Mesele Doğanın Diyalektiğinde, Dengede!
Mesele doğanın muazzam orantısında!
Canlılığa ve canlılığın nicel (sayısal) konumlanışına ve gezegenimizde dağılışına, biz merkezli, sığ ve anlam atfeden bir açıdan mı bakacağız, yoksa bizi de var eden ve her ne kadar ondan bağımsız yol aldığımız yanılgısı bizi teselli etse de aslında yanılgımızı da kapsayan , “asıl mesele dengedir” diyen evrimsel işleyişin gözlüklerinden mi bakacağız…
100 fareye, 10 yılan ve 1 kartal. Bütün mesele bu kadar basit.
Ya da tersinden; 1 fare 1 yılda 100 yavru, 1 yılan 1 yılda 10 yavru ve 1 kartal 1 yılda 1 yavru.
Ya da orantısal olarak; Farelerin yüzde doksanı yılanları, yılanların yüzde doksanı kartalları hayatta tutar.
Mevsim değişir fakat yeni mevsime yine fare ve yılanları besleyecek kadar üremiş olarak, yine yılan ve kartalları besleyecek kadar üremiş olarak var olmaya devam eder. Bunu bozacak tek güç türümüzdür.
Bu denge ve buna bağlı olarak her canlıya atfettiğimiz değer hep bu temel üzerine inşa edilmiş. Doğrusu da budur…
Ancak her şeye rağmen, canlılığın ne denli zor yollardan geçerek bugüne geldiğini bilmek bizde ve sadece bunu gerçekten kavrayanımızda bu tür ve türümüze özgü bir livenizma’ya (canlı severlik) neden olabiliyor. Bunu çok doğal karşılıyorum. Ancak bu şayet aşırıya kaçar ve “her doğan yaşamalı” şeklinde bir paranoyaya dönüşürse, korkarım ki bir zamanlar bir köylüsünü ısırıp ölümüne neden olduğu gerekçesi ile tüm yılanlara savaş açan Hollanda’nın, farelerin aşırı çoğalıp tüm ekinleri yemesi üzerine yaptığı gibi, Hindistan’dan besili yılan ithal etmek zorunda kalabiliriz. Denge iyidir ve bunu en iyi doğa yapar, kulak vermek lazım.
Bu tavuklar ve kediler ve tüm canlılar için geçerlidir. Ki ahlak dediğimiz şey de aslında ve isminin karşılığı olan, canlının doğuşuna (Arapça kökenli ve Hulk olarak) , genetiğine, ya da en bilindik adı ile evrimsel devinimine uygunluk anlamında bundan farklı bir şey söylemez.
Hem bizlerin nihayetinde ve bir döngü içinde ve aslında karada yaşamı var eden toprağı ve vesilesi ile onu işleyen solucanları beslediğimizi unutmamak lazım. Diyeceksiniz ki "ama biz..... sonra oluyor". Zekamızın karşılığı olarak bu kadarı da olsun canım. Sevgiyle…
Kaynaklar
- Joanne Cole, et al. (2018). Sihirli Okul Otobüsü Besin Zinciri. Yayınevi: Altın Kitaplar. sf: 96.