c1- insan öleceğini bildiği için yaşar aslında. hem tek bir şansı olduğu hem de tek bir şansı nedeniyle her şeyin tadını tek bir kez ve lezzetli alabilmek için. yunan tanrılarının insanları kıskanma nedeni budur.
c2- yaşama eylemine fazla değer yüklememe ile insan genel geçerliğini kabul etmiş olur. bir şeyden korkmak özellikle de tecrübe edinmeden yani önyargılı bir şekilde bunu gerçekleştirmek bireyi yalnızca yorar. yorulan birey de mücadele yetisini kaybeder. bu yüzden korkuyu yenmek için bilişsel bir cesarete ve duygusal bir yoğunluğa ihtiyaç vardır. biliş yapıyı inşa ederken duygular ise katları, katmanları oluşturur. temel sağlam olacak ki korkular sizi yıkamasın ve duygular o kadar çeşitli olacak ki korku sizi ele geçiremesin.
c3- ölümsüz olsaydık ve her şeyi istediğimiz gibi yapıp bunu sürekli hale getirseydik bundan bir anlam çıkarabilir miydik? ilk cevaba benzer bir yol bu, özel hissetmek için tek şansın olması gereklidir belki de.
c4- 1. ve 3. soruların cevabına benzer şekilde yaşama tutunmak için bir sebebimiz zaten doğuştan var o da tek bir can hakkımız var. olabildiğince bu fırlatıldığımız hayatı güzelce sömürmek gerekiyor.
c5- burada klişe ama çok doğru çıkarım her zaman "ben varsam ölüm yok ,ölüm varsa ben yokum diyen epikuros'tan gelir. eğer olmayan ama belirsiz bir gelecekte olacak şey için şimdiden endişelenirsek mevcut hayatımızı yaşamak yerine kendi ellerimizle öldürmüş oluruz ki bu da tek canımızı fuzuli harcamamıza neden olur.
son cevap: yol göstermesi için kendinizin bilim insanı olmanız gerekir. bunun için de en güzel kaynaklar elbette varoluşçu psikoterapi, logoterapi, çeşitli felsefi dallara ilgi ve alaka gösterip kendi yol haritanızı çizmenizdir.