidir. Sevgiyle…